YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2005/13655
KARAR NO : 2006/61
KARAR TARİHİ : 31.01.2006
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 115 ada 28 parsel sayılı 6528.43 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydı, harici satış, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle … adına tespit edilmiştir. Davacı …, yasal süresi içinde muris …’den mirasçılarına intikal ettiğini, davalının taşınmazda hakkı olmadığına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ve çekişmeli parselin davalı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı … tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın …’e ait iken ölümüyle mirasçılarına intikal ettiği, mirasçılar arasında taksim yapılıp yapılmadığı hususu belirlenemediği, ancak; …’in öldüğü 1982 tarihi ile tesbit tarihi arasında 20 yılı aşkın süre geçmiş olması sebebiyle üçüncü şahıs durumunda bulunan davalı … … yararına mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama yetersiz olduğu gibi değerlendirme de dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Çekişmeli taşınmazın …’e ait iken O’nun 1982 yılında ölümüyle mirasçılarına intikal ettiği, taşınmazın … mirasçısı … tarafından 31.1.1986 tarihinde satılıp teslim edildiği ve taşınmazın satış tarihinden kadastro tesbitine kadar davalı tarafça malik sıfatıyla kullanıldığı mahkemece yapılan araştırmayla belirlenmiştir. Bu hususta taraflar arasında da bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık … terekesinin taksim edilip edilmediği ve taşınmazın mirasçılardan biri tarafından üçüncü şahsa yapılan satışının geçerli bulunup bulunmadığı konusundadır. Yukarıda da ifade edildiği gibi olayda üzerinde durulması gereken en önemli husus … terekesinin taksim edilip edilmediği konusudur. Mahkemece bu hususta yapılan araştırma hükme yeterli bulunmamaktadır. Bu yöndeki araştırmanın hükme yeterli olmadığı Mahkemece de kabul edilmiş durumdadır. Hal böyle olunca öncelikle taraflardan iddia ve savunmalarıyla ilgili tüm deliller sorulup celbedilmeli, bundan sonra mahallinde yerel ve teknik bilirkişi huzuruyla keşif icra olunmalıdır. Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından muris …’in ölümünden sonra terekesinin taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise bu yerin kime isabet ettiği, …’e isabet etmiş ise bu taşınmazdaki hisselerine karşılık diğer mirasçılara ne verildiği, gayri menkul verilmiş ise nereden verildiği, bu taşınmazların akibetlerinin ne olduğu etraflıca sorulup saptanmalı, gerektiğinde …’den intikal eden ve diğer mirasçılar adına tesbit edilen tüm taşınmazların tutanak suretleri getirtilip incelenmeli, ve … terekesinin taksim edilip edilmediği kesin olarak belirlenmelidir. … terekesinin taksim edildiği taşınmazın satıcı …’e isabet ettiği belirlendiği takdirde davanın reddine karar verilmeli, aksi halde yani … terekesinin taksim edilmediği belirlendiğinde taşınmazın mirasçılardan biri tarafından yapılan satışının geçerli olmayacağı zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleşmesi için satış tarihi ile kadastro tesbit tarihi arasında 20 yıllık sürenin geçmesi gerektiği, müşahas olayda ise satış tarihiyle (bu tarih aynı zamanda taşınmazın teslim tarihidir) tesbit tarihi arasında 20 yıllık sürenin geçmemesi nedeniyle davalı adına zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleşmediği nazara alınarak davanın kabulü yönünde hüküm kurulmalıdır. Mahkemece taksim hususunda yeterli araştırma yapılmaması isabetsiz olduğu gibi davalının zilyetlikle mülk edinme şartları değerlendirilirken taşınmazı satın aldığı tarih yerine murisin ölüm tarihinin esas alınması da usul ve yasaya aykırı davacı tarafın temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 31.1.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.