Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2018/4202 E. 2018/4916 K. 06.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4202
KARAR NO : 2018/4916
KARAR TARİHİ : 06.12.2018

Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 62,
53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına
ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16.MD-956 esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; “Bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı”nın kabul edildiği gözetilmekle,
Bylock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, bylock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, bylock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun vasfının tayini açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ayrıntılı bylock tespit ve değerlendirme
raporu getirtilip değerlendirilerek duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre ise,
Silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan sanık hakkında TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca belirlenen “7 yıl 12 ay” hapis cezasından TCK’nın 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılırken cezanın, “6 yıl 8 ay” yerine “5 yıl 20 ay” olarak hesap edilmesi suretiyle eksik cezaya hükmedilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan CMK’nın 307. maddesi gereğince sonuç ceza yönünden kazanılmış hakları saklı tutulmak suretiyle bu sebeplerden dolayı hükmün BOZULMASINA, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre, atılı suç için kanun maddelerinde ön görülen ceza miktarı ve bozma nedeni gözetilerek tahliye talebinin reddine tutukluluk halinin devamına, 06.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.