Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2018/5245 E. 2018/5245 K. 19.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5245
KARAR NO : 2018/5245
KARAR TARİHİ : 19.12.2018

Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53/1-2-3, 58/6-9 ve 63 maddeleri uyarınca mahkumiyet cezasına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanık müdafilerinin duruşmalı inceleme talebinin yasal şartları oluşmadığından CMK’nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; “Bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı”nın kabul edildiği gözetilmekle,
Bylock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, bylock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, bylock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suç vasfının tayini açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ayrıntılı bylock tespit ve değerlendirme raporu

getirtilip değerlendirilerek duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan sonra bir karar verilmesi gerekirken sanığın bylock kullanıcısı olduğuna dair yetersiz bylock sorgu tutanaklarına dayanılarak eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması.
2-Sanığın 2015 yılı ocak ayındaki 15.000,00-TL Bank Asya’ya para yatırma işlemine ilişkin olarak bedeli askerlik parasının eksik olan 3.000,00-TL’sini tamamlaması üzerine Bank Asya’daki 15.000,00-TL’yi çekerek ertesi gün Ziraat Bankasına bedelli askerlik ücreti olarak yatırdığı şeklinde savunması dikkate alınarak sanığın bedelli askerlik için Ziraat Bankası’na para yatırıp yatırmadığının, yine sanığın bağlı bulunduğu Askerlik Şubesine yazı yazılarak sanığın bedelli askerlikten yararlanıp yaralanmadığının sorularak ilgili evrakın dosyaya getirtilmesi, örgüt liderinin talimatı doğrultusunda para yatırma, hesap açma işlemi olup olmadığının; ayrıca, sanığın hesabına yatan kurban parası açıklamalı paralara ilişkin olarak babasının hayvan alım satımı yapması sebebiyle babasına gönderilen paralar olduğu şeklindeki savunmasının denetlenmesi için tanık … …, sanığın babası … …, dosyada açık adresi ve dosyada kimliği tespit edilen sanığın banka hesabının 01.10.2014 tarihindeki para hareketinin açıklamasında ismi geçen … … tanık sıfatıyla dinlenilerek sanığın söz konusu mevduat artışının örgütsel faaliyet kapsamında olup olmadığının, araştırılması gerektiğinin düşünülmemesi,
3-Örgüt mensubu olduğu kabul edilen sanık hakkında verilen cezanın, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece TCK’nın 58/9 maddesinin gösterilmesi gerekirken, anılan madenin atıf maddesi olarak kabulü ile uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 58/6 maddesi gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi,
4-Kabul ve uygulamaya göre de;
Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK’nın 61/1. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca; suçun işleniş biçimi, işlendiği yer ve zaman, meydana gelen tehlikenin ağırlığı göz önünde bulundurularak, hakkaniyete uygun, makul bir ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde fazla cezaya hükmolunması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden BOZULMASINA, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre, mevcut delil durumu, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı gözetilerek tutukluluk halinin devamına, 19.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.