Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2006/4332 E. 2006/5456 K. 13.07.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/4332
KARAR NO : 2006/5456
KARAR TARİHİ : 13.07.2006

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Yargıtay bozma ilamında özetle: “Mahkemece taraflar arasında daha önce kesinleşen Asliye Hukuk Mahkemesinin 1973/427 esas sayılı ilamı ile aynı Mahkemenin 1975/306 esas sayılı ilamlarının mahalline uygulanıp kapsamlarının belirlenmediği, ilamların davalı parsele ait olduğu ve kesin hüküm niteliği taşıdığı takdirde uyuşmazlığın öncelkle kesin hüküm nazara alınmak suretiyle halledilmesi, kesin hüküm niteliği taşımaması halinde davalı tarafın dayanağı tapu kaydı mahalline uygulanıp kapsamının belirlenmesi, kayıt miktar fazlasının zilyetlikle iktisabının mümkün bulunup bulunmadığı ve iktisap şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkekece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; çekişmeli parselin ölü … mirasçıları ile ölü … mirasçıları adına veraset ilamındaki payları oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davalı tarafın dayanağını oluşturan 11.2.943 tarih, 138 numaralı tapu kaydının bu yere ait olduğu ve kayıt miktar fazlası üzerinde adına tescil kararı verilenler yararına zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmasına rağmen bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozmaya uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozmada işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında aynen “Hazine vekilinin temyizi 14 numaralı parselle ilgilidir. Mahkemece bu parselle ilgili olarak yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli değildir. Bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. 14 numaralı parselin davalısı Hazine’nin temlikiyle oluşan tapu kaydına, Hazine ise kayıt miktar fazlasının yasalar gereğince Devlete intikal eden yerlerden olup bu tür yerlerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceğine ve kesin hükme dayanmıştır. Mahkemece taraflar arasında daha önce cereyan edip derecaattan geçmek suretiyle kesinleşen Asliye Hukuk Mahkemesinin 973/427 esas sayılı ilamı ile aynı Mahkemenin 975/306 esas sayılı ilamları mahalline uygulanıp kapsamları belirlenmemiş, ilamların davalı parsele ait olduğu ve kesin hüküm niteliği taşıdığı takdirde uyuşmazlığın öncelikle kesin hüküm nazara alınmak suretiyle halledileceği nazara alınıp tartışılmadan hüküm kurulmuştur. Yukarda belirtilen ilamların kesin hüküm niteliği taşınmaması halinde davalı tarafın dayanağını oluşturan tapu kaydı ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle birlikte getirtildiği halde mahalline uygulanıp kapsamı belirlenmemiş, kayıt miktar fazlasının yasalar gereğince Devlete intikal eden yerlerden olup olmadığı, Devlete intikal eden yerlerden değilse zilyetlikle iktisabının mümkün bulunup bulunmadığı ve iktisap şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmadan karar verilmiştir.” İbareleri yer almaktadır. Mahkemece bozma ilamında belirtildiği halde taraflar arasında daha önce cereyan edip kesinleşen tapu
./…
2006/4332-5456 SH.2

miktar artırımı davası ile men’i müdahale davasına ait ilamların nereye ait olduğu belirlenmemiş, bu taşınmaza veya taşınmazın çevresindeki arazi bölümüne ait değil ise nereye ait olabileceği kesin olarak saptanmadan hüküm kurulmuştur. Bu tür eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle aynı yönteme uygun olarak tesbit edilecek taraf tanıkları ve ayrıca taraflar arasında daha önce cereyan eden men’i müdahale ve yüzölçümü artırım davası sırasında bilgisine başvurulan tüm şahısların huzuruyla mahallinde keşif icra edilmelidir. Arazi başında icra edilecek keşif sırasında Asliye Hukuk Mahkemesinin 975/306 ve 973/427 esas sayılı dava dosyalarındaki kesinleşmiş ilamlarla, bu ilamların eki olan haritalar ve ayrıca davalı tarafın dayanağını oluşturan tapu kayıtları, yerel bilirkişiler yardımı ve teknik bilirkişiler aracılığıyla uygulanıp kapsamları belirlenmeli, yerel bilirkişilerin gösteremedikleri hudutların tesbiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, söz konusu ilamların uygulama sonunda bu yere ait olmadığı bildirildiği takdirde nereye ait olduğu sorulup gerektiğinde gösterilen yer üzerinde keşif icra edilmek suretiyle ilamların ve tapu kaydının kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tesbit edilmelidir. Dinlenecek yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve daha önce cereyan eden yargılamalar sırasında bilgisine başvurulan şahıslardan taşınmazın niteliği, intikali ve tasarrufu hususunda maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla değerlenmeli, beraberde götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan tapu kaydının ve mahkeme ilamlarının kapsamını belirtir bu kayıtlara göre davaya konu taşınmazın konumu gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller hükmüne uyulan bozma ilamında işaret edilen ilkeler nazara alınmak suretiyle değerlendirilip sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 13.07.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.