Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2019/5897 E. 2021/2238 K. 15.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/5897
KARAR NO : 2021/2238
KARAR TARİHİ : 15.03.2021

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi

Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, 2911 sayılı Kanuna muhalefet, Terör örgütü propagandası yapmak, Görevi yaptırmamak için direnme, Kamu malına zarar vermeye teşebbüs,
Hüküm : 1-Tüm sanıklar hakkında silahlı suç örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan; TCK’nın 314/3 ve 220/6 maddeleri yollaması
ile 314/2, 53, 58/9-6-7, 63, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca hapis cezası ile mahkumiyetlerine,
2-Tüm sanıklar hakkında toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet suçundan; 2911 sayılı Kanunun 33/1-1. cümlesi, TCK’nın 50/1-a, 52/4, 58/9-6-7 maddeleri uyarınca adli para cezası ile mahkumiyetlerine,
3-Tüm sanıklar hakkında toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet suçundan; 2911 sayılı Kanunun 32/1. cümlesi, TCK’nın 50/1-a, 52/4, 58/9-6-7 maddeleri uyarınca adli para cezası ile mahkumiyetlerine,
4-Tüm sanıklar hakkında terör örgütü propagandası yapma suçundan; 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK’nın 50/1-a, 52/4, 58/9-6-7 maddeleri uyarınca adli para cezası ile mahkumiyetlerine,
5-Tüm sanıklar hakkında görevi yaptırmamak için
direnme suçundan; TCK’nın 265/1-3-4, 43/1, 53, 58/9-6-7, 63. maddeleri uyarınca hapis cezası ile mahkumiyetlerine,
6-Tüm sanıklar hakkında kamu malına zarar verme suçundan; TCK’nın 152/1-a, 50/1-a, 52/4, 58/9-6-7 maddeleri uyarınca adli para cezası ile mahkumiyetlerine,

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-) Sanık … yönünden verilen tüm kararlar ile sanık hakkında Dairemizin 2018/984 ve 2019/6364 esaslarına kayıtlı olup aynı mahkemenin 2014/166 esas ve 2014/68 esas sayılı dava dosyalarında verilen kararların aynı gün yapılan temyiz incelemesinde;
Tanık Koruma Kanunun 9. maddesinde belirtildiği üzere gizli tanık beyanlarının tek başına hükme esas alınamayacağı nazara alındığında, kolluk tarafından düzenlenmiş görüntü tespit tutanağı ve olay tutanağı ile yetinilmeyip; olaylar sırasında çekilmiş fotoğraf ve video görüntülerinin, sanıktan temin edilecek mukayeseye elverişli fotoğraflarla birlikte ADLİ TIP, TÜBİTAK veya TRT gibi uzman kuruluşlara gönderilip görüntü ve fotoğraf analizleri yaptırılarak, görüntülerdeki kişinin sanık olup olmadığı ve gerçekleştirdiği eylem ve faaliyetlerin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tek tek belirlenip, sanığın olay tarihindeki silahlı terör örgütünün propagandasına dönüşen yasadışı toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılıp katılmadığının, sanığın taş attığının tespiti halinde kamu malına zarar verip vermediğinin, görevi yaptırmamak için direnme suçunu işleyip işlemediğinin, propaganda teşkil eden eylemlerinin nelerden ibaret olduğunun somutlaştırılarak sanığın eylemlerinin sübut bulması halinde ayrıca sanık hakkında Dairemizin 2018/984 ve 2019/6364 esaslarına kayıtlı olup aynı mahkemenin 2014/166 esas ve 2014/68 esas sayılı dava dosyalarının da silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçuna ilişkin oldukları nazara alınarak, sanığın eylemlerinin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturması ihtimali karşısında her üç dosyanın birleştirilerek tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre hukuki durumun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-) Sanık … yönünden verilen tüm kararlar ile sanık hakkında Dairemizin 2019/6364 esasına kayıtlı olup aynı mahkemenin 2014/68 esas sayılı dava dosyasının aynı gün yapılan temyiz incelemesinde;
Tanık Koruma Kanunun 9. maddesinde belirtildiği üzere gizli tanık beyanlarının tek başına hükme esas alınamayacağı nazara alındığında, kolluk tarafından düzenlenmiş görüntü tespit tutanağı ve olay tutanağı ile yetinilmeyip; olaylar sırasında çekilmiş fotoğraf ve video görüntülerinin, sanıktan temin edilecek mukayeseye elverişli fotoğraflarla birlikte ADLİ TIP, TÜBİTAK veya TRT gibi uzman kuruluşlara gönderilip görüntü ve fotoğraf analizleri yaptırılarak, görüntülerdeki kişinin sanık olup olmadığı ve gerçekleştirdiği eylem ve faaliyetlerin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tek tek belirlenip, sanığın olay tarihindeki silahlı terör örgütünün propagandasına dönüşen yasadışı toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılıp katılmadığının, sanığın taş attığının tespiti halinde kamu malına zarar verip vermediğinin, görevi yaptırmamak için direnme suçunu işleyip işlemediğinin, propaganda teşkil eden eylemlerinin nelerden ibaret olduğunun somutlaştırılarak sanığın eylemlerinin sübut bulması halinde ayrıca sanık hakkında Dairemizin 2019/6364 esasına kayıtlı olup aynı mahkemenin 2014/68 esas sayılı dava dosyasının da silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçuna ilişkin olduğu nazara alınarak, sanığın eylemlerinin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturması ihtimali karşısında her iki dosyanın birleştirilerek tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-)Sanık … yönünden verilen tüm kararların yapılan temyiz incelemesinde;
a-)Ayrıntıları Dairemizin 14.10.2019 tarihli ve 2019/3337 E. 2019/6048 K. sayılı kararında açıklandığı üzere;
Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan yargılanan sanığın, kovuşturma aşamasında kendisinin seçtiği bir müdafii bulunmadığı gibi CMK’nın 156. maddesi uyarınca da re’sen müdafi görevlendirilmediği, sanığa isnat edilen “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme” suçunun niteliği dikkate alındığında, Anayasanın 36 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddelerinde teminat altına alınan adil yargılanma ilkesinin zorunlu sonucu olarak CMK’nın 150. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca müdafi görevlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, savunma hakkının kısıtlanmasını netice verecek biçimde müdafi hazır bulundurulmaksızın mahkumiyet hükmü kurulmak suretiyle CMK 150/3, 188/1, 197/1 ve 289/1-a-e maddelerine muhalefet edilmesi,
b-) Soruşturma aşamasında sanık … müdafinin sanığın 18 yaşından küçük olduğunu iddia etmesi üzerine Mardin Devlet Hastanesince düzenlenen 28.02.2014 tarihli Sağlık Kurulu Raporunda sanığın kemik yaşının 15-16 yaş aralığında olduğunun bildirildiği, bunun üzerine tespit edilen yaşın sanığın nüfus kaydındaki yaşından küçük olması nedeniyle Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından davaname yolu ile Dargeçit Asliye Hukuk Mahkemesi’nden sanığın yaşının düzeltilmesinin talep edildiği, Dargeçit Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/158 esas ve 2014/271 karar sayılı kararı ile raporda sanığın yaşının net olarak tespit edilememesi nedeniyle davanın reddine karar verdiği, bu kararın Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz talebi üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 17.03.2015 tarih, 2014/15684 esas ve 2015/3702 karar sayılı ilamı ile sanık hakkında ceza davası açılması durumunda CMK’nın 218/2. maddesi gereğince yaş tespitinde karar vermekle görevli mahkemelerin ceza mahkemeleri olacağı ve sanığın tam teşekküllü devlet hastanesine sevk edilerek pelvis grafisinin çektirilmek suretiyle, nüfus aile kayıt tablosu ve doğum tutanakları ile birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi nedeniyle bozulduğu, bunun üzerine Dargeçit Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/143 esas ve 2015/136 karar sayılı kararı ile Midyat Ağır Ceza Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verdiğinin anlaşılması karşısında, sanığın yaşının tereddüte yer bırakmayacak şekilde tespitinden sonra yargılamaya devamla hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
c-) Eyleme ilişkin görüntü kayıtlarının Adli Tıp, TÜBİTAK veya TRT gibi uzman kuruluşlardan birisine gönderilip görüntü iyileştirme ve analizleri de yaptırılarak bilirkişi raporu aldırılması suretiyle sanığa atılı terör örgütü propagandası yapmak suçu açısından, 12.01.2014 tarihli eylem için kollukça düzenlenen inceleme ve tespit tutanağında ve olay tutanağında sanığın da içinde bulunduğu grubun slogan attığının belirtilmesi karşısında, tutanaklarda belirtilen sloganları bizzat sanığın atıp atmadığının ve kamu malına zarar verme suçu açısından sanığın attığı taşların polis araçlarına değip değmediğinin, kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edildikten sonra hukuki durumun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi,
4-)Sanık … yönünden verilen tüm kararların yapılan temyiz incelemesinde;
a-)Tanık Koruma Kanunun 9. maddesinde belirtildiği üzere gizli tanık beyanlarının tek başına hükme esas alınamayacağı nazara alındığında, kolluk tarafından düzenlenmiş görüntü tespit tutanağı ve olay tutanağı ile yetinilmeyip; olaylar sırasında çekilmiş fotoğraf ve video görüntülerinin, sanıktan temin edilecek mukayeseye elverişli fotoğraflarla birlikte ADLİ TIP, TÜBİTAK veya TRT gibi uzman kuruluşlara gönderilip görüntü ve fotoğraf analizleri yaptırılarak, görüntülerdeki kişinin sanık olup olmadığı ve gerçekleştirdiği eylem ve faaliyetlerin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tek tek belirlenip, sanığın olay tarihindeki silahlı terör örgütünün propagandasına dönüşen yasadışı toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılıp katılmadığının, sanığın taş attığının tespiti halinde kamu malına zarar verip vermediğinin, görevi yaptırmamak için direnme suçunu işleyip işlemediğinin, propaganda teşkil eden eylemlerinin nelerden ibaret olduğunun somutlaştırılarak sanığın eylemlerinin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesinden sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
b-)UYAP kayıtlarının tetkikinde sanığın 12.01.2014 tarihinde saat 22:00 sıralarında işlemiş olduğu fiilleri nedeniyle Midyat Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2018/127 esas ve 2019/109 karar sayılı kararı ile devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan TCK’nın 302. maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verildiği ve Dairemizin 25.02.2020 tarih, 2019/12060 esas ve 2020/1881 karar sayılı ilamı ile temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğinin anlaşılması karşısında; söz konusu dosyanın onaylı suretinin dosya arasına getirtilip incelenerek, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçu ile devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçu arasındaki geçitli suç ilişkisi de gözetilerek bir karar verilmesi gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
5-)Sanık …(Amrullah) Alpaydın yönünden verilen tüm kararların yapılan temyiz incelemesinde;
Tanık Koruma Kanunun 9. maddesinde belirtildiği üzere gizli tanık beyanlarının tek başına hükme esas alınamayacağı nazara alındığında, kolluk tarafından düzenlenmiş görüntü tespit tutanağı ve olay tutanağı ile yetinilmeyip; olaylar sırasında çekilmiş fotoğraf ve video görüntülerinin, sanıktan temin edilecek mukayeseye elverişli fotoğraflarla birlikte ADLİ TIP, TÜBİTAK veya TRT gibi uzman kuruluşlara gönderilip görüntü ve fotoğraf analizleri yaptırılarak, görüntülerdeki kişinin sanık olup olmadığı ve gerçekleştirdiği eylem ve faaliyetlerin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tek tek belirlenip, sanığın olay tarihindeki silahlı terör örgütünün propagandasına dönüşen yasadışı toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılıp katılmadığının, sanığın taş attığının tespiti halinde kamu malına zarar verip vermediğinin, görevi yaptırmamak için direnme suçunu işleyip işlemediğinin, propaganda teşkil eden eylemlerinin nelerden ibaret olduğunun somutlaştırılarak sanığın eylemlerinin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesinden sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
6-) Kabul ve uygulamaya göre de;
a) Sanıklar hakkında silahlı suç örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan uygulama yapılırken Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, 6352 sayılı Kanunun amaç, kapsam ve gerekçesi, TCK’nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle, 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, konusunun önem ve değeri, meydana getirdiği zarar ve tehlikenin ağırlığı göz önünde bulundurulup, sanıklar hakkında tayin olunan cezadan TCK’nın 220. maddesinin 6. fıkrasında değişiklik yapan 02.07.2012 tarih 6352 sayılı Kanunun 85. maddesindeki gerekçe de gözetilmek suretiyle anılan Kanun maddesinin 2. cümlesinde yer alan düzenleme uyarınca hukuka, vicdana, dosya kapsamına uygun ve gösterilen indirim miktarı ile orantılı makul bir indirim yapılması gerektiğinin düşünülmeyerek fazla ceza tayini,
b) Sanıklar hakkında silahlı suç örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan uygulama yapılırken tayin edilen temel cezanın 3713 sayılı Kanununun 5/1. maddesi uyarınca artırılması gerekirken uygulama maddesinin yalnızca 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi olarak gösterilmesi,
c) Sanıklar hakkında görevi yaptırmamak için direnme ve kamu malına zarar verme suçlarından uygulama yapılırken 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca arttırım yapılmaması,
d) Örgüt mensubu olduğuna karar verilen sanıklar hakkında yalnızca TCK’nın 58/9 maddesi uyarınca tekerrür hükümleri uygulanması gerektiği gözetilmeyerek uygulama maddesi olarak TCK’nın 58/6. maddesinin de yazılması,
d) Sanıklar hakkında toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet etme, terör örgütü propagandası yapma ve kamu malına zarar verme suçlarından uygulama yaparken verilen hapis cezalarının TCK’nın 50/1-a maddesi gereğince adli cezasına çevrilmesi karşısında TCK’nın 58. maddesi gereği tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
e) Adli para cezalarının yerine getirilmemesi halinde 6545 sayılı Kanunla değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3 maddesi uyarınca infaz aşamasında resen uygulama yapılabileceği nazara alındığında hüküm fıkralarında TCK 52/4 maddesi gereğince ihtarat yapılması,
f) TCK’nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararının gözetilmesi lüzumu,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.