Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2019/6127 E. 2019/8235 K. 24.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/6127
KARAR NO : 2019/8235
KARAR TARİHİ : 24.12.2019

Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Burdur Ağır Ceza Mahkemesinin 26.12.2017 tarih ve 2017/330 – 2017/361 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : İlk Derece Mahkemesi kararının CMK’nın 280/2. maddesi uyarınca kaldırılarak, sanığın TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1 TCK’nın 62, 53/1-2-3, 58/9 ve 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Sanığın emniyet görevlisi olması nedeniyle, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosunun 18.04.2017 tarih ve 2017/68532 sayılı soruşturması ile FETÖ/PDY emniyet mahrem yapılanması kapsamında ele geçirilen dijital veri incelemelerinin ilgili yerlerden sorulup varsa sanıkla ilgili kayıtlara dair düzenlenen veri inceleme raporları, bu raporlara dayanak teşkil eden gizli tanık Garson’un ifadesi ve delilin el konulmasına ilişkin mahkeme kararının getirtilerek, CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunarak diyeceklerinin sorulması suretiyle sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ve yetersiz belge ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Yapılan UYAP sorgulamasına göre, sanık hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/117364 numarası ile silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yürütülmekte olan soruşturma dosyasının bulunması karşısında, sanığa yüklenen silahlı terör örgütüne üye olma suçunun temadi eden suçlardan olduğu ve temadinin yakalanma ile kesildiği de nazara alındığında; suç, iddianame ve yakalanma tarihleri de göz önünde bulundurularak olaylar arasında hukuki veya fiili kesinti bulunup bulunmadığının tespiti bakımından mümkünse dosyaların birleştirilmesi, mümkün olmadığı takdirde anılan dosyanın onaylı bir suretinin iş bu dosya içerisine konulmasından sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
3- Kabul ve uygulamaya göre de;
Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile TCK’nın 53. maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün BOZULMASINA, mevcut delil durumu, atılı suçun vasıf ve mahiyeti ile sanıkların tutuklulukta geçirdiği süre gözetilerek tutukluluk hallerinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.