YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/1553
KARAR NO : 2021/2214
KARAR TARİHİ : 17.03.2021
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : 1) Sanıklar …, …,
…, …, …,
…, …, …,
…, …, …,
…, …, …,
…, …,
… hakkında ayrı ayrı;
TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3/1 maddesi
delaletiyle 5/1, TCK’nın 62, 53, 58/9, 63. maddeleri
uyarınca mahkumiyet kararına ilişkin istinaf
başvurusunun esastan reddi
2) Sanıklar …, …,
…, …,
…, … ve
… hakkında ayrı ayrı;
TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3/1 maddesi
delaletiyle 5/1, TCK’nın 62, 53, 58/9, 63, 54. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına ilişkin istinaf
başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanıklar …, …, …, …, …, …, … müdafileri ile sanık … ve müdafiinin duruşmalı inceleme taleplerinin yasal şartları oluşmadığından CMK’nın 299. maddesi gereğince ayrı ayrı REDDİNE,
Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
I) Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan incelemede;
Sanık … hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçu temadi eden suçlardan olup yakalanma ile temadi kesileceğinden gerekçeli karar başlığında suç tarihinin yakalanma tarihi olan “10.05.2017” yerine “09.05.2017” olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi olanaklı maddi hata kabul edilmiştir.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar müdafileri ile sanıklar …, …, …, …, …, …’ın temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
II) Sanıklar …, …, …, … ve … hakkında kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanık … hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen cezaya ve sanıktan ele geçirilen Adli Emanetin 2017/1835 sırasında kayıtlı çeşitli bankalara ait toplam 204.600,00 TL değerinde 14 adet çekin müsaderesine ilişkin hükümlerin incelenmesinde;
Sanıklar …, … ve … hakkında dosyada mevcut diğer delillerin atılı suçun sübutu için yeterli olduğu görülmekle, ByLock tespit ve değerlendirme tutanakları beklenilmeden karar verilmesi sonuca etkili görülmemiştir.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar müdafileri ile sanıklar …, …, … ve …’nin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden sair temyiz itirazlarının esastan reddine, ancak;
1) Dosya kapsamına göre örgütsel faaliyet kapsamında elde edildikleri tespit edilemeyen ve Adli Emanetin 2017/1835 sırasında kayıtlı sanık …’dan ele geçirilen 8.350,00 TL, sanık Muhammet Reşitoğlu’dan ele geçirilen 10.920,00 TL, sanık …’tan ele geçirilen 7.400,00 TL, sanık …’tan ele geçirilen 11.800 ABD Doları ve sanık …’dan ele geçirilen 3.700 ABD Dolarının sahiplerine iadesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin TCK’nın 54. maddesi uyarınca müsaderelerine karar verilmesi,
2) Sanık …’den ele geçirilen ve savunmasıyla da uyumlu bulunmayan Adli Emanetin 2017/1835 sırasında kayıtlı çeşitli bankalara ait toplam 204.600,00 TL değerinde 14 adet çek hakkında müsadere karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde TCK’nın 55/1. maddesinin gösterilmesi gerekirken, uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 54. maddesi gereğince müsadere kararı verilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafileri ile sanıklar …, …, … ve …’nin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılması gerektirmeyen bu hususların 5271 sayılı CMK’nın 303/1-c maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükmün B-, C)-, D- F-, İ- fıkralarından “TCK 54. maddesi gereğince MÜSADERESİNE” ibaresinin çıkartılarak yerlerine “sahibine iadesine” ibaresinin ayrı ayrı eklenmesi, hükmün H- fıkrasından “TCK 54. maddesi” ibaresinin çıkartılarak yerine “TCK’nın 55/1. maddesi” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III) Sanıklar …, …, …, … hakkında kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanık …’den ele geçirilen Adli Emanetin 2017/1835 sırasında kayıtlı 36.800 ABD Doları, 3.500 EURO ve 18.500,00 TL’nin müsaderesine ilişkin hükümlerin incelenmesinde;
1) Sanıklar … ve … yönünden;
Sanıklar müdafileri ile sanık …’nın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK’nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, konusunun önem ve değeri, meydana getirdiği zarar ve tehlikenin ağırlığı ile sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik de göz önünde bulundurularak işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir cezaya hükmedilmesi gerekirken temel cezanın tayininde yanılgıya düşülmek suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
2) Sanık … yönünden;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/970 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas ve 2017/3 sayılı kararında; ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağının kabul edildiği gözetilmekle;
ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, ByLock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, ByLock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, istinaf aşamasında dosya içerisine geldiği anlaşılan ve sanığın bylock kullanıcısı olduğunu bildiren ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunarak yargılamaya devamla bir hüküm kurulması gerekirken, sanığın ByLock kullanıcısı olduğuna dair yetersiz ByLock sorgu tutanaklarına dayanılarak eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3) Sanık … yönünden;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/970 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı kararında; ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağının kabul edildiği gözetilmekle;
ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, ByLock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, ByLock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ByLock tespitine ilişkin belgelerin ve ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme raporunun getirtilmesi, ByLock tespit ve değerlendirme raporunun temin edilememesi halinde sanığın teknik olarak bu programı kullandığının tespiti açısından HIS (CGNAT) ve HTS kayıtları üzerinde alanında uzman bağımsız bilişim uzmanı bilirkişi incelemesi yaptırılarak buna ilişkin rapor alınması, ayrıca istinaf aşamasında UYAP üzerinden dosya içerisine geldiği anlaşılan ve sanığın örgütsel faaliyet olarak sohbetlere katıldığını bildiren başka dosya şüphelisi Fahri Turul’un ifade ve teşhis tutanaklarının onaylı örnekleri getirilip CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunarak, sanığın sohbetlere katılma eyleminin somutlaştırılması bakımından hangi tarihlerde, nerede ve ne kadar süre ile olduğunun tespiti bakımından Fahri Turul’un tanık olarak dinlenildikten sonra yargılamaya devamla bir hüküm kurulması gerekirken sanığın ByLock kullanıcısı olduğuna dair yetersiz ByLock sorgu tutanaklarına dayanılarak eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
4) Sanık … yönünden;
A- Sanığın savunmasında 100.000 TL birikiminin olduğu ve eşine 60.000-70.00 TL civarında miras kaldığını beyan etmesi, dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporuna göre sanığın Bank Asya nezdinde bulunan hesabında Eylül 2014 – Eylül 2015 tarihleri arası yüklü miktarda para olduğunun tespit edilmiş olması karşısında, sanığın savunmasının doğruluğu araştırılarak, sanıktan ele geçirilen Adli
Emanetin 2017/1835 sırasında kayıtlı 36.800 ABD Doları, 3.500 EURO ve 18.500 TL’nin örgütsel faaliyet kapsamında elde edilip edilmediği kuşkuya yer verilmeyecek şekilde tespit edilikten sonra sonucuna göre hukuki durumun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
B- Kabul ve uygulamaya göre de;
Müsadere kararı verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde TCK’nın 55/1 maddesinin gösterilmesi gerekirken, uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 54. maddesi gereğince müsadere kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafileri ile sanıklar …, … ve …’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan bu sebeplerden dolayı hükmün BOZULMASINA, sanıklar …, …, … ve … hakkında atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı ve mevcut delil durumları gözetilerek tahliye taleplerinin reddi ile tutukluluk hallerinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Balıkesir 3. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.