YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5197
KARAR NO : 2018/5403
KARAR TARİHİ : 25.12.2018
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : İstinaf başvurularının esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/970 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; “Bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı”nın kabul edildiği gözetilmekle;
Bylock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, bylock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, bylock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun vasfının tayini açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ayrıntılı Bylock tespit ve değerlendirme raporu getirtilip duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, sanığın bylock kullanıcısı olduğuna dair yetersiz belgelere dayanılarak karar verilmesi,
2-) Sanığın Bankasya’daki hesabına ait kayıtlar getirtilip hesap hareketleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, örgüt liderinin talimatı doğrultusunda para yatırıldığının yahut katılım hesabı açıldığının tespiti halinde sanığın hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-) Kabul ve uygulamaya göre;
a-) Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre sanık hakkında temel ceza tayin edilirken; Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK’nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle TCK’nın 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen tehlike ile sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik de göz önünde bulundurularak makul bir cezaya hükmedilmesi gerekirken dosya kapsamı ile uyuşmayan yetersiz gerekçeyle fazla ceza tayini,
b-) İlk derece mahkemesince ‘örgüt ideolojisinin aşılanması, örgüte eleman kazandırılması ve örgüte finansal destek sağlanması amacıyla periyodik aralıklarla yapılan örgütsel toplantılara katıldığı, bu toplantılarda burs, himmet, kurban parası adı altında paralar toplandığı, toplanan yardım paralarının elden alındığı, herhangi bir kayıt tutulmadığı, kendisinin de bu kapsamda destek olduğu’ şeklinde dosya kapsamıyla örtüşmeyen gerekçeye yer verilmesi,
c-) Sanığın çocuğunu örgüte müzahir okula göndermesinin örgütsel faaliyet kapmasında kabul edilemeyeceğinin gözetilmemesi,
d-) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararı ile TCK’nın 53. maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan bu sebeplerden dolayı hükmün BOZULMASINA, atılı suçun vasıf ve mahiyeti, verilen ceza miktarı ve tutuklulukta geçirilen süre dikkate alındığında sanığın tutukluluk halinin devamına, 25.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.