Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2018/984 E. 2021/2236 K. 15.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/984
KARAR NO : 2021/2236
KARAR TARİHİ : 15.03.2021

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Terör örgütü propagandası yapma, Silahlı terör
örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme
Hüküm : 1-Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt
adına suç işleme suçundan; TCK’nın 314/3 ve 220/6
maddeleri yollaması ile 314/2, 220/6, 53, 58/9-6-7, 63,
3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca
mahkumiyet,
2-Terör örgütü propagandası yapma suçundan; 3713
sayılı Kanunun 7/2., TCK’nın 53, 58/9-6-7 maddeleri
uyarınca mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I-)Sanık hakkında Terör örgütü propagandası yapma suçu yönünden verilen kararın incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı iptal kararının TCK’nın 53. maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,

II-)Sanık hakkında Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçu yönünden verilen kararın incelenmesinde;
1)Ayrıntıları Dairemizin 14.10.2019 tarihli ve 2019/3337 E. 2019/6048 K. sayılı kararında açıklandığı üzere;
Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan yargılanan sanığın, kovuşturma aşamasında kendisinin seçtiği bir müdafii bulunmadığı gibi CMK’nın 156. maddesi uyarınca da re’sen müdafi görevlendirilmediği, sanığa isnat edilen “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme” suçunun niteliği dikkate alındığında, Anayasanın 36 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddelerinde teminat altına alınan adil yargılanma ilkesinin zorunlu sonucu olarak CMK’nın 150. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca müdafi görevlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, savunma hakkının kısıtlanmasını netice verecek biçimde müdafi hazır bulundurulmaksızın mahkumiyet hükmü kurulmak suretiyle CMK 150/3, 188/1, 197/1 ve 289/1-a-e maddelerine muhalefet edilmesi,
2)Sanık hakkında Dairemizin 2019/5897 ve 2019/6364 esaslarına kayıtlı olup aynı mahkemenin 2014/144 esas ve 2014/68 esas sayılı dava dosyalarında verilen kararların aynı gün yapılan temyiz incelemesinde; sanık hakkındaki derdest dava dosyalarının da silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçuna ilişkin oldukları, iş bu dosyalardaki dayanak suçu oluşturan eylemlerinin sübut bulması durumunda eylemlerinin bir bütün halinde silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturması ihtimali karşısında her üç dosyanın birleştirilerek, tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre sanığın hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3)Kabul ve uygulamaya göre de;
a) Silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olduğu kanıtlanamayan sanığın TCK’nın 314/3. ve 220/6. maddelerine uygun biçimde örgüt adına terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediği dosya kapsamına göre sabit ise de, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 6459 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3713 sayılı Kanunun 7. maddesine eklenen 4. fıkra hükmü uyarınca bu maddenin 2. fıkrasında tanımlanan suçu örgüt adına işleyenler hakkında TCK’nın 220. maddesinin 6. fıkrasında tanımlanan suçtan dolayı ceza verilemeyeceği nazara alınıp, sanığın sabit olduğu kabul edilen fiilinin suç olma özelliğini devam ettirdiği de gözetilerek CMK’nın 223/4. maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
b) Sanık hakkında silahlı suç örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan uygulama yapılırken Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, 6352 sayılı Kanunun amaç, kapsam ve gerekçesi, TCK’nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle, 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, konusunun önem ve değeri, meydana getirdiği zarar ve

tehlikenin ağırlığı göz önünde bulundurulup, sanık hakkında tayin olunan cezadan TCK’nın 220. maddesinin 6. fıkrasında değişiklik yapan 02.07.2012 tarih 6352 sayılı Kanunun 85. maddesindeki gerekçe de gözetilmek suretiyle anılan Kanun maddesinin 2. cümlesinde yer alan düzenleme uyarınca hukuka, vicdana, dosya kapsamına uygun ve gösterilen indirim miktarı ile orantılı makul bir indirim yapılması gerektiğinin düşünülmeyerek fazla ceza tayini,
c)Tayin edilen temel cezanın 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 5/1. maddesi uyarınca artırılması gerekirken uygulama maddesinin yalnızca 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi olarak gösterilmesi,
d)Örgüt mensubu olduğuna karar verilen sanık hakkında yalnızca TCK’nın 58/9 maddesi uyarınca tekerrür hükümleri uygulanması gerektiği gözetilmeyerek uygulama maddesi olarak TCK’nın 58/6. maddesinin de yazılması,
e)TCK’nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.