Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2018/4464 E. 2018/5078 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4464
KARAR NO : 2018/5078
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK’nın 314/2, 62, 53, 58/9, 63, 3713 sayılı
Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet
kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Hükmolunan cezanın süresine göre şartları bulunmadığından sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca REDDİNE,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; “Bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı”nın kabul edildiği gözetilmekle;
Bylock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, bylock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, bylock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun vasfının tayini açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ayrıntılı bylock tespit ve değerlendirme raporu getirtilip değerlendirilerek duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan sonra bir karar verilmesi gerekirken sanığın bylock kullanıcısı olduğuna dair yetersiz bylock sorgu tutanaklarına dayanılarak eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2)İstinaf aşamasından önce dosyaya gönderildiği anlaşılan veri inceleme raporunun CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunması; temyiz aşamasında gönderilen Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/57157 soruşturma nolu dosyasına sunduğu 02.12.2016 tarihli dilekçesinde beyanları bulunan Bünyamin Gül isimli şahsın duruşmada dinlenmesi suretiyle sanık hakkındaki bilgi ve görgüsünün tespit edilmesi ve ayrıca Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 12.02.2018 tarihli yazısı ile 2018/5525 soruşturma nolu dosyasında verilen takipsizlik kararının bilgi ve delil mahiyetinde olmak üzere gönderildiğinin belirtildiği ancak dosyada olmadığı anlaşılmakla anılan dosyanın getirtilip incelenmesi lüzumu,
3)Kabul ve uygulamaya göre de;
İlk derece mahkemesinin, bir nolu bozma nedeninde belirtilen kararlara aykırılık teşkil edecek şekilde “Yine Bylock isimli kriptolu haberleşme programının bilgilerini barındıran … … isimli servis sağlayıcının Litvanya Ülkesinde bulunuşu ile Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından bu ülkede bulunan sunucu bilgilerinin temin edilişi şeklindeki oluş karşısında Ceza Muhakemesi Kanunları hükümlerinin sadece Türkiye Cumhuriyeti hudutları dâhilinde uygulanma olanağının bulunuşu, Litvanya Ülkesinde bu kanunun uygulanmasının mümkün olmayışı nedeniyle de söz konusu tespitin Türk Ceza Mevzuatına aykırılığından bahsedilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır” yazmak suretiyle yasal olmayan gerekçe belirtmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, verilen ceza miktarı ile tutuklulukta geçirilen süre ve mevcut delil durumu dikkate alınarak sanık müdafiinin tahliye talebinin reddine, 10.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.