Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2019/6994 E. 2019/5050 K. 18.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/6994
KARAR NO : 2019/5050
KARAR TARİHİ : 18.07.2019

İtirazla İlgili Mahkeme Kararı : Ağır Ceza Mahkemesi
İtirazla İlgili Hüküm : Mahkumiyet
Suç : Silahlı terör örgütüne yardım etme

TALEP:
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.02.2019 tarih, 2018/81073 sayılı itirazı ile;
Silahlı Terör Örgütüne Yardım Etme suçundan sanık …’nın atılı suçtan mahkumiyetien dair İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.11.2015 gün ve 2014/250 Esas, 2015/357 Karar sayılı kararı sanık müdafii tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 04.12.2018 gün ve 2018/4063 Esas, 2018/4802 Karar sayılı kararı ile hükmün TCK’nın 53 ve 58/9 maddelerine yönelik uygulama ve karar başlığın suç adının yanlış gösterilmesi yönlerin düzeltilerek onanmasına karar vermiştir.
İtirazın konusu sanığın beraati gerektiğine dairdir
İtiraz Nedenleri : Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne 05.07.2007 tarihinde kendisini eski TİKKO’cu olarak tanıtan bir erkek şahsın, kendisi gibi daha önceden TİKKO örgütü içerisinde görev alan ve … olan ve bazı eylemlerinden dolayı firari olarak aranan …’ın … İlçesi … Mah. …Cad. … Sk. No: … adresi girerken gördüğünü, yine akşam saatlerinde TİKKO’nun eski sorumlularından olan ve halen örgüt tarafından cezalandırılmak amacıyla aranan … …’ın da bu evde TİKKO’cular tarafından zorla tutulduğunu bildiğini, bu şahısların silahlı olduklarını belirterek ihbarda bulunduğu, bunun üzerine eve yapılan operasyonda dosyanın diğer sanıkları olan …, …, … ve …’nun evde yakalandıkları, sanık …’nın ise ev dışında cadde üzerinde yürürken yakalanarak göz altına alındığı dosya kapsamı ile sabittir.
Sanık aşamalardaki savunmalarında istikrarlı bir şekilde, daha önceden tanıdığı ve kendine ev bulmasında yardımcı olduğunun söylediği sanık …’ın olay günü yanında …’la geldiği, daha sonra diğer dosya sanıklarının evine geldiklerini, …’ın şahısları tanıdığını söylemesi üzerine bu kişileri evine kabul ettiğini, … ve diğerlerinin konuşmak üzere evin yatak odasına geçtiklerini, odadan gürültüler gelmesi üzerine …’la konuştuğunu, … işlerinin bir süre daha süreceğini söylediğini, çocuğu seslerden rahatsız olduğu için evden çocuğunu da alarak çıktığını beyan etmiştir.
Evde ele geçen diğer sanıklar soruşturma aşamasında susma haklarını kullanmışlar, kovuşturma aşamasında; … ev sahibi olan sanığın söylediklerinin doğru olduğunu, sanık …, ceza evinden çıktıktan sonra bir arkadaşına bıraktığı silah ve örgütsel dökümanları aldığını, …’tan ismini duyduğu sanığın kendilerine yardımcı olabileceğini düşünerek hem bu döküman ve silahları, hem de saklanmak ihtiyacı olan sanık …’i alarak sanığın evine gittiğini, orada bulunan sanık … ile kendisi arasında tartışma çıktığını, sanık … hakkında verilen bir ceza nedeni ile arandığını öğrenince İstanbul’a yerleştiğini, sanık …’ten yardım istediğini, onun da kendisini sanık …’nın evine götürdüğünü, orada … ile … arasında tartışma çıktığını, sonrasında polislerin geldiğini, sanık …, olay mahalline …’ı aramak için geldiğini, olaylara karışmadığını savunmuşlardır.
Sanığın veya diğer sanıkların anlatımlarından hangisine itibar edilirse edilsin, olay günü olayların kendiliğinden geliştiği, sanık …’nın bir emrivaki ile karşılaştığı, evdeki döküman, silah ve kelepçelerin diğer sanıklar … ve … tarafından getirildiği, ani gelişen bu olay karşısında silahlı terör örgütü üyesi olan diğer sanıklara direnmesinin sanıktan beklenemeyeceği ve diğer sanıkları evine kabul eden sanığın yardım kastı ile hareket ettiğinin belirlenemediği düşünüldüğünden sanığı beraati gerektiği düşüncesi ile mahkumiyet hükmünün onanmasına dair Yüksek Daire kararına itiraz etmek gerekmiştir.
2-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.07.2019 tarih, 2018/81073 sayılı Ek itirazı ile;
Başsavcılığımızca 07.02.2019 tarih ve 2018/81073 sayılı itirazname ile sanığın veya diğer sanıkların anlatımlarından hangisine itibar edilirse edilsin, olay günü olayların kendiliğinden geliştiği, sanık …’nın bir emrivaki ile karşılaştığı, evdeki döküman, silah ve kelepçelerin diğer sanıklar… ve … tarafından getirildiği, ani gelişen bu olay karşısında silahlı terör örgütü üyesi olan diğer sanıklara direnmesinin sanıktan beklenemeyeceği ve diğer sanıkları evine kabul eden sanığın yardım kastı ile hareket ettiğinin belirlenemediği düşünüldüğünden sanığın beraati gerektiği düşüncesi ile karara itiraz edilmiş, Yüksek Daire 2019/2316-2409 E/K sayılı kararı ile itirazın reddine karar vererek dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna tevdiine karar verdikten sonra Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığının 28.05.2019 günlü yazısına istinaden Başsavcılığımızdan itiraz hakkında ek görüş istemiştir.
İtirazın konusu sanığın beraati gerektiğine dairdir.
İtiraz Nedenleri: Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne 05.07.2007 tarihinde kendisini eski TİKKO’cu olarak tanıtan bir erkek şahsın, kendisi gibi daha önceden TİKKO örgütü içerisinde görev alan ve … olan ve bazı eylemlerinden dolayı firari olarak aranan …’ın … İlçesi… Mah. … Cad…. Sk. No:20 adresine girerken gördüğünü, yine akşam saatlerinde TİKKO’nun eski sorumlularından olan ve halen örgüt tarafından cezalandırılmak amacıyla aranan … …’ın da bu evde TİKKO’cular tarafından zorla tutulduğunu bildiğini, bu şahısların silahlı olduklarını belirterek ihbarda bulunduğu, bunun üzerine eve yapılan operasyonda dosyanın diğer sanıkları olan …, …, … ve …’nun evde yakalandıkları, sanık …’nın ise ev dışında cadde üzerinde yürürken yakalanarak göz altına alındığı dosya kapsamı ile sabittir.
07.02.2019 gün ve 2018/81073 sayılı itirazda ileri sürdüğümüz hususları tekrar etmekle birlikte Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığının 28.05.2019 günlü yazısı ile sanığın teşkilat nezdinde paylaştığı bilgiler ile silahlı terör örgütü yapılanmasına mensup birçok şahsın ortaya çıkarılmasına yardımcı olduğu ve bu yapılanmaya yönelik mücadeleye önemli katkılar sağladığının bildirildiği ve 2937 sayılı Kanunun Ek 1. madde 2. fıkrası gereğince görev faaliyet ve yardımları nedeniyle sorumlu tutulamayacağının belirtildiği, 2937 sayılı Kanunun Ek 1. maddesinin 2. fıkrasının “6 ncı maddenin birinci fıkrasının (e) bendine göre kimlikleri değiştirilenler, MİT’in görev ve faaliyetlerine yardımcı olanlar veya istihbarat hizmetlerinde istifade edilenler, kamu görevlisi olup olmadıklarına bakılmaksızın; görev, faaliyet ve yardımları sebebiyle sorumlu tutulamaz” hükmünü içerdiği anlaşılmakla, anılan yasa hükmü gereğince de sanığın sorumluluğunun bulunmadığı düşünüldüğünden Yüksek Dairenin onama kararına itiraz etmek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
İtirazın KABULÜ ile,
Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 04.12.2018 gün ve 2018/4063 Esas, 2018/4802 Karar sayılı kararının KALDIRILMASI, İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.11.2015 gün ve 2014/250 Esas, 2015/357 Karar sayılı kararının sanık … hakkındaki mahkumiyet hükmü yönünden BOZULMASI,
İtiraz yerinde görülmez ise, itiraz hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna TEVDİİ,
İtirazen arz ve talep olunmuştur.
I- OLAY:
Silahlı terör örgütüne yardım etmek suçundan 5237 sayılı TCK’nın 314/3, 220/7 maddeleri yollamasıyla 314/2, 220/7, 62, 3713 sayılı Kanunun 5 maddeleri gereğince 4 yıl 2 ay hapis cezasına mahkum edilen … hakkındaki hüküm, Dairemizin 04.12.2018 tarih ve 2018/4063 Esas, 2018/4802 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir. Bu ilama karşı süresi içinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sanık lehine itiraz edilerek hakkında beraat kararı verilmesi talep edilmiştir.
Dosya inceleme aşamasında iken Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığının 28.05.2019 tarihli yazısı dosyaya ibraz edilmiştir.
Bu yazı çerçevesinde sanığın 2930 sayılı Kanunun Ek 1 maddesinin 2. fıkrası ve TCK’nın 24. maddesi gereğince hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.
SONUÇ VE KARAR:
1)Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ek itirazının KABULÜNE,
2)Dairemizin 04.12.2018 tarih ve 2018/4063 Esas, 2018/4802 Karar sayılı Onama kararının KALDIRILMASINA,
3)Temyiz incelemesi sırasında dosyaya sunulan 28.05.2019 tarihli yazı içeriği bakımından eylemde bir hukuka uygunluk sebebinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi bakımından İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.11.2015 tarih ve 2014/250 Esas 2015/357 Karar sayılı kararında sanık hakkındaki mahkumiyet kararının BOZULMASINA, 18.07.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.