Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2006/3398 E. 2006/5988 K. 28.09.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/3398
KARAR NO : 2006/5988
KARAR TARİHİ : 28.09.2006

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 175 parsel sayılı 439125 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 187 nolu parselin 100 dönümlük miktar fazlası olması nedeniyle davalı Hazine adına tespit edilmiştir. İtirazı Kadastro Komisyonunda reddedilen davacı …, tapu kaydı vergi kaydı ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Yargılama sırasında … ve arkadaşları, tapu kaydı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davaya katılmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; çekişmeli parselin fen bilirkişisinin 10.11.2006 tarihli raporuna göre 47 parsele ifrazı yapılarak 1 ila 44 nolu parseller toplam 401061 metrekarelik kısım müdahiller adına hisseleri oranında tesciline, 45 numara ile gösterilen 38063 metrekarelik yerden karayolu geçtiğinden Karayolları Genel Müdürlüğü adına tesciline, 46 numara ile gösterilen 37330 ve 47 numara ile gösterilen 23266 metrekarelik kısımların davalı Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı … mirasçısı … ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacı … mirasçılarının dayanağını oluşturan tapu kaydının başka parsellere ve miktarından çok fazla yere revizyon görmüş olup, bu taşınmaza uymadığının belirlenmiş bulunmasına ve ayrıca adı geçenlerin taşınmaz üzerinde korunmayı gerektirir zilyetliklerinin bulunmadığının keşif ve uygulamayla saptanmış olmasına göre … mirasçısı … Ak (Karahanlı)’ın yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının REDDİNE,
2-Hazine’nin temyizine gelince; Mahkemece çekişmeli taşınmazın temyize konu bölümlerinin umuma ait yol ve tarım arazisi olduğu, tarım arazisi olan bölüm üzerinde adına tescil kararı verilenler yararına zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama yeterli olmadığı gibi değerlendirme de dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmaz eylemli durumda bir bütün teşkil ettiği ifade edilen 187 numaralı parselin miktar fazlası olduğundan bahisle Hazine adına tesbit edilmiş, davacı … tapu kaydı ve zilyetliğe dayanarak dava açmış, müdahil … ve müşterekleri de kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davaya katılmışlardır. Mahkemece çekişmeli taşınmazın eylemli durumda 47 parselden ibaret olup 1 ila 44 sayılı parsellerin adına tescil kararı verilen müdahillere ait olduğu, 45 sayılı parselin Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılmış olup halen umuma ait yol niteliği taşıdığı, geriye kalan 46 ve 47 numaralı parsellerin Hazine’ye ait bulunduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Mahkemece taşınmazın niteliği yeterli şekilde belirlenmediği gibi taşınmaz üzerindeki zilyetlerin kimler olduğu, zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve ne süreye ulaştığı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırma yapılmış ise bunun tesbitten önce mi sonra mı yapıldığı yeterli şekilde araştırılmamış, tesbite aykırı sonuca varıldığı halde tesbit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilip aykırılığın giderilmesine çalışılmadan hüküm kurulmuştur. Eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle eylemli durumda 187 numaralı parselle bir bütün olduğu ifade edilen 175 numaralı parseli komşu parsellerle birlikte gösterir harita örneğinin ve tüm komşu parsellerin onaylı tutanak suretiyle dayanağı olan belgelerle Karayolları tarafından gerçekleştirildiği ifade edilen kamulaştırma işlemiyle ilgili tüm belge ve haritaların getirtilip dosyaya konulması, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, taraf tanıkları ve teknik ve uzman bilirkişiler huzuruyla keşif icra edilmelidir. Arazinin başında icra edilecek keşif sırasında taşınmazın öncesinin ne durumda bulunduğu, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup olmadığı, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden ise imar ihyaya konu edilip edilmediği, imar ihyaya konu edilmiş ise bu işlemin hangi tarihte başladığı ve ne zaman bitirildiği, ihyanın kimler tarafından gerçekleştirildiği, taşınmazın ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, kullanmanın ekonomik amaca uygun olup olmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözlerinin zemine uygunluğu komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, kamulaştırmayla ilgili belge ve haritalar yerel bilirkişiler yardımı ve teknik bilirkişi aracılığıyla uygulanıp kapsamı belirlenmeli, tesbite aykırı sonuca varıldığı takdirde tesbit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilip aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, beraberde götürülecek uzman ziraat mühendisleri kurulundan taşınmazın niteliğiyle ilgili ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, teknik bilirkişiye uygulanan kamulaştırma belgelerinin kapsamını belirtir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmaması isabetsiz olduğu gibi; Karayolları Genel Müdürlüğü davada taraf olmadığı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 30. maddesinde yazılı şartlar bulunmadığı halde Karayolları Genel Müdürlüğü adına tescil kararı verilmesi, teknik bilirkişi tarafından ifraz parseli olarak belirtilen 1, 2, 16, 32 ve 33 numaralı parsellerin müdahiller ve müşterekleri denilmek suretiyle tesciline karar verilip müştereklerin kimlerden ibaret olduğunun belirtilmemesi ve bu taşınmazların kimler adına hangi hisseler oranında tescil edildiği hususunun açıklığa kavuşturulmayıp infazda tereddüt uyandırılması da usul ve yasaya aykırı Hazine’nin temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 28.9.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.