Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2020/4967 E. 2021/2461 K. 01.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/4967
KARAR NO : 2021/2461
KARAR TARİHİ : 01.04.2021

Mahkemesi :Ceza Dairesi

Suç : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma
Sanıklar …, … ve Muhammed … yönünden ; (04.07.2017)
Sanıklar …, … ve … yönünden ;(13.01.2017)
Sanıklar … ve … yönünden; (06.09.2016)
Sanık … yönünden; (07.06.2017)
Sanık … yönünden; (10.01.2017)
Sanık … Utku yönünden; (31.01.2017)
Sanık … yönünden; (28.11.2016)
Sanık … yönünden ; (19.12.2016)
Sanık … yönünden; (05.10.2016)
Sanık … yönünden; (08.09.2016)
Sanık … yönünden ; (17.01.2017)
Sanık … yönünden; (12.02.2017)
Sanık … yönünden;(27.01.2017)
Sanık … yönünden; (28.07.2017)
Hüküm : Sanıkların TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53, 58/6-9, 62, 63 maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurularının esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı,başvuruların süresi, kararların niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanık …, … ile sanıklar …, …, …, …, …, …, …, … ve … müdafilerinin duruşmalı inceleme taleplerinin yasal şartları oluşmadığından CMK’nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1)Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında yapılan incelemede;
TCK’nın 20. maddesine göre ”ceza sorumluluğu şahsi olup kimse bir başkasının fiilinden sorulu olamayacağı” nazara alındığında; sanık … Arıkan’ın eşinin ByLock kullandığı yönündeki tespitlerin, sanık …’ün ise eşine ait BankAsya’daki hesap artışlarının sanıkların mahkumiyetlerine esas alınamayacağının gözetilmemesi, ayrıca sanıklar …, …, …, …, … ve … hakkında tüm dosya kapsamı gözetilerek diğer delillerin atılı suçun sübutu için yeterli olduğu görülmekle, sanıkların ByLock kullanıcısı olduğunu bildiren ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanaklarının dosyaya gelmesi beklenilmeden karar verilmesi sonuca etkili bulunmamıştır.

Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … eşi ve sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davalarının esastan reddine, ancak;
Örgüt mensubu olduğuna karar verilen sanık hakkında sadece TCK’nın 58/9 maddesi uyarınca tekerrür hükümleri uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenle BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmeden CMK’nın 303/1-c maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümlerin tekerrür uygulamasına dair kısımlarından “Sanık hakkında TCK’nın 58/6 maddesindeki hüküm karşısında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının ihtarına,” ibarelerinin tamamen çıkarılması suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2)Sanıklar …, …, … ve … hakkında yapılan incelemede;
a)Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.10.2009 gün ve 2009/1-85/242 sayılı kararında açıklandığı üzere; sanıklardan birisinin savunulmasının diğer sanık yönünden savunmada zaafiyet yarattığı durumlarda menfaat uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü gerektiği; silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanan ve ByLock kullandıkları iddia olunan sanıkların soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki birbirleriyle ilgili beyanları da nazara alındığında aynı avukat tarafından savunulması nedeniyle menfaat çatışmasının oluştuğu anlaşılmakla, sanıkların ayrı ayrı müdafiler yerine ortak müdafiler tarafından savunmalarının yapılması suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 38/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 152. maddelerine aykırı davranılması,
b)Kabul ve uygulamaya göre;
Örgüt mensubu olduğuna karar verilen sanık hakkında sadece TCK’nın 58/9 maddesi uyarınca tekerrür hükümleri uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelendiğinde hükümlerin öncelikle bu sebeplerden dolayı CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Ankara 23. Ağır Ceza

Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.04.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.