Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2018/4398 E. 2018/5558 K. 27.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4398
KARAR NO : 2018/5558
KARAR TARİHİ : 27.12.2018

Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53, 58/7-9, 63 maddeleri gereğince mahkumiyetine dair istinaf başvurusunun sanık hakkında tayin edilen sonuç cezanın düzeltilmesi suretiyle esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Hükmolunan cezanın süresine göre şartları bulunmadığından sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca REDDİNE,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan sanığın eylemine uyan TCK’nın 314/2, 53, 58/7-9, 63 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddeleri gereğince 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair ilk derece mahkemesince verilen hükmün sanık ve müdafii tarafından istinafı üzerine, sübutu kabul ve vasıflandırmada bir hukuka aykırılık bulunmadığını, ancak verilen cezanın TCK’nın 62. maddesinin uygulanması için gerekli koşulların mevcut olmasına rağmen uygulanmaması suretiyle fazla tayin edildiğini değerlendiren Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesinin, sübutu kabul ve vasfı tayin edilen suç için belirlenecek sonuç cezanın doğrudan takdire ilişkin olması nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 280/1-e,2 madde ve fıkraları gereğince usulüne uygun duruşma açıp, hukuka aykırı bulduğu ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurması gerekirken, aynı kanunun 280/1-a ve 303/1 maddelerine

yanlış anlam yükleyerek duruşma açmaksızın dosya üzerinden ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırıp, yazılı şekilde sanığın neticeten 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin yeni bir hüküm kurmasında hukuki isabet bulunmamakta ise de, sanığın yararına olarak gerçekleştirilen iş bu hukuka aykırılık, CMK’nın 290/1 maddesi gereğince sanık aleyhine hükmün bozulmasına imkan tanımadığından bozma nedeni yapılmamış,
Adli emanetin 2018/574 ve 2017/73 sırasında kayıtlı eşyalar hakkında mahallinde bir karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilme suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık ve müdafiinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 27.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.