Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2020/5012 E. 2020/5735 K. 13.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/5012
KARAR NO : 2020/5735
KARAR TARİHİ : 13.11.2020

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.06.2020 tarih ve 2020/49831 sayılı yazısı ile; Silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan şüpheli … hakkında yürütülen soruşturma sırasında şüphelinin taşınmazlarına, ulaşım araçlarına, hak ve alacaklarına el konulmasına dair Kocaeli 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 01/08/2016 tarihli ve 2016/3205 değişik iş sayılı kararını müteakip, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/03/2019 tarihli ve 2019/5 esas 2019/111 sayılı kararının Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 21/05/2019 tarihli ve 2019/806 esas, 2019/377 sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek kesinleşmesini takiben, hükümlünün el koyma kararının kaldırılması talebinin kabulüne dair Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/06/2019 tarihli ve 2019/5 esas 2019/111 sayılı ek kararına hükümlünün el konulan malvarlığı arasında bulunan motor yat tekneye ait yediemin ücreti yönünden yapmış olduğu itiraza ilişkin anılan Mahkemenin 30/10/2019 tarihli karar verilmesine yer olmadığına dair ek kararına karşı yapılan itiraz neticesinde, Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/10/2019 tarihli ve 2019/5 esas 2019/111 sayılı ek kararının kaldırılarak, el koyma tedbirinden kaynaklanan giderlerin hazine üzerine bırakılmasına dair Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/11/2019 tarihli ve 2019/306 değişik iş sayılı kararını kapsayan onaylı dosya sureti incelendi.
Dosya aslının temyiz incelemesine gönderilmiş olması sebebiyle onaylı dosya sureti üzerinden yapılan incelemede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun, ”Eşya veya kazancın muhafaza altına alınması ve bunlara elkonulması” kenar başlıklı 123 üncü maddesinde yer alan; ”(1) İspat aracı olarak yararlı görülen ya da eşya veya kazanç müsaderesinin konusunu oluşturan malvarlığı değerleri, muhafaza altına alınır. (2) Yanında bulunduran kişinin rızasıyla teslim etmediği bu tür eşyaya elkonulabilir.” şeklindeki,
Anılan Kanun’un ”Elkonulan eşyanın iadesi” kenar başlıklı 131 inci maddesinde yer alan; ”(1) Şüpheliye, sanığa veya üçüncü kişilere ait elkonulmuş eşyanın, soruşturma ve kovuşturma bakımından muhafazasına gerek kalmaması veya müsadereye tabi tutulmayacağının anlaşılması halinde, re’sen veya istem üzerine geri verilmesine Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından karar verilir. İstemin reddi kararlarına itiraz edilebilir. (2) 128 inci madde hükümlerine göre elkonulan eşya veya diğer malvarlığı değerleri, suçtan zarar gören mağdura ait olması ve bunlara delil olarak artık ihtiyaç bulunmaması halinde, sahibine iade edilir.” şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında,
1-Dosya kapsamına göre, somut olayda şüpheli hakkında yürütülen soruşturma sırasında Kocaeli 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 15/07/2016 tarihli ve 2016/3159 değişik iş sayılı kararı ile yakalama emri düzenlendiği, Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 31/12/2018 tarihli ve 2018/10446 esas, 2018/2783 sayılı iddianamenin kabulü ile kovuşturma aşamasına geçildiği, şüpheli hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yapılan yargılamanın yaklaşık 2 yıl 8 ay sürdüğü, netice itibariyle Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/03/2019 tarihli kararı ile şüphelinin silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyetine hükmedildiği, sözkonusu yargılamanın seyri esnasında; Kocaeli 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 01/08/2016 tarihli ve 2016/3205 değişik iş sayılı kararı ile şüphelinin taşınmazlarına, ulaşım araçlarına, hak ve alacaklarına el konulmasına karar verildiği, bu karar kapsamında şüphelinin yetkilisi olduğu AIACATI CO şirketi adına kayıtlı Amerikan bayraklı, beyaz renkli Alaçatı isimli motor yata Kocaeli 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 16/08/2016 tarihli ve 2016/3727 değişik iş sayılı kararı ile el konulduğu, anılan motor yat teknenin yaklaşık 2 yıl 8 ay süre ile yediemin muhafazasında bulunduğu, şüpheli hakkında verilen mahkumiyet kararını müteakip Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/06/2019 tarihli ek kararı ile örgüt faaliyeti sonucu elde edilmediği anlaşılan ve sözkonusu motor yat teknenin de aralarında bulunduğu şüpheliye ait malvarlığı üzerindeki el koyma tedbirinin kaldırılmasına karar verilmiş ise de; şüphelinin yargılamaya konu el koyma tedbir kararından itibaren yaklaşık iki buçuk yıl boyunca firari konumda bulunduğu, yargılama sürecinin ve buna bağlı olarak, hakkında tedbir kararı uygulanan malların yediemin gözetiminde bulunma süresinin uzamasının, şüphelinin eylemi neticesinde gerçekleştiği, sorumluluk miktarının buna göre belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2-Kabule göre de;
El koyma tedbirine konu motor yat tekne hakkında talep edilen 401.000,00 TL yedieminlik ücretinin belirlenmesi hususunda, bu ücretin hangi Kanun ve yönetmelik çerçevesinde tespit edildiğine dair herhangi bir araştırma yapılmaksızın, salt yediemin vekilinin beyanları esas alınmak suretiyle sözkonusu giderin hazine üzerine bırakılmasının hakkaniyete uygun olmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 03/06/2020 gün ve 94660652-105-41-623-2020-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
II-OLAY;
FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün Kocaeli yapılanmasına yönelik 08.05.2015 tarihinde BİMER’e yapılan ihbarda örgütsel saikle iflasını açıkladığı ayrıca akrabası olduğu anlaşılan şahsın sahibi olduğu … adlı lokantada örgüt mensuplarınca toplantıların düzenlendiğinin belirtilmesi üzerine, … adlı lokanta zincirinin sahibi olduğu ve silahlı terör örgütü adına finansal alanda faaliyet yürütüyor olabileceği değerlendirmesiyle, ihbarda adı geçen şahıslara yönelik başlatılan Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/15372 sayılı soruşturması kapsamında, Bank Asya çalışanlarından … ve …’nın müşteki beyanlarında örgüte finansal destek sağladığı ve örgütün mütevelli heyetinde yer aldığının, …’ın bilgi sahibi olarak verdiği ifadesinin de bu hususu desteklediğinin, CMK’nın 135 maddesi kapsamında yapılan iletişimin dinlenilmesinde … ile yaptığı telefon konuşmasında süreçte yaşanan olaylardan bahsederek örgütle iltisaklı … adlı dernek üyeliğinden ayrılmak isteğine dair konuşmayı gerçekleştirdiğinin tespiti üzerine 01.06.2016 tarihinde yakalanarak gözaltına alınan ayrıca … şirketler grubuna ait şirkette çalıştığını, 01.06.2016 tarihinde medyadan öğrendiği kadarı ile şirket ortaklarına operasyon yapıldığını, şirkette çalışan bir yakının yaptığı telefon görüşmesinden İstanbul’da bulunan şirket merkezinden gelen bir kaç kişinin restoranda evrak imhasına başladıklarını duyduğuna dair …. kod numaralı gizli tanık ….’ın ihbarına istinaden de belirtilen iş yerinde arama ve el koyma işleminde bulunulan, süreçte yapılan itirazın reddine de karar verildiği görülen Kocaeli 2 Sulh Ceza Hakimliğinin 04.06.2016 tarih 2016/229 sorgu sayılı kararı ile yapılan sorgusuna müteakip Cumhuriyet Başsavcılığının tutuklama isteminin reddine karar verilerek salıverilen, 15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrasında örgütle iltisakına dair başkaca beyan ve tespitlerde de bulunulan, adresinden temin edilememesi nedeni ile Kocaeli 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 22.07.2016 tarih 2016/3159 değişik iş sayılı kararıyla hakkında TCK’nın 309/1 maddesinden yakalama emri çıkartılan sanığın, TCK’nın 314/1- 4 ve 309/1 suçlarından yürütülen soruşturmada diğer şüphelilerle birlikte taşınmazlarına, ulaşım araçlarına, hak ve alacaklarına CMK’nın 128 maddesince el konulmasına yönelik Cumhuriyet Başsavcılığın 29.07.2016 tarihli talebinin, Kocaeli 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 01.08.2016 tarih 2016/3205 değişik iş sayılı kararı ile kabulü ile CMK’nın 128/1 ve 668 sayılı KHK’nın 3/1 maddesi uyarınca soruşturma konusu suçların işlendiğine ve bu suçlardan elde edildiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması nedeni ile taşınmazlarına, hak ve alacaklarına, ulaşım araçlarına 5271 sayılı CMK’nın 128 ve 668 sayılı KHK ‘nın 3/1 maddesi gereğince el konulmasına, kararın CMK’nın 128/3,4,5 maddelerine göre icra edilmesine ve şüphelilere tebliğine itiraz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
12.08.2016 tarihli araştırma tutanağından anlaşılacağı üzere hakkında yakalama kararı bulunan sanığın yetkilisi olduğu şirket adına kayıtlı Amerikan bayraklı yatın, Çeşme ilçesinde marinada bulunduğunun tespiti üzerine, gecikmesinde sakınca bulunan hal kapsamında aynı tarihte Cumhuriyet savcısının talimatı ile yatta arama yapılmasına karar verilmiştir. Bu kapsamda kalış nedenini turizm amaçlı olarak bildiren, 04.08.2016 tarihinde kısa süreli ikamet izni başvurusunda bulunduğu ve 01.07.2016 tarihinde sanık tarafından yetki belgesi verildiği anlaşılan Alman uyruklu şahsın kaptan olarak bulunduğu 18.07.2016 tarihinde kayıt belgesi tanzim edilen yatta sanığın yakalanması, suç veya suç unsuru bulunması halinde el konulması amacı ile tercüman eşliğinde yapılan aramada, yabancı uyruklu kaptan şahsın kendisine ait olduğunu ancak fatura ibraz edemediğini beyan ettiği belirtilen dijital materyallere delil olabileceğinden el konulduğu, rızaen teslim ve muhafaza altına alma tutanağında belirtildiği üzere anahtarı verilmek sureti ile teslimi yapılan yabancı bayraklı olması nedeni ile de şerh konulamadığından sefer izinlerinin durdurulduğu belirtilen yatın yetkililerle yapılan görüşmede mahkeme kararı ile alıkonabileceği bildirildiğinden karar temin edilinceye kadar olan süreçte karaya çekilmesine karar verilmiş ise de hava koşulları nedeni ile karaya çekilemediğinden zarar verilmeden hareket kabiliyetinin kısıtlanarak, hava koşulları düzeldiğinde karar gönderilinceye kadar karaya çekileceği belirtilmek sureti ile muhafaza altına alındığı anlaşılmıştır.
Çeşme Sulh Ceza Hakimliğinin 13.08.2016 tarih 2016/677 değişik iş sayılı kararıyla özetle, aramada ele geçen dijital materyallere yönelik el koyma işleminin onaylanmasına karar verilmesi hususunda Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığınca 13.08.2016 tarihinde yapılan talebin kabulü ile aramanın onaylanmasına ve aramada ele geçirilen yabancı uyruklu şahsa ait olduğu anlaşılan ancak fatura ibraz edemediğinden terör örgütüne yönelik delil taşıyabilecek olan dijital materyallere, CMK’nın 127 maddesi gereğince el konulmasının onaylanmasına itiraz kanun yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına, Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığının 15.08.2016 tarihli yazısı ile Kocaeli Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğinden alıkonulmak üzere el konulması kararı gönderilinceye kadar kaptanın rızasıyala teslim alınan yatın muhafaza altına alındığı bildirilmiştir.
Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/15372 sayılı soruşturma kapsamında özetle, Çeşme Sulh Ceza Hakimliğinin 13.08.2016 tarih 2016/677 değişik iş sayılı kararıyla el koyması onanan dijital materyaller üzerinde CMK’nın 134 maddesi gereğince arama ve inceleme yapılmasına, kayıtlardan kopya çıkarılmasına, çözülerek metin haline getirilmesine ayrıca sanığın yetkilisi olduğu … şirketi adına kayıtlı Amerikan bayraklı motor yatın Çeşme ilçesi Alaçatı marinada bağlı bulunduğu ve Kocaeli 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 01.08.2016 tarih ve 2016/3205 değişik iş sayılı kararıyla mal varlığına el koyma kararının olduğu ancak söz konusu yatın Amerika Birleşik Devletleri siciline kayıtlı olması nedeniyle sicile şerh verilmek suretiyle el koyma işlemi gerçekleştirilemediğinden yatın alıkonmak suretiyle el konulmasına dair 16.08.2016 tarihinde yaptığı isteme müteakip Kocaeli 1 Sulh Ceza Hakimliğinin 16.08.2016 tarih 2016/3727 değişik iş nolu kararı ile özetle, taleplerin kabulüne karar verilerek, Amerika Birleşik Devletleri siciline kayıtlı olması nedeniyle siciline şerh verilmek suretiyle el koyma işlemi gerçekleştirilemediğinden yata alıkonmak sureti ile el konulmasına, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda itiraz kanun yolu açık olmak üzere karar verilmiştir. Karar 17.08.2016 tarihinde Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiş, Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığının aynı tarihli yazısı ile de kaptanının rızası ile teslim alınan yata el konularak yediemine teslimi ve düzenlenecek tutanakların gönderilmesi kolluktan istenilmiştir.
18.08.2016 tarihli tutanakla yatın fotoğraflaması yapılarak, belirtilen hal ve durumda çalışır ve hareket eder şekilde Aras yediemin deposuna tesliminin yapıldığı, aynı tarihli bir diğer yediemin teslim tutanağı ile de yat içerisinde yapılan kontrollerde bulunan bir kısım eşyaların ve bir adet botun fotoğraflamasının yapılarak yediemin deposu yetkilisi şahsa yükümlülükleri hatırlatılarak teslim edildiği belirtilmiştir. 19.08.2016 tarihli Çeşme İlçe Emniyet Müdürlüğünün yazısı ile yatın yediemin deposuna teslim edildiği Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmiştir. Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığının 25.08.2016 tarihli yazısı ile de Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın uygulanarak yatın Aras yediemin deposuna teslim edildiği bildirilmiştir.
Kocaeli 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 22.07.2016 tarih ve 2016/3159 sayılı kararı ile hakkında yakalama emri düzenlenen sanık, 26.12.2018 günü saat 07:00 sıralarında Sabiha Gökçen Havalimanına Arnavutluk ülkesi Tiran’dan gelen uçakla giriş yapması üzerine yakalanmıştır.
30.11.2016 tarihli tutanakta, Çeşme Liman Başkanlığının 15.08.2016 tarihli yazısı ile sanığın sahibi olduğu … isimli şirkete ait ABD menşeli ve bayraklı … isimli yatın, … Marinada bağlı olduğu ve seferden men el koyma kararının işlendiği, yatın sicil kayıtlarında ABD bayrağında olması nedeniyle satışına engel bir tahkikat kaydı konulamadığının bildirildiği belirtilmiştir.
27.12.2018 tarihinde etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini beyanla kollukta müdafii eşliğinde alınan ifadesinde 15 temmuzda ailesi ile birlikte bulunduğu sakız adasından kendisine ait yat ile Çeşme’ye gittiğini beyan eden sanığın, belirtildiği şekli ile ifadesinde “Ben yurt dışına çıkmaya kesin olarak karar verdim. Teknemin kaptanı olan … (İspanyol) e de bunu söyledim. Kendisi beni 24-25 Temmuz 2016 tarihinde tekneyle birlikte Çeşme’den Mikanos adasına götürdü. Benim çıkış longumu 29 Haziran 2016 tarihinde İzmir Liman Başkanlığından Yunan adalarını gezmek için öncesinde almıştım. Bunun için önceden kesinlikle bir planım yoktu. … ile birlikte Yunan Mikanos adasına gittik. Orada grev olduğu için beni Yunan Kos adasına yönlendirdiler. Bizde Yunan Kos adasına gittik. Ben orada beklerken … den giderek benim pasaportumu yazlıktan aldı geldi. Daha sonra ben amcamın oğlu … Newyorkta yaşadığı için onun yanına 1 Ağustos gibi gittim.” demiştir.
Kocaeli 1 Sulh Ceza Hakimliğinin 28.12.2018 tarih 2018/924 sorgu sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üye olma suçundan sanığın tutuklanmasına karar verilmiştir.
Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının 31.12.2018 tarih, 2017/4808 soruşturma sayılı kararı ile “Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme” suçundan sanık hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının 31.12.2018 tarih 2018/10446 esas sayılı iddianamesi ile 2013 yılı itibari ile örgütle bağlantısını kestiğini beyan etmesine rağmen, bağlantısının devam ettiğine dair veriler kapsamında örgüt içerisindeki pozisyonuna oranla yeterli ve samimi bilgi vermediğinden hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasının talep edilmediği belirtilerek, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK’nın 314/2, 53, 58/9, 63, 3713 sayılı TMK’nın 5/1 maddelerince cezalandırılması istenilen sanık hakkında; Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/5 esasına kayden yürütülen ve iddia makamınca TCK’nın 314/2, 53, 63, 58/9 ve 3713 sayılı TMK’nın 5/1. maddelerince cezalandırılmasına ve tutukluluk halinin devamına karar verilmesi mütalaa olunan yargılama sonunda, 12.03.2019 tarih, 2019/5 esas ve 2019/111 sayılı karar ile 5237 sayılı TCK’nın 314/2, 221/4-son, 62/1, 53/1, 58/9, 63 ve 3713 sayılı TMK’nın 5/1 maddelerince 4 yıl 2 ay hapis cezası ile mahkumiyetine ve tutukluluk halinin devamına istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verilmiştir. Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.04.2019 tarih 2019/114 değişik iş sayılı kararı ile de tutukluluk halinin devamına dair yapılan itiraz kesin olarak reddedilmiştir.
Sanık son sözünde, … isimli teknenin şahsına ait olduğunu, yat ile diğer mal varlıkları üzerindeki tedbirlerin kaldırılmasını istediğini beyan etmiştir.
Sanık müdafiinin istinaf başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 21.05.2019 tarih, 2019/806 esas ve 2019/377 karar sayılı kararı ile 5271 sayılı CMK’nın 280/1-a maddesinin ilk cümlesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.
13.06.2019 tarihli kesinleşme şerhinde kararın istinaf kararı ile 21.05.2019 tarihinde kesinleştiği belirtilmiştir.
20.11.2018 tarihli dilekçesi ile yediemin vekili, 18.08.2016 tarihinde …’a yediemin olarak bırakılan yatın, yedieminlik ücretinin suçüstü ödeneğinden karşılanıp karşılanmayacağı, karşılanmayacak ise teknenin taraflarınca cebri icra yolu ile satışına muvafakat verilerek satışının yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.06.2019 tarihli 2019/5 esas 2019/111 karar sayılı ek kararı ile adli emanetinin 2019/1865 sırasında kayıtlı emanetlerle ilgili karar verilmediği anlaşıldığından, Kocaeli adli emanetinin 2019/1865 sırasında kayıtlı imaj ve export verilerini içerir 3 adet harddiskin delil olarak dosyada saklanmasına, imajı alınamayan 1 adet IPAD tablet’in sanığa iadesine dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kesin olarak oybirliğiyle karar verilmiştir.
25.05.2019 tarihli dilekçesi ile sanık müdafii, Kocaeli 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 2016/3205 değişik iş sayılı kararı ile sanığın içerisinde yatınında bulunduğu malvarlıklarına konulan tedbirlerin kaldırılmasını talep edilmiştir. Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.05.2019 tarihli ek kararı ile özetle dosyanın istinaf incelemesinden dönmediği belirtilerek dosya kesinleştikten sonra karar verileceği gerekçesi ile istem hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair itiraz kanun yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 28.06.2019 tarihli 2019/5 esas 2019/111 karar sayılı ek kararı ile de özetle; kararın istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşıldığından sanık müdafiinin soruşturma aşamasında müvekkilinin tüm malvarlığı üzerine konulan tedbirlerin kaldırılmasına dair talebinin kabulü ile Kocaeli 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 07.08.2016 tarih ve 2016/3205 değişik iş sayılı kararı ile konulan tedbirlerin kaldırılmasına ve ilgili kurumlara müzekkere yazılmasına dair itiraz yolu açık olmak üzere mütalaaya aykırı olarak oybirliği ile karar verilmiştir. 02.08.2019 tarihli müzekkere ile de karar Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. Aynı tarihli Çeşme Cumhuriyet Savcılığının talimatı ile yediemin deposunda bulunan teknenin başkaca bir tedbir bulunmaması halinde sanığa iadesi ile tanzim edilecek evrakların gönderilmesi kolluktan istenilmiştir.
Sanık müdafii 23.08.2019 tarihli dilekçesi ile özetle Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığından, tedbirin kaldırılmasına dair karara istinaden 02.08.2019 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat edildiği ve bu kapsamda aynı gün Çeşme İlçe Emniyet Müdürlüğünden teslim tesellüm tutanağı tanzim edilmesinin istenildiği, kolluk yetkilileri ile yapılan görüşmede tutanağın şubede tanzim edileceği ve taraflarına verilecek yazı ile yediemin deposundan teknenin alınacağının söylendiği, bu usulün CMK hükümlerine aykırı olduğu, teknenin fiilen yediemin deposunda teslim edilmesi gerektiği, el konulduğu tarihten teslim tarihine kadar teknede hasar veya eksiklik olup olmadığının görevlilerce fiilen tespit edilmesi, bu kapsamda teslim tesellüm tutanağı hazırlanması, yediemin deposunun yedieminlik ücretinin Adalet Bakanlığının tebliğinde belirtilen şartlara göre savcılıkça belirlenerek suçüstü ödeneğinden ödenmesi ve fiilen teknenin teslim edilmesi talep edilmiştir.
11.09.2018 tarihli yazı ile Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığınca, talep hususunda el koyma kararı veren merciinin vermesi gerektiği belirtilerek, gereği için dilekçe Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.
Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının 22.10.2019 tarihli yazısı ile de 12.07.2019 tarihli dilekçe ile teknenin cebri icra yolu ile satışına muvafakat verilmesi talep edildiğinden, karar verilmek üzere dilekçe ve ekleri Kocaeli 2 Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiştir.
Yargıtay 16. Ceza Dairesine ve Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesine sunulan 25.10.2019 tarihli dilekçesi ile sanık müdafii, 7188 sayılı Kanun hükümleri uyarınca İstinaf Mahkemesi kararının sanık lehine bozulması hususunda temyiz başvurusunda bulunmuştur. Ayrıca aynı tarihli bir diğer dilekçesi ile de mahkemesinden 7188 sayılı Kanun hükümleri gereğince sanık hakkındaki cezanın infazının durdurularak tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.
Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/5 esas 2019/111 karar sayılı 25.10.2019 tarihli ek kararı ile özetle, 7188 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik uyarınca temyiz kanun yoluna başvuru hakkı tanındığından ve dosyanın temyiz incelemesine gönderilecek olması nedeni ile hükmün infazın durdurularak hükümlünün tahliyesine ve hakkında yurt dışına çıkmaktan yasaklanması adli kontrol tedbiri uygulanmasına itiraz kanun yolu açık olmak üzere, mütalaaya uygun olarak oy birliği ile karar verilmiştir. 30.10.2019 tarihli müzekkere ile de ek karar Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmiştir.
Kocaeli 2 Ağır Ceza Mahkemesinin 30.10.2019 tarih 2019/5 esas 2019/111 karar sayılı ek kararı ile özetle, sanık … müdafii ve yediemin … vekili tarafından gönderilen dilekçeler ile sanığa ait soruşturma aşamasında el konulan tekneye ait yediemin ücretinin suçüstü ödeneğinden karşılanması veya söz konusu teknenin cebri icra yolu ile satışına muvafakat verilmesi talebinde bulunulduğu, bu kapsamda Cumhuriyet Başsavcılığının yazılı mütalası alındıktan sonra yapılan inceleme neticesinde, soruşturma aşamasında sanığın malvarlığı üzerine konulan tedbirlerin 28.06.2019 tarihli ek karar ile kaldırılmasına karar verildiği, yediemin ücretinin suçüstü ödeneğinden ödenip ödenmeyeceği, teknenin cebri icra yolu ile satışına muvafakat verilip verilmeyeceği hususunda mahkemece yapılacak bir işlem bulunmadığından, taleplerle ilgili karar verilmesine yer olmadığına, kararın bir örneğinin sanık müdafiine ve yediemin vekiline tebliğine, mütalaya aykırı olarak itirazı kabil olmak üzere oy birliğiyle karar verilmiştir.
Belirtilen kararların tebliğine dair belgelerin dosya içerisinde fiziken bulunmadığı ancak UYAP sisteminde, kapalı e tebliğ mazbatalarında “01.11.2019 vardır” açıklamasını içerir elektronik tebligat mazbatalarının bulunduğu görülmüştür.
04.11.2019 tarihinde sanık müdafiince, yediemin ücretinin yargılama giderlerinden olması nedeni ile ücretin suçüstü ödeneğinden ödenmesi gerekirken bu konuda karar verilmemesinin usul ve kanuna aykırı olduğundan ek kararın kaldırılması hususunda itirazda bulunmuştur.
Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.11.2019 tarih 2019/306 değişik iş sayılı kararı ile sanık hakkında TCK’nın 314/2 maddesi kapsamında kamu davası açıldığı, yapılan yargılama neticesinde atılı suç yönünden mahkumiyetine karar verildiği, ancak dosya kapsamından sanığın tedbir uygulanan mal varlıkları hakkında mahkumiyete bağlı herhangi bir hüküm kurulmadığı, mahkemesince verilen ek karara binaen de mahkemesince 28.06.2019 tarih ve 2019/5 -111 E.K sayılı ek kararı ile Sulh Ceza Hakimliğinin mezkur kararı ile konulan tedbir kararının kaldırılmasına karar verildiği, dolayısıyla sanığın mal varlığına uygulanan tedbir kapsamında sanıktan kaynaklanmayan giderlerin sanığa yüklenemeyeceği ve yapılan masrafların suç üstü ödeneğinden karşılanması gerektiği, somut olayda da sanık hakkında 6415 sayılı kanuna muhalefet iddiası olmadığı, davanın yanlızca silahlı terör örgütü üyeliği iddiası ile açıldığı ve sanığın yukarıda belirtildiği üzere mahkumiyetine bağlı mal varlığı üzerinde aleyhe herhangi bir hüküm kurulmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde sanık müdafiinin itiraz dilekçesinde belirttiği hususlar yerinde görüldüğünden, sanık müdafiinin itirazının kabulüne, Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 30.10.2019 gün ve 2019/5 esas, 2019/111 karar sayılı ek kararının kaldırılmasına, sanık hakkında Kocaeli 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 01.08.2016 gün ve 2016/3205 D.iş sayılı kararı ile konulan mal varlığına ilişkin tedbirden kaynaklanan giderlerin hazine üzerinde bırakılmasına, mütalaya aykırı ve kesin olarak oy birliğiyle karar verilmiştir.
18.12.2019 tarihinde Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığınca, mahkemesinden kanun yararına bozma yasa yoluna başvurulacağından dosya istenilmiş, dosya istinaf aşamasında olduğundan döndüğünde gönderileceği belirtilmiştir.
07.01.2020 tarihli yazı ile Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığınca özetle, gerek sanık vekilinin yedieminlik ücretinin ödenmesi gerekse yediemin vekilinin yedieminlik ücretinin karşılanması için teknenin cebri icra yoluyla satışına onay verilmesi ve yediemin vekilinin beyanından ibaret olan 401.000,00 TL bedelin ödenmesi şeklindeki taleplerin ayrı bir araştırma konusu olduğu ve yargılama yapmayı gerektirdiği, talep edilen 401.000,00 TL yedieminlik ücretinin neye göre belirlendiği, yasa ve yönetmeliklere uygun bir şekilde belirlenip belirlenmediğinin belli olmadığı, tedbir kararı verildikten sonra sanığın iki buçuk yıl firari konumda bulunması nedeniyle sürecin uzamasına bağlı olarak sorumluluk oranının belirlenmesi gerektiği, sanığın etkin pişmanlık kapsamında bulunmak suretiyle örgütsel bağı noktasında tereddüte yer vermeyecek şekildeki beyanlarının varlığı, tedbir kararının verildiği olağanüstü hal döneminin şartları, o dönemde verilen kararlarla ilgili olarak tazminat hukukunun işleyip işleyemeyeceği hususu, yine tedbir talebinin uygulanmasına yönelik olarak neden özel bir yedieminin seçilmiş olduğu, bu tercihin zaruretten mi kaynaklandığı, zaruretten değilse ve usule aykırı bir uygulama ise neticesinde ödemek zorunda kalınsa bile hazinenin rücu hakkı olup olmadığı hususlarının birlikte değerlendirilmesi gerektiği, hesap ve kusur yönünden bilirkişi marifetiyle tespit yapılması ile neticenin hukuk yargılaması ile anlaşılacağı aksi durumun yediemin vekilinin beyana dayalı talebinin kabulü manasına geleceği, çok ciddi sorumluluklar doğurabileceği, ceza yargılaması yapan mahkemenin gerek sorumluluğun tespiti gerekse ödenmesi gereken ücretin miktarının tespiti açısından hukuk yargılaması usullerini uygulamasının da mevcut yasal düzenlemelerle mümkün olmayacağı anlaşıldığından, usul ve yasaya aykırı olan Kocaeli 4. Ağır Ceza mahkemesinin 14.11.2019 tarih 2019/306 değişik iş nolu kesin kararının kanun yararına bozulması hususunda Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne ihbar ve görüşte bulunulmuştur.
09.03.2020 tarihli dilekçesi ile yedimin vekili, kesin karar neticesinde yatın sanığa teslim edildiğini, Adalet Bakanlığının 1. Bölge yerler için tayin ettiği oranlar üzerinden hesaplanan 401.000,00 TL’lik yedi emin ücretinin ödenmesini Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı İdari İşler Müdürlüğünden talep edilmiştir.
Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı İdari İşler Müdürlüğünce 17.03.2020 tarihli yazı ile Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesine, yediemin ücretinin ödenip ödenmeyeceği, ödenecek ise kime (kişi, şirket v.s.), ne kadar ödeme yapılacağı hususunda mahkemece müzekkere yazılması halinde ödeme yapılacağı bildirilmiştir.
Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.03.2020 tarihli yazısı ile de özetle, 14.11.2019 tarih 2019/306 değişik iş sayılı karara yönelik kanun yararına bozma yoluna gidildiği, Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı İdari İşler Müdürlüğünün yazısı ile söz konusu yediemin ücretinin ödenip ödenmeyeceği, ödenecek ise kime ne kadar ödeme yapılacağı hususunun sorulduğu, bu kapsamda tedbirden kaynaklanan sanığa ait yatın yediemin ücretinin hazine üzerinde bırakılmasına dair kararı mahkemelerince verilmesi nedeni ile gerekli işlemlerin yapılması için yazı ve eki evrakların Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği, ayrıca yediemin ücretinin ödenip ödenmeyeceği veya ne kadar ödeneceğinin Cumhuriyet Başsavcılığının 18.03.2020 tarihli müzekkeresi ile de Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinden sorulduğu, Kocaeli 4 Ağır Ceza Mahkemesinin 21.04.2020 tarihli yazısı ile de Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesine, dosyanın mahkemelerine ait olması ve mahkemece yapılacak bir işlem kalmadığı anlaşıldığından gereğinin yerine getirilmesi için yazı ve eklerinin işlemsiz iade edildiği görülmüştür.
III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma ve finans sağlama suçundan yürütülen suçundan başlatılan soruşturma kapsamında el koyma koruma tedbiri uygulanması nedeni ile yediemine teslim edilen sanığa ait teknenin yediemin ücretinin yargılama masrafı kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve anılan suçtan mahkumiyeti ile koruma tedbirinin kaldırılması durumunda hazine üzerine bırakılmasına dair itiraz merciince verilen kararda hukuka aykırılık bulunup bulunmadığına ilişkindir.
IV- HUKUKSAL DEĞERLENDİRME;
Yasal mevzuat şöyledir;
5271 sayılı CMK’nın (6526 sayılı Kanun ile değişik hali)
Elkonulan eşyanın iadesi
Madde 131 – (1) Şüpheliye, sanığa veya üçüncü kişilere ait elkonulmuş eşyanın, soruşturma ve kovuşturma bakımından muhafazasına gerek kalmaması veya müsadereye tabi tutulmayacağının anlaşılması halinde, re’sen veya istem üzerine geri verilmesine Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından karar verilir. İstemin reddi kararlarına itiraz edilebilir.
(2) 128 inci madde hükümlerine göre elkonulan eşya veya diğer malvarlığı değerleri, suçtan zarar gören mağdura ait olması ve bunlara delil olarak artık ihtiyaç bulunmaması halinde, sahibine iade edilir.
Elkonulan eşyanın muhafazası veya elden çıkarılması
Madde 132 –…
(5) Elkonulan eşya, soruşturma evresinde Cumhuriyet Başsavcılığı, kovuşturma evresinde mahkeme tarafından, bakım ve gözetimiyle ilgili tedbirleri almak ve istendiğinde derhâl iade edilmek koşuluyla, muhafaza edilmek üzere, şüpheliye, sanığa veya diğer bir kişiye teslim edilebilir. Bu bırakma, teminat gösterilmesi koşuluna da bağlanabilir.
Tazminat istemi
Madde 141 – (1) Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında;
j) Eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde elkonulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen,

Kişiler, maddî ve manevi her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler.
Tazminat isteminin koşulları
Madde 142 – (1) Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir.
(7) (Değişik: 25/5/2005 – 5353/20 md.) Mahkeme, kararını duruşmalı olarak verir.
İstemde bulunan ile Hazine temsilcisi, açıklamalı çağrı kâğıdı tebliğine rağmen gelmezlerse, yokluklarında karar verilebilir.
Yargılama giderleri
Madde 324 – (1) Harçlar ve tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri ile soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yargılamanın yürütülmesi amacıyla Devlet Hazinesinden yapılan her türlü harcamalar ve taraflarca yapılan ödemeler yargılama giderleridir.
(2) Hüküm ve kararda yargılama giderlerinin kimlere yükletileceği gösterilir.
(3) Giderlerin miktarı ile iki taraftan birinin diğerine ödemesi gereken paranın miktarını mahkeme başkanı veya hâkim belirler.
(4) Devlete ait yargılama giderlerine ilişkin kararlar, Harçlar Kanunu hükümlerine göre; kişisel haklara ilişkin kararlar, 9.6.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu hükümlerine göre yerine getirilir.
(Ek cümle: 2/7/2012-6352/100 md.) Devlete ait yargılama giderlerinin 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106 ncı maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilir.
(5) Türkçe bilmeyen ya da engelli olan şüpheli, sanık, mağdur veya tanık için görevlendirilen tercümanın giderleri, yargılama gideri sayılmaz ve bu giderler Devlet Hazinesince karşılanır.
Sanığın yükümlülüğü
Madde 325 – (1) Cezaya veya güvenlik tedbirine mahkûm edilmesi halinde, bütün yargılama giderleri sanığa yüklenir.
(2) (Değişik: 6/12/2006-5560/27 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve cezanın ertelenmesi hallerinde de birinci fıkra hükmü uygulanır.
(3) Yargılamanın değişik evrelerinde yapılan araştırma veya işlemler nedeniyle giderler meydana gelmiş olup da, sonuç sanık lehine ortaya çıkmış ise, bu giderlerin sanığa yüklenmesinin hakkaniyete aykırı olacağı anlaşıldığında mahkeme, bunların kısmen veya tamamen Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verir.
(4) Hüküm kesinleşmeden sanık ölürse, mirasçılar giderleri ödemekle yükümlü tutulmazlar.
27.07.2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 668 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname;
Soruşturma ve kovuşturma işlemleri
Madde 3- (1) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar, 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve toplu işlenen suçlar bakımından, olağanüstü halin devamı süresince;
ı) 5271 sayılı Kanunun 128 inci maddesi uyarınca yapılacak elkoymaya, maddenin birinci fıkrasında belirtilen rapor alınmadan, sulh ceza hakimliğince karar verilebilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı da elkoymaya karar verebilir. Hakim kararı olmaksızın yapılan elkoyma işlemi, beş gün içinde görevli hakimin onayına sunulur. Hâkim, kararını elkoymadan itibaren on gün içinde açıklar; aksi halde elkoyma kendiliğinden kalkar.
17.07.2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 671 sayılı KHK’nın 31. maddesi:
12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununa 20 nci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 20/A maddesi eklenmiştir.
“Zararların tazmini amacıyla tedbir konulması
Madde 20/A- Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ve bu Kanun kapsamına giren suçlar nedeniyle gerçek veya tüzel kişiler ile kamu kurum ve kuruluşlarının uğradığı zararların tazmini amacıyla, soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının talebi üzerine sulh ceza hakimi, kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından, şüpheli veya sanıklara ait taşınmazların veya kara, deniz ya da hava ulaşım araçlarının devir ve temlikini veya bunlarla ilgili hak tesisini önlemek ya da tasarruf yetkisini kısıtlamak için şerh düşülmesine karar verilebilir. Taşınmazlarla ilgili karar tapu kütüğüne; kara, deniz ve hava ulaşım araçlarıyla ilgili karar ise bu araçların kayıtlı bulunduğu sicile şerh verilmek suretiyle icra olunur. Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleşmesi halinde veya şerhin konulduğu tarihten itibaren bir yıl içinde, şerhin devamı yönünde hukuk mahkemesinden verilmiş ihtiyati haciz veya ihtiyati tedbir kararı ibraz edilmediği takdirde şerh kendiliğinden terkin edilir.”
Suç Eşyası Yönetmeliği
Kara, deniz ve hava araçlarına ilişkin işlemler
Madde 12 – (1) Özel düzenleme bulunmayan hallerde fiilen elkonulması gereken kara, deniz ve hava araçlarının teslim alınmasına dair işlemler Cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda emanet bürosunca yerine getirilir.
(2) Elkonulan kara, deniz ve hava araçlarının, emanet bürosuna girişi ve bu konu ile ilgili kayıt işlemleri, 6’ncı madde gereğince yapıldıktan sonra, mahallin en büyük mal memurluğuna, ilgili mahkemelerce ve Cumhuriyet başsavcılıklarınca yazılı olarak istendiğinde iade edilmek üzere, tüm bilgileri içeren bir tutanakla derhâl teslim edilir. Bu tutanak üç nüsha olarak düzenlenir. Bir nüshası teslim alana verilir, diğer nüshalarından biri emanet bürosunda, biri de Cumhuriyet başsavcılığında saklanır. Mahallin en büyük mal memurluğuna teslim olunan eşyanın, Cumhuriyet başsavcılığı ve mahkemelerce istenmesi hâlinde, depodan alınma ve depoya iade işlemi; mahallin en büyük mal memurluğuna hitaben yazılıp, emanet memuru ile birlikte Cumhuriyet savcısının imzalarını taşıyan ve eşyanın emanet memuruna teslimini öngören bir yazıya müsteniden yapılır. Mahallin en büyük mal memurluğuna teslim edilen eşya ile ilgili bilgiler, suç eşyası esas kaydındaki özel sütununa da işlenir.
5271 sayılı Kanunun 324 maddesinde yargılama giderlerinin neleri kapsayacağı, kimin tarafından belirleneceği, kime ve nasıl yükletileceği, 325. maddesinde ise cezaya veya güvenlik tedbirine mahkûm edilen sanığın yargılama giderlerinden sorumlu olacağı hususları açıkça düzenlenmiştir.
Buna göre, harçlar ve tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri ile soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yargılamanın yürütülmesi amacıyla Devlet Hazinesinden yapılan her türlü harcamalar ve taraflarca yapılan ödemeler yargılama giderleridir (CMK’nın madde 324/1). Yargılama gideri kapsamında değerlendirilecek ödeme ve harcamaların doğrudan yargılamanın yürütülmesi amacı ile ilgili olması, bu ödeme ve harcamaların aynı zamanda usul hükümlerine riayet edilerek belirlenmesi ve belgelendirilmesi gerekecektir. Doğrudan yargılamanın yürütülmesi amacına matuf olmayan, tali bir yargılamaya konu olan ya da usul hükümlerine (CMK’nın 131 ve 132 , Suç Eşyası Yönetmeliğinin 12. maddeleri ) riayet olunmadan gerçekleştirilen ödeme ya da harcamaların “yargılama gideri” kapsamında değerlendirilemeyeceği ve fakat CMK 141 ve 142 maddeleri gereğince tazminat hukukuna taalluk edeceği gözetilmelidir.
Diğer taraftan hüküm ve kararda yargılama giderlerinin kimlere yükletileceği gösterileceğinden (CMK’nın madde 324/2), yargılama giderinin hükmün bir parçası olduğu tartışmadan varestedir. 26.05.1935 gün ve 111-7 sayılı İçtihadi Birleştirme Kararında; “Ceza davalarındaki yargılama giderlerinin hükmün tamamlayıcı bir parçası (mütemmim cüzü) olduğu, bu sebeple ilamlarda açıklanması ve kime yükletileceğinin belirtilmesi gerektiği, yargılama giderleriyle ilgili kararlarında Yargıtay incelemesine tabi olup kendiliğinden temyiz yeteneğinin bulunduğuna” işaret olunmuştur.
01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’un 18. maddesiyle 07.05.1964 tarihli ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkındaki Kanun yürürlükten kaldırılmış ve 5271 sayılı Kanun’un Yedinci Bölümünde, Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat ana başlığı altında, 141 ila 144. maddelerinde tazminat isteme şartları ve sonuçları yeniden ele alınmış, 141. maddesinde hangi durumlarda tazminat talep edilebileceği, 142. maddesinde tazminat isteminin şartları, 143. maddesinde tazminatın geri alınması, 144. maddesinde de tazminat isteyemeyecek kişiler düzenlenmiştir.
5271 sayılı CMK’nın “Tazminat isteminin koşulları” başlıklı 142. maddesinin birinci fıkrası; “Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her halde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre, karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her halde kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat talebinde bulunulabilecektir.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma ve finans sağlama suçundan yürütülen soruşturma kapsamında 04.06.2016 tarihinde yapılan sorgusunu müteakip serbest bırakılan ve 15 Temmuz 2016 tarihinde yapılan darbe girişimi akabinde süreçteki beyanlarında alıkonulan yatı ile yurt dışına kaçtığını beyan eden, 22.07.2016 tarihinde hakkında çıkartılan yakalama kararı sonrasında, yurt dışından geldiği hava alanında 26.12.2018 tarihinde yakalanarak 28.12.2018 tarihinde tutuklanmasına karar verilen ve süreçte İstinaf incelemesinden geçerek kesinleşen karar ile etkin pişmanlık hükümleri uygulanmak sureti ile silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyetine dair verilen hapis cezasını infaz etmekte iken yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanarak temyiz başvurusunda bulunması üzerine de infazının durdurularak tahliyesine karar verilen sanığın, soruşturma aşamasında Kocaeli 2 Sulh Ceza Hakimliğinin 07.08.2016 tarih ve 2016/3205 değişik iş sayılı kararı ile el konulmasına karar verilen mal varlığı kapsamında, yabancı devlet bayrağı taşıması ve sicile kayıtlı olması nedeni ile Alaçatı Marinada bağlı olduğu ve seferden men kararının işlendiği ancak sicil kayıtlarında ABD bayrağında olması nedeniyle satışına engel bir tahkikat kaydının konulamadığı belirtilen ve 12.08.2016 tarihinde yapılan aramayı müteakip yetki belgesi verilen yabancı uyruklu yat kaptanınca rızaen teslim edilerek muhafaza altına alındığı ve akabinde Kocaeli 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 2016/3727 değişik iş sayılı 16.08.2016 tarihli kararı ile de sicile el koyma şerhi işlenemediğinden alıkonulmak sureti ile el konulmasına karar verilerek yediemine teslim edilen yatına yönelik; Kocaeli 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 2016/3205 değişik iş sayılı karar ile konulan tedbirin kaldırılmasına dair Kocaeli 2 Ağır Ceza Mahkemesince verilen 28.06.2019 tarihli ek karar sonrasında, sanık müdafii ile yediemin vekilinin başvurularına istinaden karar verilmesine yer olmadığına dair mahkemesince verilen 30.10.2019 tarihli ek karara yönelik sanık müdafiince yapılan itirazın, 5271 sayılı CMK’nın 325 maddesi de dikkate alınarak 7188 sayılı Kanun kapsamında dosyanın temyiz incelemesine gönderileceğinin belirtilmesi karşısında;
7188 sayılı Kanun kapsamında temyiz incelemesine gönderilen hükmün henüz kesinleşmediğinin kabulünde zorunluluk bulunduğundan, hükmün bir parçası olan yargılama gideri olarak kabul edilen yediemin ücretine ilişkin ödemenin henüz kesinleşmemiş hükümle birlikte değerlendirilmesi gerektiği, yargılama gideri kapsamında değerlendirilmemesi durumunda ise 5271 sayılı CMK’nın 141-144 maddeleri bağlamında davanın esasına ilişkin kesinleşmiş bir hükmün varlığının şart olduğu gözetilmeksizin esasen tali/nisbi yargılamayı da gerektiren işin esasının yazılı olduğu şekilde (ek karar/mercii kararı ile) çözümlenmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
V-SONUÇ; Açıklanan nedenlerle
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.06.2020 tarih ve 2020/49831 sayılı kanun yararına bozma isteminin kabulü ile Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.11.2019 tarihli ve 2019/306 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309/4-a maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.