YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/2116
KARAR NO : 2006/2691
KARAR TARİHİ : 13.04.2006
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında … Köyü 113 ada 110 parsel sayılı 51952.62 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı … adına tespit edilmiştir. Davacı … Tüzel Kişiliği Temsilcisi, yasal süresi içinde 1957 tarihli İdare Heyeti Kararı ve kadim kullanım hakkına dayanarak taşınmazın mer’a olarak Köy Tüzel Kişiliği adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında Hazine vekili ile … Köyü Tüzel Kişiliği Temsilcisi ve … … ayrı ayrı davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacı ve müdahiller davalarının reddine ve çekişmeli parselin hisseleri oranında davalı … mirasçıları adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı … Tüzel Kişiliği Temsilcisi ile müdahil Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın tarım arazisi niteliğinde bulunduğu, zilyetlikle mülk edinme şartlarının adına tescil kararı verilenler yararına gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Çekişmeli taşınmazın üç tarafının kamu orta malı mer’a ile çevrili bulunduğu, mer’a ile taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünün aynı özelliği taşıdığı, davalı tarafın dayanağını oluşturan Mayıs 308 tarih 67 nolu tapu kaydının taşınmazı kapsamadığı, davalının çadır kurup yaylaya çıktığında senenin belli bir döneminde hayvanlarını otlattığı, arazi üzerinde sürüp ekme gibi bir tasarrufun bulunmadığı, taşınmazın yer yer dağlık, ufak tepeler, taşlık ve kayalıklardan oluştuğu, mahallinde yapılan keşif, uygulama, yerel bilirkişi tanık anlatımı, uzman bilirkişi raporu ve mahkemece yapılan gözlemle belirlenmiştir. Arazinin konumu ve arzettiği özellikler itibariyle mer’a niteliğinde olduğunun kabulü zorunludur. Mer’aların ise zilyetlikle iktisabı mümkün bulunmamaktadır. Hal böyle olunca davanın kabulüne, tespitin iptaline ve taşınmazın mer’a olarak sınırlandırılmasına karar verilmesi gerekir. Mahkemece yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 13.4.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.