Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2018/4745 E. 2018/5291 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4745
KARAR NO : 2018/5291
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : 3713 sayılı Kanunun 3/1 maddesi delaletiyle TCK’nın 314/2, 53, 58/9, 63 ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi
uyarınca hükmedilen mahkumiyet kararına ilişkin
istinaf başvurusunun esastan reddine

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; “ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağının kabul edildiği gözetilmekle,
ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, ByLock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, ByLock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden… numaralı hatlarla kullanıldığı belirlenen ByLock tespit ve değerlendirme raporları ile ByLock tespit edilen her 3 hatta ilişkin HTS kayıtlarının getirtilip değerlendirilmesi, Bank Asya’da hesabı bulunan sanığa ait hesap dökümünün dosya içerisine alınıp sanık tarafından kullanılıp kullanılmadığı ve örgüt liderinin talimatından sonra işlem yapılıp yapılmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, gerekirse bilirkişi raporu aldırılması, tanık …’ın yeniden etraflıca ifadesine başvurularak sanıkla ortak arkadaşı olduğunu beyan ettiği kişinin kimliğinin tespit edilmesi ve belirlenecek kişinin tanık sıfatıyla ifadesine başvurulmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabul ve uygulamaya göre de;
a)Silahlı terör örgütüne üye olma suçu temadi eden suçlardan olup yakalanma ile temadi kesileceği nazara alındığında, gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “09.05.2017” yerine “15.07.2016” olarak gösterilmesi,
b)İlk derece mahkemesi tarafından TCK’nın 62. maddesi yönünden değerlendirme yapılırken kararın gerekçe ve hüküm kısmında farklı gerekçe gösterilmek suretiyle çelişkiye sebebiyet verildiğinin düşünülmemesi,
c) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararı ile TCK’nın 53. maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı gözetilerek tahliye talebinin reddine, 12.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.