Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2019/2459 E. 2020/3664 K. 17.07.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/2459
KARAR NO : 2020/3664
KARAR TARİHİ : 17.07.2020

Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Suç örgütlerinin isimlerini kullanarak tehditte bulunma, Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : 1-Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçu bakımından;
TCK’nın 309/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 39/1-2, 53, 54, 58/9 ve 63/1. maddeleri uyarınca
mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi,
2-Suç örgütlerinin isimlerini kullanarak tehditte bulunma ve silahlı terör örgütüne üye olma suçları
bakımından; CMK’nın 260. maddesi gereğince istinaf kanun yoluna
başvurma hakkı bulunmadığından CMK’nın 279/1-b-son maddesi uyarınca istinaf başvurusunun
esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; temyiz edenin sıfatı bakımından 477 sayılı Kanun ile bazı Kanunlarda değişiklik yapılması
hakkındaki 698 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile … kurumuna yapılacak tüm atıfların Cumhurbaşkanlığı kurumuna yapılacağı göz önünde bulundurularak, temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
I-Katılan vekilinin sanık hakkında suç örgütlerinin isimlerini kullanarak tehditte bulunma suçundan kurulan beraat hükmüne ve silahlı terör örgütüne üye olma suçuna yönelik yapılan temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanığa yüklenen suç örgütlerinin isimlerini kullanarak tehditte bulunma ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarının niteliği itibariyle suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen ve bu nedenle de davaya katılma hakkı bulunmayan T.C. Cumhurbaşkanlığının hükmü temyiz yetkisi bulunmadığından, katılan vekilinin temyiz isteminin 5271 sayılı CMK’nın 298. maddesi uyarınca REDDİNE,
II-Sanık hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan kurulan mahkumiyet hükümüne yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-TCK’nın 309. maddesinde düzenlenen Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçuna iştirakin her şeklinin uygulanması mümkündür.
Sanığın eyleminin TCK’nın 309. maddesinde yazılı Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçuna yardım etmek suçunu oluşturduğunun kabulü için, atılı suça katılma iradesinin yanında yaptığı hareketin suçun icrası bakımından nedensellik bağı taşıması gerekir.
Sanığın atılı suç bakımından illi bir değer taşımayan, fiilin işleneceği hususunda bilgi sahibi olması gibi durum ve faaliyetlerinin Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçuna yardım etme eylemi olarak değil, TCK’nın 314, 316. maddesinde yazılı suçlara taalluk eden ve hazırlık hareketleri kapsamında değerlendirilmesi gerekeceği cihetle;
Dosya kapsamına göre, 15.07.2016 tarihinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütü tarafından yapılan darbe girişimine katılan …’nin eşi olan sanığın 13.07.2016 tarihinde, saat 20:24 sıralarında kullanımında olan GSM hattından eşi … tarafından arandığı ve aralarında 1045 saniye süreyle görüşme gerçekleştiği, bu görüşmede …’nin sanığa “Özel Kuvvetler Komutanı …’nın eşini ara, annemin çok hasta olduğunu ve beni çok sevdiğini söyle” dediği, akabinde sanığın saat 21:39 sıralarında dönemin Özel Kuvvetler Komutanı …’nın eşi olan …’yı arayarak 311 saniye süreyle görüştüğü, …’nın dosya kapsamında tanık sıfatıyla alınan beyanında, …’nin telefonla kendisini aradığını öncelikle hal hatır sorduğunu, eşi …’nin anne veya babasının çok hasta olduğunu ve onu çok özlediğini söylediğini, …’nin kendisini daha önceden özel günlerde ve bayramlarda aradığını, telefon görüşmesinden sonra o gece eşi …’nın eve gelmesi üzerine eşine …’nin eşi …’nin kendisini telefonla aradığını, …’nin anne veya babasının rahatsız olduğunu söylediğini, kendisinin de bunu eşi …’ya ilettiğini bildirdiği,
Dosyada mevcut Genel Kurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığının 09.11.2016 tarihli yazısından ve dosya kapsamından …’nin 14.07.2016 tarihinde …’yı telefonla aradığı, babasının ağır hasta olduğunu belirterek Ankara’ya gelmek için izin istediği, … tarafından kendisine tabur değişimi muvacehisinde bir hafta öncesinden planlı olan Özel Kuvvetlere ait 061 kuyruk numaralı CN-235 marka tipindeki CASA uçağı ile Ankara’ya gelmesi yönünde emir ve izin verildiği, Özel Kuvvetlerin 061 kuyruk numaralı CN-235 marka tipindeki CASA uçağının Etimesgut Özel Kuvvetler Hava Alay Komutanlığı uçuş programında bulunduğu, darbe girişiminin yaşandığı 15.07.2016 tarihinden bir hafta önce planlanan uçuş faaliyeti kapsamında mezkur uçakla tanıklar Yüzbaşı (pilot) … …, Yüzbaşı (pilot) Ersun Atılgan, Astsubay Başçavuş (uçuş teknisyeni) …, Astsubay Başçavuş (uçuş teknisyeni) Kemal Kandan …’dan oluşan uçuş mürettebatının daha önceden planlanan uçuş programına göre 15.07.2016 tarihinde saat 21:22’de Etimesgut Özel Hava Alay Komutanlığından kalkış yaptığı, uçuş planlaması ve rotasının normalde Ankara – Diyarbakır – Cizre – Ankara 11. Hava Ulaştırma Üs Komutanlığı olmasına karşın …’nin Silopi’den helikopter ile geldiği, Diyarbakır’da uçuş rotasına müdahale ederek uçağın Cizre’ye uğramadan Diyarbakır’dan doğrudan Ankara’ya uçması yönünde emir vermek suretiyle uçağın rotasını değiştirdiği uçağa Diyarbakır’dan … ile birlikte uçuş mürettebatı haricinde uçuş plan ve programında yer almayan, ancak; Özel Kuvvetler Komutanlığında görevli olup haklarında Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma yapılıp açılan dava sonucu Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/12 Esas sayılı dosyasında yargılanan … … ve … olmak üzere on yedi kişinin daha uçağa bindiği, bu sırada Özel Kuvvetler Komutanı …’nın alayın kontrol altına alınması ve darbe girişimine katılanların ele geçirilmesi yönünde talimat vermesi üzerine … …, … …, …, …, … ve …’dan altı kişilik timin de söz konusu uçağa bindikleri, mezkur uçağın 16.07.2016 günü 00:00’da Diyarbakır’dan kalkış yaparak doğrudan saat 02:00 sıralarında, belirlenen plan ve program dahilinde önceden kararlaştırılan terminal haricinde Etimesgut Özel Kuvvetler Hava Alay Komutanlığı terminaline iniş yaptığı şeklinde gerçekleştiği anlaşılan olayda;
Sanığın olaydaki eylemi ile darbe girişimine katılan eşi …’nin Ankara’ya gelmesinde bir illiyet bağı bulunmadığı gibi, sanığın eşinin darbe girişiminden bir gün önce Özel Kuvvetler Komutanı …’dan Ankara’ya gelmek üzere izin alıp, önceden uçuş plan ve programı ile rotası belirlenen Özel Kuvvetlere ait uçağın uçuş rotasını ve iniş terminalini değiştirerek yine plan ve programda olmayan yirmi dört kişi ile birlikte Ankara’ya gelmesi, Özel Kuvvetlerin yapılacak darbe girişimindeki rolü, …’nin mutlak suretle yapılacak darbenin merkez yerlerinden birisi olan Ankara’da bulunmasının zorunluluğu dikkate alındığında, sanığın eşinin izin verilse de verilmese de, her halükârda Ankara’ya geleceğinin anlaşılmış olması karşısında, eyleminin amaç suç yönünden etki eder nitelikte bulunmadığı, dosya kapsamına göre sanığın darbe girişiminde bulunacağını önceden bilmesinin Anayasayal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçuna yardım etme olarak değil hazırlık hareketleri kapsamında silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden değerlendirme konusu edilebileceği, bu haliyle Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçuna yardım suçunun oluşmayacağı, ancak; yapılacak darbe girişimini önceden bildiği anlaşılan sanığın bu olay kapsamında eşi …’nin Ankara’ya gelmesini meşrulaştırmaya, ondan şüphelenilmesini engellemeye yönelik örgütsel davranış ve faaliyet oluşturan ve fakat işlenecek olan amaç suç yönünden de etkisi bulunmayan, hazırlık hareketi niteliğindeki eyleminin; dosyada mevcut bilgi ve belgelerden anlaşılacağı üzere kullanmakta olduğu Thremaa isimli haberleşme programı üzerinden darbe girişiminin başladığı ve devam ettiği süreçte eşine gönderdiği mesaj içerikleri, darbe girişimi sonrasında 23.07.2016 tarihinde GATA ve Onkoloji Hastanesindeki eylemleri, ayrıca 11.08.2016 tarihinde Ankara 62. Noterliğindeki aidiyet ifade eden söz ve davranışları da nazara alındığında, silahlı terör örgütüne üye olma suçu bakımından değerlendirilerek hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerektiği gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas – 2015/85 Karar sayılı iptal kararının TCK’nın 53. maddesinin uygulanması yönünden gözetilmemesi,
3-Adli Emanetin 2017/20536 sırasına kayıtlı LG Marka 356700060231276 IMEI numaralı cep telefonunun, münhasıran suçun işlenmesinde kullanılmak üzere hazırlanan eşya olmadığı anlaşılmakla sanığa iadesi yerine, koşulları oluşmadığı halde TCK’nın 54. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafii ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan bu sebeplerden dolayı hükmün BOZULMASINA, mevcut delil durumu, verilen ceza miktarı ve tutuklulukta geçirilen süre dikkate alındığında tahliye talebinin reddine, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.07.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.