Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2019/10241 E. 2019/8142 K. 06.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/10241
KARAR NO : 2019/8142
KARAR TARİHİ : 06.12.2019

I. TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 02.05.2019 tarihli 2019/10241 sayılı Kanun yararına bozma isteminde;
Silahlı terör örgütüne üye olma ve görevi kötüye kullanma suçlarından şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 28/04/2017 tarihli ve 2016/68011 soruşturma, 2017/21018 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı şüpheli tarafından yapılan itirazın kabulü ile şüpheli … hakkındaki şüpheli ibaresinin UYAP kayıtlarından silinmesine ve kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmasına ilişkin İzmir 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 09/07/2018 tarihli ve 2018/4751 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
1-Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 12/05/2014 tarihli ve 2014/5115 esas, 2014/9237 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 05/07/2012 tarihli ve 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun’un 95. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na eklenen 38/A maddesinin 1. fıkrasında yer alan, “Her türlü ceza muhakemesi işlemlerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kullanılır. Bu işlemlere ilişkin her türlü veri, bilgi, belge ve karar, UYAP vasıtasıyla işlenir, kaydedilir ve saklanır.” şeklindeki düzenleme ile aynı maddenin son fıkrasına istinaden çıkarılan Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Adli Yargı ilk Derece Ceza Mahkemeleri Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 5/1. maddesinde yer alan, “Cumhuriyet başsavcılığı ve mahkemelerin iş süreçlerindeki veri, bilgi ve belge akışı ile dokümantasyon işlemleri, bu işlemlere ilişkin kayıt, dosyalama, saklama ve arşivleme ile entegrasyon sağlanmış dış birimlerle yapılacak bütün işlemler UYAP ortamında gerçekleştirilir. Tüm veriler eksiksiz ve doğru bir şekilde UYAP’a kaydedilir.” şeklindeki, 56. maddenin 1. fıkrasında bulunan, “Mahkemelerce, aşağıda gösterilen kayıtların UYAP’ta tutulması zorunludur:
a) İddianamenin değerlendirilmesi kaydı,
b) Esas kaydı,
c) Duruşma günleri kaydı,
ç) Keşif günleri kaydı,
d) Uzlaşma kaydı,
e) Önödeme kaydı,
f) Bilirkişilik kaydı,
g) Tercüman kaydı,
ğ) SEGBİS kaydı,
h) İstinabe kaydı,
ı) Karar kaydı,
i) İstinaf kaydı,
j) Temyiz kaydı,
k) İnfaz hâkimliği kaydı,
1) Koruyucu ve destekleyici tedbir kararları kaydı,
m) Sorgu kaydı,
n)Değişik işler kaydı,
o) Muhabere kaydı,
ö) Zimmet kaydı.” şeklindeki,
“Karar kaydı” başlıklı 67. maddesinde yer alan, “(1) Mahkemece verilen karara ilişkin işlemlerin safahatının işlendiği kayıttır.
(2) Bu kayıt; sıra numarası, esas numarası, karar tarihi, sanığın kimlik bilgileri, suçun türü, kararı veren mahkemenin başkan ve üyeleri ile hâkim ve Cumhuriyet savcısı, karar türü, tarafların kanunî temsilcileri ile vekil ve müdafiin kimlik bilgileri, karar sonucu ile düşünceler sütunlarını içerir.” biçimindeki, 92. maddesinde yer alan, “Soruşturma ve dava dosyası UYAP’ta tutulur.” şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında,
Cumhuriyet Başsavcılıkları ile ilk derece ceza mahkemelerinin bilgi, belge, dokümantasyon işlemleri, bu işlemlere ilişkin kayıt, dosyalama, saklama ve arşivleme işlemlerinin UYAP ortamında bulundurmasının zorunlu olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2-5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 173. maddesinde yer alan “(1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir. (…) (4) (Değişik: 25/5/2005 – 5353/26 md.) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.” şeklindeki düzenlemeler bir arada değerlendirildiğinde, şüphelinin kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz edebilecek kişiler arasında sayılmadığı, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı itirazın kabulünün kanuni sonucunun şüpheli hakkında kamu davası açılması olduğu, açıklanan sebeplerle itirazın reddi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 18/04/2019 gün ve 94660652-105-35-15608-2018-Kyb sayılı yazılı istemlerine Yargıtay 18.Ceza Dairesinin 2019/6273 esas ve 2019/12870 karar sayılı 24.09.2019 tarihli görevsizlik kararına müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
II. OLAY:
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca silahlı terör örgütüne üye olma ve görevi kötüye kullanmak suçlarından şüpheli hakkında yürütülen 2016/68011 sayılı soruşturmanın başlatılmasına neden olan isnatlarda bulundukları ve tutanak tanzim ettikleri anlaşılan ve soruşturmanın başlatılmasından sonraki süreçte FETÖ soruşturmalarından tutuklu yakınları olanlardan menfaat temin etmek istemeleri nedeni ile nitelikli dolandırıcılık suçundan yakalanarak haklarında işlem yapıldığı ve aynı konuda İzmir İl Emniyet Müdürlüğünün 23.02.2017 tarihli yazısına ekli rapor ile de suç duyurusunda bulunulduğu belirtilen Ulaştırma Şube Müdürlüğünde polis memuru olan… ile aynı yerde Başkomiser olarak görev yapan … adlı şahısların müracaatı üzerine Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü olarak görev yapan şüpheli … hakkında başlatılan soruşturma sonunda; soyut iddiadan başka delil elde edilemediğinden kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına ve … … ve … hakkında da TCK’nın 267. maddesi kapsamında gerekli işlemin yapılması için suç duyurusunda bulunulmasına dair 28.04.2017 tarihinde 2017/21018 karar sayılı, olayın müştekisi bulunmadığından şüphelinin savunması alınmadığından karar tebliğ edilmeksizin karar verildiğinin belirtildiği anlaşılan kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verildiği görülmüştür.
22.05.2017 tarihinde şüphelinin, hakkında yürütülen idari tahkikate esas olmak üzere dosyanın ve kararın onaylı suretinin verilmesini istediği ve aynı tarihte teslim aldığı anlaşılmıştır.
02.07.2018 havale tarihli dilekçesi ile özetle; 2.sınıf emniyet müdürü olduğunu, geçmiş görev yerlerinde ve halen FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile aktif mücadele ettiğini ve bu nedenle tehditler aldığını, örgüt tarafından fişlendiğini ve hedef gösterildiğini, hakkında iftira atan şahıslarında dolandırıcılık suçundan 7 yıl hüküm giydiklerini, başlatılan soruşturma sonunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesine rağmen UYAP kayıtlarında silahlı terör örgütü üyesi olmak gibi bir kaydının bulunmasını hak etmediğini, hakkında iftira atanların amaçlarının da devlet kayıtlarında bu şekilde bir lekenin bulunması olduğunu belirterek, bahse konu İzmir Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine yazdığı dilekçesinde aynen belirttiği şekilde “…bu nedenle hakkımdaki takipsizlik kararının bu anlamda kaldırılıp/ipyal edilip UYAP ortamında hakkımdaki şüpheli ibaresinin silinmesini, mesleki kariyerimden ziyade, şüpheli kaydının çocuğumun geleceği üzerinde oluşturabileceği olumsuz etkilerin yaşanmaması adına siz değerli büyüklerimden arz ve talep ederim.” istemde bulunduğu görülmüştür.
03.07.2018 tarihinde İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Takipsizlik Bürosunca kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen karara itirazda bulunulduğundan bahisle şüphelinin dilekçesini ve eki soruşturma dosyasını İzmir 4. Sulh Ceza Hakimliğine göndermesi üzerine; yapılan inceleme sonucunda 2018/4751 değişik iş sayılı, 09.07.2018 tarihli kararı ile ” İzmir C. Başsavcılığının 2016/68011 soruşturma sayılı dosyasında Silahlı terör örgütüne üye olma, görevi kötüye kullanma suçundan şüpheli … hakkında yürütülmekte olan soruşturma sonucunda şüphelinin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensubu olduğuna ya da bu örgüt üyelerini gözetip kolladığına, iddia konusu olayda ihtimalin bulunduğuna, yapmış olduğu soruşturma konusu olayda iş sahiplerinden para istediğine dair soyut iddiadan başka delil elde edilmediği gerekçesi ile İzmir C. Başsavcılığının 28/04/2017 tarih 2016/68011 soruşturma ve 2017/21018 karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür. İtiraz edenin itiraz dilekçesi ve tüm soruşturma evrakı birlikte değerlendirildiğinde itiraz edenin halen Antalya İl Emniyet Müdürlüğü emrinde ikinci sınıf emniyet müdürü rütbesinde görev yaptığı, görev yaptığı süre zarfında ve halen FETÖ/PDY ile aktif mücadele çalışmalarına devam ettiği, bu mücadele nedeni ile tehditler aldığı, darbe girişiminin hemen akabinde yürüttüğü FETÖ/PDY soruşturmalarından menfaat temin ettiği iddiasıyla soruşturma geçirdiği, hakkında isnatta bulunan kişilerin tutuklu yakınlarından tahliye ettireceklerini beyan ederek para temin ederken suç üstü yakalandıkları ve ihraç edildikleri ve yaklaşık 7 yıl hüküm giydikleri, hayatımın hiçbir döneminde FETÖ ile bağlantısı olmamış, FETÖ tarafından zararlı görülen (F2 kodlamasıyla) müştekinin bu iki kişinin isnadıyla soruşturma geçirdiği kovuşturmaya yer olmadığına dair karara rağmen UYAP sorgulamalarında silahlı terör örgütüne üyesi olmak suçundan kaydının bulunduğu, bu kaydın şerefle yerine getirdiği görevini lekelediği ve ileriki aşamalarda çocuğunun geleceği üzerine olumsuz etki yapabileceğini beyan ederek kendisinin şüpheli sıfatının UYAP kayıtlarından silinmesini talep ettiği, dosya ve içerisindeki bilgiler ile CMK 160. Maddesi ve Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 11/04/2018 gün ve 2017/22370 Esas ve 2018/469 Karar sayılı kararı da dikkate alındığında anılan karara itiraz hakkı bulunan şüphelinin itirazının yerinde olduğu, UYAP kayıtlarından şüpheli kaydının silinmesi talebinin yerinde olduğu, bu işlemin yapılabilmesi için de verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın da bu amaçla kaldırılması gerektiği anlaşılmakla itirazın kabulüne, şüpheli … hakkındaki şüpheli ibaresinin uyap kayıtlarından silinmek üzere gerekli işlemin yapılması amacıyla İzmir C. Başsavcılığının 28/04/2017 tarih 2016/68011 soruşturma ve 2017/21018 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen kararının CMK. 173/4 maddesi gereğince kaldırılmasına ” kesin olarak karar verildiği görülmüştür.
27.09.2018 tarihinde İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın ancak hakkında suç isnadı olanlar hakkında verilebileceği, dosyanın açıldığı dönemde ihbar kaydına ilişkin yasal düzenlenmenin bulunmadığı görüldüğünden söz konusu kararın infazında tereddüt hasıl olduğundan bu hususta karar verilmesinin İzmir 4. Sulh Ceza Hakimliğinden talep edildiği, İzmir 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 17.10.2018 tarih 2018/4751 değişik iş sayılı yazısında; şüphelinin UYAP kayıtlarından şüpheli sıfatının silinmesi için gerekli işlemlerin yapılması amacı ile kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının kaldırıldığı, verilen kararın kesin olduğu, soruşturma makamınca kararın hukuka aykırı olduğunun değerlendirilmesi halinde CMK’nın ilgili hükümlerince ilgili işlem yapılabileceği, bu konuda yapılacak bir işlem olmadığının bildirilmesi üzerine 26.10.2018 tarihinde İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca karara istinaden kapalı dosya üzerinden şüpheli sıfatının silinmesi gibi bir işlemin yapılamaması nedeni ile Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığına kararın gönderildiği, 09.11.2018 tarihli Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığının yazısı ile de kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen kararın CMK 173/4 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmiş ise de; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 173/4 maddesi hükmünün uygulanması durumunda şüpheli hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame düzenlenmesi gerektiği ayrıca CMK’nın 38A maddesi ile birlikte değerlendirildiğinde; UYAP Bilişim Sisteminden şüpheli …’in şüpheli sıfatının değiştirilip değiştirilmeyeceği ve karara karşı kanun yararına bozma yoluna gidilip gidilmeyeceği hususundaki görüş isteminin 19.11.2018 tarihli Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü yazısı ile kanun yararına bozma istemi olarak değerlendirilmesi üzerine 22.01.2019 tarihli İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen şüpheli …’in talebi ve itirazının kabulüne dair kararın yasal dayanaktan yoksun ve dolayısıyla hukuka aykırı olduğu, öncelikle kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlara karşı itiraz edilebilecek kişilerin 5271 sayılı CMK’nın 173. maddesinde sayıldığı ve bu kişiler arasında şüphelilerin yer almadığı, bunun dışında bir soruşturma sonunda hakkında o soruşturma kapsamındaki sıfatı ile bir karar verilen kişinin bu sıfatının sonradan değiştirilmesi veya UYAP bilişim sistemindeki kayıtlardan silinmesi gibi bir usul veya buna izin veren/ imkan tanıyan bir hükmün 5271 sayılı CMK ve ilgili diğer mevzuatımızda bulunmadığı, dolayısıyla yasal dayanaktan yoksun ve infazı mümkün olmayan kesin nitelikteki kararın kanun yararına bozulmasının uygun olacağına dair görüşe müteakip, belirtilen kararın kanun yararına bozulmasının istenilmesinin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 18.04.2019 tarihli yazısı ile istenilmesi üzerine dosyanın dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
III. KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan verilen Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair karardan sonra UYAP sisteminde anılan suçtan şüpheli olarak yer alan kaydın silinmesi talebi üzerine verilen Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair kararın kaldırılmasına ilişkin kararın hukuka uygun olup olmadığı hakkındadır.
IV. HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Konuyla ilgili düzenlemeler şu şekildedir;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu
Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar, İtiraz ve İddianamenin İadesi
Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar
Madde 172 – (1) Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.
(2) (Değişik: 2/1/2017-KHK-680/10 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7072/9 md.) Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hâkimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz.
(3) (Ek: 11/4/2013-6459/19 md.) Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın etkin soruşturma yapılmadan verildiğinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmesi veya bu karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi üzerine, kararın kesinleşmesinden itibaren üç ay içinde talep edilmesi hâlinde yeniden soruşturma açılır.
Cumhuriyet savcısının kararına itiraz
Madde 173 – (1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.(2)
(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
(3) (Değişik: 18/6/2014-6545/71 md.) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) (Değişik: 25/5/2005 – 5353/26 md.) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.(3)
(5) Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu madde hükmü uygulanmaz.
(6) (Değişik: 2/1/2017-KHK-680/11 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7072/10 md.) İtirazın reddedilmesi halinde aynı fiilden dolayı kamu davası açılabilmesi için 172 nci maddenin ikinci fıkrası uygulanır.
Elektronik işlemler
Madde 38/A – (Ek: 2/7/2012-6352/95 md.)
(1) Her türlü ceza muhakemesi işlemlerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kullanılır. Bu işlemlere ilişkin her türlü veri, bilgi, belge ve karar, UYAP vasıtasıyla işlenir, kaydedilir ve saklanır.
(2) Kanunlarda gösterilen istisnalar hariç olmak üzere, dosyalar güvenli elektronik imza kullanılarak UYAP’tan incelenebilir ve her türlü ceza muhakemesi işlemi yapılabilir.
(3) Bu Kanun kapsamında fiziki olarak hazırlanması öngörülen her türlü belge ve karar elektronik ortamda düzenlenebilir, işlenebilir, saklanabilir ve güvenli elektronik imza ile imzalanabilir.
(4) Güvenli elektronik imza ile imzalanan belge ve kararlar diğer kişi veya kurumlara elektronik ortamda gönderilir. Güvenli elektronik imza ile imzalanarak gönderilen belge veya kararlar, gerekmedikçe fiziki olarak ayrıca düzenlenmez ve ilgili kurum ve kişilere gönderilmez.
(5) Elektronik imzalı belgenin elle atılan imzalı belgeyle çelişmesi halinde UYAP’ta kayıtlı olan güvenli elektronik imzalı belge geçerli kabul edilir.
(6) Güvenli elektronik imza ile imzalanan belge ve kararlarda, mühürleme işlemi ile kanunlarda birden fazla nüshanın düzenlenmesini öngören hükümler uygulanmaz.
(7) Zorunlu nedenlerle fiziki olarak düzenlenmiş belge veya kararlar, yetkili kişilerce taranarak UYAP’a aktarılır ve gerektiğinde ilgili birimlere elektronik ortamda gönderilir.
(8) Elektronik ortamdan fiziki örnek çıkartılması gereken hallerde tutanak veya belgenin aslının aynı olduğu belirtilerek hâkim, Cumhuriyet savcısı veya görevlendirilen yetkili kişi tarafından imzalanır ve mühürlenir.
(9) Elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre gün sonunda biter.
(10) Yargı birimlerinin ihtiyaç duyduğu nüfus, tapu, adlî sicil kaydı gibi dış bilişim sistemlerinden UYAP vasıtasıyla temin edilen bilgi, belge ve kayıtlar, zorunlu olmadıkça ayrıca fiziki olarak istenilmez. UYAP’tan dış bilişim sistemlerine gönderilen bilgi ve belgeler ayrıca zorunlu olmadıkça fiziki ortamda gönderilmez.
(11) Ceza muhakemesi işlemlerinin UYAP’ta yapılmasına dair usul ve esaslar, Adalet Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine dair yönetmelik
UYAP’ın kullanılması
MADDE 5 ‒ (1) İş süreçlerindeki her türlü veri, bilgi ve belge akışı ile dokümantasyon işlemleri, bu işlemlere ilişkin her türlü kayıt, dosyalama, saklama ve arşivleme işlemleri ile uyum ve işbirliği sağlanmış dış birimlerle yapılacak her türlü işlemler UYAP ortamında gerçekleştirilir.
(2) UYAP kullanıcıları iş listesini günlük olarak kontrol etmek, işlemlerin gereğini yerine getirmek, ihtiyaç duyulan alanlarda veri ve bilgilerin derlenmesi, değerlendirilmesi ile gerekli adlî istatistiklerin üretilmesine esas bilgileri güvenilirlik, tutarlılık ve güncellik ilkelerine uygun olarak UYAP ortamına tam ve eksiksiz girmekle yükümlüdür.
(3) Fizikî olarak verilen ve gönderilen her türlü evrak, elektronik ortama aktarılarak UYAP’a kaydedilir ve ilgili birime gönderilir.
(4) İhtiyaç duyulan nüfus, tapu, adlî sicil kaydı gibi dış bilişim sistemlerinden UYAP vasıtasıyla temin edilen bilgi, belge ve kayıtlar, zorunlu olmadıkça ayrıca fizikî olarak istenilmez. UYAP’tan dış bilişim sistemlerine gönderilen bilgi ve belgeler zorunlu olmadıkça ayrıca fizikî ortamda gönderilmez.
(5) Taraf ve vekilleri ile diğer ilgililer güvenli elektronik imza ile imzalamak suretiyle UYAP vasıtasıyla birimlere elektronik ortamda bilgi ve belge gönderebilirler.
(6) Gelen evraktan sorumlu personel, UYAP üzerinden birimlere gönderilen ve iş listesine düşen belgeleri derhâl ilgili kişiye ya da doğrudan dosyasına aktarır. Onay gerektiren evrak ilgilinin iş listesine yönlendirilir.
(7) Tutanak, belge ve kararlar elektronik ortamda düzenlenir ve gerekli olanlar ilgilileri tarafından güvenli elektronik imza ile imzalanır. Elektronik ortamda düzenlenen ve güvenli elektronik imza ile imzalanan evrak UYAP kapsamındaki birimlere elektronik ortamda gönderilir. Ayrıca fizikî olarak gönderilmez.
(8) Teknik nedenlerle fizikî olarak düzenlenen belge veya kararlar, engelin ortadan kalkmasından sonra derhâl elektronik ortama aktarılır, yetkili kişilerce güvenli elektronik imza ile imzalanarak UYAP’a kaydedilir ve gerektiğinde UYAP vasıtasıyla ilgili birimlere iletilir. Bu şekilde elektronik ortama aktarılarak ilgili birimlere iletilen belge ve kararların asılları mahallinde saklanır, ayrıca fizikî olarak gönderilmez. Ancak, belge veya karar aslının incelenmesinin zorunlu olduğu hâller saklıdır. Elektronik ortama aktarılması imkânsız olan belgeler ise fizikî ortamda saklanır ve gerektiğinde fizikî olarak gönderilir.
(9) UYAP üzerinde hazırlanmış ve güvenli elektronik imza ile imzalanmış evrakın dış birimlere elektronik ortamda gönderilememesi hâlinde belge veya kararın fiziki örneği alınır, güvenli elektronik imza ile imzalanmış aslının aynı olduğu belirtilerek ilgilisi tarafından imzalanmak sureti ile gönderilir.
(10) Elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre gün sonunda biter. Elektronik ortamda yapılacak işlemlerin, ertesi güne sarkmaması açısından saat 00:00’a kadar yapılması zorunludur.
(11) Güvenli elektronik imzalı belgenin elle atılan imzalı belgeyle çelişmesi hâlinde UYAP’ta kayıtlı olan güvenli elektronik imzalı belge geçerli kabul edilir.
(12) Kanunlarda gösterilen istisnalar hariç olmak üzere, dosyalar güvenli elektronik imza kullanılarak UYAP’ta incelenebilir ve her türlü muhakeme işlemi yapılabilir.
(13) Güvenli elektronik imza ile imzalanan belge ve kararlarda, mühürleme işlemi ile kanunlarda birden fazla nüshanın düzenlenmesini öngören hükümler uygulanmaz.
(14) Fizikî ortamda yapılan işlemlerde süre mesai saati sonunda biter.
Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği
Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasında araştırılacak hususlar
Madde 11 – (Değişik:RG-25/10/2018-30576-C.K.-228/9 md.)
Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasında kişinin içinde bulunduğu ortam dikkate alınarak, kişinin kayıtlı ikamet adresi ile fiilen ikamet ettiği adres esas alınmak suretiyle;
a) Kimlik kontrolü, kimlik kayıtlarının doğruluk derecesi, uyrukluğu, geçmişte yabancı bir devletin uyrukluğuna girip girmediği,
b) Genel kolluk kuvvetlerinin ve istihbarat birimlerinin arşivlerinde bilgiler bulunup bulunmadığı, adli sicil kaydının ve hakkında arama kaydı veya herhangi bir tahdidin olup olmadığı,
c) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakının bulunup bulunmadığı ve 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanuna ve Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı davranıp davranmadığı,
ç) Şeref ve haysiyetini ihlal edecek ve görevine yansıyacak şekilde kumara, uyuşturucuya, içkiye, paraya ve aşırı bir şekilde menfaatine düşkün olup olmadığı, ahlak ve adaba aykırı davranıp davranmadığı,
d) Yabancılarla, özellikle hasım ve hasım olması muhtemel Devlet mensupları ve temsilcileriyle ilgili derecesinin iç yüzü ve nedeni, araştırılır.
Hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan yürütülen ceza soruşturması neticesinde 28.04.2017 tarihinde verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı 22.05.2017 tarihinde öğrenen şüphelinin 5271 sayılı CMK’nın 173/1 maddesinde öngörülen sürede yetkili merciie itiraz etmediğinin ve esasen UYAP sisteminde yer alan şüpheli kaydının kaldırılması hakkı tanıyan yasal bir düzenlemenin de bulunmamasına nazaran hukuki dayanağı bulunmayan talebin reddine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı olduğundan anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden İzmir 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 09.07.2018 tarih 2018/4751 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309 maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.