Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2020/560 E. 2021/2449 K. 31.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/560
KARAR NO : 2021/2449
KARAR TARİHİ : 31.03.2021

Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme
Hüküm : TCK’nın 314/2, 220/7, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 62/1, 58/9, 53/1-2-3, 63/1 madddeleri gereği kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesince kesin olarak verilen hüküm, 24.10.2019 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun 29. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 286. maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyiz yolunun açılması üzerine anılan Kanuna eklenen geçici 5. maddesinin 1/f bendinde belirtilen süre içerisinde temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Ayrıntıları Dairemizin 09.04.2018 tarih ve 2018/125 Esas 2018/1049 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere;
CMK. 188/1. maddesinde; “Duruşmada, hükme katılacak hakimler ve cumhuriyet savcısı ile zabıt katibinin ve kanunun zorunlu müdafiiliği kabul ettiği hallerde müdafiinin hazır bulanması şarttır.” şeklinde duruşmada hazır bulunması gerekenler gösterilirken “zorunlu müdafiiyi” mahkeme heyetinden saymıştır.
CMK 289. maddesinin 1-a-e bendlerinde, kanuna kesin aykırılık halleri içinde, “mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması ile Cumhuriyet savcısı veya duruşmada kanunen mutlaka hazır bulunması gereken kişilerin yokluğunda

duruşma yapılması” gösterilmiştir. Temyiz denetiminde bu madde kapsamındaki hukuka aykırılıklar temyiz kapsamında gösterilmiş olmasa da resen incelenecektir. (CMK 289/1)
Bu açıklamalar doğrultusunda, somut olayda;
Silahlı terör örgütü üyeliği suçundan yargılanan sanığın, yargılama aşamasında kendisinin seçtiği bir müdafii bulunmadığı gibi CMK 156 maddesi gereğince re’sen müdafii görevlendirilmeyerek bulunduğu hal nedeniyle, delillere erişme ve savunma hazırlama imkanları itibariyle çelişmeli yargılamanın gereği olan “silahların eşitliği” ilkesinin ve Anayasanın 36, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddeleri ile teminat altına alınan adil yargılama hakkının ihlali sonucunu doğuracak biçimde, adaletin selameti açısından gerekli olan müdafiinin hukuki yardımından yararlandırılmadan yargılama yapılıp sorgusu tespit edilmek ve hüküm kurulmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması yukarıda izah edilen mevzuat ile CMK 188/1 ve 289/1-a-e maddelerine muhalefet edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı hükmün BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Denizli 3. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 31.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.