Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2018/4094 E. 2018/4995 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4094
KARAR NO : 2018/4995
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 62,
53, 58/9, 63. maddeleri gereğince mahkumiyetine dair
istinaf başvurusunun esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
İstinaf kararının, Avukatlık Kanunu hükümlerine göre sanık müdafiine usulüne uygun tebliğ edilmediği, Tebligat Kanununun 32. maddesi uyarınca sanık müdafiinin beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olduğu ve temyiz başvurusunun süresinde yapıldığı belirlenerek tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.
Sanığın yasal süresinden sonra temyiz başvurusunda bulunduğu belirlenerek sanık müdafiinin temyiz talebi üzerine yapılan incelemede;
Silahlı terör örgütüne üye olma suçu temadi eden suçlardan olup yakalanma ile temadi kesileceğinden gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “27.09.2016” yerine “19.04.2016” olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası kabul edilmiş, tüm dosya kapsamı gözetilerek diğer delillerin atılı suçun sübutu için yeterli olduğu görülmekle, sanığın bylock kullanıcısı olduğunu bildiren ayrıntılı bylock tespit ve değerlendirme tutanağının dosyaya gelmesi beklenilmeden karar verilmesi sonuca etkili bulunmamış ve sanık hakkında TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca tayin olunan 7 yıl 18 ay hapis cezasından TCK’nın 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak sonuç cezanın 7 yıl 1 ay yerine 5 yıl 25 ay olarak hatalı hesaplanması suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 11.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.