Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2021/1001 E. 2021/2602 K. 08.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/1001
KARAR NO : 2021/2602
KARAR TARİHİ : 08.04.2021

I- TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.02.2021 tarih ve 2021/14169 sayılı yazısı ile; hakaret suçundan sanık …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/2 delaletiyle 125/1, 125/4, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.740,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Söke 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/05/2019 tarihli ve 2018/235 esas, 2019/894 sayılı kararını;
Cumhurbaşkanına hakaret suçundan sanık …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 299/1, 299/2, 43/1, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Söke 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/05/2018 tarihli ve 2018/98 esas, 2018/331 sayılı kararını kapsayan dosyalar incelendi.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz ve istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği nazara alınarak yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında 29/12/2015 tarihinde facebook internet paylaşım sitesinde “Tayyip üçüncü köprünün adını Emine koyda bütün ülke üstünden geçsin” şeklindeki müşteki …’a yönelik paylaşımı nedeniyle anılan Mahkemenin 10/05/2019 tarihli kararı ile hakaret suçundan hüküm kurulmuş ise de; sanığın aynı paylaşımı nedeniyle Söke 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/05/2019 tarihli ve 2018/98 esas, 2018/331 sayılı kararı ile Cumhurbaşkanına hakaret suçundan cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bir fiil ile Cumhurbaşkanına hakaret ve hakaret suçlarının oluştuğu, sanığın hukukî durumunun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 44. maddesi uyarınca farklı nevi’den fikri içtima hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 44. maddesi gereğince fikri içtima hükümleri gereğince dosyaların birleştirilerek ağır olan cezayı gerektiren suçtan ötürü cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde her bir suç yönünden mahkûmiyet hükmü kurulmasında isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararların bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 14/01/2021 gün ve 94660652-105-09-16188-2019-Kyb sayılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
II-OLAY;
22.11.2016 tarihli araştırma ve inceleme tutanağı içeriğinden ve süreçte tanzim edilen kolluk fezlekesinden anlaşılacağı üzere facebook adlı sosyal medya hesabında 02.11.2016 tarihinde terör örgütü propagandası yaptığı tespiti yapılan sanığın, süreçte şikayete de konu “… (Acılaraa Gülmek)” kullanıcı adlı, id ve profil adresi tespit edilen hesabından, herkese açık olarak, belirtildiği şekilde;
7 Eylül 2015 tarihinde;
“Pkk polis ve askeri vuruyor diyorsunuz
Gece vakti sizin evinize baskın yapıldımı boş yere
Babanı anneni gözünüzün önünde dövdülermi evinizi yaktılarmı
Yaşadığınız yerden memleketinizden sürgün edildiniz mi
Bu yüzden Kürt halkı dağa çıkıyor gözlerinde ve yüreklerinde sadece intikam ateşi var
//Sessiz//Kalma//Güneydoğu
//Kürt//Türk//Kardeştir
//Seninde//Sonun//Gelecek//Kerdoğan
//Ne//Gerilla//Anaları//Ağlasın//Nede//Asker//Anası
29 Aralık 2015 tarihinde ise;
“Tayyip 3.köprünün adını emine koyda bütün ülkee üstünden geçsinn” yorumları ile paylaşımlarda bulunduğu tespit edilmiştir.
Bu kapsamda, hesabında yaptığı paylaşımlara istinaden, Söke Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/5875 sayılı soruşturmasına kayden sanık hakkında, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan soruşturma başlatılmıştır.
Söke Cumhuriyet Başsavcılığının 19.09.2017 tarih 2017/5875 soruşturma ve 2017/191 sayılı ayırma kararı ile soruşturma dosyası kapsamında, Cumhurbaşkanına hakaret ve terör örgütünün propagandasını yapmak suçlarının konu ve mağdurlarının farklı olması nedeni ile aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunmadığından, her iki evrakın tefrikine karar verilerek, terör örgütü propagandası yapmak suçu açısından evrakın 2017/5379 sayılı soruşturma evrakına kaydına karar verilmiştir.
22.11.2016 tarihli açık kaynak araştırma ve inceleme tutanağı ile facebook adlı sosyal medya sitesinde yukarıda belirtilen suça konu paylaşımlar ile birlikte Cumhurbaşkanına hakaret ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılayıcı, halkı yanıltıcı ve propaganda içerir paylaşımlar ile PKK/KCK terör örgütüne, Abdullah Öcalan ve diğer örgüt mensuplarına ait fotoğraflarında herkese açık şekilde yayımlandığı tespit edilen hesaptaki, fotoğraflar ve bilgilerin, kimlik ve adres bilgileri belirtilen sanığın fotoğraf ve bilgileri ile eşleştiği tespitinde bulunulmuştur.
27.11.2016 tarihinde, müdafii eşliğinde, şüpheli sıfatı ile kollukta vermiş olduğu ifadesinde sanık özetle, facebook hesabının olmadığını, paylaşımların kendisi tarafından yapılmadığını, gösterilen fotoğrafta elinde bulunan av tüfeğinin yeğenine

hediye olarak aldığı oyuncak silah olduğunu, hatıra amaçlı arkadaşı tarafından resmin çekildiğini ancak nasıl yüklendiğini bilmediğini fakat resmin kendisine ait olduğunu, Abdullah Öcalan’ın duvarda resminin bulunduğu yerde çekilen fotoğraftaki şahsında kendisi olduğunu ancak bu resminde nerede ve nasıl çekildiğini bilmediğini, bu paylaşımları da kendisinin yapmadığını, suçlamaları kabul etmediğini ve her hangi bir terör örgütüne mensubiyetinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Cumhuriyet Başsavcılığında, 06.09.2017 tarihinde şüpheli sıfatı ile vermiş olduğu ifadesinde ise sanık özetle, bahse konu facebook hesabının ve paylaşımların kendisine ait olmadığını beyan etmiştir.
Süreçte müşteki … vekilince, şüpheli ifadesi ve Cumhuriyet Başsavcılığının 29.01.2018 tarih 2018/672 soruşturma numaralı Cumhurbaşkanına hakaret suçundan tanzim edilen iddianame delil olarak belirtilerek, Söke Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen, 22.02.2018 tarihli dilekçesi ile özetle; 29.12.2015 tarihinde facebook adlı sosyal medya sitesinde yer alan hesabından yaptığı paylaşımla müvekkili aleyhine alenen hakarette bulunduğu hususunda suç duyurusunda bulunulması üzerine bu kez sanık hakkında, Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/1477 sayılı soruşturma evrakına kayden “sesli yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret” suçundan soruşturma başlatılmıştır.
Müşteki … vekilince yapılan şikayet kapsamında, atılı suçun 5271 sayılı CMK’nun 253 maddesi uyarınca uzlaşma kapsamında kalan suçlardan olması nedeni ile Cumhuriyet Başsavcılığının 29.03.2018 tarih 2018/1477 soruşturma numaralı kararı ile dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine karar verilmiş ise de 04.05.2018 tarihli rapor ve tutanaktan anlaşılacağı üzere taraflar arasında uzlaşma sağlanamamıştır.
Söke Cumhuriyet Başsavcılığının 22.05.2018 tarih 2018/1477 soruşturma sayılı iddianamesi ile hakkında ayrıca Cumhurbaşkanına hakaret suçundan 2018/672 soruşturma numarası ile iddianame tanzim edildiği belirtilen sanığın, 29.12.2015 tarihinde kullanmakta olduğu sosyal medya hesabında “Tayyip üçüncü köprünün adını emine koyda bütün ülke üstünden geçsinn” şeklindeki paylaşımı ile mağdura yönelik sesli yazılı ve görüntülü bir ileti ile hakaret suçunu işlediğinden, 5237 sayılı TCK’nun 125/2-4 ve 53 maddeleri uyarınca cezalandırılması istenilmiştir.
Söke 3. Asliye Ceza Hakimliğinin 25.05.2018 tarih 2018/155 iddianame değerlendirme numaralı kararı ile iddianamenin kabulüne karar verilmesine müteakip, mahkemenin 2018/235 esasına kayden yapılan kovuşturmada özetle, 05.06.2018 ve 17.12.2018 tarihli dilekçeleri ile müşteki vekilinin davaya katılma talebinde bulunduğu ve 18.12.2018 tarihli duruşmada müştekinin katılan, vekilinin ise katılan vekili olarak davaya kabullerine karar verildiği, sanığa iddianame ekli 18.12.2018 tarihli duruşma gününü bildirir davetiyenin, 25.01.2018 tarihinde askerde olması ve annesi Hanife Artan’ında imzadan imtina etmesi nedeni ile muhtara teslim edilerek iade edildiği, 54 Mkn piyade Tugay 1. Mekanize Piyade Taburu 2. Mekanize Piyade Bölüğü Celalettin Alkoç Kışlası Karağaç/Edirne adresinden zorla getirilmesine karar verilerek Edirne 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/3 talimatı ile 01.03.2019 tarihinde savunması alınan sanığın, asker olduğunu ve müdafii talebinin olmadığını

beyanla, facebook adresinin çalındığını, bu nedenle bahse konu paylaşımları kendisinin yapmadığını, suçlamaları kabul etmediğini, öncelikle beraatine karar verilmesini, aksi takdirde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına rızasının bulunduğunu beyan ettiği, 10.05.2019 tarihinde yapılan duruşmada sanığın hazır bulunduğu ve beyanında özetle, önceki savunmalarını tekrar ettiğini, söz konusu paylaşımları kendisinin yapmadığını, hesabın kendisine ait olmadığını, her ne kadar daha önce hesabın kendisine ait olduğunu söylemiş ise de aslında hesabın adına açıldığını söylemek istediğini, hesabının çalındığını, paylaşımları arkadaşlarının yapmış olabileceğini, öncelikle beraatine karar verilmesini aksi takdirde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına rızasının bulunduğunu beyan ettiği görülmüştür.
Yapılan yargılama sonunda, 10.05.2019 tarihinde tefhim olunan hükümle özetle sanığın, katılana yönelik hakaret suçundan sübut bulan eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 125/2 maddesi delaleti ile 125/1-4, 62, 52/2-4 maddelerince adli para cezası ile mahkumiyetine dair verilen hükmün, 5278 sayılı Kanun 562 maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231/5-8 maddesi gereğince açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına, itiraz kanun yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
Katılan vekiline gerekçeli karar elektronik olarak tebliğ edilmiş, mazbataya göre 08.07.2019 tarihinde hesabına teslim edilen karar, 13.07.2019 tarihinde okundu sayılmıştır. Ayrıca 06.08.2019 tarihli PTT kaydı sorgulamasında 09.07.2019 tarihinde tebligatın alıcı tarafından açıldığı belirtilmiştir.
Kararın Cumhuriyet savcısınca görüldüsü, 05.07.2019 tarihinde yapılmıştır.
06.08.2019 tarihli kesinleşme şerhine göre itiraz edilmeyen karar, 17.07.2019 tarihinde kesinleşmiştir.
Söke Cumhuriyet Başsavcılığının 27.09.2019 tarihli yazısı ile Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne, Söke 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.05.2019 tarih ve 2018/235 esas 2019/894 karar sayılı kesinleşmiş ilamının, kabule göre suçun işlendiği 29.12.2015 tarihinde, 15-18 yaş aralığında bulunan sanık hakkında tayin olunan cezadan 5237 sayılı TCK’nın 31/3. maddesi gereğince indirim yapılmaması ve Çocuk Koruma Kanunun 23/1 maddesine göre hakkında 3 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verilmesi gerekirken 5 yıl denetim süresine karar verilmesi nedenleri ile kanun yararına bozulması hususunda ihbar ve görüşte bulunulmuştur.
Ayrıntıları özetle yukarıda belirtilen kolluk ve Cumhuriyet Başsavcılığında alınan ifadelerinde suçlamayı kabul etmeyen sanık hakkında Cumhurbaşkanına Hakaret suçundan yürütülen 2016/5875 sayılı soruşturma evrakı kapsamında ise;
22.09.2017 tarih 2017/10 fezleke nolu, Cumhurbaşkanına hakaret suçundan kovuşturma izni verilmesine dair düzenlenen fezlekeye istinaden, Adalet Bakanlığının 02.01.2018 tarihli oluru ile TCK’nın 299/3 maddesi uyarınca sanık hakkında 29.12.2015 ve 07.09.2015 tarihinde yapmış olduğu paylaşımlara istinaden kovuşturma izni vermiştir.
Söke Cumhuriyet Başsavcılığının 29.01.2018 tarih, 2018/672 soruşturma sayılı iddianamesi ile sanık hakkında, … (Acılaraa Gülmek) isimli facebook sosyal paylaşım sitesindeki hesabında 26.11.2016 tarihinde yapılan araştırma ve inceleme

tutanağı ile tespit edilen 29.12.2015 tarihinde “Tayyip üçüncü köprünün adını emine koyda bütün ülke üstünden geçsin” ve 07.09.2015 tarihinde “Seninde sonun gelecek kerdoğan” şeklinde kürtçe eşşek anlamına gelen “ker” kelimesi ile yaptığı yorum ve paylaşımla Cumhurbaşkanına hakaret suçunu işlediğinden TCK’nın 299/1-2, 43/1 ve 53/1 maddelerince cezalandırılması istenilmiştir.
Söke 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.02.2018 tarih 2018/54 iddianame değerlendirme numaralı kararı ile iddianamenin kabulüne müteakip, mahkemenin 2018/98 esasına kayden yürütülen kovuşturma özetle, 13.03.2018 tarihinde yapılan duruşmada sanık, suçlamaları kabul etmediğini, facebook hesabının kendisine ait olduğunu ancak bahse konu paylaşımları kendisinin yapmadığını, arkadaşları ile toplandıkları bir anda paylaşımları arkadaşlarının şaka amaçlı yaptığını, soruşturma aşamasında her ne kadar hesabın kendisine ait olmadığını beyan etmiş ise de, o dönemde hesabı çalındığından bu yönde beyanda bulunduğunu, aslında adresin kendisine ait olduğunu beyan etmiş ve duruşmalardan bağışık tutulmuştur.
16.04.2018 tarihli dilekçesi ile sanık, en geç 05.05.2018 tarihinde Manisa ilinde “Ulş. Pers.Okl ve Eğt. Mrk. K.lığı As. İz ve Trf. Eğt.Tb” nda askere gideceğini cep telefonu numarasını belirtmek ve sevk evrak çıktısını da sunmak sureti ile mahkemeye bildirmiştir.
İddianame başlığında mağdur olarak gösterilen Cumhurbaşkanın, vekili tarafından sunulan 20.02.2018 ve 12.03.2018 tarihli dilekçeleri ile davaya katılma talebinde bulunulmuştur. 08.05.2018 tarihli duruşmada müştekinin katılan, vekilinin ise katılan vekili olarak davaya kabullerine karar verilmiştir.
Yapılan yargılama sonunda, 08.05.2018 tarihinde tarafların yokluğunda açıklanan hükümle sanığın özetle; üzerine atılı Cumhurbaşkanına hakaret suçundan TCK’nun 299/1-2, 43, 62/1, 53 maddelerince mahkumiyetine dair verilen hükmün 5271 sayılı CMK’nun 231/5-8 maddesince açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süre ile denetime tabi tutulmasına, itiraz kanun yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
Gerekçeli kararın görüldüsü Cumhuriyet savcısınca, 28.05.2018 tarihinde yapılmıştır.
Sanığın savunmasında belirttiği ikamet adresine gönderilen gerekçeli kararı içerir tebligat, 07.06.2018 tarihinde askerde olması ve annesi Hanife Artan’ın imzadan imtina etmesi nedeni ile iade edilmiştir.
Sanığın mernis adresine gönderilen gerekçeli kararı içerir tebligat ise 14.06.2018 tarihinde aynı konutta oturan annesine tebliğ edilmiştir.
Katılan vekiline gerekçeli karar, 11.06.2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.
25.06.2018 tarihli kesinleşme şerhine göre karar itiraz edilmediğinden, 19.06.2018 tarihinde kesinleşmiştir.
İnfaza gönderilen bu dosya kapsamında, 03.08.2018 tarihinde Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce, Söke Cumhuriyet Başsavcılığına, sanığın doğum tarihine nazaran 5 yıl denetim süresinin tali karar fişinde belirtilmesi nedeni ile 5395 sayılı Kanun kapsamında denetim süresinin 3 yıl olarak düzenlemesi nedeni ile oluşan çelişkinin giderilerek evrakın yeniden gönderilmesi istenilmiştir.

Cumhuriyet Başsavcılığınca bu kapsamda 03.08.2018 tarihinde yapılan başvuruya istinaden mahkemece 08.08.2018 tarihli düzeltme şerhi tanzim edilerek kararda sehven “5 yıl” süre ile denetime tabi tutulmasına yazıldığı belirtilmek sureti ile “Suça sürüklenen çocuğun Çocuk Koruma Kanunu 23 maddesi gereğince 3 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına” şeklinde düzeltildiği belirtilmiştir.
Müştekisi … olan kovuşturma dosyası kapsamında, 20.12.2019 tarihli Adalet Bakanlı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün talepnamesi ile özetle; Söke 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.05.2009 tarih, 2018/235 esas, 2019/894 sayılı kararının;
1- Kayden 01.04.1998 doğumlu olup atılı suçun işlendiği 29.12.2015 tarihi itibariyle 15-18 yaş grubu aralığında bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında tayin olunan cezadan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 31/3. maddesi gereğince indirim yapılması gerekirken 31/3. maddesi gereğince indirim yapılarak fazla ceza tayin edilmesinde,
2- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/8 ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 23. maddeleri uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi hâlinde 3 yıl denetim süresi belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, 5 yıl denetim süresi belirlenmesinde, isabet görülmediğinden bozulmasının istenilmesi dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.01.2020 tarih 2019/136199 sayılı yazısı ile Yargıtay 18 Ceza Dairesinden, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 20.12.2019 tarih ve 94660652-105-09-16188-2019-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması istenilmiştir.
Yargıtay 18 Ceza Dairesinin 08.09.2020 tarih 2020/414 esas ve 2020/8874 sayılı kararı ile özetle; uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde belirlenen yeni bir hukuka aykırılık durumunun incelenmesi gerektiği belirtilerek, suça sürüklenen çocuk hakkında aynı eylem nedeniyle Cumhurbaşkanına hakaret suçundan 29.01.2018 tarihinde düzenlenen iddianameye istinaden Söke 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2018 tarih ve 2018/98 esas, 2018/331 sayılı kararı ile zincirleme biçimde Cumhurbaşkanına hakaret suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği, suça sürüklenen çocuğun eyleminin TCK’nın 229/1. maddesinde tanımlanan Cumhurbaşkanına hakaret ve aynı Kanunun 125/1. maddesinde tanımlanan hakaret suçlarını oluşturduğu, TCK’nın 44. maddesi uyarınca en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırılması gerektiği anlaşıldığından bahse konu dosyanın aslının veya onaylı örneğinin bu dosya arasına konularak birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre fikri içtima ve mahsup hükümleri de nazara alınarak hukuki durumunun tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi hukuka uygun bulunmadığı, açıklanan nedenlerle, Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir karar vermeye yer olmadığına, hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, kanun yararına bozma

yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığı’na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, bu hususun değerlendirilmesinden sonra diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine oy birliğiyle karar verilmiştir.
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 06.11.2020 tarihli yazısı ile Söke Cumhuriyet Başsavcılığından Yargıtay ilamında belirtilen Söke 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2018 tarih, 2018/98 esas, 2018/331 sayılı kararını içerir dosya aslının ekte iade edilen dosyaya eklenerek; eksikliğin giderilmesini müteakip dosyanın, kanun yararına bozma yönünden incelenmek üzere gönderilmesi istenilmiştir.
Söke Cumhuriyet Başsavcılığının, 27.11.2020 tarihli yazısı ile Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne, Söke 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.05.2019 tarih, 2018/235 esas sayılı dosyasının eksiklik nedeniyle iade edildiği bildirildiğinden, iade edilen dosyaya Söke 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2018 tarih, 2018/98 esas, 2018/331 sayılı kararın içerir dosya aslı da eklenerek kanun yararına bozma yönünden incelenmek üzere gönderilmiştir.
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 14.01.2021 tarihli yazısı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından bu kez sanık hakkında 29.12.2015 tarihinde facebook internet paylaşım sitesinde müşteki …’a yönelik paylaşımı nedeniyle anılan mahkemenin 10.05.2019 tarihli kararı ile hakaret suçundan hüküm kurulmuş ise de; sanığın aynı paylaşımı nedeniyle Söke 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.05.2019 tarih, 2018/98 esas, 2018/331 sayılı kararı ile Cumhurbaşkanına hakaret suçundan cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bir fiil ile Cumhurbaşkanına hakaret ve hakaret suçlarının oluştuğu, sanığın hukuki durumunun 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 44. maddesi uyarınca farklı nevi’den fikri içtima hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 44. maddesi gereğince fikri içtima hükümleri gereğince dosyaların birleştirilerek ağır olan cezayı gerektiren suçtan ötürü cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde her bir suç yönünden mahkumiyet hükmü kurulmasında isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca Söke 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.05.2019 tarih, 2018/235 esas, 2019/894 ve Söke 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2018 tarih, 2018/98 esas, 2018/331 sayılı kararlarının bozulması istenilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.02.2021 tarih 2021/14169 sayılı yazısı eksiklikleri giderilen dosya Dairemize gönderilmiştir.
III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşıma binaen, Cumhurbaşkanına hakaret ve hakaret suçlarından yapılan kovuşturmalar neticesinde, suça sürüklenen çocuk hakkında verilen mahkumiyet hükümlerinin açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararlarda usul ve kanuna aykırılık bulunup bulunmadığına ilişkin ise de öncelikle, Yargıtay 18 Ceza Dairesince verilen tevdi kararına nazaran uyuşmazlığı inceleme görevinin iş bölümü esaslarına göre Dairemizin görevine girip girmediği noktasındadır.

IV- HUKUKİ DEĞERLENDİRME;
Konu ile ilgili yasal düzenleme ve İş Bölümü hükümleri şöyledir:
2797 sayılı Yargıtay Kanunu
Dairelerin görevleri:
Madde 14 –(Değişik: 9/2/2011-6110/8 md.) …
Ceza dairelerinde:
a) (Değişik: 18/6/2014-6545/31 md.) Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkumiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır.
Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 23.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı
II) YARGITAY CEZA DAİRELERİ İŞ BÖLÜMÜ
A) ORTAK HÜKÜMLER
1) Bu iş bölümü, Resmî Gazete’de yayımlanmasını izleyen ay başından itibaren yürürlüğe girer.
2) Bu iş bölümündeki düzenlemeler, yürürlüğe girdiği tarih dahil olmak üzere tebliğnamesi bu tarihten sonra tanzim olunan işler için geçerli olup temyiz incelemesi bu iş bölümüne göre görevli bulunan ceza dairesi tarafından yapılır.

5) Daha önce başka dairelerde görülmekte olup da dairesi değiştirilen dava dosyaları tekrar Yargıtaya gelmesi hâlinde mevcut halleriyle ilgili daireye/dairelere gönderilir ve bu dairece sonuçlandırılır. Bu iş bölümünün yürürlüğe girmesinden önce Yargıtay incelemesinden geçmiş ya da geri çevirme kararına konu olan dosyaların, tekrar Yargıtaya gelmesi halinde ya da olağanüstü yasa yollarından kaynaklanan taleplerde inceleme bu iş bölümüne göre görevli daire/daireler tarafından yapılır.
6) Ceza Dairelerinin görevlerinin belirlenmesinde, mahkumiyet kararlarında mahkeme hükmündeki, mahkumiyet dışındaki kararların temyiz incelemesinde ise iddianame, varsa görevsizlik kararı ya da diğer dava açan belgedeki nitelenen suç esas alınır.
B) CEZA DAİRELERİNİN GÖREVLERİ
ONSEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Madde 125… Hakaret,
Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 07.07.2020 tarihli ve 173 sayılı Kararı;

7) 18.Ceza Dairesinin 01.10.2020 tarihinden geçerli olmak üzere KAPATILMASINA, 28.01.2020 tarih ve 31022 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 23.01.2020 tarih ve 2020/1 sayılı işbölümü kararı ile 18.Ceza Dairesine verilen ve bu dairenin arşivinde bulunan işlerin 01.10.2020 tarihi itibariyle 4.Ceza Dairesine UYAP bilişim sistemi üzerinden devrine,
Yukarıda yer verilen hukuki düzenlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde,
Suça sürüklenen çocuk hakkında verilen Söke 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.05.2019 tarih, 2018/235 esas ve 2019/894 sayılı kesinleşen kararına yönelik yapılan kanun yararına bozma istemine yönelik, daha önce Yargıtay 18. Ceza Dairesinin, 08.09.2020 tarih, 2020/414 esas 2020/8874 sayılı ilamı ile “bu aşamada karar vermeye yer olmadığına, hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığı’na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na tevdiine, bu hususun değerlendirilmesinden sonra diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine ” dair kararı verilmiş olması karşısında, iş bu karar kapsamında eksikliklerin giderilmesini müteakip yapılan kanun yararına bozma istemini inceleme görevinin, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 07.07.2020 tarihli kararı ile Resmi Gazete’de yayımlanan Yargıtay Büyük Genel Kurulunun İş Bölümüne ilişkin 30.01.2019 tarihli ve 2019/1 sayılı Kararı uyarınca, Yüksek 4. Ceza Dairesine ait olduğu anlaşılmakla Dairemizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.
V-SONUÇ: Açıklanan nedenlerle,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.02.2021 tarih ve 2021/14169 sayılı istemi ile ilgili incelemenin, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 07.07.2020 tarihli kararı ile 28.01.2020 tarih ve 31022 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 23.01.2020 tarih ve 2020/1 sayılı kararına göre Yüksek 4. Ceza Dairesinin görevine girdiğinden, Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, Dosyanın Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesine gönderilmesine 08.04.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.