Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2019/11745 E. 2020/6906 K. 01.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/11745
KARAR NO : 2020/6906
KARAR TARİHİ : 01.12.2020

Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.03.2018 tarihve 2017/4 – 2018/35 sayılı kararı

Suç : Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme
Hüküm : I-Sanıklar; 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 62, 53, 58/9, 63 maddeleri uyarınca mahkumiyetlerine
ilişkin İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarakCMK’nın 280/1-a, 303/1-a ve 223/2-b maddesi
uyarınca düzeltilerek esastan reddi,

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle, temyiz edenin sıfatı bakımından 477 sayılı Kanun ile bazı Kanunlarda değişiklik yapılması hakkındaki 698 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Başbakanlık kurumuna yapılacak tüm atıfların Cumhurbaşkanlığı kurumuna yapılacağı göz önünde bulundurularak, temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre, sanık … hakkında anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan kurulan fakat temyiz edilmeyen mahkumiyet hükmü dışında kalan hükümler yönünden dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
I-Suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen ve bu nedenle de Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçu yönünden davaya katılma hakkı bulunmayan Milli Savunma Bakanlığının davaya katılmasına ilişkin karar hukukî değerden yoksun olup, hükmü temyiz yetkisi vermeyeceğinden … vekilinin temyiz isteminin CMK’nın 298. maddesi gereğince REDDİNE,
II-Sanıklar ve müdafiilerinin duruşmalı inceleme isteminin, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerinde savunmaya yeterli süre ve kolaylık sağlanarak bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması ve temyiz denetiminde de yazılı savunmanın sınırsız şekilde kullanılabilme olanağının bulunması karşısında, savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
III- Red kapsamı dışında kalan temyiz talepleri yönünden temyizin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Olay günü karargahta bulunan kameralardan elde edilen ve çözümü yapılan görüntülerin esas itibariyle uzmanlık, özel veya teknik bilgi gerektirmemesi ve yargılama konusu suçların niteliği itibariyle kurumla ilgili bir dava bulunmaması nazara alındığında, 5271 sayılı CMK’nın 64/3. maddesine muhalefet edildiğinden bahsetme imkanı bulunmadığı gibi çözüm raporunu düzenleyen …’nin aynı kanunun 234, 237. maddeleri kapsamında müşteki veya katılan sıfatının olmaması da gözetildiğinde görüntülerin çözümlenmesinde dosya tanığı …’nin de görev alması hükme müessir bir usul hatası olarak görülmemiştir.
Ayrıntıları Dairenin 22.03.2019 tarih 2018/7103 Esas, 2019/1953 sayılı kararında açıklandığı üzere:
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçunun maddi unsuru/tipik eylem, cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye elverişli vasıtalarla teşebbüs etmektir.
Suçun bu amaçla kurulmuş bir örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi, korunan amaçlara matuf fiillerin elverişliliğinin değerlendirilmesi bakımından önem taşımakta ise de, bu husus suçun unsuru değildir.
Suç, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmak, bu düzen yerine başka bir düzen getirmek veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemek amacına matuf doğrudan genel kast ile işlenebilen bir suçtur.
Suç tanımında belirtilen amaçları gerçekleştirmeye yönelik bir fiil işlenmesi hususunda iştirak iradeleri bulunan sanıklar hakkında Türk Ceza Kanununun 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçu yönünden iştirakin her şeklinin uygulanması mümkündür.
Suça iştirakten söz edebilmek için amaca yönelik bir fiil işleme hususunda iştirak iradelerini ortaya koyan kişilerin hepsinin bu amaçla kurulmuş bir örgütün üyesi olması da gerekmez.
15 Temmuz 2016 günü, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasal düzeninin değiştirilmesi amacıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensubu olan ve/veya bu örgütsel faaliyeti destekleyen 8.000’in üzerinde askeri personel tarafından savaş uçakları dâhil 35 uçağın, 3 geminin, 37 helikopterin, 74’ü tank olmak üzere 246 zırhlı aracın ve 4.000’e yakın hafif silahın kullanılarak; Cumhurbaşkanına suikasta teşebbüs edilmiş, TBMM ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi başta olmak üzere birçok stratejik merkez bombalanmış, Başbakanın konvoyuna silahlı saldırı gerçekleştirilmiş, kalkışmaya karşı koyan güvenlik görevlileri ile sokaklara çıkan sivillere devletin silahlı kuvvetlerine ait bu uçak, helikopter, tank ve silahlarla saldırılarak 4’ü asker, 63’ü polis ve 183’ü sivil olmak üzere toplam 250’den fazla kişi şehit edilmiş, 23’ü asker, 154’ü polis ve 2.558’i sivil olmak üzere toplam 2.735 kişi de yaralanmıştır.
Somut darbe teşebbüsü, TCK’nın 309. maddesinde sayılan amaçlara matuf zarar tehlikesi doğuran vahim eylemler vasfını aşarak, anayasal düzeni doğrudan ortadan kaldırma neticesine yönelmiş, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğünden ve etkinliğinden istifade edilerek planlanıp uygulanmış, neticesi ve başarısı eş zamanlı, senkronize hareketlere bağlı hukuki anlamda tek bir fiil olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle örgütsel koordinasyon veya iştirak iradesi gereğince ve iş bölümü doğrultusunda bulundukları mahal ve konumlarına uygun, amaca hizmet eden ve katkı sunan icrai harekette bulunanların, icra aşamasına geçerek amaç suç yönünden somutlaştığında ve elverişliliğinde tartışma bulunmayan bu fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurdukları gözetilerek TCK’nın 37. maddesi kapsamında “doğrudan fail” olduklarının kabulünde zorunluluk vardır.
Doğrudan kanuni tanımda öngörülen cebir ve şiddet içeren icrai hareket niteliğinde olmayan, somut zarar tehlikesinin gerçekleşmesini sağlayacak biçimde -faillerle birlikte- fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurmalarını temin edecek fonksiyonel bir mahiyet taşımayan, suç organizasyonu içinde bir iş bölümünün gereği olarak görevlendirilmeleri nedeniyle ika edildiği kanıtlanamayan ancak suçun icrasına başlanmasından sonra katılma iradesini açıkça ortaya koyan, zaman, nitelik ve yakın zarar tehlikesine yaptığı katkı itibariyle bütün olarak darbenin icrasını kolaylaştırmaya yönelen hareketleri gerçekleştiren sanıkların eylemlerinin, 5237 sayılı TCK’nın 309/1 ve 39/2-c maddeleri kapsamında Anayasayı ihlale teşebbüs suçuna yardım etmek suçunu oluşturacağı gözetilmeli, hukuki durumları buna göre tespit edilmelidir.
TCK’nın 309. maddesinde düzenlenen suç bir somut tehlike suçu olduğundan suçun oluşması için ayrıca bir neticenin gerçekleşmesi aranmamaktadır. Bu itibarla sanığın amaca matuf eylemi ve/veya işlediği elverişli araç suç ile suçun konusu üzerinde meydana gelen somut tehlike arasında illiyet bağının bulunması gerekli ve yeterlidir. Suça teşebbüsün kabulü için aranan elverişli vasıtalarla cebri eylemlere başlanıp başlanmadığı araştırılırken ve vasıtanın elverişliliği takdir edilirken tek tek yapılan eylemlerle amaçlanan hedefler arasında doğrudan doğruya bağ kurmak yoluna gidilemez. Ancak her halükarda ülke genelinde gerçekleştirilmek istenen amaca matuf cebri/icrai fiilin, sanığın bulunduğu mahalde/sorumluluk sahasında da doğrudan doğruya ya da araç suçlar yönünden icrasına başlanması aranmalıdır. Sanığın bu icrai fiile yine icrai bir hareketle katılması mümkün olduğu gibi garantörlük yükümlülüğünü ihmal etmek suretiyle de iştirak edebileceği görülmektedir.
Emrin konusu suç teşkil ediyorsa, kural olarak Anayasanın 137/2 ve TCK’nın 24/3 maddeleri gereğince böyle bir emrin yerine getirilmesinden emri veren azmettiren, TCK’nın 30.maddesi hükmü saklı kalmak üzere yerine getiren ise fail olarak sorumlu tutulacaktır (Dairenin 2017/1443-4758 sayılı kararı). Azmettirenin sorumluluğu, kanunda hazırlık hareketleri ayrıca suç olarak düzenlenmemişse failin eyleminin en azından teşebbüs aşamasına ulaşmasına bağlıdır. Konusu suç teşkil eden emirle azmettirilenden garantörlük yükümlülüğünü yerine getirmemesi isteniyorsa, eylemin teşebbüs aşamasına ulaşması için yasaklayıcı normun ihlaline yönelen icrai bir hareketin gerçekleşmesi, failin de neticeyi önleme hukuki yükümlülüğünü yerine getirmemesi gerekmektedir.
Bölge Adliye ve İlk Derece Mahkemelerince sübutu kabul edilen somut olay ve bu çerçevede yukarıda yer verilen açıklamalar ışığında sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesine gelince:
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Plan ve Teşkilat Daire Başkanı olarak görev yapan, olay günü Deniz Kuvvetleri Komutanı Harekat Başkanı sanık Tuğamiral …’un senelik izinde olması nedeniyle Harekat Başkanlığına da vekalet eden sanık Tuğamiral …’nın, 15 Temmuz günü saat 20:22’de Kuzey Deniz Saha Komutalığı Kurmay Başkanı olarak görev yapan ve asıl görev yeri İstanbul’da olduğu halde örgütün sivil imamları ile birlikte Akıncı Üssünde bulunan başka dosya sanığı Tuğamiral… tarafından arandığı, sanık Tuğamiral …’nın Tuğamiral… ile telefon görüşmesine müteakip saat 20:31’de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İkmal Daire Başkanı olarak görev yapan sanık Tuğamiral …’ı; saat 20:33 de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Plan ve Prensipler Başkanı olarak görev yapan sanık Tuğamiral …’ı arayarak karargaha çağırdığı; akabinde özel aracı ile saat 20:48’de karargaha gelerek emir komutanın kendisinde olduğunu, birliğe her türlü giriş çıkışın yasak olduğunu ve her tür durumun kendisine rapor edilmesini emrettiği; karargaha ulaştıktan sonra sanık Tuğamiral …’nın saat 20:56’da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanı olarak görev yapan sanık Tuğamiral …’yi; saat 20:59’da ise Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Eğitim Daire Başkanı olarak görev yapan sanık Tuğamiral …’ı ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargah Destek Kıtalar Komutanlığı Güvenlik ve Merasim Tabur Komutanı Yarbay …’ı arayarak karargaha çağırdığı; Güvenlik ve Merasim Tabur Komutanı Yarbay …’ın saat 21:01’de karargaha gelerek sanık Tuğamiral …’nın odasına çıktığı ve Tuğamiral … tarafından kendisine “Alarm durumuna geçiyoruz. Birliğin giriş çıkışlarını kontol altına al. Bana sormadan giriş çıkış yaptırma” şeklinde emir verildiği; yine saat 21:00 sıralarında Donanma Harekat Merkezinden, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat merkezine gemilerin seyre kalkmaya başladığının bildirilmesi üzerine durumun Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Merkezi Vardiya Amiri olarak görev yapan sanık Binbaşı … tarafından sanık Tuğamiral …’ya rapor edildiği, sanık …’nın kendisinin bilgisi olduğunu kimseye haber verilmesine gerek olmadığını bildirdiği; saat 20:49’da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İkmal Daire Başkanı sanık Tuğamiral …’ın; saat 21:05’de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Plan ve Prensipler Başkanı sanık Tuğamiral …’ın; saat 21:08’de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanı sanık Tuğamiral …’nin; saat 21:33’de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Eğitim Daire Başkanı sanık Tuğamiral …’ın karargaha giriş yaptıkları ve sanık Tuğamiral …’nın odasına çıkarak toplantı yaptıkları; Genel Kurmay Başkanlığındaki darbeciler tarafından saat 21:30 sıralarında “Katılışlar” konulu mesajın, saat 21:47’de “Hazırlık ikazı ve birlik intikali” konulu mesajın, saat 21:52’de “Karargah sorumluları” konulu mesajın Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ulaştığı; “Karargah sorumluları” konulu mesajda sanık Tuğamiral …’nın Deniz Kuvvetleri Karargah sorumlusu olarak görevlendirildiğinin ve her türlü tedbiri almaya ve mevcut atamalara bağlı kalmaksızın ihtiyaç duyulan görevlendirmeleri yapmaya yetkilendirildiğinin bildirildiği; saat 21:57’de Karargah Destek Kıtalar Komutan Vekili Yarbay …’nin Güney Lumbarağzından birliğe girmek istediği ancak sanık Yarbay …’ın emri doğrultusunda sanık Astsubay Kıdemli Başçavuş … tarafından karargaha alınmadığı, bunun üzerine tanık Yarbay …’nin yürüyerek Kuzey Lumbarağzına geldiği burada da içeri alınmaması üzerine sanık Tuğamiral …’in şahsi aracı ile kuzey lumbarağzından giriş yapmasından yararlanarak birliğe giriş yapmaya çalıştığı ve kuzey lumbarağzında bulunanlar tarafından iteklenerek dışarıya çıkartıldığı; saat 22:05’de Ulaştırma Nöbetçi Astsubay …’ın sanık Yarbay …’ın ve Üsteğmen …’ın emri ile hazır kıta tarafından kelepçelenerek nezarete alındığı ve sonrasında birlik dışına çıkartıldığı; saat 22:06 da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Muhabere Elektronik ve Bilgi Sistemleri Başkanı sanık Tuğamiral …’in karargaha gelerek sanık …’nın odasına çıktığı; karargahta silahlı çatışma seslerinin saat 21:15’de duyulmaya başladığı, saat 22:00 sıralarında ise savaş uçaklarının alçak irtifadan uçuş yapmaya başladıkları; saat 22:21’de “katılışlar” konulu mesajın sanıklar Tuğamiral … ve …’ın talimatıyla, sanıklar Binbaşı … ve Yüzbaşı … tarafından Acil Durum Mesaj atma sistemi üzerinden Ankara’da bulunan Deniz Kuvvetleri Personelinin cep telefonuna kısa mesaj olarak gönderildiği; saat 22:41’de “sıkıyönetim direktifi” konulu sözde darbe mesajının Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ulaştığı; saat 22:52’de “katılışlar” konulu mesajın sanık Tuğamiral …’nın emri ile sanık Yüzbaşı … tarafından mesaj formu hazırlanarak Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bağlı birliklerine gönderildiği; saat 22:54’de “sıkıyönetim direktifi” konulu mesajın sanıklar Tuğamiral … ve Tuğamiral …’ın emri ile sanıklar Binbaşı … ve Yüzbaşı … tarafından mesaj formu hazırlanarak Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Bağlı Birliklere gönderildiği; saat 01:00 sıralarında Genel Kurmay Başkanlığı Karargahının çevresinde tankların görülmesi üzerine sanık Yarbay … tarafından “tanklar bizi korumak için burada” şeklinde anons yapıldığı; saat 01:15 sıralarında karargahın 5. katında görevlendirilen sanık Binbaşı …’ün camı kırarak silahla ateş etmesi akabinde sanık Tuğamiral …’ya “efendim halk bizimkilerin üzerine doğru yürüdü, tankın üzerine çıktı o yüzden ben de ateş ettim” dediği; saat 03:00 sıralarında karargahta bulunan amirallerin Tuğamiral …’nin odasında toplantı yaparak karargahtan ayrılmaya karar verdikleri ve saat 06:00 sıralarında görevli ve nöbetçi olmayanların karargahı terk etmeye başladıkları;
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargahının Genel Kurmay Başkanlığı karargahının hemen karşısında yer aldığı; bu bölgede darbeciler ile sivil halk ve polisin karşı karşıya geldiğinin, darbeciler tarafından sivil halka ve polise ateş edildiğinin, savaş uçaklarının alçak irtifadan uçuş yaptıklarının, tankların İsmet İnönü Bulvarı’na geldiğinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin darbeciler tarafından kullanılan savaş uçakları tarafından vurulduğunun yakından gözlemlenebildiği; darbe gecesi bağlı birliklerden Gölcük Deniz Ana Üssünde darbenin teşebbüsünün başarılı olmasını sağlamaya yönelik cebir, şiddet eylemlerinin yaşandığı, bununla birlikte Gölcük, Aksaz, Mersin, İstanbul, Karadeniz Ereğli ve Foça’da yer alan birliklerden darbeye ilişkin ilk mesajın birliklere intikalindan önce saat 21:00 civarlarında gemilerin seyre kalkmaya başladığı, Donanma Komutanlığı bağlısı 29 askeri geminin darbe gecesi yazılı bir emir verilmeksizin, gemi komutanı olmadan, yetersiz personel ile seyre kalktığı, TCG KEMALREİS gemisi tarafından Marmara Denizi’nde top atışı yapıldığı, TCG YAVUZ gemisinde Donanma Komutanı Oramiral…’nin alıkonulduğu ve Oramiral…’nin koruma Astusbayı’nın direnmesi nedeniyle silahla ateş açıldığı hususlarının tespit edildiği; Deniz Kuvvetleri Karargahına doğrudan bağlı birliklerden SAT Komutanlığı tarafından darbe girişimine katılımın olduğu, burada görevli personelin birliklerinden aldığı devlet malı silah ve mühimmat ile birlik dışı yerlere gittikleri; Deniz Kuvvetleri Karargahının bağlı birlikleri yönetmek için en uygun yer olduğu nazara alınarak;Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargahında darbe teşebbüsüne katılan personelin birliğin güvenliğini sağlamak bahanesiyle karargahın darbecilerin kontrolünde olmasını sağlamaya ve darbe teşebbüsüne karşı direniş gösterebilecek personelin karargaha girmesine engel olmaya yönelik faaliyet icra eden Karargah Destek Kıtalar Komutanlığı bağlısı Güvenlik Taburu ve İstihbarat Başkanlığı personeli subay, astsubay ve uzmançavuşlar ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Merkezinde Deniz Kuvvetleri bağlısı yüzer, uçar ve dalar birlikler ile kıyı birliklerinin darbe girişimi kapsamında faaliyetlerini koordine etmek isteyen Amiral ve Subaylardan oluştuğunun anlaşıldığı; bu kapsamda Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargah Destek Kıtalar Komutan Vekili …’nin karargaha girmesine müsaade edilmeyip cebren karargah dışına çıkartıldığı, buna benzer şekilde Güvenlik Tabur Komutanlığında görevli Uzman Çavuş …’nın, Deniz Kuvvetleri Komutanı makam şoförü Uzman Çavuş …..’nun karargaha girişine müsaade edilmediği; Ulaştırma Tabur Komutanlığı nöbetçi Astsubayı …’ın hazır kıta tarafından hürriyeti tahdit edildikten sonra birlik dışına çıkartıldığının tespit edildiği;
Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın koruması olan sanıklar Astsubay Üstçavuş …, Astsubay Başçavuş …, Astsubay Üstçavuş …, kuvvet astsubayı Astsubay Kıdemli Başçavuş …’in, Kıdemli Koruma Astsubayı…’in ve Kuvvet Komutanı Emir Subayının bilgisi dışında Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın hayati tehlikesi olduğu bahanesi ile yanlarına çelik yelek ve kelepçe alarak Ankara’dan İstanbul’a gittikleri, İstanbul’da sanık Kurmay Yarbay … ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Özel Sekreteri olarak görev yapan sanık Kurmay Albay … ile Kalamış Marina’da buluştukları, Oramiral Bülent Bostanoğlu’nun Kalamış Marina’dan Heybeli Ada Deniz Lisesine intikal sırasında kullandığı TCSG-19 Sahil Güvenlik Botuna Kalamış Marina’dan bindikleri, Sahil Güvenlik Komutanlığı’ndan gelen emirle botun komutasının Kurmay Albay …’a teslim edildiği, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral …’nu TCSG-19 Sahil Güvenlik Botuna bineceği esnada derdest etmeyi planladıkları ancak Emir Subayı Binbaşı …’ün bot komutanı ile yaptığı telefon görüşmesinde bot komutanının “bir misafirin emrine girdim” dediği; emir subayının Kurmay Albay… ile yaptığı telefon görşmesinde ise ….’un “komutanın emniyetini sağlamak üzere TCSG-19 botu ile geliyorum” dediği, durumun emir subayı tarafından Deniz Kuvvetleri Komutanına iletilmesi üzerine Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın bota binmekten vazgeçmesi nedeniyle sanıkların planladıkları eylemlerini neticeye ulaştıramadıkları;
Güvenlik ve Merasim Tabur Komutanı sanık Yarbay …’ın sanık Tuğamiral … tarafından verilen emre uyarak karargaha yapılacak giriş ve çıkışların kontrol altına alınması maksadıyla, senelik izinde olmasına rağmen sanık Üsteğmen …’ı, tayini çıkması nedeniyle 15 Temmuz günü itibariyle birliğinden ilişiğini kesen sanık Binbaşı …’i, Genel Kurmay Başkanlığı’nda görevli olup Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda herhangi bir görevi bulunmayan sanık Astsubay Kıdemli Başçavuş …’i, nöbetçi ve görevli olmayan sanık Astsubay …’ı karargaha çağırdığı; sanık …’in ise henüz karargaha intikal etmeden evvel nöbetçi ve görevli olmayan sanıklar Astsubay Kıdemli Başçavuş …’ı, Astsubay Kıdemli Başçavuş …’yı, Astsubay Başçavuş …’i ve Genel Kurmay Başkanlığında görevli olup Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda bir görevi olmayan sanık Binbaşı …’ü karargaha çağırdığı; çağrılan personelin karargaha intikal ederek sanık Yarbay …’ın emir ve talimatı altına girdikleri; sanık Yarbay …’ın birlikte karartma uygulanması, dışarıdan gelecek araçların girişine engel olacak şekilde Kuzey, Güney ve Doğu lumbarağzı kapılarına araç parkedilmesi, Güvenlik Harekat Merkezi’nde bulunan telefonlara cevap verilmemesi, silahlığın açılarak silah dağıtılması, lumbarağızlarına takviye personel görevlendirilmesi yönünde talimatlar verdiği;
Sanık Tuğamiral …’nin İstihbarat Başkanlığında görev yapan personellerden sanıklar Binbaşı …’yı, Yüzbaşı …’u, Yüzbaşı …’ı, Kurmay Yüzbaşı …’ü, Yüzbaşı …’yü, Astsubay Başçavuş …’yi, Astsubay Başçavuş …’i, Astusubay Başçavuş …’i arayarak karargaha çağırdığı, sanıkların karargaha gelerek sanık Tuğamiral …’nin emir ve talimatı altına girdikleri;
Sanık Tuğamiral …’ın sanıklar Kurmay Albay …’nu ve Binbaşı …’yi karargaha çağırdığı, sanıkların karargaha gelerek sanık Tuğamiral …’ın emir ve talimatı altına girdikleri;
15 Temmuz günü Deniz Kuvvetleri Komutanlığında sanık Uzman Çavuş …’in karargah destek kıtalar komutanlığı lumbarağzı nöbetçi uzman çavuşu; sanık astsubay kıdemli başçavuş …’ın güvenlik nöbetçi astsubayı, sanık Binbaşı …’nün Deniz Kuvvetleri Karargahı nöbetçi amiri, sanık Binbaşı …’in Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Merkezi vardiya amiri, sanık Yüzbaşı …’in Deniz Kuvveteri Komutanlığı Harekat Merkezi vardiya subayı, sanık Yüzbaşı …’nin kuzey lumbarağzı nöbetçi subayı, sanık Üstçavuş …’un istihbarat işlem merkezi vardiya astsubayı, sanık Yüzbaşı …’ün İstihbarat İşlem Merkezi vardiya subayı olarak nöbetçi oldukları kabul edilmektedir.
Bu kapsamda :
1-Sanıklar …, . …, …, … hakkında anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık …’nın Tuğamiral rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Plan ve Teşkilat Daire Başkanı ve Harekat Başkan vekili olarak görev yaptığı, Akıncı Üssün’de bulunan başka dosya sanığı Tuğamiral… tarafından aranması üzerine dosya sanığı diğer amiralleri arayarak karargaha çağırdığı, kendisinin de karargaha giderek emir komutanın kendisinde olduğunu, birliğe her türlü giriş çıkışın yasak olduğunu ve her tür durumun kendisine rapor edilmesini emrettiği, Güvenlik Tabur Komutanı Yarbay …’ı karargaha yapılacak giriş çıkışları kontrol altına alması için görevlendirdiği, 15 Temmuz 2016 tarihine ilişkin nöbet listesine göre nöbetçi vardiya amiri olan Binbaşı …’ın yerine sözlü emirle Binbaşı …’in nöbetçi vardiya amiri olarak görevlendirilmesini sağladığı, karargaha darbeciler tarafından Genel Kurmay Başkanlığı’ndan gönderilen “Karargah sorumluları” konulu mesajda Deniz Kuvvetleri Karargah sorumlusu olarak belirlenip her türlü tedbiri almaya ve mevcut atamalara bağlı kalmaksızın ihtiyaç duyulan görevlendirmeleri yapmaya yetkilendirildiği, gece boyunca Akıncı Üssünde bulunan Tuğamiral… ile müteaddit kez telefon irtibatı kurduğu, Yurtta Sulh Konseyi tarafından gönderilen sözde darbe mesajlarının bağlı birliklere gönderilmesi emrini verdiği, sözde sıkıyönetim atama listesine göre Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanı olarak görevlendirildiği, savaş gemilerinin seyre kalktığı bilgisinin kendisine verilmesi üzerine bilgisi olduğunu kimseye haber vermeye gerek olmadığını beyan ederek gemilerin limanlara döndürülmesi konusunda bir emir ve talimat vermediği, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargahını ve Harekat Merkezini kontrolü altına alarak darbe teşebbüsüne karşı koyabilecek birlikleri etkisiz kılmayı amaçladığı;
Sanık …’nin Tuğamiral rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanı olarak görev yaptığı, 15 Temmuz günü saat 20:56 da sanık Tuğamiral … tarafından aranarak karargaha çağrılması üzerine saat 21:08’de özel aracıyla birliğe geldiği, birliğe girişi sırasında “ birliğe kuvvetli sızma istihbaratı var. Birliğe giriş çıkışları emniyete alacağız. Komuta İrfan Amiralde. Sizi destekleme amacıyla ilave personel çağırıyoruz. Şimdi gelecekler ve nöbetçilere destek olacaklar” dedikten sonra sanık Tuğamiral …’nın odasına çıktığı, İstihbarat Başkanlığında görev yapan personellerden sanıklar Binbaşı …’yı, Yüzbaşı …’u, Yüzbaşı …’ı, Kurmay Yüzbaşı …’ü, Yüzbaşı …’yü, Astsubay Başçavuş …’yi, Astsubay Başçavuş …’i, Astusubay Başçavuş …’i arayarak karargaha çağırdığı, sanıklar Yüzbaşı … ve …’e silah dağıtması yönünde talimat verdiği, sanık …’u birliğe yapılacak giriş çıkışları kontrol altına alması amacıyla Kuzey Lumbarağzında görevlendirdiği, birliğe giriş yapmak isteyen personelin birliğe alınıp alınmamasına karar verdiği, sıkıyönetim atama listesine göre mevcut görevine devam ettiği, birliğin fiziki güvenliğinin alınması hususunda yetkisi bulunmayan istihbarat personeli aracılığıyla Deniz Kuvvetleri karargahını kontrol altına almayı amaçladığı;
Sanık …’ın Tuğamiral rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Eğitim Daire Başkanı olarak görev yaptığı, ByLock kullanıcısı olduğu, 15 Temmuz günü saat 20:59’da sanık Tuğamiral … tarafından aranarak karargaha çağrılması üzerine saat 21:33’de resmi aracıyla birliğe gelerek sanık Tuğamiral …’nın odasına çıktığı ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Merkezinde bulunması yönünde talimat aldığı, gece boyunca Harekat Merkezinde bulunarak yapılan işlemler üzerinde hakimiyet kurduğu, darbeye ilişkin mesajların sanık … ile koordine içerisinde bağlı birliklere gönderilmesini, “Katılışlar” başlıklı mesajı ise Ankara ilinde görevli personelin cep telefonuna mesaj olarak gönderilmesini sağladığı, sanık Binbaşı …’a silah verdiği, sözde sıkıyönetim atama listesine göre mevcut görevine devam ettiği, Deniz Kuvvetleri Komutanlığının bağlı birlikleri ve yüzer unsurlarının koordinesi için stratejik öneme haiz Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Merkezi’ni kontrolü altına alarak, darbenin başarıya ulaşması yönünde işlemler yaptırıp, gemi hareketlerine herhangi bir müdahalede bulunmadığı, birlikte bulunduğu süre boyunca sanık Tuğamiral … ile fikir ve eylem birliği içinde hareket ettiği;
Sanık …’ın Tuğamiral rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İkmal Daire Başkanı olarak görev yaptığı, 15 Temmuz günü saat 20:23’de herhangi bir görevi bulunmamasına rağmen Akıncı Üssün’de bulunan başka dosya sanığı Tuğamiral…’ın, saat 20:31’de ise darbecilerin Deniz Kuvvetleri Karargahı sorumlusu olarak görevlendirdiği sanık Tuğamiral …’nın araması üzerine saat 20:49’da birliğe gelerek sanık Tuğamiral …’nın odasına çıktığı, sanık …’nın kendisine “Emir Komuta zinciri içerisinde ülke genelinde sıkıyönetim ilan edildi” dediği, sıkıyönetim atama listesine göre Sahil Güvenlik Komutanlığı Kurmay Başkanı olarak görevlendirildiği, vardiya amirini arayarak Sahil Güvenlik Komutanı’nın makamında olup olmadığının öğrenilmesini istediği, sabah saatlerinde birliğe gelen tanık Yarbay …’ye hitaben “karargah girişindeki minibüsleri ben koydurdum” şeklinde beyanda bulunduğu, birlikte bulunduğu süre boyunca sanık Tuğamiral … ile fikir ve eylem birliği içinde hareket ettiği,
Sanık …’ın Tuğamiral rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Plan Prensipler Başkanı olarak görev yaptığı, 15 Temmuz günü saat 20:26’da herhangi bir görevi bulunmamasına rağmen Akıncı Üssün’de bulunan başka dosya sanığı Tuğamiral…’ın, saat 20:30’da ise sanık Tuğamiral …’nın araması üzerine saat 21:05’de özel aracı ile karargaha gelerek sanık Tuğamiral …’nın odasına çıktığı, karargahın fiziki güvenliğinin alınması konusunda bir görevi bulunmadığı halde sanıklar Kurmay Albay …’nu ve Binbaşı …’yi karargaha çağırarak sanıkların binanın emniyetini almaları yönünde talimat verip silah bulmalarını söylediği, sanık …’ün 5. kat penceresinden silahla ateş etmesi üzerine sanıklar …, … ve …’nun yanına geldikleri sanık …’ün halkın tankların üzerine çıkması nedeniyle ateş ettiğini söylemesi üzerine sanık …’ın “Tankları halkın üzerine sürseler halk korkar kaçar” şeklinde beyanda bulunduğu, sözde sıkıyönetim atama listesine göre Deniz Kuvvetleri Personel Başkanı ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri olarak atandığı, birlikte bulunduğu süre boyunca sank Tuğamiral … ile fikir ve eylem birliği içinde hareket ettiği,
Sanık …’in Tuğamiral Rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Muhabere Elektronik ve Bilgi Sistemleri Başkanı olarak görev yaptığı, sanığın kendiliğinden karargaha gittiğini beyan ettiği ancak sanığın emir astsubaylığını yapan tanık Başçavuş …’in olayları öğrenmek için sanık …’i arayıp görüşemeyince sanık …’in eşini aradığını, eşinin tanığa hitaben “çağırdılar gitti senin haberin yok mu seni çağırmadılar mı?” dediğini beyan ettiği, sanığın kullandığı cep telefonuyla en son 15 Temmuz günü saat 16:12’de irtibat kurduğu ve 16 Temmuz günü saat 10:11’e kadar herhangi bir görüşmesinin tespit edilemediği, sanığın birliğe giriş yaptığı saat 22:06 sıralarında Karargah Komutan vekili Yarbay …’nin birliğe girmeye çalıştığı ancak darbeciler tarafından içeri alınmadığı, …’nin sanığa hitaben içeri alınmadığını söylediği ancak sanığın duruma müdahale etmeyerek aracıyla birliğe girdiği, sonrasında Yarbay …’nin darbeciler tarafından cebren birlik dışına çıkartıldığı, sanığın birliğe geldikten sonra sanık Tuğamiral …’nın yanına çıktığı, karargahta bulunduğu süre içerisinde tüm turnikelerden kart okutmadan geçiş yaptığı, sözde sıkıyönetim atama listesine göre Genel Kurmay Muhabere Elektronik ve Bilgi Sistemleri Başkanı olarak atandığı, birlikte bulunduğu süre boyunca sanık Tuğamiral … ile fikir ve eylem birliği içinde hareket ettiği,
Sanık …’ın Yarbay rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargah Destek Kıtalar Komutanlığı Güvenlik ve Merasim Tabur Komutanı olarak görev yaptığı, ByLock kullanıcısı olduğu, 15 Temmuz günü saat: 20:45’de sanık Tuğamiral …’nın araması üzerine, karargaha doğru yola çıktığı, karargaha gelmeden önce saat 20:55’de Güvenlik Harekat Merkezi’ni (GHM) arayarak akşam takviye gelecek Uzman Çavuşların aranarak birliğe hemen çağrılmaları yönünde talimat verdiği, saat 21.01’de karargaha gelerek Tuğamiral …’nın odasına çıktığı, Tuğamiral …’dan birliğin giriş ve çıkışları kontrol altına alması ve bilgi verilmeden giriş çıkış yaptırılmaması talimatını aldığı, saat 21:35 sıralarında telsizden “birliğe kendisinden habersiz kimsenin girmeyeceği” yönünde anons yaptığı, karargaha yapılacak giriş ve çıkışların kontrol altına alınması maksadıyla, senelik izinde olmasına rağmen sanık Üsteğmen …’ı, tayini çıkması nedeniyle 15 Temmuz günü itibariyle birliğinden ilişiğini kesen sanık Binbaşı …’i, Genelkurmay Başkanlığında görevli olup Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda herhangi bir görevi bulunmayan sanık Astsubay Kıdemli Başçavuş …’i, nöbetçi ve görevli olmayan sanık Astsubay …’ı karargaha çağırdığı; sanık …’in ise henüz karargaha intikal etmeden evvel nöbetçi ve görevli olmayan sanıklar Astsubay Kıdemli Başçavuş …’ı, Astsubay Kıdemli Başçavuş …’yı, Astsubay Başçavuş …’i ve Genelkurmay Başkanlığında görevli olup Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda bir görevi olmayan sanık Binbaşı …’ü karargaha çağırdığı; sanık …’ın birlikte karartma uygulanması, dışarıdan gelecek araçların girişine engel olacak şekilde Kuzey, Güney ve Doğu lumbarağzı kapılarına araç parkedilmesi, Güvenlik Harekat Merkezinde bulunan telefonlara cevap verilmemesi, silahlığın açılarak silah dağıtılması, lumbarağızlarına takviye personel görevlendirilmesi, Personel Başkanı Tümamiral … gelirse tutuklanması, Karargah Komutan vekili Yarbay …’nin içeri alınmaması, Oto Ulaştırma Nöbetçi Astsubayı …’ın birlik dışına çıkartılması yönünde talimatlar verdiği, Genelkurmay Başkanlığı Karargahı çevresinde tankların görülmesi üzerine telsizden “tanklar bizi korumak için burada” şeklinde anons yaptığı, birliğin güvenliğini sağlamak bahanesiyle karargahın darbecilerin kontrolünde olmasını sağlamaya ve darbe teşebbüsüne karşı direniş gösterebilecek personelin karargaha girmesine engel olmaya yönelik faaliyetleri koordine ettiği,
Sanık …’in Binbaşı rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargah Destek Kıtalar Komutanlığında görevli olduğu, ByLock kullandığı, tayini çıkması nedeniyle 15 Temmuz itibariyle birliğinden ilişiğini kesmesine rağmen saat 20:57’de sanık Yarbay …’ın tarafından arandığı, henüz karargaha intikal etmeden evvel nöbetçi ve görevli olmayan sanıklar Astsubay Kıdemli Başçavuş …’ı, Astsubay Kıdemli Başçavuş …’yı, Astsubay Başçavuş …’i ve Genelkurmay Başkanlığında görevli olup Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda herhangi bir görevi olmayan sanık Binbaşı …’ü karargaha çağırdığı, saat 21:16’da birliğe giriş yaptığı, Kuzey Lumbarağzı Bölgesinde silahlı olarak görev yaptığı, telsiz taşıdığı, sanık Üsteğmen …’a araç nöbetçi astsubaylığından silah alması talimatı verdiği, Kuzey ve Karargah Destek Kıtaları Lumbarağızlarına paralel şekilde araç parkettirdiği, Karargah Komutan vekili Yarbay …’nin Kuzey Lumbarağzından birliğe girmeye çalışması üzerine silah çekerek mevzi alarak “tutuklayın” şeklinde bağırdığı, birlik dışına çıkartılan Astsubay …’ın cep telefonuna el konulması talimatı verdiği, birliğin güvenliğini sağlamak bahanesiyle karargahın darbecilerin kontrolünde olmasını sağlamaya ve darbe teşebbüsüne karşı direniş gösterebilecek personelin karargaha girmesine engel olmaya yönelik faaliyetler yürüttüğü;
Sanık …’ün Binbaşı rütbesinde Genelkurmay Başkanlığı Halkla İlişkiler Daire Başkanlığında Halkla İlişkiler Plan Subayı olarak görev yaptığı, Deniz Kuvetleri Komutanlığında herhangi bir görevi olmamasında rağmen 15 Temmuz günü saat 21:20 sıralarında sanık Binbaşı … tarafından arandığı ancak kendisine ulaşılamayınca sanık Astsubay Kıdemli Başçavuş … tarafından aranarak silahını alarak lojman nizamiyesinin önüne gelmesi söylenmesi üzerine yanına tabancasını alıp sanık Astsubay Kıdemli Başçavuş … ile birlikte saat 21:50’de birliğe geldiği, D kapı turnikesi üzerinden atlayarak binaya girdiği, sanık Yarbay … tarafından sanık Tuğamiral …’nın bulunduğu 5. katın güvenliğini alması hususunda görevlendirildiği, sanık Tuğamiral …’dan koridor girişinde beklemesi talimatını aldığı, Tuğamiral …’nın koruması gibi hareket ettiği, saat 01:15 sıralarında 5. kat camını kırarak ateş ettiği ve “halk bizimkilerin üzerine yürüdü, tankın üzerine çıktı o yüzden ben de ateş ettim” dediği, 16 Temmuz günü saat 05:50 de sanık Tuğamiral … ile birlikte karargahı terkettiği, birliğin güvenliğini sağlamak bahanesiyle karargahın darbecilerin kontrolünde olmasını sağlamaya yönelik faaliyetler yürüttüğü,
Sanık …’nın Astsubay Kıdemli Başçavuş rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargah Destek Kıtalar Komutanlığında görev yaptığı, 15 Temmuz günü saat 21:17’de sanık Binbaşı … tarafından aranması üzerine sanık Binbaşı …’ü de alarak saat 21:50’de birliğe geldiği, karargahta bulunduğu süre içeriside Güvenlik Harekat Merkezi, Hazır Kıta Bölgesi, ve Kuzey Lumbarağzı Bölgesinde bulunduğu, silah taşıdığı, çelik yelek giydiği, sanık Yarbay …’ın emri ile Güvenlik Harekat Merkezinde görev yapan personeli koordine ettiği, telefonlara bakılmamasını emrettiği ve kameraları izlediği, yine sanık Yarbay …’ın emri ile yetkisi olmamasına rağmen güvenlik subaylığının silahlığını açarak sivil giyimli iki kişi ile birlikte ikişer adet tabanca ve bir adet MP-5 aldıkları, nöbetçi subaylığında bulunan mühimmat sandığını alarak Güvenlik Subayı silahlığına götürdüğü, bütün kapılardan geçiş sağlayan 11 adet ziyaretçi kartı çıkarttığı ve bu kartlardan 3 tanesinin turnikelerde çalışıp çalışmadığını denettiği, birliğin güvenliğini sağlamak bahanesiyle karargahın darbecilerin kontrolünde olmasını sağlamaya ve darbe teşebbüsüne karşı direniş gösterebilecek personelin karargaha girmesine engel olmaya yönelik faaliyetler yürüttüğü,
Sanık …’ın Üsteğmen rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargah Destek Kıtalar Komutanlığında görev yaptığı, ByLock kullanıcısı olduğu, 11.07.2016 ila 16.07.2016 tarihleri arasında senelik izinde olduğu ve Kayseri ilinde bulunmasına rağmen 14 Temmuz günü saat 17:00 sıralarında sanık Yarbay … tarafından aranarak Ankara’ya dönmesi talimatı aldığı, 15 Temmuz günü saat 20:55’de sanık Yarbay … tarafından aranarak sanık Astsubay Kıdemli Başçavuş … ile birlikte karargaha gelmesi talimatı verilmesi üzerine saat 21:25’de sanık … ile birlikte birliğe gelerek Yarbay …’ın yanında kaldığı, araç nöbetçi astsubaylığından silah aldığı, telsiz taşıdığı, Yarbay …’ın verdiği talimatları gerekli kişilere ilettiği, Oto Ulaştırma nöbetçi Astsubayı …’ı kelepçeletip nezarete aldırdığı, Zincir Bölgesinde bulunan hazır kıta askerlerine durmaları gereken yerleri gösterdiği, mevzi aldırdığı, “dikkatli olun kapıdan kimse girmesin” dediği, birliğin güvenliğini sağlamak bahanesiyle karargahın darbecilerin kontrolünde olmasını sağlamaya ve darbe teşebbüsüne karşı direniş gösterebilecek personelin karargaha girmesine engel olmaya yönelik faaliyetler yürüttüğü,
Sanık …’ın Astsubay Kıdemli Başçavuş rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargah Destek Kıtalar Komutanlığında görev yaptığı, 15 Temmuz günü saat 20:56’da sanık Üsteğmen … tarafından aranarak Tabur Komutanının talimatıyla acilen birliğe gitmeleri gerektiğinin belirtilmesi üzerine, sanık Üsteğmen … ile birlikte saar 21:29’da birliğe geldiği, emir ve talimatlarını almak üzere sanık Yarbay …’ın yanına gittikleri, sanık Yarbay … tarafından koğuşlar bölgesine giderek askerlere sahip çıkması, hazır kıtadaki askerlerden takviye göndermesi talimatları verildiği, karargahta bulunduğu süre içerisinde genellikle Karargah Destek Kıtalar Komutanlığı binasında, garaj bölgesinde, Güney ve Kuzey Lumbarağzı bölgelerinde bulunduğu, kapılara asker takviyesi yaptığı, şarjörü olmayan askerler için MP-5 Şarjörü temin ettiği, nöbetçi personele su dağıttığı, silah taşıdığı, çelik yelek ve miğfer giydiği, birliğin güvenliğini sağlamak bahanesiyle karargahın darbecilerin kontrolünde olmasını sağlamaya ve darbe teşebbüsüne karşı direniş gösterebilecek personelin karargaha girmesine engel olmaya yönelik faaliyetler yürüttüğü,
Sanık …’in Astsubay Başçavuş rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargah Destek Kıtalar Komutanlığında görev yaptığı, 15 Temmuz günü saat 18:00 sıralarında mesai çıkışında Başçavuş Savaş Arslana hitaben “gece 12 gibi Tabur Komutanı, ben, üç beş uzman geleceğiz. Bugün PKK’nın kuruluş yıldönümü güvenlik önlemlerini arttıracağız” dediği, sanık Yarbay … tarafından verilen talimat uyarınca saat 21:03’de sanık … tarafından aranması üzerine saat 22:16’da birliğe geldiği, silah aldığı, çelik yelek giydiği, resmi kıyafetli olduğu, sanık Yarbay …’ın kendisinden habersiz kimsenin içeriye girmeyeceği hususunda verdiği talimata uyarak gelen personelin kimlik kontrolünü yapıp telsizle üstlerine bildirdikten sonra içeri aldığı, Karargah Komutan vekili …’nin birliğe girişine diğer darbecilerle birlikte müsaade etmedikleri, …’nin araç girişinden faydalanarak birliğe girmeye çalışması üzerine sanık … ile birlikte …’yi cebren birliğin dışına çıkarttıkları, Genelkurmay Başkanlığı çevresine tanklar geldiğinde “Korkmayın tanklar bizim için geldi” dediği, birliğin güvenliğini sağlamak bahanesiyle karargahın darbecilerin kontrolünde olmasını sağlamaya ve darbe teşebbüsüne karşı direniş gösterebilecek personelin karargaha girmesine engel olmaya yönelik faaliyetler yürüttüğü;
Sanık …’un Yüzbaşı rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığında görev yaptığı, ByLock kullanıcısı olduğu, 15 Temmuz günü saat 21:00 sıralarında sanık Tuğamiral … tarafından aranması üzerine saat 21:28’de birliğe girdiği silah taşıdığı, çelik yelek ve miğfer giydiği, karargaha girmek isteyen personelin kimliğini kontrol ederek telsizle sanık Tuğamiral …’ye bildirdiği ve yalnızca olur aldığı kişilerin karargaha girmesine müsaade ettiği, Karargah Komutan vekili Yarbay …’nin birliğe girmesine müsaade etmeyip fiziki müdahalede bulunarak cebren birlik dışına ittiği, Genelkurmay Başkanlığında görevli olan başka dosya sanığı Tuğamiral …’e Kuzey Lumbarağzından Genelkurmay Başkanlığı girişine kadar refakat ettiği, birliğin güvenliğini sağlamak bahanesiyle karargahın darbecilerin kontrolünde olmasını sağlamaya ve darbe teşebbüsüne karşı direniş gösterebilecek personelin karargaha girmesine engel olmaya yönelik faaliyetler yürüttüğü;
Sanık …’in Astsubay Başçavuş rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargah Destek Kıtalar Komutanlığında görev yaptığı, 15 Temmuz günü öğlen saat 11:15 sıralarında Uzman Çavuş …’e talimat vererek silahlıkta bulunan şarjörlere mermi doldurttuğu ve her Uzman Çavuşa 2 adet şarjör düşecek şekilde hazırlık yaptırdığı, öğle saat 16:00 sıralarında sanık Yarbay …’ın talimatı ile güvenlik nöbetçilerini takviye etmek için uzman çavuşlardan beş kişiyi gece saat 24:00’da göreve gelmeleri hususunda görevlendirdiği, herhangi biri tarafından aranmaksızın kendi aralarında iletişim kurarak karargaha gitmeye karar verdikleri sanıklar Astsubay Kıdemli Başçavuş … ve Astsubay Başçavuş … ile birlikte saat: 01:35’de birliğe giriş yaptığı, birlikte bulunduğu süre
içinde genelde Doğu Lumbarağzı bölgesinde bulunduğu, silah ve telsiz taşıdığı, resmi kıyafetli olduğu, 16 Temmuz günü saat 06:00 sıralarında silahlığı topladığı, birliğin güvenliğini sağlamak bahanesiyle karargahın darbecilerin kontrolünde olmasını sağlamaya ve darbe teşebbüsüne karşı direniş gösterebilecek personelin karargaha girmesine engel olmaya yönelik faaliyetler yürüttüğü;
Sanık …’ın Yüzbaşı rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığında görev yaptığı, 15 Temmuz günü saat 21:16’da sanık Tuğamiral … tarafından aranması üzerine saat 21:52’de birliğe gelerek sanık Tuğamiral …’nin yanına çıktığı, silah dağıtmaları yönünde talimat almaları üzerine sanık Yüzbaşı … ile silah dağıttıkları, nöbetçi amirlikten aldığı silahı taşıdığı, çelik yelek ve miğfer giydiği, sanık Binbaşı …’e silah götürdüğü ancak müsait olmaması nedeniyle sanık Yüzbaşı …’e teslim ettiği, sanık Albay …’na silah verdiği, güvenlik tabur komutanlığı silahlığından MP-5 silah, miğfer ve çelik yelek alarak Kuzey Lumbarağzındaki personele dağıttığı, her iki elinde silahla Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Merkezine girdiği, 16 Temmuz sabah saat:06:56’da sanık …’un sevk ve idaresindeki araçla birliği terkettiği, birliğin güvenliğini sağlamak bahanesiyle karargahın darbecilerin kontrolünde olmasını sağlamaya ve darbe teşebbüsüne karşı direniş gösterebilecek personelin karargaha girmesine engel olmaya yönelik faaliyetler yürüttüğü;
Sanık …’ün Kurmay Yüzbaşı rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığında görev yaptığı, 15 Temmuz günü saat 21:00 sıralarında sanık Tuğamiral …’nin sanık Yarbay …’yü arayarak tabancalarını alarak birlikte birliğe gelmelerini söylemesi üzerine, sanık Yarbay … ile buluşup saat 21:42’de sanık … ile birlikte birliğe geldiği, karargahın bir çok bölgesinde sanık Yüzbaşı … ile birlikte görüldüğü, sanık Tuğamiral …’den silah dağıtmaları yönünde talimat almaları üzerine sanık Yüzbaşı … ile silah dağıttıkları, sanık Yüzbaşı … ile birlikte Güvenlik Tabur Komutanlığı silahlığından MP-5 silah, miğfer ve çelik yelek alarak Kuzey Lumbarağzındaki personele dağıttığı, sanık Binbaşı …’ya tabanca vererek “kendinizi korursunuz” dediği, saat 06:56’da sanık …’un sevk ve idaresindeki araçla birliği terk ettiği, birliğin güvenliğini sağlamak bahanesiyle karargahın darbecilerin kontrolünde olmasını sağlamaya ve darbe teşebbüsüne karşı direniş gösterebilecek personelin karargaha girmesine engel olmaya yönelik faaliyetler yürüttüğü;
Sanık …’nun Kurmay Albay rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Plan ve Prensipler Başkanlığında Strateji ve Andlaşmalar Daire Başkanı olarak görev yaptığı, ByLock kullanıcısı olduğu, 08.07.2016 ila 22.07.2016 tarihleri arasında senelik izinde olmasına rağmen 15 Temmuz günü saat 21:19’da sanık Tuğamiral …’ın araması üzerine saat 21:29’da özel aracıyla birliğe gelerek İstihbarat Başkanlığına gittiği, genelde Tuğamiral … ile hareket ettiği, Plan Prensipler Başkanlığı, İstihbarat Başkanlığı, Harekat Başkanlığı koridorlarında dolaştığı, Yüzbaşı …’dan silah aldığı, saat 04:43 de özel aracı ile birliği terkettiği, sıkıyönetim atama listesine göre Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Plan Prensipler Başkanı ve ilaveten Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı olarak atandığı,
Sanık …’nün Yarbay rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlğında Şube Müdürü olarak görev yaptığı, ByLock kullanıcısı olduğu, 15 Temmuz günü saat 21:00 sıralarında sanık Tuğamiral …’nin arayarak sanık … ile birlikte tabancalarını alarak karargaha gelmelerini söylemesi üzerine sanık … ile birlikte saat 21:40’da birliğe gelerek sanık Tuğamiral …’nin yanına giderek karargahın güvenliğini sağlama yönünde talimat aldığı, silah ve telsiz taşıdığı, karargahta bulunduğu süre içerisinde genellikle Harekat Başkanlığı ve İstihbarat Başkanlığı koridorunda bulunduğu, 16 Temmuz günü saat 06:43’de birliği terkettiği, birliğin güvenliğini sağlamak bahanesiyle karargahın darbecilerin kontrolünde olmasını sağlamaya ve darbe teşebbüsüne karşı direniş gösterebilecek personelin karargaha girmesine engel olmaya yönelik faaliyetler yürüttüğü;
Sanık …’in Kurmay Binbaşı rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanlığında görev yaptığı, 15 Temmuz günü herhangi biri tarafından aranmaksızın saat 22:35’de birliğe geldiği, silah taşıdığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Merkezinde bulunduğu, Harekat Merkezinde bulunan personele yönelik “kimse dışarı çıkmayacak, cep telefonu olan varsa kapatsın bize versin” dediği, vardiya subayına gemilerin hareketlerinin takip edilmesi talimatını verdiği, gelen sıkıyönetim direktifini incelediği, Harekat merkezinde etkin bir rol üstlendiği, vardiya amiri gibi hareket ettiği, 16 Temmuz sabahı saat 04:36’da sanıklar … ve … ile birlikte birliği terkettiği,
Sanık …’un Kurmay Binbaşı rütbesinde Deniz Kuvvetleri Harekat Başkanlığında görev yaptığı, 15 Temmuz günü herhangi biri tarafından aranmaksızın saat 22:41’de birliğe geldiği, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Merkezinde bulunduğu, sanık Tuğamiral …’dan tabanca aldığı ve bu silahı taşıdığı, Harekat Merkezinde bulunan personele yönelik “kimse dışarı çıkmayacak, cep telefonu olan varsa kapatsın bize versin” dediği, sıkıyönetim direktifini inceleyip Deniz Kuvvetleri ile ilgili atamaların altını çizdikten sonra sanık Tuğamiral …’ya götürdüğü, 16 Temmuz sabahı saat 04:43’de birliği terkettiği,
Sanık …’nun Albay rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Personel Başkanlığında görev yaptığı, hakkında örgüt sohbetlerine katıldığına dair beyan olduğu, sanık Tuğamiral …’in ABD’de bulunması nedeniyle Personel Plan Yönetim Daire Başkanlığına vekalet ettiği, 15 Temmuz günü herhangi biri tarafından aranmaksızın saat 23:35’de birliğe gelerek Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Merkezine çıktığı, karargahta bulunduğu süre içinde genelde Personel Başkanlığı, Harekat Başkanlığı, Plan Prensipler Başkanlığı, İstihbarat Başkanlığı koridorlarında dolaştığı, silahlı olduğu, sürekli elinde silahla Harekat Merkezine gelerek sanık Tuğamiral … ile bir şeyler konuştuğu, sanık Binbaşı …’e saat 04:00 sıralarında 400 kişilik atama listesinde bahsettiği, 16 Temmuz sabahı saat 05:40’da birliği terkettiği,
Sanık …’in Binbaşı rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Merkezinde vardiya amiri olarak görev yaptığı, 15 Temmuz günü nöbetçi olduğu, 15.07.2016 tarihli nöbet listesine vardiya amiri olarak Binbaşı …’ın nöbetçi olduğu ancak sanık Tuğamiral …’nın sözlü emri ile sanığın nöbetçi olarak belirlendiği, darbeciler tarafından gönderilen “Katılışlar” başlıklı mesajı sanıklar Tuğamiral … ve Tuğamiral …’ın emri ile Ankara ilinde bulunan Deniz Kuvvetleri personelinin cep telefonuna Acil Durum Mesaj Atma Sistemi üzerinden SMS olarak gönderdiği, “sıkıyönetim direktifi” konulu mesajı sanık Tuğamiral …’ın emri ile bağlı birliklere gönderdiği ilgili mesaj formunda müsaade eden olarak imzasının bulunduğu,
Sanık …’ın Üstçavuş rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın yakın koruması görevini yaptığı; sanık …’in Astusubay rütbesinde Deniz Kuvvetleri Kuvvet Astsubayı görevini yaptığı; sanık …’in Üstçavuş rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın yakın koruması görevini yaptığı; sanık …’nın Yarbay rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Sicil ve Kıdem Şube Müdürü olarak görev yaptığı; sanıklar …, … ve …’nın ByLock kullanıcısı oldukları, olaydan sonra yakalanması mümkün olmayan Kuvvet Komutanı Özel Sekreteri olarak görev yapan Kurmay Albay… ile fikir ve eylem birliği içerisinde Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral …’nu kaçırmak üzere görevlendirildikleri ve yukarıda daha detaylı anlatıldığı üzere bu doğrultuda eylem ve faaliyetlerde bulundukları toplanıp karar yerinde tartışılan hukuka uygun deliller ve dosya kapsamına uygun olarak kabul edilmiş olmakla;
Mensup oldukları örgütün yönetimi tarafından planlanıp, örgütsel faaliyet kapsamında icra edilen anayasayı ihlal suçuna ilişkin olarak olay günü ortaya koydukları davranışlar itibariyle planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan haberdar olmak suretiyle darbeye teşebbüs suçunu sevk ve idare edenler tarafından verilen emirleri/görevleri kabullenerek konusu suç teşkil ettiği açıkça anlaşılan emirler doğrultusunda ülke çapındaki icra hareketleriyle illi bir değer taşıyan icra hareketlerini gerçekleştiren, sanıkların suçun icrasında üstlendikleri rolleri, her birinin suçun icrasına ilişkin etkin, fonksiyonel katkıları da göz önünde bulundurulduğunda fiil üzerinde ortak hakimiyet kurduklarının kabulü ile “müşterek fail” olarak TCK’nın 37. maddesi delaletiyle 309. maddesinden mahkumiyetlerine dair verilen hükümlerde bir isabetsizlik bulunmamakla;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, sanıkların üyesi bulunduğu silahlı terör örgütünün, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs amacına yönelik olarak vahamet arz eden eylemleri gerçekleştirdiği, sanıkların sübutu kabul olunan eylemlerinin amaç suçun işlenmesi doğrultusundaki örgütsel bağlılık ve ülke genelindeki organik bütünlüğe göre amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu belirlenip kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, suçlarının sübutu kabul edilmiş, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosya kapsamına göre sanıklar …, …, …, …, …, …, …, , …, …, …, … hakkında verilen mahkumiyet hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan; Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısı, katılanlar Cumhurbaşkanlığı vekili ve … vekili ile sanıklar müdafileri ve sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …’nın temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2- Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … hakkında verilen beraat kararları ile ilgili olarak;
a- …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … yönünden;
İlk Derece Mahkemesince TCK’nın 309/1. maddesi uyarınca anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan mahkumiyetlerine karar verilen sanıklar hakkında Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılmaksızın yapılan istinaf incelemesi neticesinde CMK’nın 280/2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin mahkumiyet hükmünün kaldırılarak sanıkların CMK’nın 223/2-b maddesi uyarınca beraatleri ile CMK’nın 280/1-a ve 303/1-a maddeleri uyarınca hukuka aykırılığın düzeltilerek esastan ret kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Olayla ilgili yasal düzenlemeler şöyledir:
Bölge adliye mahkemesinde inceleme ve kovuşturma
Madde 280 – (1) Bölge adliye mahkemesi, dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra;
a) İlk Derece Mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan reddine, 303 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı hâlinde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,
….
g) Diğer hâllerde, gerekli tedbirleri aldıktan sonra davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına,
Karar verir. 
(2) (Ek: 18/6/2014-6545/77 md.) Duruşma sonunda bölge adliye mahkemesi istinaf başvurusunu esastan reddeder veya ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurar.Yargıtayca davanın esasına hükmedilecek hâller, hukuka aykırılığın düzeltilmesi
Madde 303 – (1) Hükme esas olarak saptanan olaylara uygulanmasında hukuka aykırılıktan dolayı hüküm bozulmuş ise, aşağıdaki hâllerde Yargıtay davanın esasına hükmedebileceği gibi hükümdeki hukuka aykırılığı da düzeltebilir:
a) Olayın daha ziyade aydınlanması gerekmeden beraate veya davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunması gerekirse.
….
Hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi, özü itibariyle uyuşmazlık hakkında maddi ve hukuki yönleri tekrar ele alınarak yeni bir karar verilmesi anlamına geldiğinden bir tür “ıslah”tır.(Yenisey İstinaf ve tekrar Kabulü sh.189,Centel/Zafer Ceza Muhakemesi Hukuku sh 359) Esas itibariyle istinaf kanun yolunda aslolan bozma yerine ıslahtır.Bu şekilde ıslah olunan karar, bir bütün olarak yeni bir karar olmayıp ilk derece mahkemesi kararında tespit olunan maddi ve/veya hukuki meseleye ilişkin hataların düzeltilmesi sonucunda ortaya çıkan ve ilk derece mahkemesi kararı üzerine bina edilen kısmi bir hükümdür.(Birtek Fatih Ceza Muhakemesinde İstinaf sh.235)
Hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı, kural olarak ilk derece mahkemesi kararı üzerine bina edilen, incelenen kararda kısmi değişiklik yapılarak veya yeni bir hüküm fıkrası eklenerek verilen bir karardır.
Ancak ilk derece mahkemesinin hükmü mahkumiyet iken, İstinaf mahkemesi duruşma açılmasına ihtiyaç duymaksızın CMK 303/1-a maddesi gereğince beraat kararı verip hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine kararı vermiş ise bu kararın hüküm niteliğinde olduğunun kabulü gerekir.
Bu itibarla CMK 280/1-a,b,c maddesi kapsamında duruşma açılmaksızın verilen istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine ilişkin kararın, maddi vakıanın belerlenmesi bakımından yeni delil ikamesini veya mevcut delillerin yeniden takdir edilmesini gerektirmeyen hallerle sınırlı olduğunun kabulü gerekmektedir. Doktrinde de, CMK m. 280/1-a (CMK m. 303/1-a) hükmü uyarınca “olayın daha ziyade aydınlanması gerekmeden beraate veya davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunması” gerekçesiyle hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı, bu türden durumlarda duruşma açılması ve bir öğrenme yargılaması yapılması gerekeceği görüşü savunulmaktadır. (Kaymaz Seydi Ceza Muhakemesinde İstinaf sh.132, Balcı/Öztürk Ceza Yargılamasında İstinaf ve Temyiz sh 165)
Yargıtayın CMK m. 193/2 (ve CMK m. 223/9) hükmünün uygulanmasında derhal beraat kararı verilmesi) bakımından dahi “delil takdiri gereken hallerde” savunma alınmaksızın ve sanık sorguya çekilmeksizin beraat kararı verilemeyeceğini kabul ettiği nazara alındığında CMK m. 280/1-a hükmü kapsamında duruşma açılmaksızın ve delil takdiri yapılmaksızın sadece dosya üzerinden inceleme yapılarak sanığın savunması alınmaksızın mahkumiyet kararı verilebileceğini kabul etmenin ceza muhakemesinin temel ilkelerine aykırı olacağı izahtan varestedir.(Birtek Fatih Ceza Muhakemesinde İstinaf sh.235)
Şu hale göre istinaf mahkemesi, ilk derece mahkemesince verilen mahkumiyet hükmünü maddi vakıanın sübutu yönünden isabetli bulmakla birlikte, sübutu kabul edilen maddi vakıaya bağlanan hukuki neticenin hatalı olduğunu düşünmekte, mesala eylemin kanunda suç olarak düzenlenmediği ya da suç olmaktan çıkarıldığı kanaatinde ise incelenen hükmün bütünü kaldırılmaksızın sadece hukuki meselenin çözümüne ilişkin mahkumiyet yerine beraat kararı verebilecektir. Yerleşik Yargıtay uygulaması da böyledir.
Bu nedenlerle İlk Derece Mahkemesince verilen mahkumiyet kararlarının istinaf edilmesi üzerine, delillerin hatalı değerlendirildiği mülahazasına istinaden 5271 sayılı CMK’nın 223/2-b maddesi gereğince yüklenen suçun sanıklar tarafından işlenmediğinin sabit olması gerekçesiyle duruşma açılmaksızın sanıkların beraatine karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
b- Sanıklar …, … ve … yönünden;
aa-Sank … yönünden: Sanığın Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Denetleme ve Değerlendirme Başkanı olarak görev yaptığı, olay günü senelik izinde olduğu ve Kocaeli ilinde bulunduğu, sözde sıkıyönetim atama listesine göre Kuzey Deniz Saha Komutanı olarak atandığı, 15 Temmuz günü Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Kurmay Başkanı olup görev yeri olmamasına rağmen Akıncı Üssü’nde bulunan başka dosya sanığı Tuğamiral… tarafından saat 20:49’da arandığı daha sonra gece boyunca müteaddit defa Tuğamiral… ile telefon irtibatının bulunduğu ve baz istasyonu kayıtları incelendiğinde sırasıyla Kocaeli/Kartepe, Kaynaşlı/Düzce, Kızılcahamam/Ankara, Kazan/Ankara, Batıkent, İlkyerleşim Mah./Ankara, Milli Kütüphane/Çankaya, Bahçelievler/Ankara,
Anadolu Bulvarı/Yenimahalle, İstanbul yolu kesişimi Ayaş yolu kavşağı, Susuz Köyü Çevre Yolu Kazan Girişi, Akıncılar Sapağı/Kazan, Kazan Soda Elektrik Üretim Ciner Aş baz istasyonlarından sinyal aldığı, Tuğamiral…’ın sinyal aldığı baz istasyonunun Kazan Soda Elektrik Üretim Ciner Aş olduğu, Akıncılar Üssü girişinden alınan kamera görüntülerine göre sanığın adına kayıtlı 41 DD 272 plakalı aracı ile Akıncılar Üssüne giriş yaptığına ilişkin bilirkişi raporu düzenlendiği, sanığın 16 Temmuz günü saat 01:04’de Akıncılar Sapağından sinyal aldıktan sonra 16 Temmuz günü saat 01:15’den saat 08:18’e kadar telefonunda görüşme tespit edilemediği, 16 Temmuz günü saat 08:37’de ise halen Akıncılar/Kazan’dan sinyal aldığının belirlendiği, sanığın Kocaeli ilinde iken sanık Tuğamiral… tarafından aranması üzerine yola çıktığı yolda iken de müteaddit defa Ömer Faruk Harmancık ile telefon görüşmesinde bulunarak Akıncılar Üssüne giriş yaptığının anlaşıldığı ancak Akıncılar Üssünde kimlerle görüşüp ne gibi eylem ve faaliyetlerde bulunduğunun tespitinin yapılmadığı görüldüğünden; FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olduğunda ve darbe gecesi… ile irtibat kurarak Akıncı Üssü’ne giriş yaptığı hususlarında tereddüt bulunmayan sanığın, Akıncı Üssünde kimlerle görüştüğü ve ne gibi faaliyetlerde bulunduğunun tespiti bakımından, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/43 E. sayılı dava dosyasında sanıkla ilgili herhangi bir kamera kaydı veya tanık anlatımı bulunup bulunmadığı sorulup varsa temin edilip duruşmada tartışılması,
bb-Sanık … ve … yönünden: Sanığın …’ün Deniz Kuvvetleri Komutanığı İstihbarat Başkanlığında Yüzbaşı rütbesinde görev yaptığı, 15 Temmuz günü İstihbarat İşlem Merkezinde vardiya subayı olarak nöbetçi olduğu, genellikle nöbet yerinde bulunduğu, koridoro çıktığı zaman elinde silah taşıdığının, sanık …’un ise Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığında Üstçavuş rütbesi ile görevli olduğu, 15 Temmuz günü İstihbarat İşlem Merkezinde nöbetçi astsubay olarak görev yaptığı, genellikle nöbet yerinde bulunduğu ancak saat 22:38’de 4. katta bulunan İstihbarat Başkanlığına giderek sanık Yüzbaşı …’dan 2 adet silah aldığı, silahlardan birini sanık Yüzbaşı …’e verdiği, diğer silahı ise masanın çekmecesine koyduğu, sanığın başkaca icrai hareketinin tespit edilmediğinin anlaşılması karşısında, 15 Temmuz günü nöbetçi olarak görev yaptıkları Deniz Kuvvetleri İstihbarat İşlem Merkezinden yapılan görüşme,yazışma ya da mesajlaşmaların Deniz Kuvvetleri Komutanlığından sorulup temin edilerek darbeye dair görüşme,yazışma ya da mesajlaşma bulunup bulunmadığı, İstihbarat Başkanı sanık Tuğamiral … tarafından herhangi bir talimat verilip verilmediği belirlendikten sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
c- Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … yönünden;
Sanık …’in Astsubay Kıdemli Başçavuş rütbesinde Genelkurmay Başkanlığında görev yaptığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığında herhangi bir görevi olmamasına rağmen 15 Temmuz günü saat 11:45 – 12:59 saatleri arasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığında sanık Binbaşı …’in odasında sanıklar Binbaşı …, Yarbay … ve Astsubay Kıdemli Başçavuş … ile görüştüğü ancak bu toplantının mahiyetine yönelik herhangi bir tespit yapılamadığı, 15 Temmuz günü saat 21:21’de sanık Yarbay … tarafından aranması üzerine saat 21:26’da özel aracı ile birliğe geldiği, karargahta bulunduğu süre içerisinde Güvenlik Haber Merkezi ve Kuzey Lumbarağzı civarında bulunduğu, sırt çantası taşıdığı, 16 Temmuz günü saat 06:30’da birliği terkettiği, ayrıca 16 Temmuz günü saat 18:38’de sanık Yarbay … ile telefon görüşmesi yaptığı, Karargah Komutan vekilinin birliğe girişine izin verilmezken Deniz Kuvvetleri Komutanlığında görevli olmamasına rağmen birliğe girişine izin verildiği, birliğin güvenliğini sağlamak bahanesiyle karargahın darbecilerin kontrolünde olmasını sağlamaya ve darbe teşebbüsüne karşı direniş gösterebilecek personelin karargaha girmesine engel olmaya yönelik faaliyetleri koordine eden sanık Yarbay …’ın emir ve talimatına girdiği;
Sanık …’ın Astsubay Kıdemli Başçavuş rütbesinde Deniz Kuvvetleri komutanlığı Karargah Destek Kıtaları Komutanlığında görev yaptığı, 15 Temmuz günü Karargah Güvenlik Nöbetçi Astsubayı olduğu, sanık Yarbay … tarafından kırmızı durum ilan edildiğinden bahisle bütün kapıların kapatılması talimatı ile Güney Lumbarağzında görevlendirildiği, birliğe giriş yapmak isteyen personeli telsizden sanık Yarbay …’a anons ederek gelen emre göre içeriye aldığı ya da geri çevirdiği, saat 21:57’de Karargah Komutan vekili Yarbay …’nin Güney Lumbarağzından birliğe giriş yapmak istemesi üzerine telsizden anons ettiği, telsizden birliğe alınmaması yönünde talimat gelince Yarbay …’nin tepkisi nedeni ile tekrar telsiz anons ettiği, ancak yeniden olumsuz cevap gelince amiri konumunda olan Yarbay …’nin birliğe girişine izin vermediği, hakkında tefrik kararı verilen sanık Uzman Çavuş Mücahid İnel’in karargaha girmek istemesi üzerine sanık Astsubay Başçavuş …’ın tabancasını çekerek ellerini başının üzerine koymasını söylediği, sanık …’in “komutanım bu bizden” demesi üzerine Mücahit İnel’in birliğe aldığı, gece 00:00 sıralarında sanık Yarbay …’ın yanına giderek “komutanım eğer bu bir darbeyse ben bunun tarafı değilim” dediği, Güney Lumbarağzındaki askerlere “sakin olun kimse ateş etmeyecek benim emrim olmadan hiçbir şey yapmayacaksınız, halk kapıya dayanırsa ateş etmek yok” dediği, birliğin güvenliğini sağlamak bahanesiyle karargahın darbecilerin kontrolünde olmasını sağlamaya ve darbe teşebbüsüne karşı direniş gösterebilecek personelin karargaha girmesine engel olmaya yönelik faaliyetlerin bir parçası olduğu;
Sanık …’in Astsubay Kıdemli Başçavuş rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Eğitim Daire Başkanı Tuğamiral …’ın emir astsubayı olarak görev yaptığı, ByLock kullanıcısı olduğu, herhangi biri tarafınan aranmaksızın

kendi aralarında iletişim kurarak karargaha gitmeye karar verdikleri sanıklar Astsubay Başçavuş … ve Astsubay Başçavuş … ile birlikte saat 01:35’de birliğe giriş yaptığı, sanık Tuğamiral …’ın yanına çıkarak herhangi bir emri olup olmadığını sorduğu, karargahta bulunduğu süre içerisinde genellikle Harekat Merkezi ve Harekat Başkanlığı katında bulunduğu, saat 05:53’de elinde bir poşetle tuvalete girerek elinde poşet olmaksızın tuvaletten çıktığı, saat 06:03’te sanık Tuğamiral … ile birlikte karargahı terk ettiği, sanığın başkaca icrai bir faaliyeti tespit edilememiş ise de karargaha gidiş saati de dikkate alındığında Tuğamiral …’ın emrine girerek verebileceği emir ve talimatları yerine getirmek üzere birlikte hazır bulunduğu;
Sanık …’un Astsubay Başçavuş rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığında görev yaptığı, ByLock kullanıcısı olduğu, herhangi biri tarafından aranmaksızın kendi aralarında iletişim kurarak karargaha gitmeye karar verdikleri, sanıklar Astsubay Başçavuş … ve Astsubay Kıdemli Başçavuş … ile birlikte saat 01:35’de birliğe giriş yaptığı, karargahta bulunduğu süre içerisinde genellikle İstihbarat Başkanlığı koridorunda oldğu, MP-5 silah taşıdığı, elinde çelik yelek ile görüldüğü, saat 06.15’de elinde içeriği belirlenemeyen bir kutu ile İstihbarat Başkanlığından çıkış yaptığı daha sonra sanık Yüzbaşı …’un sevk ve idaresindeki araçla sanıklar …, … ve … ile birlikte birliği terk ettiği, sanığın başkaca icrai bir faaliyeti tespit edilememiş ise de karargaha gidiş saati de dikkate alındığında karargahta bulunan darbecilerin emrine girerek verilebilecek emir ve talimatları yerine getirmek üzere birlikte hazır bulunduğu,
Sanık …’in Binbaşı rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanlığı Kuruluş ve Kadro Hazırlama Kısım Amiri olarak görev yaptığı, 15 Temmuz günü herhangi biri tarafından aranmaksızın sanık Binbaşı … ile birlikte saat 02:08’de birliğe gelerek sanık Tuğamiral …’nın yanına gittikleri, sanık …’nın karargahın emniyetini almalarını istemesi üzerine, giriş sırasında bıraktığı tabancasını yeniden yanına aldığı, karargahta bulunduğu süre içerisinde genellikle Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Merkezi ve Harekat Başkanlığı katında bulunduğu, saat 04:36’da sanıklar Binbaşı … ve Binbaşı … ile birlikte birliği terk ettiği, sanığın başkaca icrai bir faaliyeti tespit edilememiş ise de karargaha gidiş saati de dikkate alındığında sanık Tuğamiral …’nın emrine girerek verebileceği emir ve talimatları yerine getirmek üzere birlikte hazır bulunduğu;
Sanık …’ın Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanlığı Kadro Analiz ve Denetleme Kısım Amiri olarak görev yaptığı, 01.07.2016 ila 20.07.2016 tarihleri arasında senelik izinde olduğu, 15 Temmuz günü herhangi biri tarafından aranmaksızın sanık Binbaşı … ile birlikte saat 02:08’de birliğe gelerek sanık Tuğamiral …’nın yanına gittikleri, sanık …’nın karargahın emniyetini almalarını istemesi üzerine, nöbetçi Astsubaydan MP-5 silah ve dolu şarjör alarak Kuzey Lumbarağzına giderek buradaki nöbetçilere

destek sağladığı, saat 04:36’da sanıklar Binbaşı … ve Binbaşı … ile birlikte birliği terk ettiği, sanığın başkaca icrai bir faaliyeti tespit edilememiş ise de karargaha gidiş saati de dikkate alındığında sanık Tuğamiral …’nın emrine girerek verebileceği emir ve talimatları yerine getirmek üzere birlikte hazır bulunduğu;
Sanık …’nin Binbaşı rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Plan Prensipler Başkanlığında görev yaptığı, ByLock kullanıcısı olduğu, 11.07.2016 ila 17.07.2016 tarihleri arasında senelik izinde olduğu halde 15 Temmuz günü saat 22:00 sıralarında sanık Tuğamiral … tarafından Başvavuş … aracılığıyla çağrılması üzerine saat 22:32’de birliğe gelerek sanık Tuğamiral Oğuz Karaman’ın yanına gittiği, sanık Tuğamiral …’ın sanığa “binanın emniyetini alacağız” diyerek silah bulması talimatı verdiği, sanığın Güvenlik Harekat Merkezine giderek Uzman Çavuştan bir tabanca aldığı, karargahı terkettiği zaman dilimine kadar bu tabancayı taşıdığı, karargahta bulunduğu süre içinde genellikle Harekat Başkanlığı ve Plan Prensipler Başkanlığı Koridorunda dolaştığı, 16 Temuz günü saat 05:54’de birliği terkettiği, sanığın başkaca icrai bir faaliyeti tespit edilememiş ise de sanık Tuğamiral …’ın emrine girerek verebileceği emir ve talimatları yerine getirmek üzere birlikte hazır bulunduğu;
Sanık …’nin Astsubay Başçavuş rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığında görev yaptığı, ByLock kullanıcısı olduğu, 15 Temmuz günü saat 21:00 sıralarında sanık Tuğamiral … tarafından aranarak silahı ile birlikte karargaha gelmesi talimatı verilmesi üzerine yola çıktığı, yolda iken sanık Astsubay Başçavuş …’i arayarak “başkan sana ulaşmaya çalışıyor şahsi tabancan ile iş yerine gelmen gerekiyormuş” dediği, saat 21:51’de birliğe geldiği, karargahta bulunduğu süre içerisinde genellikle İstihbarat Başkanlığı ve Harekat Başkanlığı koridorunda dolaştığı, silah taşıdığı, 16 Temmuz günü saat 05:49’da şahsi aracı ile birliği terkettiği, sanığın başkaca icrai bir faaliyeti tespit edilememiş ise de sanık Tuğamiral …’nin emrine girerek verebileceği emir ve talimatları yerine getirmek üzere birlikte hazır bulunduğu;
Sanık …’in Astsubay Başçavuş rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığında görev yaptığı, 15 Temmuz günü saat 21:17’de sanık Tuğamiral … tarafından aranması üzerine saat 21:52’de karargaha gelerek İstihbarat Başkanığı katına çıktığı, daha sonra silah, çelik yelek ve miğfer alarak nizamiyet duvarının arkasında beklemeye başladığı, 16 Temmuz sabahı saat 06:56’da sanık …’un sevk ve idaresindeki araç ile diğer sanıklar …, … ve … ile birlikte birliği terkettiği, sanığın başkaca icrai bir faaliyeti tespit edilememiş ise de sanık Tuğamiral …’nin emrine girerek verebileceği emir ve talimatları yerine getirmek üzere birlikte hazır bulunduğu;
Sanık …’un Binbaşı rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığında görev yaptığı, 15 Temmuz günü saat 11:45 – 12:59 saatleri arasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığında sanık Binbaşı …’in

odasında sanıklar Astsubay Kıdemli Başçavuş …, Astsubay Kıdemli Başçavuş …, Yarbay … ile görüştüğü ancak bu toplantının mahiyetine yönelik herhangi bir tespit yapılamadığı , 15 Temmuz günü herhangi biri tarafından aranmaksızın saat 20:39’da birliğe gittiği, karargahta bulunduğu süre içerisinde genelde İstihbarat Başkanlığı koridorunda ve Kuzey Lumbarağzı civarında olduğu, silah taşıdığı, 16 Temmuz sabahı saat 05:53’de birliği terkettiği, sanığın başkaca icrai bir faaliyeti tespit edilememiş ise de karargahta bulunan darbecilerin emrine girerek verebileceği emir ve talimatları yerine getirmek üzere birlikte hazır bulunduğu;
Sanık …’in Astsubay Başçavuş rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığında görev yaptığı, ByLock kullandığı, 15 Temmuz günü sanık Tuğamiral …’nin talimatı üzerine kendisiyle telefon irtibatı kuran Astsubay Başçavuş …’nin tabancasını alarak karargaha gelmesi gerektiğini söylemesi üzerine saat 22:21 de birliğe geldiği, sanık Tuğamiral …’nin emriyle İstihbarat Başkanlığı’nın güvenliğini sağladığı, silahlı olduğu, 16 Temmuz sabahı saat 05:50’de aracına sanıklar Tuğamiral … ile Binbaşı …’ü aracına alarak birliği terkettiği, sanığın başkaca icrai bir faaliyeti tespit edilememiş ise de sanık Tuğamiral …’nin emrine girerek verebileceği emir ve talimatları yerine getirmek üzere birlikte hazır bulunduğu;
Sanık …’nın Binbaşı rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığında İKK Şube Müdürü olarak görev yaptığı, 15 Temmuz günü saat 21:00 sıralarında sanık Tuğamiral …’nin arayarak “acil mesaiye gel, Süleymanı’da al, silahını da getir” demesi üzerine saat 21:58’de birliğe geldiği, sanık Tuğamiral … tarafından masasının üzerindeki listeye göre aramadığı kişileri arayarak karargaha çağırması hususunda talimat aldığı, saat 23:00 sıralarında sanık …’den silah teslim aldığı, genellikle İstihbarat Başkanlığı koridorunda ve kendi odasında bulunduğu, 16 Temmuz günü saat 18:50’de birliği terkettiği,sanığın başkaca icrai bir faaliyeti tespit edilememiş ise de sanık Tuğamiral …’nin emrine girerek verebileceği emir ve talimatları yerine getirmek üzere birlikte hazır bulunduğu;
Sanık …’nün Binbaşı rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Personel Plan ve Yönetim Dairesi Başkanlığı Meslek İçi Eğitim Şube Müdürlüğünde Yurtdışı Kurslar Proje Subayı olarak görev yaptığı, 15 Temmuz günü Deniz Kuvvetleri Komutanlığı nöbetçi amiri olduğu, nöbetçi amirinin nöbeti süresince karargahın en üst amiri olduğu, görevi gereği karargahın güvenliğinden sorumlu olduğu, nöbeti süresince genellikle Nöbetçi Amirliğinde ve Deniz Kuvvetleri Harekat Merkezinde bulunduğu, zaman zaman Güvenlik Harekat Merkezi’ne gittiği ve karargah çevresinde dolaştığı, üniformalı, çelik yelekli, 21:43 ile 05:22 saatleri arasında silahlı olduğu ve telsiz taşıdığı, nöbetçi ve görevli olmadığı halde sanık Tuğamiral …’nin emriyle karargaha gelen sanık Yüzbaşı …’a nöbetçi amirliğinin kasasında bulunan tabancayı teslim ettiği, 15 Temmuz günü saat 21.39’da Karargah Komutan vekili Yarbay …’ye Genelkurmay’da silahlı
çatışma olduğunu Tuğamiral …’nın kumandayı aldığını bildirmiş olsa da ilerleyen saatlerde meydana gelen gelişmeleri amirlerine bildirmediği, temyiz aşamasında dosyaya gelen delillere göre başkası adına kayıtlı hat üzerinden ByLock kullandığının tespit edildiği, başka dosya şüphelisinin beyanına göre mahrem imamın kendisini … ile tanıştırarak görüşmelere birlikte gelip gideceklerini söylediği, 4 farklı ankesörden toplam 48 defa arandığı bu aramalardan 4 tanesinin ardışık arama olduğu, nöbetçi ve görevli olmadıkları halde darbeci amiraller tarafından karargaha çağrılıp çeşitli talimatlar verilen sanıklara herhangi bir müdahalede bulunmayıp karargahtaki gelişmeleri amirlerine haber vermeyerek darbecilere karşı herhangi bir tedbir almayarak karargahın darbecilerin kontrolüne girmesine karşı bir girişimde bulunmadığı;
Sanık …’in Yüzbaşı rütbesinde Deniz Kuvvetleri Harekat Merkezinde görev yaptığı, 15 Temmuz günü Deniz Kuvvetleri Harekat Merkezi vardiya subayı olarak nöbetçi olduğu, darbeciler tarafından gönderilen “Katılışlar” başlıklı mesajı sanıklar Tuğamiral … ve Tuğamiral …’ın emri ile Ankara ilinde bulunan Deniz Kuvvetleri personelinin cep telefonuna Acil Durum Mesaj Atma Sistemi üzerinden SMS olarak gönderdiği, yine “Katılışlar” başlıklı mesajı sanık Tuğamiral …’nın emri ile mesaj formu hazırlayarak bağlı birliklere gönderdiği ve kaleme alan olarak imzasının bulunduğu,
Sanık …’nin Yüzbaşı rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Bilimsel Karar Destek Daire Başkanlığı Modelleme ve Simülasyon Şube Müdürlüğünde Proje Subayı olarak görev yaptığı, 15 Temmuz günü Kuzey Lumbarağzı nöbetçi subayı olduğu, görev silahını taşıdığı, miğfer ve çelik yelek giydiği, nöbet yerini ve yetkilerini nöbetçi olmadığı halde darbeciler tarafından birliğe çağrılarak görevlendirilen kişilere bıraktığı,
Sanık …’ın Albay rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Komuta Kontrol Daire Başkanı olarak görev yaptığı, ByLock kullanıcısı olduğu, mutad nöbet listesine göre 15 Temmuz günü nöbetçi olması gereken Astsubay Başçavuş… ile emri altında çalışan sanık Astsubay Başçavuş Savaş Aslan’ın nöbetinin değiştirilmesini sağladığı, darbe girişimi sırasında karargaha gitmemiş ise de baz istasyonu verilerine göre Deniz Kuvvetleri Karargahının 500 metre yakınına kadar geldiği, sözde sıkıyönetim atama listesine göre mevcut görevine ilaveten Vakıflar Bankası Genel Müdürü olarak atandığı kabul edilmesine göre;
Sanıkların icra hareketlerinden önce örgütsel organizasyon içinde yer alarak darbe girişiminden haberdar oldukları, suç işleme karar ve iradesine katıldıkları hususlarının kanıtlanamamış olmasına, elverişli nitelikteki icra hareketlerine katkı sunmakla birlikte, sunduğu katkıların tek başına vahamet arz etmediği, bu kapsamda fiilin işlenişi üzerinde müşterek hakimiyet kurduklarından bahsedilemeyeceğinin anlaşılmasına nazaran, zarar tehlikesi bakımından illi bir değer taşıdığında kuşku bulunmayan eylemlerinin, sanık … için suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek(TCK madde 39/2-a), diğer sanıklar için işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak (TCK madde 39/2-c) suretiyle cebir ve şiddet Kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek suçuna yardım etmek kapsamında kaldığı gözetilmeden delillerin değerlendirilmesinde düşülen yanılgı sonucu hukuki olmayan gerekçe ile sanıkların doğrudan fail oldukları kabül edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
d- Sanık … ve … yönünden;
Örgütsel organizasyon içinde yer alarak darbe girişiminden haberdar oldukları, suç işleme karar ve iradesine katıldıkları ya da icra hareketlerine iştirak ettikleri kanıtlanamayan, eylemlerinin müsnet suçun hazırlık hareketi niteliğinde kaldığı anlaşılan, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Personel Plan ve Yönetim Daire Başkanı olarak Tuğamiral rütbesi ile görev yapan, münhasıran FETÖ/PDY mensuplarınca gizliliği sağlamak amacıyla kullanılan iletişim aracı ByLock’u kullanan, 11.07.2016 ila 17.07.2016 tarihlerinde Amerika Birleşik Devletlerinde (ABD) düzenlenen konferansa katılmak üzere Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından görevlendirilen, 15 Temmuz günü ABD’de bulunduğu, ülkede yaşanan gelişmeleri öğrendikten sonra Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nı arayarak sanık Tuğamiral … ile görüştükten sonra Türkiye’ye hareket eden, 16 Temmuz günü saat 15:30’da İstanbul Havalimanına inen, sözde sıkıyönetim atama listesine göre mevcut görevine devam eden sanık … ile; Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Teknik Başkanlık Mayın Avlama Gemileri Şube Müdürü olarak Albay rütbesi ile görev yapan, münhasıran FETÖ/PDY mensuplarınca gizliliği sağlamak amacıyla kullanılan iletişim aracı ByLock’u kullanan, darbe girişimi sırasında karargaha gitmemiş ise de baz istasyonu verilerine göre Deniz Kuvvetleri Karargahının 500 metre yakınına kadar gelen, sıkıyönetim atama listesine göre mevcut görevine ilaveten Telekomünikasyon İletişim (TİB) Başkanı olarak görevlendirilen sanık …’ın, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan eylemlerine uyan TCK’nın 314/2. maddesi gereğince, sübutu kabul edilen eylemlerinin nitelik ve taşıdığı tehlikenin ağırlığı ile TCK 61. maddesindeki kriterler de gözetilerek teşdiden üst sınıra yakın bir ceza ile cezalandırılması cihetine gidilmesi gerekirken, delillerin değerlendirilmesinde ve suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde Anayasayı ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçuna iştirak etmekten mahkumiyetlerine karar verilmesi,
e-Sanık … yönünden:
Sanığın Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanı olarak Tümamiral rütbesi ile görev yaptığı, olay günü Marmaris Aksaz’da senelik izinde olduğu, sözde sıkıyönetim listesine göre Donanma Komutanı ve Kocaeli İl Sıkıyönetim Komutanı olarak atandığı, 15 Temmuz günü saat 22:30 herhangi bir görevi bulunmamasına rağmen Akıncı Üssünde bulunan başka dosya sanığı Tuğamiral…’ın sanığı arayarak “olaylardan haberin var mı? Donanma Komutanı olarak atandın. Gölcük’e uçakla götürüleceksin” dediği, sanığın dosya sanığı Tuğamiral … ve Kocaeli Hava … Üs komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma ile de telefon görüşmelerinin bulunduğunun anlaşılmasına ve fakat görevlendirmeden haberi olmadığını ve kabul etmediğini belirterek darbe karşıtı kişilerden Donanma Komutanı…’yi arayarak durumu kendisine bildirdiğini ve emirlerini beklediğini, keza Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı …, Güney Deniz Saha Komutanı …, Sat Komutanı Albay …, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı … ile telefon görüşmelerinde bulunarak darbecilerin emrine uymadığını savunduğu ve incelenen HTS kayıtlarına göre ismi geçen kişiler ile görüştüğünün anlaşılması karşısında, münhasıran sözde sıkıyönetim atama listesinde yer almanın TCK’nın 309/1. maddesinde tanımlanan anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçuna iştirak edildiğinin delili olamayacağı da gözetilerek, savunmanın doğruluğunun denetlenmesi bakımından savunma tanıklarının usulüne uygun olarak dinlenmeleri, tanık …’in beyanının… isimli şahıstan olan duyumlara dayandığı gözetilerek … isimli şahıs araştırılarak hakkında soruşturma veya kovuşturma bulunup bulunmadığı tespit edilip varsa aşama beyanları getirilmesi, UYAP’ta oluşturulan örgütlü suçlar bilgi bankasında sanık hakkında bilgi ve beyan olup olmadığı araştırılarak, varsa bu beyanların aslı veya onaylı suretlerinin getirilmesi, hükümden sonra gelen başka dosya sanığı Semih Küçük’ün sanık hakkındaki beyanlarının okunup anılan şahısların gerekirse duruşmada tanık olarak dinlenmesi ile CMK’nın 217. maddesi gereğince değerlendirilerek sanığın eylem ve faaliyetlerinin TCK’nın 314/2. maddesinde düzenlenen silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturup oluşturmayacağı tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve delillerin değerlendirilmesinde düşülen yanılgı sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması,
f- Sanıklar … ve … yönünden;
Sanık …’in Uzman Çavuş rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Güvenlik Merasim Tabur Komutanlığında görev yaptığı, 15 Temmuz günü Karargah Destek Kıtalar Komutanlığı Lumbarağzı Nöbetçi Uzman Çavuşu olduğu, genellikle nöbet bölgesinde bulunduğu, nöbet silahı taşıdığı, miğfer ve çelik yelek giydiği, nöbetçi hazır kıta askerlerinin nöbet mahallerinde görevlendirilmeleri ile ilgilendiği, saat 20:00 sıralarında hazır kıtada bulunan askerlerin yanına giderek “24:00 da tabur komutanı gelecek, PKK’nın kuruluş yıldönümü hazırlıklı olun” dediği, sanık Üsteğmen …’ın kanunsuz emrini yerine getirerek Oto Ulaştırma Nöbetçi Astsubayı …’ı kelepçeleyip nezarete aldığı ve başına asker görevlendirdiği, daha sonra …’ın yaptıklarının sanığa yaptıklarının suç olduğunu emri verene iletmesini söylemesi üzerine sanık …’in sanık Binbaşı … ile görüştükten sonra …’ı Hazır Kıta Bölgesine götürüp üzerine tshirt verdikten sonra birlik dışına çıkartığı, hakkında tefrik kararı verilen sanık Uzman Çavuş Mücahid İnel’in karargaha girmek istemesi üzerine sanık Astsubay Başçavuş …’ın tabancasını çekerek ellerini başının üzerine koymasını söylediği, sanık …’in “komutanım bu bizden” demesi üzerine Mücahit İnel’in birliğe alındığı, birliğin güvenliğini sağlamak bahanesiyle karargahın darbecilerin kontrolünde olmasını sağlamaya ve darbe teşebbüsüne karşı direniş gösterebilecek personelin karargaha girmesine engel olmaya yönelik faaliyetler yürüttüğü;
Sanık …’ın Astsubay Kıdemli Başçavuş rütbesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Denetleme ve Değerlendirme Başkanlığında görev yaptığı, 15 Temmuz günü saat 11:45 – 12:59 saatleri arasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığında sanık Binbaşı …’in odasında sanıklar Binbaşı …, Yarbay … ile görüştüğü ancak bu toplantının mahiyetine yönelik herhangi bir tespit yapılamadığı, 15 Temmuz günü saat 21:02’de sanık Binbaşı … tarafından aranması üzerine saat 21:52’de birliğe gittiği, sanık Binbaşı … ile birlikte 5. katta bulunan Harekat Plan Teşkilat Daire Başkanlığı koridoruna gidip Karargah Destek Kıtalar Komutanlığı bölgesine döndüğü, karargahta bulunduğu süre içerisinde genelde Karargah destek Kıtalar Komutanlığı bölgesinde bulunduğu, silah taşıdığı, çelik yelek giydiği, demir bölgesinin güvenliğini almak için 5 er ve erbaş görevlendirdiği, Astsubay Başçavuş …’ın yanına giderek telsiz istediği, neden geldiğinin sorulması üzerine saldırı ve sabotaj olacağını duyunca yardımcı olmak için geldiğini söylediği, Astsubay Başçavuş …’ın askerlerin siperde bulunması gerektiğini söylemesi üzerine sanığın “Askerlerin içeride kalması durumunda dışarıdan içeriye girmek isteyen olursa müdahale edemeyeceklerini” söylediği, 16 Temmuz günü saat 05:00 sıralarında birliği terkettiği, birliğin güvenliğini sağlamak bahanesiyle karargahın darbecilerin kontrolünde olmasını sağlamaya ve darbe teşebbüsüne karşı direniş gösterebilecek personelin karargaha girmesine engel olmaya yönelik faaliyetler yürüttüğü kabul edilmekle;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Ayrıntıları, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.02.2012 tarih 2011/8-275, 2012/41 sayılı kararında da açıklandığı üzere; 01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun “Takdiri İndirim Nedenleri” başlıklı 62. maddesindeki; “fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmibeş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların altıda birine kadarı indirilir. Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir. Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir” şeklindeki düzenleme, 765 sayılı TCK’nın 59. maddesindeki; “kanuni tahfif sebeplerinden ayrı olarak mahkemece her ne zaman fail lehine cezayı hafifletecek takdiri sebepler kabul edilirse ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası yerine müebbet ağır hapis ve müebbet ağır hapis yerine 30 sene ağır hapis cezası hükmolunur, diğer cezalar altıda birden fazla olmamak üzere indirilir” biçimindeki düzenleme ile özde benzer olmakla birlikte ikinci fıkra yönünden kısmen farklıdır.
5237 sayılı TCK’nın 62. maddesinin ikinci fıkrasında takdiri indirim nedenleri sayıldıktan sonra “gibi” denilmek suretiyle takdiri indirim nedenlerinin yasada sayılanlarla sınırlı olmadığı, aksine bunların örnek olarak belirtildiği açıkça vurgulanmıştır. Burada sayılan “failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri” gibi nedenler, uygulamada hâkimi sınırlayıcı değil yol gösterici nitelikteki gerekçelerdir. Bunun sonucu olarak da 5237 sayılı TCK’nın, tıpkı 765 sayılı TCK’da olduğu gibi takdiri indirim nedenleri yönünden sınırlayıcı sistemi değil serbest değerlendirme sistemini benimsediği kabul edilmektedir.
Serbest takdir sisteminin bir gereği olarak da olayda sanık yararına takdiri indirimin uygulanmasını gerektiren nedenlerin varlığını veya yokluğunu belirleme yetkisi yargılamayı yapan hâkime ait olacaktır. Zira yargılama süreci boyunca maddi gerçeğe ulaşma ve adaleti sağlama yolunda çaba harcayan hâkim, sanığı birebir gözlemleyen ve bu bağlamda takdiri indirim nedenlerinin varlığı ya da yokluğunu en iyi tespit edebilecek konumdaki kişidir. Hâkim; “failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri”nin yanında, her somut olaya göre değişebilecek ve önceden öngörülemeyecek nedenleri de birlikte değerlendirerek bu hususta hak, adalet ve nasafet kurallarına uygun biçimde uygulama yapacaktır.
07.06.1976 gün ve 3-4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile bu doğrultudaki birçok Ceza Genel Kurulu kararında açıkça vurgulandığı üzere; yasa koyucu, hâkime takdiri indirim hükmünün uygulanması konusunda geniş bir takdir yetkisi tanıyarak uygulamada çıkabilecek olan ve önceden öngörülme olanağı bulunmayan çeşitli halleri kapsayacak bir kalıp bulmanın zorluğu karşısında hâkimin bu yetkisini kısıtlamaktan özenle kaçınmış, bu tavrını 5237 sayılı TCK’da da devam ettirmiştir.
Ancak hâkimin bu konudaki takdir yetkisi sınırsız değildir. Bütün kararlarda olduğu gibi takdiri indirimin uygulanmasına veya uygulanmamasına ilişkin kararlar da gerekçeli olmalıdır. Bununla birlikte gösterilen gerekçelerin hak, adalet ve nasafet kuralları ile dosya içeriğine uygunluğunun Yargıtay denetimine tabi olacağında da kuşku bulunmamaktadır.
Nitekim Ceza Genel Kurulunun 27.09.2011 gün ve 122-187 sayılı kararında da benzer hususlara işaret edilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; geçmişte hakkında herhangi bir suç kaydı ve sabıkası bulunmayan, dosyaya yansıyan olumsuz bir davranışı da tespit edilemeyen sanıklar hakkında, hak, adalet ve nasafet kuralları ve dosya içeriği ile bağdaşmayan ve soyut ifadelere dayalı yeterli olmayan gerekçe ile TCK’nın 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısı, katılan vekilleri ile sanıklar müdafileri ve sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …’un temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan …, …, …, …, … yönünden sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma nedeni, tutuklulukta geçirilen süre ve mevcut delil durumu dikkate alınarak sanıklar ve müdafiilerinin tahliye taleplerinin reddine, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304/1. maddesi uyarınca dosyanın Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.12.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.