Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2019/10871 E. 2021/1759 K. 02.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/10871
KARAR NO : 2021/1759
KARAR TARİHİ : 02.03.2021

Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmak
Hüküm :TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 62, 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurusunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
7201 sayılı Tebligat Kanununun 11/1. maddesinde yazılı “vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır.” hükmü ve yine aynı kanunun 17. maddesindeki “Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” şeklindeki düzenleme karşısında, tebliğ mazbatası içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesi kararının sanık müdafii Av. …’un yokluğunda iş yeri çalışanı olup olmadığı saptanamayan Azime Demir adına tebliğ edildiği nazara alındığında, usule aykırı tebligatın geçersiz olup temyiz süresinin öğrenme tarihi itibariyle başladığının kabulüyle; tebliğnamedeki temyiz isteminin reddine ilişkin görüşe iştirak edilmemiştir.
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü sair nedenler yerinde görülmediğinden temyiz davasının esastan reddine, ancak;
1-) İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli karar başlığında sanığın gözaltı tarihinin yazılmaması,
2-) Toplam 6,20 TL’den ibaret yargılama giderinin, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin sınırının altında kaldığı anlaşıldığından CMK’nın 324/4. maddesi uyarınca bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olduğundan hükmün bu nedenlerle BOZULMASINA, ancak bu hususların yeniden yargılamayı gerektirmeyip CMK’nın 303/1. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, gerekçeli karar başlıklarına “Gözaltı Tarihi: 09.02.2017 – 13.02.2017” ibaresinin yazılması ve hükümdeki yargılama giderlerine ilişkin kısım çıkartılarak yerine “6,20 TL’den ibaret yargılama giderinin, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olduğu anlaşıldığından, CMK’nın 324/4. maddesi uyarınca bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine” ibaresinin yazılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Ordu 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.