Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2020/324 E. 2020/6383 K. 25.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/324
KARAR NO : 2020/6383
KARAR TARİHİ : 25.11.2020

Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Iğdır 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.06.2019 tarih ve 2018/108 – 2019/257 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne yardım etme, Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : Sanık … hakkında; TCK’nın 314/2, 62, 53, 58/9, 63 ile 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddeleri uyarınca mahkumiyet,

Bölge Adliye Mahkemesince sanıklar … ve … haklarında silahlı terör örgütüne yardım etme suçuna ilişkin kesin olarak verilen hüküme yönelik olarak, 24.10.2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun 29. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 286. maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyiz yolunun açılması üzerine anılan Kanuna eklenen geçici 5. maddenin 1/f bendinde belirtilen süre içinde temyiz edilmekle tüm sanıklar hakkındaki suçlara ilişkin olarak;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanıklar müdafilerinin duruşmalı inceleme talebinin yasal şartları oluşmadığından CMK’nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Tüm dosya kapsamı gözetilerek diğer delillerin atılı suçun sübutu için yeterli olduğu görülmekle, sanık …’nın ByLock kullanıcısı olduğunu bildiren ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının dosyaya gelmesi beklenilmeden karar verilmesi sonuca etkili bulunmamıştır.
Sanık …’nin silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan eylemine uyan TCK’nın 220/7 ve 314/3 maddeleri delaletiyle 314/2, 220/7, 53 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddesi gereğince 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair ilk derece mahkemesince verilen hükmün; TCK’nın 220/7 maddesindeki indirim oranının daha üst hadden uygulanması gerektiği gerekçesiyle hukuka aykırı olduğunu değerlendiren Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesinin, 5271 sayılı CMK’nın 280/1-e maddesi gereğince duruşma açıp sonucuna göre aynı Kanun maddesinin 2. fıkrası gereğince İlk Derece Mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurması gerekirken kanun maddesine yanlış anlam yüklenerek duruşma açmaksızın evrak üzerinde İlk Derece Mahkemesince belirlenen cezadan TCK’nın 220/7 maddesi gereğince takdiren 1/2 oranında indirim yapılmak, sonrasında TCK’nın 62/1 maddesi uygulanmak suretiyle sonuç cezanın 5 yıldan, 3 yıl 9 ay hapis cezasına indirilmesi; yine sanıklar … ve …’nin dosya kapsamına yansıyan eylemlerinin örgüt üyeliği suçunu oluşturduğu halde delillerin takdirinde hataya düşülerek örgüte yardım olarak değerlendirilmesi, atfın niteliği dikkate alınarak aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla;
Sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Iğdır 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.