YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/2359
KARAR NO : 2006/2994
KARAR TARİHİ : 19.04.2006
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında genel kadastro ile oluşan tapunun, tapu kaydına dayanarak açılan iptali davası sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 125 ada 3 ve 4 parsel sayılı 1773.78 ve 736.89 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle … Köyü Tüzel Kişiliği adına tesbit edilmiştir. Davacı Maliye Hazinesi vekili, yasal süresi içinde tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece verilen süre içerisinde davacı vekili tarafın keşif avansını yatırmadığı, bu nedenle keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 163 ve 414. maddesinin ispat külfeti kendisine düşen taraf aleyhine uygulanabilmesi için öncelikle dosyanın keşfe hazır hale getirilmesi, bir diğer ifade ile taraflardan tanık ve diğer delil listelerinin alınması, dayanılan kayıtların celbedilip dosyaya konulması, yerel bilirkişi adaylarının isimlerinin zabıta aracılığı ile tespit edilmesi ve dosyada bu yönden bir eksiğin bulunmaması gerekir. Bundan sonra keşifle ilgili ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları, taraf tanıkları, uzman bilirkişilere verilecek ücretlerle vasıta parası ve yapılacak tebligatlarla ilgili masraflar kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgiliye makul bir süre tanınmalı, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında da bilirkişi adayları, taraf tanıkları ve uzman bilirkişilere çıkarılacak davetiye için yine uygun bir sürenin bulunmasına azami özen gösterilmesi gerekmektedir. Taraflardan tanıklarının isimlerini bildirir liste alınıp onların arazi başında hazır olmalarının temini bakımından mahkemece davetiye çıkarılamadığı için dosya keşfe hazır olmadığı gibi, hükme esas alınan 16.3.2005 tarihli ara kararıda, mahkeme heyetine yapılacak ödemelerin kalemler halinde gösterilmemesi, tanıklara ödenecek ücretin belirlenip adlarına davetiye çıkarılmasının hüküm altına alınmaması ve davacı tarafa hangi süre içerisinde masraf yatıracağının kesin olarak bildirilmemesi, bilirkişi adaylarına çıkarılacak davetiyeler için öngörülen sürenin yeterli olmaması nedeniyle yasaya uygun bulunmamaktadır. Yasada öngörülen şekle uygun olmayan bir ara kararına dayanılarak keşif deliline dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilemez. Keşif günü belirlenirken dosyanın keşfe hazır olmasının göz ardı edilmemesi gerektiği gibi, süreler tayin edilirken de Tebligat Tüzüğünün 12. maddesinin mutlaka gözönünde bulundurulması icap eder. Tüzüğün anılan maddesine göre “Tüzüğün 8. maddesinde sayılan vasıtalarla yapılanlar dışındaki her nev’i tebliğ evrakı ve davetiyelerin alakalılara ulaşması ve alakalıların tebliğin veya davetiyenin icaplarını yerine getirebilmesi için bu evrakı çıkaran merci tarafından tayin edilecek müddetin hesabında evrakın gönderileceği mahallin yakınlık veya uzaklığı, mevsimin yaz veya kış olması, nakil vasıtalarının durumu gibi hususlar nazara alınır. Bu suretle tayin edilecek müddetler, tebliği çıkaran merciin bulunduğu köy veya belediye hududu dahilinde tebligat yapılacaksa 3 günden, köyde veya aynı vilayetin diğer bir kazasında tebligat yapılacaksa 15 günden, diğer bir vilayet içinde tebligat yapılacaksa 1 aydan az olamaz” hükmü yer almış bulunmaktadır. Dosyanın keşfe hazır olmadığı ve ara kararının da yasaya uygun düzenlenmediği açıktır. Yapılamayacağı önceden belli olan keşif için taraflara külfet yüklenilmesi isabetli değildir. Temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 19.4.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.