Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2020/8184 E. 2021/4685 K. 30.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/8184
KARAR NO : 2021/4685
KARAR TARİHİ : 30.06.2021

Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma (…, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …) – Silahlı terör örgütüne yardım etme (…, …, …, …, …)
Hüküm : 1-Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …,…, … hakkında TCK 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 62/2, 53/1-2-3, 58/9, 63. maddeleri uyarınca 6’şar yıl 3’er ay hapis cezasına,
2-Sanıklar … ve … hakkında TCK 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 62/2, 53/1-2-3, 58/9, 63. maddeleri uyarınca 6’şar yıl 10’ar ay 15’er gün hapis cezasına,
3-Sanıklar …, … ve … hakkında TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 62/2, 53/1-2-3, 58/9, 63 maddeleri uyarınca 7’şer yıl 6’şar ay hapis cezasına,
4- Sanıklar …, … hakkında TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1,
TCK’nın 62/2, 53/1-2-3, 58/9, 63 maddeleri uyarınca
8’er yıl 1’er ay 15’er gün hapis cezasına,
5-Sanıklar …, …, … hakkında TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 62/2, 53/1-2-3, 58/9, 63 maddeleri uyarınca 8’er yıl 9’ar ay hapis cezasına,
6- Sanık … hakkında TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 62/2, 53/1-2-3, 58/9, 63 maddeleri uyarınca 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezasına,
7- Sanıklar … ve … hakkında TCK 314/3, 220/7 delaletiyle TCK 314/2, 220/7 son, 3713 sayılı Kanunun 3, 5/1, TCK 62/2, 53/1-2-3, 63.
maddeleri uyarınca 4’er yıl 2’şer ay hapis cezasına,
8- Sanık … hakkında TCK 314/3, 220/7 delaletiyle TCK 314/2, 220/7 son, 3713 sayılı
Kanunun 3, 5/1, TCK’nın 62/2, 53/1-2-3, 63.
maddeleri uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına,
9- Sanıklar …, … hakkında TCK 314/3, 220/7 delaletiyle TCK 314/2, 220/7 son, 3713 sayılı Kanunun 3, 5/1, TCK 62/2, 53/1-2-3, 63. maddeleri uyarınca 1’er yıl 13’er ay hapis cezasına
ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine,

Temyiz edenler : Sanık … müdafii , Sanık … müdafii, Sanık … müdafii, Sanık … müdafii , Sanık … müdafii, Sanık … müdafileri, Sanık … müdafileri, Sanık … müdafileri, Sanık … müdafii, Sanık … müdafii, Sanık … müdafii, Sanık … ve müdafii, Sanık … müdafii, Sanık … müdafileri, Sanık … ve müdafii, Sanık … ve müdafii, Sanık … müdafii , Sanık … müdafii, Sanık … müdafii, Sanık … müdafii, Sanık … müdafii, Sanık … müdafileri, Sanık … müdafii, Sanık … müdafii, Sanık … müdafii, Sanık … müdafii, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısı 04.11.2020

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz taleplerinin reddi bulunmadığından işin esasına geçildi;
Bir kısım sanık müdafilerinin duruşmalı inceleme taleplerinin yasal şartları oluşmadığından CMK’nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … hakkında kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden;
Mahallinde ikame olunup usulünce tartışılan delillere göre anılan örgütün üyesi olduğu anlaşılan sanık … Tecimen hakkında suç vasfında yanılgıya düşülerek silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan mahkumiyetine karar verilmesi, 5237 sayılı TCK’nın 220/7. maddesindeki atfın niteliği ve aleyhe temyiz bulunmaması nedeniyle bozma nedeni yapılmamış,
Toplanan deliller suçun sübuta erdiği hususunda vicdani kanaatin oluşması için yeterli olup şüpheye yer bırakmamış olması karşısında sanık …’ın Bylock kullandığına ilişkin ayrıntılı Bylock tespit değerlendirme raporunun beklenmemesi sonuca etkili görülmemiştir.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; bir kısım sanıklar ve
müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2- …, … hakkında kurulan mahkumiyet hükümleri ile ilgili olarak;
a- Sanık … yönünden;
Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, Syf 383 vd.).
Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin “suç işlemek amacı” olması aranır (Toroslu özel kısım syf.263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf. 28, Özgenç Genel Hükümler syf.280).
Suç örgütünün tanımlanıp yaptırıma bağlandığı 5237 sayılı TCK’nın 220. maddesinin 7. fıkrasında yardım fiiline yer verilmiştir. “Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, örgüt üyesi olarak” cezalandırılacağı belirtilmiş, anılan normun konuluş amacı, gerekçesinde; “örgüte hakim olan hiyerarşik ilişki içinde olmamakla beraber, örgütün amacına bilerek ve isteyerek hizmet eden kişi, örgüt üyesi olarak kabul edilerek cezalandırılır.” şeklinde açıklanmış, 765 sayılı TCK’nın sistematiğinden tamamen farklı bir anlayışla düzenlenen maddede yardım etme fiilleri de örgüt üyeliği kapsamında değerlendirilerek, bağımsız bir şekilde örgüte yardım suçuna yer verilmemiştir.
Yardım fiilini işleyen failin örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmaması, yardımda bulunduğu örgütün TCK’nın 314. maddesi kapsamında silahlı terör örgütü olduğunu bilmesi, yardımın örgütün amacına hizmet eder nitelikte bulunması yardım ettiği kişinin örgüt yöneticisi ya da üyesi olması gereklidir. Yardımdan fiilen yararlanmak zorunlu değildir. Örgütün istifadesine sunulmuş olması ve üzerinde tasarruf imkanının bulunması suçun tamamlanması için yeterlidir.
Yardım fiilleri örgüte silah sağlama ve terörün finansmanı dışında tahdidi olarak sayılmamıştır. Her ne surette olursa olsun örgütün hareketlerini kolaylaştıran ve yaşantısını sürdürmeye yönelik eylemler yardım kapsamında görülebilir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 11.11.1991 tarih, Esas 9-242, Karar 305). Yardım teşkil eden hareketin başlı başına suç teşkil etmesi gerekmez. Yardım bir kez olabileceği gibi birden çok şekilde de gerçekleşebilir. Ancak yardım teşkil eden faaliyetlerde devamlılık, çeşitlilik veya yoğunluk var ise örgüt üyesi olarak da kabul edilebilecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Mahallinde ikame olunup hükme esas alınan delillere ve kabule göre, Fetö/PDY Silahlı Terör Örgütü’ne müzahir kurumlarda yönetici olarak çalışan ve örgütsel toplantılara serrehber olarak katılan sanığın sübut bulan eyleminin silahlı terör örgütüne üye olmak suçunu oluşturacağı görülmekte ise de, sanığın mahkumiyetine esas alınan, suçun sübutu, vasfının tayini ve cezanın kişiselleştirilmesi bakımından belirleyici delil olan tanık …’nun, doğrudan aleni duruşmada sanığın huzurunda veya 5271 sayılı CMK’nın 180/1-2-5 maddesi gereğince SEGBİS kullanılmak ya da anılan Kanunun 181/1 maddesinde öngörülen usule riayet edilmek suretiyle istinabe yoluyla dinlenip AİHS’in 6/3-d ve Anayasa’nın 36. maddeleri ile teminat altına alınan “iddia/kamu tanıklarını sorguya çekmek veya çektirmek” hakkı tanınması gerektiği gözetilmeden; soruşturma aşamasında alınan ifade metninin okunması ile yetinilerek CMK’nın 181/1 ve 210. maddelerine muhalefet edilmesi,
b- Sanık … yönünden;
Örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla dahil oduğuna ilişkin yeterli delil bulunmayan sanığın,
BDDK’nın 29.05.2015 tarihli kararı ile temüttü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen ve 22 Temmuz 2016 tarihli kararı ile de 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 107. maddesinin son fıkrası gereğince faaliyet izni kaldırılıncaya kadar yasal bankacılık faaliyetlerine devam eden, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı Asya Katılım Bankası A.Ş’de gerçekleştirilen mutad hesap hareketlerinin müsnet suç yönünden delil ya da örgütsel faaliyet kapsamında değerlendirilemeyeceği, örgüt liderinin talimatı üzerine örgütün amacına hizmet eden ve bankanın yararına yapılan ödeme ve sair işlemlerin, örgüte üye olmak suçu bakımından örgütsel faaliyet, tek başına ise örgüte yardım etmek olarak kabul edilebileceği gözetilerek; sanığın Bank Asya nezdindeki 2014 yılı öncesi dahil olmak üzere tüm hesap hareketleri yeniden temin edilip incelenmek ve gerekirse bu konuda bilirkişi raporu da alınmak suretiyle örgüt liderinin talimatı üzerine örgütün amacına hizmet eden, bankanın yararına yapılan ödeme ve sair işlemlerin bulunup bulunmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya konması, ayrıca UYAP’ta
bulunan Örgütlü Suçlar Bilgi havuzunun da kontrol edilip sanık hakkında bilgi veya beyan olup olmadığı araştırılması, var ise istenerek duruşmada 5271 sayılı CMK’nın 217. maddesi gereğince okunmasından sonra sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- Sanık … hakkında kurulan mahkumiyet hükmü yönünden; Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazların reddine. Ancak;
Sanığın, temyiz aşamasında 18.03.2021 tarihli dilekçesi ile etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini bildirip bu yönde bilgi vermesi karşısında, sanığın duruşmada hazır edilerek beyanlarının alınıp, vereceği bilgilerin örgüt içerisindeki kaldığı süre, örgütsel faaliyet ve konumlarına uygun faydalı bilgiler olup olmadığı eldeki bilgiler ile örtüşüp örtüşmediği ilgili birimlerden sorulup değerlendirilerek sonucuna göre sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 221/4-2. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, … ve müdafileri ile Bölge Adiye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle BOZULMASINA,28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE 30.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.