Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2019/1417 E. 2019/4666 K. 02.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/1417
KARAR NO : 2019/4666
KARAR TARİHİ : 02.07.2019

Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : Sanıkların ayrı ayrı TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 62/1, 53, 58/9, 63 maddeleri gereğince mahkumiyetlerine dair istinaf başvurularının esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
I- Sanık … hakkında kurulan hükme yönelik temyiz incelenmesinde;
İstinaf mahkemelerinin sisteme dahil olmasıyla kanun yolu yargılamasında yeni bir anlayışı benimseyen kanun koyucunun, hem maddi olay hem de hukuki denetim yapacak olan istinaf başvurusunda sebep gösterme zorunluluğu öngörmezken (5271 sayılı yasa CMK madde 273/4), incelemesi hukuki denetimle sınırlı (CMK madde 294/2) olan temyiz yolunda mülga 1412 sayılı CMUK’tan (madde 305) da farklı şekilde, resen temyiz tercihinden vazgeçerek, temyiz davasını açan ve sınırlayan temyiz dilekçesinde/layihasında temyiz edenin hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini/temyiz sebeplerini göstermek zorunda olduğunu (CMK madde 294/1) şart koşmuş ve temyiz dilekçesinin temyiz sebeplerini içermemesi durumunda, tıpkı başvurunun süresi içinde yapılmaması, hükmün temyiz edilemez olması ya da temyiz edenin buna hakkı bulunmaması hallerinde olduğu gibi usulüne uygun açılmış bir temyiz davasından bahsedilemeyeceğinden temyiz isteminin reddedilmesini (CMK madde 298) emretmiş (F.Yenisey-A.Nuhoğlu, Ceza Muhakemesi Hukuku sh. 923, Centel-Zafer Ceza Muhakemesi Hukuku sh. 826,C.Şahin-N.Göktürk Ceza Muhakemesi Hukuku sh. 278) olmasına, anılan kanunun 289. maddesinin, usulüne uygun açılmış bir temyiz davasının “sınırlı inceleme ilkesinin” bir istisnasını teşkil etmesine (F.Yenisey-A.Nuhoğlu, age sh. 905), şartları ve usulü açık bir şekilde ortaya konulmak şartıyla (AİHM Galstyan/Ermenistan Başvuru no: 26986/03, 15.01.2007 t.) öngörülen usul şartlarına uyulmaması sebebiyle kanun yolu başvurusunun reddedilmesinin bu hakkın ihlali sonucunu doğurmayacağının (AİHM Sjöö/İsveç Başvuru no: 37604/97) da istikrar kazanmış yargısal kararlarla kabul edilmesine nazaran; sanık müdafiinin 25.04.2018 tarihinde usulüne uygun olarak kendisine tebliğ edilen hükmü 15.03.2018 tarihinde gerekçe göstermeden temyiz ettiği anlaşılmakla; temyiz isteminin 5271 sayılı CMK’nın 298. maddesi uyarınca REDDİNE,
II- Sanıklar …, …, …, …, … ve … hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanıklar …, … ve … hakkında verilen 12.05.2015 kovuşturmaya yer olmadığına dair karardaki gerekçenin maddi fiile değil ve fakat silahlı terör örgütü yöneticisi veya üyesi olmak suçu ile devletin toprak bütünlüğüne ilişkin suç arasındaki müterakki/geçitli suç ilişkisine dayanmasına ve iddianamede anlatılan eylemlerin niteliğine göre vasfen değişen terör örgütü üyesi olmak suçundan hüküm kurulmasında usule aykırılık bulunmadığı tespit edilerek yapılan incelemede;
1- Sanıklar …, …, … ve … yönünden;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2- Sanıklar … ve … yönünden;
Yapılan UYAP sorgulamasında, sanıklar hakkında Ağrı 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/647 esasına kayden görülen dava dosyasında suç tarihi 2016 olan silahlı terör örgütüne üye olma ve yağma suçlarından açılmış davanın bulunduğunun anlaşılmasına ve işbu dava dosyasında sanıklara isnat edilen eylemler ile mevcut delil durumuna nazaran; sanıkların aynı döneme ilişkin yağma suçlarının sabit olması halinde TCK’nın 314/2 maddesi ile TCK’nın 302/1. maddesi arasında geçitli/müterakki suç ilişkisi de dikkate alındığında eylemlerinin bir kez TCK’nın 302/1. maddesinde düzenlenen devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma suçunu oluşturacağı da gözetilerek her iki dava dosyasının birlikte görülmesinde ve delillerin beraber değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğundan anılan dosyanın getirtilip derdest olması halinde birleştirilmesi, karar verilip kesinleşmiş olması durumunda ise aslı veya onaylı örneklerinin Yargıtay denetime olanak verecek şekilde dosyaya konulmasından sonra bir bütün halinde değerlendirilerek sanıkların hukuki durumunun buna göre takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin bu nedenle BOZULMASINA, sanık …’ın tutuklulukta geçirdiği süre, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı, mevcut delil durumu ve bozma nedeni gözetilerek tutukluluk halinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Ağrı Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.07.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.