Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2020/5042 E. 2021/3742 K. 08.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/5042
KARAR NO : 2021/3742
KARAR TARİHİ : 08.06.2021

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek
Hüküm : TCK’nın 314/3 ve 220/6 maddeleri yollamasıyla 314/2, 220/6-2. cümle, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 62, 53, 58/9, 63 maddeleri uyarınca mahkumiyetine (direnme kararı)

Dairemizin 10.05.2018 tarih ve 2018/268 Esas – 2018/1600 Karar sayılı ilamı ile; Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.11.2014 tarih ve 2014/283 Esas – 2014/269 Karar sayılı kararının “aynı üniversitede öğrenci olması nedeniyle olay mahallinde bulunması için makul neden bulunan sanığın savunmanın aksine eylemi örgütsel amaçlı olarak gerçekleştirdiği sabit olmadığı” gerekçesiyle bozulmasına yönelik karar verilmesine müteakip aynı mahkemenin 23.05.2019 tarih ve 2018/422 Esas – 2019/238 Karar sayılı vermiş olduğu Direnme kararı temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Dairemiz ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın örgütsel amaçlı olay yerinde bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkin ise de öncelikle, Yerel Mahkeme kararının “yeni hüküm” niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak,

c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçelerle veya sonradan yürürlüğe girip lehe hükümler içermekle uygulanması gereken yeni kanun normlarına dayanarak hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi hâlinde ise incelemenin Yargıtayın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan hakkında kamu davası açılan sanığın, Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılaması neticesinde mahkûmiyetine yönelik hüküm kurulduğu, Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.11.2014 tarih ve 2014/283 Esas – 2014/269 Karar sayılı mahkumiyet hükmünde, genel ifadelerle “Sanık …’in de 10.04.2013 tarihlerinde yapılan gösteriye katıldığı sebebiyle kamu davası açılmış olup; Sanığın, 10.04.2013 tarihindeki olaya ilişkin gerek olayın sıcağı sıcağına verdiği ilk kolluk ifadesinde, gerekse tanıkların kavga eden grup içerisinde bulunduğu konusunda beyanları dikkate alındığında olaya Bilge Gençlik Kulübü öğrencileri ile birlikte katıldığı, güvenlik güçlerinin uyarılarına rağmen dağılmadığı hususu sübuta ermiştir.” gerekçe gösterilerek mahkumiyete yönelik hüküm kurulduğu, kararın temyiz edilmesi üzerine Dairemiz tarafından 10.05.2018 tarih ve 2018/268 Esas – 2018/1600 sayılı ilamıyla “aynı üniversitede öğrenci olması nedeniyle olay mahallinde bulunması için makul neden bulunan sanığın savunmanın aksine eylemini örgütsel amaçlı olarak gerçekleştirdiği sabit olmadığından; atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi” gerektiği belirtilerek bozulmasına yönelik karar verildiği, Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesince her ne kadar bozma kararına uyulması yönünde bir karar verilmemişse de, bozma sonrası yeniden talimatla tanık dinlenmesi ve duruşma savcısı tarafından yeni bir mütalaa verilmesi hususları göz önüne alındığında; Dairemizin denetiminden geçmemiş olan yeni mahkûmiyet hükmü kurulduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinin son uygulaması direnme kararı niteliğinde olmayıp, yeni hüküm niteliğindedir. Bu yeni hükmün doğrudan Ceza Genel Kurulunca ele alınması mümkün olmadığından, dosyanın temyiz incelemesi Dairemiz tarafından yapılması gerekmektedir.
Tüm bu açıklamalar kapsamında, vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığın aynı üniversitede öğrenci olması ve aynı gün derslerinin olması hususları dikkate alındığında; olay mahallinde bulunması için makul neden bulunduğu, görüntü inceleme ve fotoğraftan tespit tutanaklarından da sanığın olay mahallinde bulunma eylemini örgütsel amaçlı olarak gerçekleştirdiği sabit olmadığından, atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,

Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.