YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/7719
KARAR NO : 2021/1082
KARAR TARİHİ : 11.02.2021
I- TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.11.2020 tarih ve 2020/96465 sayılı yazısı ile; Cumhurbaşkanına hakaret suçundan sanık …’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/3-a, 125/4, 43/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Çukurca Asliye Ceza Mahkemesinin 05/02/2020 tarihli ve 2019/153 esas, 2020/58 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Hakkari 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/07/2020 tarihli ve 2020/162 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, Cumhurbaşkanına hakaret suçundan açılan kamu davası hakkında yapılan yargılama neticesinde Çukurca Asliye Ceza Mahkemesinin 05/02/2020 tarihli kararı ile gerekçe kısmında anılan suçtan sanığın cezalandırıldığının belirtilmesine rağmen, hüküm kısmında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/3-a ve 125/4. maddelerinde düzenlenen kamu görevlisine alenen hakaret suçundan hüküm kurulmak suretiyle, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmasında isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 21/10/2020 gün ve 94660652-105-30-14577-2020-Kyb sayılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
II-OLAY;
PKK/KCK terör örgütünün faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik sosyal medya paylaşım sitelerinde yapılan açık kaynak araştırmasında, 23.11.2018 tarihli açık kaynak araştırma tutanağı ile facebook adlı sosyal medya sitesinde “naim.deri.9” url uzantılı, “…” adı ile kullanılan hesapta, herkese açık şekilde özetle;
– 20.09.2014 tarihinde “Türkiye’nin Rojava Sınır politikasını birebir anlatan karikatür” yorumu içerir başka bir facebook kullanıcının yaptığı karikatürün paylaşıldığının bu kapsamda, karikatürde Cumhurbaşkanının, “sınır kapısını kapatıp, İŞİD terör örgütü militanlarının geçmesine izin vererek halkın üzerine saldırmasına izin verdiği manasına” gelen karikatürü paylaşılması sureti ile “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” ve “cumhurbaşkanına hakaret” suçlarının işlendiği,
– 19.02.2016 tarihinde “Paylaşalım helwano doğrular her zaman saklanıyor” yorumunu içeren ve içeriğinde “Dünya PYD yi ve YPG’yi terör örgütü olarak
görmüyor diye kendi ülkesinde bomba patlatıp ve anında intihar eden kişiyi bulup bunu PYD yaptı diyen bir hükümet yönetimi var. madem katilleri bulmakta bu kadar hızlı olabiliyorsunuz, Tahir Elçi’nin katilleri nerde? Suruç, Diyarbakır ve Ankara (HDP mitinginde) sorumluları nerde. İyi uykular Türkiye, ölen ve öldürülen siz, Kral gibi hayat süren Erdoğan ve yandaşları” şeklinde yazıların olduğu bir başka facebook kullanıcısının yapmış olduğu görseli paylaştığının, bu kapsamda “PYD ve YPG’ nin terör örgütü olmadığı, bu yapılanmaları terör örgütü gibi gösterilmesinin Türkiye Cumhuriyeti Hükumeti tarafından yapıldığı, hükumetin kendi ülkesinde bomba patlatarak insanları öldürdüğü, bunun sorumlularından birinin de Cumhurbaşkanı olduğu gibi söylemler” ile “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” ve “cumhurbaşkanına hakaret” suçlarının işlendiği,
– 21.05.2016 tarihinde “siyasi karikatürler” başlıklı “Valla inanmıyorum.! Şimdi Bu Ülkenin Başındaki Ben miyim? Patron!” yorumunu içerir bir başka facebook kullanıcının yayımladığı karikatürü paylaştığı, “Cumhurbaşkanı ve başbakanın resimleri yapılarak”, “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama ve Cumhurbaşkanına hakaret” suçlarının işlendiği,
– 10.06.2016 tarihli “Karikateis” isimli bir başka facebook kullanıcısının yaptığı “Niye durduk?- Seçmenleriniz geçiyor efendim!” şeklinde içeriğinde koyun resminin de bulunduğu yorum içerir görseli paylaşarak, “söz konusu paylaşım ile Cumhurbaşkanına oy veren insanların koyun olarak nitelendirerek”, “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama, Halkı Kin ve Düşmanlığa Alenen Tahrik ve Cumhurbaşkanına hakaret” suçlarının işlendiği,
-11.07.2016 tarihinde bir başka facebook kullanıcısının yayımladığı içeriğinde “Çocuklarınızı sokağa bıraktığınızda Özel harekatçıların öldürüp Terörist süsü verebilecekleri tek ülke Recebin Türkiyesi” şeklinde yorum içerir görseli paylaşarak, “sokaktaki çocukların polis tarafından öldürülerek terörist süsü verildiği, verilebildiği şeklinde Türkiye Cumhuriyeti Polisine iftirada bulunulduğu ve bunu Cumhurbaşkanına atfettiğinden”, “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama, Halkı Kin ve Düşmanlığa Alenen Tahrik veya Aşağılama ve Cumhurbaşkanına Hakaret” suçlarının işlendiği,
Hesabın “kendisine ait olduğu değerlendirilen fotoğrafı da paylaşmak sureti” ile kullanıcısının, teyide muhtaç olduğu belirtilerek sanık … olduğu, hususunda tespitte bulunulmuştur.
Cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda yakalanarak gözaltına alınan sanık, 27.11.2018 tarihinde şüpheli sıfatı ile kollukta müdafii yardımından yararlanmak istemediğini beyanla verdiği ifadesinde özetle, hesabın kendisine ait olduğunu ve yıllardır kendisinin kullandığını ancak belirtilen paylaşımları kendisinin yapmadığını, kimin yaptığını da bilmediğini beyan etmiştir.
Cumhurbaşkanına hakaret suçu kapsamında tanzim edilen tahkikat evraklarını içerir 28.11.2018 tarihli kolluk fezlekesinin gönderilmesine müteakip, Çukurca Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/1059 soruşturma sayısına kayden yürütülen soruşturmada, sanık hakkında, 19.02.2016 tarihli “Paylaşalım helwano doğrular her zaman saklanıyor” paylaşımınında aralarında bulunduğu ve fakat bahse konu açık
kaynak araştırma tutanağı içerisinde belirtilmediği anlaşılan hesabındaki diğer paylaşımlarına yönelik olarak, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan cezalandırılması istemi ile Cumhuriyet Başsavcılığınca 01.12.2018 tarihli fezleke hazırlanarak, Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.
Adalet Bakanlığınca 07.03.2019 tarihli olur ile atılı suçtan sanık hakkında kovuşturma izni verilmiştir.
Çukurca Cumhuriyet Başsavcılığının 18.04.2019 tarih 2019/1059 soruşturma ve 2019/108 numaralı iddianamesi ile özetle, 20.09.2014, 19.02.2016, 21.05.2016, 10.06.2016 ve 11.07.2016 tarihlerinde sanığın kendisine ait olduğu tespit edilen sosyal medya hesabından Cumhurbaşkanına hakaret içerikli herkese açık şekilde paylaşımlar yaptığı, 20.09.2014 tarihinde paylaştığı “Türkiye’nin Rojova Sınır politikasını birebir anlatan bir karikatür” isimli resimde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını sınır kapısını vatandaşlara kapatıp terör örgütü militanlarının geçmesine izin vererek halkın üzerine saldırmasına izin verdiği manasına gelen karikatür olduğu, 19.02.2016 tarihinde paylaştığı “Paylaşalım helwano doğrular her zaman saklanıyor” isimli resimde “Dünya PYD’yi ve YPG’yi terör örgütü olarak görmüyor diye kendi ülkesinde bomba patlatıp ve anında intihar eden kişiyi bulup bunu PYD yaptı diyen bir hükümet yönetimi var. Madem katilleri bulmakta bu kadar hızlı olabiliyorsunuz, Tahir Elçi’nin katilleri nerde? Suruç, Diyarbakır ve Ankara (HDP mitinginde) sorumluları nerde. İyi uykular Türkiye, ölen ve öldürülen siz, Kral gibi hayat süren Erdoğan ve yandaşları” şeklinde yazıların olduğu, söz konusu paylaşım ile hükümetin kendi ülkesinde bomba patlatarak insanları öldürdüğünü, bunun sorumlularından birinin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olduğunun ifade edildiği, 21.05.2016 tarihinde paylaştığı “Siyasi Karikatürler” isimli karikatürde “Valla İnanmıyorum.! Şimdi bu dümenin başındaki ben miyim patron?..” şeklinde yazıların olduğu, söz konusu karikatürde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının olduğu, 10.06.2016 tarihinde paylaştığı “Karikateist” isimli resim incelendiğinde “Niye Durduk? – Seçmenleriniz geçiyor efendim” şeklinde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının karikatür resminin yer aldığı, söz konusu paylaşım ile oy veren insanların “koyun” olarak nitelendirildiği, 11.07.2016 tarihinde paylaştığı “Barış Atay” isimli resim incelendiğinde “Çocuklarınızı sokağa bıraktığınızda Özel harekatçıların öldürüp Terörist süsü verebilecekleri tek ülke Recebin ülkesi” şeklinde yazıların olduğu, paylaşılan hakaret içerikli fotoğrafların ve karikatürlerin aleniyetlik unsuru taşıdığından eylemlerinin Cumhurbaşkanına hakaret suçunu oluşturduğundan, 5237 sayılı TCK’nın 299/2, 43 ve 53. maddelerinden cezalandırılması istenilmiştir.
Çukurca Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/153 esasına kayden yapılan kovuşturmada, 19.07.2019 havale tarihli dilekçesi ile müşteki vekilinin davaya katılma isteminde bulunarak sanığın atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesini talep ettiği, 02.10.2019 tarihinde yapılan duruşmada da duruşmalara katılan vekili olarak kabulüne karar verildiği, sanığın kollukta vermiş olduğu ifadesini doğrulayarak özetle, paylaşımları kendisinin yapmadığını, iş yerinde iken sosyal medya hesabını açık bıraktığını, kimin tarafından yapıldığını bilmediğini, bu hususta bir şikayette
bulunmadığını, Hakkari 3 Ağır Ceza Mahkemesinde aynı sebeple yargılandığını, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğini, beraatine karar verilmesini aksi takdirde hakkında lehe olan tüm hükümlerin uygulanmasını ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul ettiğini beyan ettiği, süreçte ayrıca sanığın beyanlarında geçen ve terör örgütü propagandası yapmak suçundan yürütülen tahkikat neticesinde tanzim olunan Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığının 26.12.2018 tarih, 2018/1477 esas sayılı iddianamesi kapsamında yapılan yargılama neticesinde 24.01.2014, 10.02.2016, 19.02.2016, 21.07.2016 tarihlerinde yapmış olduğu facebook hesabındaki paylaşımlarına istinaden 3713 sayılı TMK’nın 7/2-2 cümle, 5237 sayılı TCK’nın 43/1, 62 maddelerince 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair hükmün 5271 sayılı CMK’nın 231/5 maddesince açıklanmasının geri bırakılmasına dair Hakkari 3 Ağır Ceza Mahkemesinin 09.04.2019 tarih, 2019/25 esas 2019/98 karar sayılı, 09.04.2019 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği belirtilen ilamının celp edildiği görülmüştür.
Yapılan yargılama sonunda, sanığın ve katılan vekilinin yokluğunda, 05.02.2020 tarihinde tefhim olunan hükümle özetle; sanığın hakaret suçundan 20.09.2014, 10.06.2016 ve 11.07.2016 tarihli fiillerinden dolayı, 5237 sayılı TCK’nın 125/3.a, 125/4, 43/1, 62/1, 53/1-2-3, 63 maddeleri uyarınca 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkumiyetinin bulunmaması, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmesi ve suç nedeniyle maddi bir zararın bulunmaması nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve CMK’nın 231/8 maddesi uyarınca beş yıl süre ile denetime tabi tutulmasına, hakkında takdiren denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına yer olmadığına, itiraz kanun yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
Mahkemenin 05.02.2020 tarih 2019/153 esas 2020/58 karar sayılı gerekçeli kararında özetle, sanık tarafından 19/02/2016 tarihinde “Paylaşalım helwano doğrular her zaman saklanıyor” isimli resimle yaptığı paylaşımının; sanık hakkında Terör Örgütü Propagandası yapmak suçundan açılan davada Hakkari 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2019/25 Esas sayılı dosyasında yargılamaya konu edildiği ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşıldığından, mükerrer cezalandırmanın önlenmesi de gözetilerek, yargılamaya konu davada teselsül yönünden hükme esas alınmadığı, 21.05.2016 tarihli “Siyasi Karikatürler” isimli karikatür paylaşımının ise Cumhurbaşkanının şeref, onur ve saygınlığına saldırı niteliğinde olmadığı, Avrupa İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 19. maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10/1. maddesi ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 25 ve 26. maddelerinde yer alan ifade özgürlüğünün sınırları kapsamında kaldığı ve suç teşkil etmediği belirtilerek, sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nin 299 maddesinde düzenlenen Cumhurbaşkanına hakaret suçundan dolayı TCK’nın 43 maddesi de uygulanmak sureti ile mahkumiyetine karar verildiği, suç tarihi itibariyle sanığın sabıkasız olması, işlenen suç nedeniyle kamunun veya mağdurun uğramış olduğu somut bir maddi zararın bulunmaması, sanığın kabul
etmesi ve dosyaya yansıyan kişilik özellikleri dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda olumlu kanaatin oluşması nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 231 maddesi uyarınca hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği belirtilmiştir.
12.03.2020 tarihinde Cumhuriyet savcısınca, sanık hakkında Cumhurbaşkanına hakaret suçundan hüküm kurulması ve suçun alenen işlenmesi sebebiyle cezasında artırım yapılması gerekirken, 5237 sayılı TCK’nın 125/3-a maddesinde düzenlenen kamu görevlisine hakaret suçundan hüküm kurularak ve 125/4 maddesi uyarınca suçun alenen işlenmesi sebebiyle cezada artırım yapılarak gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılması nedeni ile kararın kanuna aykırı olduğundan kaldırılması hususunda mahkemesine itirazda bulunulmuştur.
20.03.2020 tarihinde kararın Cumhuriyet savcısınca görüldüsü yapılmıştır.
Gerekçeli karar 17.03.2020 tarihinde katılan vekiline , 16.03.2020 tarihinde ise sanığa tebliğ edilmiştir.
Yapılan itiraz üzerine CMK’nın 268/2 maddesince yapılan değerlendirmede kararın usul ve yasaya uygun olduğunun belirtildiği görülen mahkemenin 02.07.2020 tarihli yazısı ile dosya CMK’nın 268/3-c maddesi gereğince itiraz merciine gönderilmiştir.
Cumhuriyet savcısının 21.07.2020 tarihli mütalaasında özetle, Cumhurbaşkanına Hakaret suçundan mahkumiyet tesis edilip hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği gerekçesine yer verilmiş iken hükmün TCK 125/3,a maddelerinden kurularak çelişki yaratılması ve yapılan paylaşımların ağır eleştiri niteliğinde olduğu, suç oluşturmadığı sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği sebepleri ile itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Hakkari 1 Ağır Ceza Mahkemesinin 22.07.2020 tarih 2020/162 değişik iş sayılı kararı ile özetle belirtildiği şekilde; “…Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz vaki olduğunda, merciince ne şekilde inceleme yapılacağı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 07.04.2009 gün ve 2009/64 Esas, 2009/83 Karar sayılı içtihadında şu şekilde belirtilmiştir: İtiraz mercii, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesinin koşullarının (suça ve sanığa ilişkin) olup olmadığını, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararında hukuka aykırılık (denetim süresinin doğru belirlenip belirlenmediği, denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmiş ise, belirlenen yükümlülüklerin yasada düzenlenen yükümlülüklere uygun olup olmadığı) bulunup bulunmadığı yönünden inceleme yapacaktır. İtiraz merciinin, suçun sübutu ve nitelendirilmesi gibi esasa ilişkin hususlarda değerlendirme yapması olanaklı olmadığı gibi açıklanmayan mahkûmiyet hükmü içeriğindeki hukuka aykırılıkları da denetlemesi mümkün değildir. CMK’nın itiraz kanun yolu ile ilgili maddelerinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik itirazın yalnızca şekil yönünden inceleneceği, esasın inceleme dışı bırakılacağına dair bir düzenleme bulunmamakta olup nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu da, 22.01.2013 gün ve 2012/10-534, 2013/15 sayılı kararında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına itiraz vaki olduğunda merciince, 5271 sayılı CMK’nun
267-271. maddeleri uyarınca hem maddi olay hem de hukuki yönden inceleme yapılması gerektiğini kabul etmiştir… Her ne kadar Çukurca Cumhuriyet Savcılığı tarafından mahkemece verilmiş olan karara itiraz edilmiş ise de; sanığın hakkında HAGB hükümlerinin uygulanmasına dair rızası sanık hakkında hükmedilen sonuç cezanın HAGB sınırlarında kalması ve sanığın sabıka kaydının bulunmaması nazara alındığından, yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve mahkemenin takdirine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı sonuç ve vicdani kanaatine varılarak vaki itirazın reddine” mütalaaya aykırı ve kesin olarak oy çokluğu ile karar verilmiştir.
Karara muhalif üye hakimin muhalefet şerhinde özetle, hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturulduğu, hükme esas alınan paylaşımların ise ağır eleştiri kapsamında kaldığından suç oluşturmayacağından sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğinden itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
03.09.2020 tarihli kesinleşme şerhine göre karar 03.09.2020 tarihinde kesinleşmiştir.
15.09.2020 tarihinde Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığınca, Cumhurbaşkanına Hakaret suçundan mahkumiyet tesis edilip hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği gerekçesine yer verilmiş iken hükmün TCK’nın 125/3.a maddelerinden kurularak çelişki yaratıldığı, yapılan paylaşımların ağır eleştiri niteliğinde olduğu ve suç oluşturmadığı, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği sebepleri ile itirazın kabulü ile kararın kaldırılması gerektiği halde reddine karar verilmesi nedeni ile kesin kararın kanun yararına bozulması hususunda Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne ihbar ve görüşte bulunulmuştur.
III- KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Cumhurbaşkanına hakaret suçundan cezalandırılmasına yönelik açılan kamu davasında yapılan yargılama sonunda, tefhim olunan hükümle kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret suçundan mahkumiyetine dair hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen ancak gerekçeli kararda Cumhurbaşkanına hakaret suçundan mahkumiyetine dair hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı belirtilen sanık hakkında verilen kararın hukuka uygun olup olmadığına ilişkindir.
IV-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
Konu ile ilgili yasal düzenlemeler şöyledir:
5271 sayılı Kanun;
Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması
Madde 231 –…
(6) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;
a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları
göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir. (Ek cümle: 22/7/2010 – 6008/7 md.) Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.
(7) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkûm olunan hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez.
(8) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. (Ek cümle: 18/6/2014-6545/72 md.) Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.
….
(12) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir.
(13) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.
Ayrıntıları, 14.11.1977 tarih, 3-2 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen istikrar kazanmış kararlarında (03.04.2012 tarih 2011/10-438 – 2012/141 sy. 10.05.2011 tarih 6-80-90 sy. 14.12.2010 tarih 4-210-259 sy. 15.06.2010 tarih 9-117-146 sy. 23.06.2009 tarih 9-30-177 sy. gibi) açıklandığı üzere: 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinde, olağanüstü ve istisnai bir kanun yolu olarak düzenlenen kanun yararına bozma ile; hakim ya da mahkemelerce verilen ve temyiz veya istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar yahut hükümlerdeki gerek maddi gerekse usule ilişkin hukuka aykırılıkların hem ilgilisi hem de toplum açısından giderilmesi ile ülkede uygulama birliğinin sağlanması amaçlanmaktadır. Aynı nedenlerle olağan yasa yollarına göre, kapsamının dar ve sınırlı olması, hukuka aykırılığın, davanın özüne ve cezaya esaslı bir şekilde etki etmesi, tüm hukuka aykırılıkların bir defada giderilmesi gerekmektedir.
Sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. (CGK.23.03.2010, 2010/2-29-56)
5560, 5728, 5739 ve 6008 sayılı Kanunlarla 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde yapılan değişiklikler gözönüne alındığında,hükmün açıklanmasının geri bırakılması bırakılması için;
1-Suça ilişkin olarak;
a-Yapılan yargılama sonucu hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezası olması,
b-Suçun Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılap kanunlarında yer alan suçlardan olmaması,
2-Sanığa ilişkin olarak;
a-Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum edilmemiş olması,
b-Suçun işlenmesi mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
c-Mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönüne alınarak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılması,
d-Sanığın, hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğine dair bir beyanının olmaması şartlarının gerçekleşmesi gerekmektedir.
6545 sayılı Kanunla, 5271 sayılı CMK’nın 231 maddesi 8 fıkrasına “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” hükmü getirilmiştir. Getirilen objektif şartın, suç tarihini değil doğrudan denetim süresi içinde verilen karar tarihini esas aldığı açıktır. Yasa değişikliğinin amacı, birden fazla suçtan yargılanan sanık hakkında diğer objektif ve subjektif şartlar oluşsa bile verilen bir HAGB kararı ile başlayan denetim süresi içinde, kasıtlı bir suç nedeniyle başka HAGB kararları verilmesinin önüne geçmektir.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. (Ek cümle: 18/6/2014-6545/72 md.) Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez (CMK 231/8). İncelemeye konu kararın verildiği 05.02.2020 tarihi itibari ile adli sicil kaydına göre Hakkari 3 Ağır Ceza Mahkemesinin 17.04.2019 tarihinde kesinleşen, 09.04.2019 tarih 2019/25 esas, 2019/98 sayılı kararına müstenit suça ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresinin dolmadığı gözetildiğinde ikinci kez bir başka suçtan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında hukuki isabet bulunmadığından iş bu hukuka aykırılık haline yönelik olarak kanun yararına bozma istenip istenmeyeceği hususunda Adalet Bakanlığına ihbarda bulunulmak üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle,
İncelemeye konu karardaki tüm hukuka aykırılıkların bir defada giderilme zorunluluğu bulunduğundan başka bir suçtan daha önce verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına ilişkin denetim süresi içinde bir başka suçla ilgili olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olması ile oluşan hukuka aykırılık yönünden de kanun yararına bozma talebinde bulunulup ./..
bulunulmayacağı hususunda Adalet Bakanlığına ihbarda bulunulmak üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.