Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2020/5016 E. 2020/4893 K. 24.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/5016
KARAR NO : 2020/4893
KARAR TARİHİ : 24.09.2020

I-TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11.06.2020 tarih ve 2020/50638 sayılı yazısı ile; Terör örgütü propagandası yapmak suçundan sanık …’ın, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına dair Şanlıurfa 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/11/2019 tarihli ve 2019/419 esas, 2019/592 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında düzenlenen Şarlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının 16/08/2019 tarihli ve 2019/7271 esas sayılı iddianamesinde suç tarihinin 15/03/2019 olarak belirtildiği, gerekçeli kararda ve kararın gerekçe bölümünde ise suç tarihinin 26/08/2013 olarak kabul edildiği, kesinleşme şerhinde de suç tarihinin 26/08/2013 olduğu, kayden 28/06/1999 doğum tarihli sanığın iddianameye göre 15/03/2019 tarihinde atılı suçu işlediğinin kabulü halinde hakkında belirlenen denetim süresinin 5 yıl olduğu ancak gerekçeli kararda kabul edilen 26/08/2013 tarihinde suçu işlemiş olması halinde ise 12-15 yaş aralığında olduğu ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’na göre 3 yıl denetim süresi belirlenmesi gerektiği anlaşıldığından, suç tarihinin tespiti ile aradaki çelişkinin giderilerek bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 11/05/2020 gün ve 94660652-105-63-3881-2020-Kyb sayılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
II-OLAY;
Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının 16.08.2019 tarihli, 2019/9331 soruşturma, 2019/7271 esas, 2019/1675 numaralı iddianamesi ile “şüpheli” sıfatı ile açık kimlik bilgileri de belirtilen 28.06.1999 doğumlu …’ın, 02.08.2015 ve 26.08.2013 tarihlerinde … adlı sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlar ile terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediği iddiası ile eylemine uyan 3713 sayılı TMK’nın 7/2-2, TCK’nın 43/1, 53/1, 63. maddeleri uyarınca cezalandırılması istenilmiştir.
İddianamenin karar başlığında suç tarihi 15.03.2019 tarihi olarak gösterilmiştir.

Şanlıurfa 5 Ağır Ceza Mahkemesince 26.08.2019 tarihinde iddianamenin kabulüne karar verilmesine müteakip, mahkemenin 2019/419 esasına kayden yapılan kovuşturmada talimatla alınan ifadesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul ettiğini beyan eden ve adli sicil ve arşiv kayıtlarında sabıkasına rastlanılmayan “sanık” hakkında, iddia makamının 26.08.2013 tarihli paylaşım nedeni ile 3713 sayılı TMK’nın 7/2-1 ve 2 cümle, 5237 sayılı TCK’nın 53, 63 maddelerinden cezalandırılmasına yönelik mütalaası kapsamında, 12.11.2019 tarihinde yokluğunda tefhim olunan hükümle özetle, 3713 sayılı TMK’nın 7/2-1 ve 2 cümle, 5237 sayılı TCK’nın 62/1, 53/1-2 ve 3/1 cümle, 63 maddelerinden 1yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair mahkumiyet hükmünün 5271 sayılı CMK’nın 231/5 maddesi uyarınca açıklanmasının geri bırakılmasına ve CMK’nın 231/8 maddesi gereğince 5 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına, bu sürede ayrıca bir yükümlülük yüklenmesine yer olmadığına, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemediği taktirde açıklanması geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılmasına ve davanın düşürülmesine, ihtar edilemediği belirtilerek kasten yeni bir suç işlemesi halinde hükmün açıklanacağının ihtarına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinden hapis cezasının ertelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Şanlıurfa 5 Ağır Ceza Mahkemesinin 12.11.2019 tarih 2019/419 esas ve 2019/592 karar sayılı gerekçeli kararında, “sanığın” 26.08.2013 tarihindeki paylaşımı nedeni ile cezalandırılmasına karar verildiği, karar başlığında da suç tarihinin 26.08.2013 olduğu açıkça belirtilmiştir.
Talimatla alınan ifadesinde duruşmalardan bağışık tutulmak istediğini ve müdafii talep etmediğini beyan eden ve süreçte de hakkında Şanlıurfa 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 16.03.2019 tarih 2019/214 Sorgu kararı ile verilen adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına karar verilen sanığın, her ne kadar karar başlığında gösterilmemiş ise de soruşturma aşamasında da görev alan ve kovuşturma sürecinde müdafii olduğunu da belirtir adli kontrol tedbirinin kaldırılmasına yönelik 21.08.2019 tarihli dilekçe ve eki evrakları ibraz ettiği anlaşılan müdafiinin elektronik posta adresine 02.12.2019 tarihinde, elektronik ortamda gerekçeli kararın tebliği yapılmıştır.
Süreçte öğrenci olduğu beyan edilen sanığa gerekçeli kararın tebliğ edildiğine dair bir evrak dosya içerisinde bulunmamaktadır.
18.12.2019 tarihinde tanzim edilen kesinleşme şerhinde, itiraz edilmediğinden kararın 10.12.2019 tarihinde kesinleştiği, suç tarihinin 26.08.2013 olduğu belirtilmiştir.
Gerekçeli karar, kesinleşme şerhi ve tali karar fişi 19.12.2019 tarihinde, Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğüne gönderilmiştir.
Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünün 25.12.2019 tarihli yazısı ile tali karar fişinde, doğum tarihinin 28.06.1999, suç tarihinin ise 26.08.2013 olduğu görülen sanığın suç tarihi itibariyle 18 yaşını tamamlamadığı, fişte belirtilen denetim süresi ile 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununda belirtilen denetim süresi arasında çelişki olduğu görüldüğünden evrakın iade edilmesi üzerine, Mahkemenin 25.12.2019 tarihli müzekkeresi ile kanun yararına bozma ihbarında bulunduğu ve Cumhuriyet Başsavcılığının 18.02.2020 tarihli, suç tarihi itibari ile suça sürüklenen çocuk hakkında denetim süresinin 5 yıl olarak belirlenmesinin hukuka aykırılık unsuru ihtiva ettiğinden kesin kararın kanun yararına bozulmasına dair görüşün teminine müteakip Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 11.05.2020 tarihli talebi ile kesin kararın kanun yararına bozulmasının istenilmesi yazılı bildiriminde bulunulmuştur.
III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Suç tarihi itibariyle 12-15 yaş grubu aralığında bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında, terör örgütü propagandası yapmak suçundan kurulan hükmün 5271 CMK’nın 231. maddesi uyarınca açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararda denetim süresinin 5 yıl olarak belirlenmesinde isabet bulunup bulunmadığına ilişkindir.
IV-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME;
Konu ile ilgili yasal düzenleme şöyledir:
5271 sayılı yasa;
Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması
Madde 231 …
(5) (Ek: 6.12.2006-5560/23 md.) Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl (2) veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.
(6) (Ek: 6.12.2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;
a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması,
b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir. (Ek cümle: 22.7.2010-6008/7 md.) Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.
(7) (Ek: 6.12.2006-5560/23 md.) Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkûm olunan hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez.
(8) (Ek: 6.12.2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. (Ek cümle: 18.6.2014-6545/72 md.) Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez. Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak;
a) Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine,
b) Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,
c) Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine,
karar verilebilir. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur.
….
(14) (Değişik: 23.1.2008 – 5728/562 md.) Bu maddenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümleri, Anayasanın 174’üncü maddesinde koruma altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlarla ilgili olarak uygulanmaz.
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması
Madde 23- (Değişik: 6.12.2006-5560/40 md.)
(1) Çocuğa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda, Ceza Muhakemesi Kanunundaki koşulların varlığı halinde, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Ancak, bu kişiler açısından denetim süresi üç yıldır, şeklindedir.
Ceza Genel Kurulunun 06.04.2010 tarih 2010/76-77 sayılı kararı da nazara alınarak somut olay değerlendirildiğinde; talebe dayanak teşkil eden kararın niteliği itibari ile olağan kanun yolunda düzeltilmesi mümkün hukuka aykırılıklar yönünden itirazın kapsamı ile sınırlı olarak yapılan incelemede; adli sicil ve arşiv kaydı bulunmayan, kovuşturmada hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına rızasının bulunduğunu beyan eden, kayden ve beyanlarına göre de 28.06.1999 doğumlu olan, 02.08.2015 ve 26.08.2013 tarihlerinde … adlı sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlar ile terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediği iddiası açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda 26.08.2013 tarihinde yaptığı paylaşım nedeni ile terör örgütü propagandası suçundan verilen 1 yıl 3 ay hapis cezasına dair hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen, suç tarihi itibari ile 12-15 yaş aralığında olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını müteakip belirlenecek denetim süresinin üç yerine, suça sürüklenen çocuğun aleyhine olacak şekilde beş yıl olarak belirlenmesinde isabet görülmemiştir.
V- SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11.06.2020 tarihli kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Şanlıurfa 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.11.2019 tarih, 2019/419 esas ve 2019/592 karar sayılı ilamının CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-Bozma nedenine göre işlem yapılarak, hüküm fıkrasının 7. paragrafında yer alan “Hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanığın CMK’nın 231/8 maddesi gereğince 5 YIL SÜRE İLE DENETİMLİ SERBESTLİK TEDBİRİNE TABİ TUTULMASINA, sanığa bu süre içerisinde ayrıca bir yükümlülük yüklenmesine takdiren YER OLMADIĞINA,” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “Hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen suça sürüklenen çocuğun 5395 sayılı Kanunun 23/son maddesi gereğince 3 YIL SÜRE İLE DENETİM SÜRESİNE TABİ TUTULMASINA , bu süre içinde herhangi bir yükümlülük altına alınmasına yer olmadığına,” ibaresinin eklenmesine, hükümdeki diğer hususların aynen muhafazasına,
3-Müteakip işlemlerin mahallinde tamamlanmasına,
4-Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE 24.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.