Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2020/7348 E. 2020/6877 K. 18.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/7348
KARAR NO : 2020/6877
KARAR TARİHİ : 18.12.2020

I-TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.10.2020 tarih ve 2020/90432 sayılı yazısı ile; silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 06/07/2020 tarihli ve 2020/3017 soruşturma, 2020/660 esas, 2020/300 sayılı iddianamenin iadesine dair Şırnak 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/07/2020 tarihli ve 2020/86 iddianame değerlendirme sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Şırnak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/07/2020 tarihli ve 2020/279 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, şüpheli hakkında düzenlenen iddianamenin “…Dosyaya konu Asya Katılım Bankası’nda… müşteri numaralı hesabı incelendiğinde, 28.11.2002 – 01.08.2016 tarihleri arasında aktif olarak kullandığı belirlenmiş ancak örgüte yardım olarak tespit edilebilecek bir miktar artırımın yer almadığı görülmüştür. Hal böyle olunca, 5271 Sayılı Yasanın 170/2 maddesine ve “Lekelenmeme Hakkına” muhalefet edilerek tanzim edilen iddianamenin iadesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir…” şeklindeki gerekçe ile iadesine karar verilmiş ise de,
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 21/03/2019 tarihli ve 2018/7658 esas, 2019/4059 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170. maddesinde, iddianamede bulunması gereken hususların neler olacağının gösterildiği, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hâllerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, anılan Kanun’un 174/2. maddesinde suçun hukuki nitelendirilmesi sebebiyle iddianamenin iade edilemeyeceğinin düzenlendiği, yine söz konusu Kanun’un 170/2. maddesinde yer alan, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukukî nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği, somut olayda Cumhuriyet savcısı tarafından toplanan delillerin kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturması sebebiyle iddianame düzenlenmiş olması karşısında, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 07/10/2020 gün ve 94660652-105-73-13239-2020-Kyb sayılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
II-OLAY;
Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının 04.07.2020 tarih 2020/288 sayılı ayırma kararı ile tefrik edilerek 2020/3017 sayılı soruşturma evrakına kaydının yapıldığı görülen silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yapılan 2019/1915 sayılı soruşturması kapsamında;,
İl Emniyet Müdürlüğünün 24.03.2017 tarihli yazısı ekinde hesap dökümleri sunularak Bank Asya hesabının bulunduğu, 03.03.2020 tarihli açık kaynak araştırma tutanağı ile sosyal medya hesaplarına yönelik yapılan araştırmada Erzurum ilinde yaşadığının belirtildiği Facebook adlı sosyal medya paylaşım sitesinde kullanıcı hesabının bulunduğu, çocukları …. ve…’un kapatıldığı belirtilen Erzurum ilinde bulunan Özel… İlkokulu ile Rize ilinde bulunan … İlkokulu ve Ortaokulunda öğrenim gördükleri, SGK kayıtlarında Erzurum ilinde Özel ….Dershanesi…. Şubesinde, …Özel Eğitim ve Yurt İşletmeciliği İnşaat Turizm…, … Eğitim … İnşaat Taahhüt ve Ticaret Ltd.Şti, Rize ilinde …. Danışmanlık ve İnsan Kaynakları Özel Eğitim Hizmetleri olarak belirtilen şirketlerde 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında, 22.02.2016 tarihinden itibaren ise kamuda Kanunun 4/1-c maddesi kapsamında sigorta kaydının bulunduğu ve kamu görevinden çıkarıldığı, kullanmış olduğu İMEI numaraları cihazlar ile GSM hatlarından ve süreçte kimlik numarasından yapılan sorgulamalarda Bylock kaydına rastlanılmadığı, Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan operatör sorgulamasında…,…,…,…,. nolu GSM hatlarının adına kayıtlı olduğu, Şırnak Sulh Ceza Hakimliğinin 2020/906 değişik iş sayılı kararı ile de …,…,…, nolu hatlara yönelik 5271 sayılı CMK’nın 135 maddesince 01.01.2013-31.12.2018 tarihlerine yönelik HTS kayıtlarının çıkartılmasına karar verildiği, 26.06.2020 tarihli HTS analiz raporu ile kullanmış olabileceği değerlendirilen …,…,…, ve …. olarak yazılmış ise de….. numaralı hatlarına yönelik; …. ve….. nolu hatların kayıtları olmadığından çalışma yapılamadığı ve… numaralı hattın abonesinin …. numaralı hattın abonesinin …. ve …. numaralı hatların abonelerinin … olduğu belirtilerek,……numaralı hatlara yönelik en sık irtibat kurduğu 30 kişinin hat ve irtibat bilgilerinin incelenerek …,…,…,numaralı hatlara yönelik arşiv kaynaklarında FETÖ/PDY terör örgütü ile alakalı işlem yapılan …,…,…,…, Danışmanlık …Tur Tic AŞ…,….,…,…, adına kayıtlı olduğu belirtilen hatlar ile irtibatının olduğu ayrıca ankesör/büfe, mahrem imamlar, örgütle müzahir dernek ve kurumlar ile çeşitli programlar ve uygulamalara yönelik yapılan sorgulamalarda ise irtibat kaydına rastlanılmadığı, HTS kayıtlarına göre kullandıkları İMEI ve GSM numaralarının belirtildiği görülen 25.06.2020 tarihli listede … adına kayıtlı tespit edilen gerçek kullanıcıların ise …. ve…., gerçek kullanıcısı belirtilmeyen…. adına kayıtlı, hat sahibi ve aynı zamanda gerçek kullanıcıları oldukları belirtilen …,…,…,adına kayıtlı gerçek kullanıcısının …adına kayıtlı gerçek kullanıcılarının…. ve … olduğu belirtilen hatlarda ByLock programını kullandıkları belirtilen kişiler ile irtibatının olduğu tespitinde bulunulan, 18.05.2018 tarihinde Ankara Sincan Öğretmenevinde konaklama kaydının olduğu, Dernekler Bilgi sisteminde yapılan sorgulamada ise iltisaklı dernek kaydının olmadığı belirtilen, UYAP sisteminde bulunan dökümanlar içerisinde 17.04.2017 tarihli MASAK Mali Analiz Raporunda, 2004-2015 yılları arasında FETÖ/PDY soruşturması ve/veya Kanun Hükmünde Kararnameler Kapsamında hakkında işlem yapılan şirketlerde sigortalı çalışma kayıtlarının bulunduğu, 2016 yılında Şırnak Mesleki ve …Lisesinde öğretmen olduğu, 2013-2015 yılları arasında tapu kayıtlarında alış ve satış işlemleri gerçekleştirdiği ve bu kapsamda adına kayıtlı kat mülkiyetine tabi iki arsa ve taşınmazların bulunduğu, Ziraat Bankası, Şekerbank, Finans Katılım Bankası bünyesindeki hesapları haricinde Asya Katılım Bankasında… numaralı hesabı ile 27.11.2002 tarihinden itibaren …. Şubesinde, 29.07.2016 tarihinden itibaren ise … Şubesinde hesabının bulunduğu, 31 Aralık 2013 tarihi itibari ile Bank Asya hesabında 1.951,68-TL olan bakiyesinin aylık bazda miktarları gösterilerek 15 Şubat 2014 tarihinde 2.622,19-TL, 28 Şubat 2014 tarihinde 12.116,64-TL, 15 Nisan 2014 tarihinde 13,334,75-TL, 15 Aralık 2014 tarihinde 10.134,93-TL, 30 Nisan 2015 tarihinde 6.784,55-TL, 31 Mayıs 2015 tarihinde 8.104,78-TL olduğa dair verileri içerir bakiye değerleri sorgulanan ve havale, EFT hareketleri incelenen, süreçte ayrıca Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığının Erzurum Milli Eğitim Müdürlüğünce oluşturulan komisyon tarafından özel eğitim kurumlarına yönelik yapılan denetleme kapsamında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 2018/14134 sayılı soruşturmaya kayden başlatılan ve 02.01.2018 tarih 2018/132 sayılı ayırma kararı ile tefrikine karar verilerek 2018/163 sayılı soruşturma evrakına kaydedilmesine müteakip aynı suçtan hakkında soruşturma yapıldığının anlaşılması üzerine 31.05.2018 tarih 2018/2109 sayılı yetkisizlik kararı ile gönderilen dosyasının bulunduğu görülen, 26.02.2020 tarihli araştırma tutanağı ile MERNİS kayıtlarına göre Erzurum ilinde ikamet ettiği tespit edildiğinden yazılan talimata istinaden 19.06.2020 tarihinde tanzim edilen tutanakta KOM Şube Müdürlüğüne kendiliğinden gelerek avukat huzurunda ifadesi alınarak salıverildiği belirtilen ve aynı tarihte müdafii eşliğinde şüpheli sıfatı ile alınan ifadesinde özetle; doktora yaptığını, ihraç edilen öğretmen olduğunu, ….numaralı hattı kullandığını, suçlamayı kabul etmediğinden etkin pişmanlıktan faydalanmak istemediğini beyanla, kimya bölümü mezunu olduğunu, üniversiteye hazırlık sürecinde dershaneye gitmediğini, ilk ve orta öğrenimini ailesinin yanında devlet okullarında yaptığını, üniversite eğitimi esnasında devlet yurtlarında kaldığını, 2002 yılında üniversiteyi bitirdiğinde yüksek lisansa başladığını, bu süreçte evlendiğini, maddi nedenler ve eğitimi nedeni ile 2004-2008 yıllarında Erzurum’da … Dershanesinde, 2009-2012 yılları arasında ise Özel …. Kolejinde öğretmen olarak çalıştığını, süreçte doktora yapması nedeni ile Rize iline yerleşerek 2012-2015 yılları arasında Özel … Kolejinde kimya öğretmeni olarak çalıştığını, 2015 yılında doktorasını tamamlamasına müteakip işten ayrıldığını, KPSS sınavı ile 2016 yılında Şırnak İl Milli Eğitim Müdürlüğüne öğretmen olarak atandığını, 2016 yılı Ağustos ayında açığa alındığını ve 2018 yılı içerisinde ihraç edildiğini, geçmişte ayrıca…. numaralı hattı da kullandığını, ev hanımı olan eşinin kullandığı …. numaralı GSM hattının da adına kayıtlı olduğunu, 2002/2004 yıllarında dil eğitimi için ABD ülkesine gittiğini ve akrabasının yanında kaldığını, bu süreçte örgütle bir bağının olmadığını, 2002 yılında yurt dışına çıkarken vize başvurusu için istenilen bakiyeyi oluşturmak amacı ile akrabalarından topladığı parayı Bank Asya’da açtığı hesaba yatırdığını, sonraki süreçte Erzurum ve Rize’de çalıştığı kolejlerde maaşlarının Bank Asya aracılığı ile ödenmesi nedeni ile bu hesabı kullandığını, 2014 yılı içerisinde oturmakta olduğu evi müteaahhit firmadan satın aldığını, süreçte yaptığı ara ve toplu ödemeler nedeni ile birikimlerini bu hesaba yatırdığını, 2014 yılının Ağustos ayında evin tapusunu aldığını, bankaya destek olmak amaçlı ödemede bulunmadığını, sohbet ve etkinliklere katılmadığını beyan eden, adli sicil ve arşiv kaydının bulunmayan şüpheli … hakkında;
Şüpheli ifadesi, HTS analiz raporu, SGK kayıtları, okul kayıtları, Bank Asya hesap esktresi, nüfus ve adli sicil kayıtları ile tüm dosya kapsamının delil olarak gösterildiği, Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının, 2020/3017 soruşturma ve 2020/300 numaralı iddianamesi ile özetle; öğretmen olarak görev yapmakta iken kamu görevinden ihraç edildiği, ByLock programı kullanıcısı olmadığı, terör örgütüne aidiyeti bulunduğu tespit edilen dernek ve vakıflara üye olmadığı, şirket ortaklığının bulunmadığı, örgüte ait olan gazete ve dergilere aboneliğinin olmadığı, SGK kayıtlarının incelenmesinde örgüte ait kurum ve şirketler arasında yer alan Özel … …. Eğt. Mrkz (FEM) Dershanesi, ….Özel Eğitim ve Yurt İşletmeciliği, …. Eğitim … İnşaat Ltd. Şti., … Danışmanlık ve İnsan Kaynakları Özel Eğitim Hizm. isimli işyerlerinde çalışma kaydının bulunduğu, çocuklarının 2010/2016 yılları arasında özel okullarda kaydının bulunduğu, örgütün finans kaynaklarından Asya Katılım Bankası nezdinde…. müşteri numaralı aktif kullanılan hesabının bulunduğu ve örgüt liderinin talimatları kapsamında çeşitli tarihlerde hesabına para yatırdığı, katılım hesabı açtırdığı, birden fazla işlem açıklaması bulunmayan havale işlemlerinde bulunduğu, kullandığı …,…,…, numaralı GSM hatlarına ilişkin olarak HTS kayıtlarının temin edildiği, terör örgütüne üye olma suçundan hakkında soruşturma ve kovuşturma yürütülen ve ByLock kullanıcısı olan çok sayıda şahıs arasında irtibata rastlanıldığı, mahrem imamlarından olan şahıslar ile irtibatına ise rastlanılmadığı, ifadesinde SGK kayıtlarını, okul kayıtlarını, Bank Asya hesabı ile ilgili hususları kabul ettiği, terör örgütü ile iltisakının bulunmadığını, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini beyan eden şüphelinin, inkara dönük savunmaları, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hakkında soruşturma ve kovuşturma yürütülen çok sayıda şahıs ve mahrem imam ile arasında irtibata rastlanılması, terör örgütü ile iltisaklı olması nedeni ile kapatılan kurumlarda çalışma kaydının bulunması, şüphelinin örgütün finans kaynaklarından Asya Katılım Bankasında hesabının bulunması ve örgüt liderinin talimatları üzerine söz konusu bankada hesap açması ve hesap arttırımında bulunması ile bankanın TMSF’ye devrinin engellenmesi maksatlı hesap hareketlerinin bulunması gibi eylemlerinin örgüt hiyerarşisine tabii olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım suçunu oluşturduğundan 5237 sayılı TCK ‘nın 314/3, 220/7 maddeleri delaletiyle 314/2, 220/7, 53 ve 3713 sayılı TMK ‘nın 3/1, 5/1 maddelerince silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan cezalandırılması istenilmiştir.
UYAP sisteminde 10.07.2020 tarihinde elektronik olarak imzalandığı görülen Şırnak 3 Ağır Ceza Mahkemesinin 09.07.2020 tarih 2020/86 iddianame değerlendirme numaralı kararı ile özetle; 28.11.2002- 01.08.2016 tarihleri arasında aktif olarak kullandığı belirlenen … numaralı hesapta örgüte yardım olarak tespit edilebilecek bir miktar artırımın yer almadığı görüldüğünden 5271 sayılı CMK’nın 170/2 maddesine ve “Lekelenmeme Hakkına” muhalefet edilerek tanzim edilen iddianamenin iadesine itiraz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
16.07.2020 tarihinde Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığınca özetle, suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut delillerin tamamının toplandığı ve iddianamenin CMK’nın 170. maddesinde belirtilen tüm unsurları taşıdığı belirtilerek, Asya Katılım Bankasının terör örgütüne müzahir banka olduğunun açığa çıkması ile birlikte terör örgüt liderinin çağrılarda bulunarak bankanın ayakta tutulmasının sağlanmaya çalışıldığı, şüphelinin bu dönemlere ait aktif kullanım bilgilerinin bulunması ve örgüt ile iltisakının bulunduğunu gösterir durumların bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde yeterli şüphe oluştuğundan silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan hakkında iddianamenin tanzim edildiği, tüm deliller toplanıldığından ve eksik soruşturma yürütülmediğinden CMK’nın 170 maddesi de nazara alındığında lekelenme hakkına muhalefet edilerek hazırlanan bir iddianamenin bulunmadığı ayrıca beraat veya mahkumiyet hususlarının deliller ile birlikte takdirinin mahkemenin takdirinde olduğu, yeterli şüphenin oluşup oluşmadığı noktasında takdirin ise Cumhuriyet Başsavcılığına ait olduğu, bu anlamda soruşturmanın eksiksiz yürütüldüğü ve yeterli şüphenin oluşması halinde kamu davası açılması gerektiğinden iddianamenin iadesine ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olduğu nedenleri ile iade kararının kaldırılarak, iddianamenin kabulüne karar verilmesi hususunda itirazda bulunulmuştur.
Mahkemenin 16.07.2020 tarih 2020/86 iddianame değerlendirme sayılı kararı ile de iade kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan CMK’nın 268/2 maddesi gereğince kararın düzeltilmesine yer olmadığına ve yerinde görülmeyen itirazın incelenmek üzere merciiye gönderilmesine karar verilmiştir.
Şırnak 1. Ağır Ceza Mahkemesine sunulan Cumhuriyet savcısının 20.07.2020 tarihli mütalaasında, iddianamenin iadesine dair Cumhuriyet savcısınca yapılan itirazın kabulüne karar verilmesi istenilmiştir.
Şırnak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/279 değişik iş sayılı kararı ile özetle, iddianamenin iadesine dair kararındaki gerekçeye göre, CMK’nın 174 maddesinin şartlarının takdir ve tatbikinde usul ve yasaya aykırı bir hal görülmediğinden itirazın reddine kesin olarak karar verilmiştir.
Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının 06.08.2020 tarihli yazısı ile özetle, Ceza İşleri Genel Müdürlüğünden, şüphelinin örgüte ait kurum ve şirketlerde çalıştığı, çocuklarını örgüte müzahir okullarda okuttuğu, Asya Katılım Bankasında … müşteri numaralı hesabının bulunduğu ve örgüt liderinin talimat verdiği süreçlerle sonraki tarihlerde aktif olarak bu hesabı kullandığı, HTS analiz raporuna göre ByLock kullanıcısı kişilerle görüştüğü, Asya Katılım Bankasında bulunan hesabının incelenmesinde 28.11.2002-01.08.2016 tarihleri arasında örgüte yardım olarak tespit edilebilecek bir miktar artırımın yer almadığının görülmüş olduğu belirtilmişse de yapılan değerlendirmede Asya Katılım Bankası’nın terör örgütüne müzahir banka olduğunun açığa çıkması ile birlikte terör örgütü liderinin çağrıda bulunarak adı geçen bankanın ayakta tutulmasının sağlanmaya çalışıldığı, şüphelinin bu dönemlere ait aktif kullanım bilgilerinin bulunmasının yeterli olacağı, mutlaka hesap artırımında bulunması gerekmediği gibi örgüt ile iltisakının bulunduğunu gösterir durumlarda bir bütün olarak değerlendirildiğinde yeterli şüphenin oluştuğu, lekelenmeme hakkına muhalefet edilerek hazırlanan iddianamelerde suçun sübutuna etki eden bir delilin bulunmadığı veya eksik soruşturma yapıldığı ancak hazırlanan iddianamede bu durumların söz konusu olmadığı, beraat veya mahkumiyet hususlarını değerlendirmenin mahkemenin takdirinde olduğu, yeterli şüphenin oluşup oluşmadığı noktasındaki takdirin ise Cumhuriyet Başsavcılığına ait olduğu, soruşturma kapsamında yeterli şüphenin oluşması nedeni ile kamu davası açılması gerektiği, mahkemenin ihsası rey teşkil edebilecek şekilde vermiş olduğu iade kararına yönelik itiraz merci kararında yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadığı belirtilerek Şırnak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin kesin kararının kanun yararına bozulması ihbar ve görüşünde bulunulmuştur.
III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Şüpheli hakkında düzenlenen iddianamenin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 174/1 maddesi gereğince iade edilmesinde ve bu karara karşı yapılan itirazın reddine dair verilen kararda hukuka aykırılık bulunup bulunmadığına ilişkindir.
IV- HUKUKSAL DEĞERLENDİRME;
Yasal düzenlemeler şu şekildedir;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu
Kamu davasını açma görevi
Madde 170
(1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.
(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.
(3) Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede;
a) Şüphelinin kimliği,
b) Müdafii,
c) Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği,
d) Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi,
e) Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği,
f) Şikâyette bulunan kişinin kimliği,
g) Şikâyetin yapıldığı tarih,
h) Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri,
i) Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
j) Suçun delilleri,
k)Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri,
Gösterilir.
(4) İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır.
(5) İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.
(6) İddianamenin sonuç kısmında, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği; suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbiri açıkça belirtilir.
İddianamenin iadesi
Madde 174 – (Değişik: 25.5.2005 – 5353/27 md.)
(1) Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a) 170 inci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b) (Değişik:17.10.2019-7188/20 md.) Suçun sübutuna doğrudan etki edecek mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
c) (Değişik:17.10.2019-7188/20 md.) Önödemeye veya uzlaştırmaya ya da seri muhakeme usulüne tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaştırma ya da seri muhakeme usulü uygulanmaksızın düzenlenen,
d) (Ek:17.10.2019-7188/20 md.) Soruşturma veya kovuşturma yapılması izne veya talebe bağlı olan suçlarda izin alınmaksızın veya talep olmaksızın düzenlenen,
İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
(2) Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
(3) En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
(4) Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir. İlk kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez.
(5) İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.
Ceza muhakemesinin amacı, maddi gerçeğin insan onuruna yaraşır biçimde araştırılıp bulunmasıdır.
Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.
CMK’nın 160/1 maddesinde yer alan “bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hal” ifadesinden de anlaşılacağı üzere belli bir suç şüphesine karşı soruşturmaya başlanılabilmesinin maddi koşulu, o suça ilişkin başlangıç şüphesinin var olmasıdır. Başlangıç şüphesi, soyut bir izlenimle değil; suçun işlendiği izlenimini uyandıran somut vakıalar ile oluşur. Cumhuriyet savcısı, başlangıç şüphesinin olup olmadığını yani, suçun işlendiği izlenimini uyandıran somut vakıaların bulunup bulunmadığını değerlendirerek soruşturmaya başlayacaktır. Kısaca, başlangıç şüphesinin bulunup bulunmadığını değerlendirme yetkisi, Cumhuriyet savcısına aittir (Veli Özbek, Nihat M. Kanbur, Koray Doğan, Pınar Bacaksız, İlker Tepe, Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayınlar, Ankara, 2011, sayfa 186 ve devamı).
Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı iddianame düzenler. “Yeterli şüphe”, şüphelinin müsnet suçtan yargılanması için gerekli ve yeterli olan şüphe derecesini ifade eder. Bu şüphenin, hukuka uygun olarak elde edilmiş her türlü delile dayanması gerektiğinde kuşku yoktur. Cumhuriyet savcısı topladığı delillerin iddianame düzenlemek için yeterli olup olmadığını takdir edecek, delilleri olaylarla ilişkilendirerek yeterli şüpheyi ortaya koyacaktır. Kamu davasının açılmasında yeterli şüpheden bahsedebilmede önemli olan, suçun işlendiğine yönelik tartışılabilirlik ve mahkûmiyetin ne derecede mümkün olabilirliğidir.
5271 sayılı CMK’da düzenlenen iddianamenin iadesi kurumu, uzun süren yargılama süreçlerinin önüne geçilebilmesi ve davaların “tek celse”de bitirilebilmesini temin amacıyla getirilen yeniliklerden biridir. Bunun gerçekleştirilebilmesi, soruşturma safhasında mevcut tüm delillerin toplanmış olması ile mümkündür.
İddianamenin iadesi kurumu şüpheli/sanıkların lekelenmeme haklarını etkin şekilde koruma altına almaktadır. Bu nedenle Anayasanın 36-38. ve Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesinin 6. maddelerinin teminatı mahiyetindedir. İddianamedeki şekle ilişkin eksiklikler her zaman giderilebilir ancak eksik soruşturma sonucu yeterli suç şüphesi oluşturmayan delillerle kişilere sanık sıfatı yüklenmesi, yargılama sonucunda beraat etmiş olsalar dahi hak ihlaline sebebiyet vereceği göz önünde bulundurulmalıdır. Aksi takdirde kanun koyucu suçun subutuna etkili olan bir delil toplanmadan dava açılmasını iade nedeni olarak kabul etmeyeceği aşikardır.
Ayrıca CMK’nın 170/5. fıkrasında “İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.” hükmüne yer verilmiştir.
Soruşturma aşamasında toplanan deliller sonucunda yeterli şüphenin oluşmaması durumunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi, yargılama aşamasında hakim veya mahkemece verilen kararlar ile kanun yolu aşamalarında delillerin hukuka uygunluk denetiminin yapılacağına dair düzenlemelerin yanı sıra; iddianamenin iadesi müessesesinin de delilin denetimine olanak tanıdığının kabulü gereklidir. Ancak Anayasanın 38, 5271 sayılı CMK’nın 206/2. maddelerindeki düzenlemeler kapsamında, bu olanağın çok geniş yorumlanmaması gerektiği CMK’nın 172/1. maddesinin doğal sonucudur.
Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere;
“Kamu davasının tek veya zorunlu olduğunda birbirini izleyen oturumlarda ve mümkünse bir günde sonuçlandırılmasını gerçekleştirebilmek amacıyla; iddianamenin, hukuken geçerli ve yeterli delillerin toplanmasından ve dava açma koşullarının gerçekleşmesinden sonra, tüm yönleriyle doğru ve eksiksiz olarak mahkemeye verilmesi gerekmektedir. Yeterli delil bulunmadan veya toplanmadan âdeta delilsiz davanın açılmış olması ve bunun sonucu olarak mahkemenin soruşturma yapmak zorunluluğunda kalacağının anlaşılması halinde iddianame iade edilecektir… Deliller kamu davası açmak için yeterli olsa bile, iddianamede bulunması gerekli diğer ve bir bakıma şekli sayılabilecek hususların yer almaması halinde de iade mümkündür…”
7188 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gerekçesinde ise;
“Maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen iddianamenin iadesine karar verileceği hüküm altına alınmıştır. Söz konusu düzenleme uygulamada hâkimler ve savcılar tarafından farklı yorumlanmaktadır. “Mutlak sayılan mevcut bir delil” ibaresi dikkate alındığında mahkemelerin iade yetkisinin çok sınırlı olduğu ve mutlak olmamakla birlikte suçun sübutuna etki edebilecek deliller toplanmadan açılan iddianamelerin iade edilemediği görülmektedir. Yargıtay içtihatları da bu yönde gelişmiştir. Bu itibarla, maddeyle yapılan değişiklikle suçun sübutuna doğrudan etki edecek delillerin toplanması sağlanmaktadır. Suçun sübutuna doğrudan etki edecek delil, olayın oluş şekline göre ceza muhakemesi hukuku çerçevesinde belirlenecektir.
Yeterli delil bulunmadan veya toplanmadan adeta delilsiz davanın açılmış olması ve bunun sonucu olarak mahkemenin soruşturma yapmak zorunluluğunda kalacağının anlaşılması halinde iddianame iade edilecektir…
Deliller kamu davası açmak için yeterli olsa bile, iddianamede bulunması
gerekli diğer ve bir bakıma şekli sayılabilecek hususların yer almaması halinde de iade mümkündür…”
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; şüpheli hakkında; UYAP sisteminde yer alan 17.04.2017 tarihli Mali Analiz Raporunda hesap bakiyelerine yönelik yapılan tespit ile 2002 yılından itibaren hesap hareketlerinin belirtildiği görülen Bank Asya dökümlerinde 26.02.2014 tarihinde 31 günlük katılım hesabı açtığı ve para yatırdığının görülmesi karşısında, örgüt hiyerarşisine tabii olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan kamu davası açılması için yeterli şüphenin oluştuğuna dair değerlendirmede hukuka aykırılık görülmediğinden, iade kararı ile bu karara yönelen itirazın reddine dair verilen mercii kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
V-SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden Şırnak 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 21.07.2020 tarihli ve 2020/279 değişik iş sayılı kararının CMK’nın 309/4-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin icrasını teminen dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.