Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2018/4755 E. 2018/5293 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4755
KARAR NO : 2018/5293
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK’nın 314/2, 53, 58/9, 63 ve 3713 sayılı Kanunun
5. maddesi uyarınca hükmedilen mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine

Sanık hakkında tayin olunan cezanın süresi itibariyle yasal şartları oluşmadığından, sanık müdafiinin duruşma isteminin CMK’nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan eylemine uyan TCK’nın 314/2, 53, 58/9 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddesi gereğince 9 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair ilk derece mahkemesince verilen hükmün TCK’nın 62. maddesinin uygulanması gerektiği gerekçesiyle hukuka aykırı olduğunu değerlendiren Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesinin, 5271 sayılı CMK’nın 280/1-e maddesi gereğince duruşma açıp sonucuna göre aynı Kanun maddesinin 2. fıkrası gereğince ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurması gerekirken kanun maddesine yanlış anlam yüklenerek duruşma açmaksızın evrak üzerinde ilk derece mahkemesince belirlenen cezadan TCK’nın 62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirim yapılmak suretiyle temel cezanın 9 yıldan 7 yıl 6 ay hapis cezasına indirilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 12.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.