Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2018/4026 E. 2018/4879 K. 06.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4026
KARAR NO : 2018/4879
KARAR TARİHİ : 06.12.2018

Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK’nın 314/2, 53/1, 58/6-9, 63. maddeleri ve 3713
sayılı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca mahkumiyet kararına yapılan istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle, CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren duruşmasız olarak yapılan incelemede;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, sanık savunması, tanık beyanları ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;
Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK’nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle, 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde; suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, konusunun önem ve değeri, meydana getirdiği zarar ve tehlikenin ağırlığı ile sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik de göz önünde bulundurularak hukuka, vicdana, dosya kapsamına uygun olarak makul bir cezaya hükmedilmesi, gerekçelerin de cezaların şahsiliği ilkesine uygun bulunması, keyfilikten uzak olması, sanığın yargılama sırasında izlenen kişiliği ile ilgili bilgi ve belgelerin oluşa ve tüm dosya kapsamına göre yerinde takdir edildiğini göstermesi gerekir.
Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda; sanık hakkında ceza tayin edilirken yazılan “vahamet arz edebilecek olumsuzlukların gözlenmesi” şeklindeki teşdit gerekçesinin somut dayanaklarının gösterilmemesi, “örgütün niteliği ve yaşanan darbe teşebbüsü sürecinin” şeklindeki gerekçelerinde sanığın eylemlerine özgü olmaması nedeniyle cezanın kişiselleştirilmesinde bir ölçüt olarak kabul edilemeyecek olması karşısında, mahkeme kabulündeki gerekçelere göre sanık hakkında temel ceza tayininde orantılı bir ceza takdiri yerine teşdidin derecesinde hataya düşülerek yazılı şekilde fazla ceza tayini,
2-Takdiri indirim nedeni olarak; failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususların göz önünde bulundurulması gerektiği gözetilmeden geçmişte hakkında herhangi bir suç kaydı ve sabıkası bulunmayan, dosyaya yansıyan olumsuz bir davranışı da tespit edilemeyen sanık hakkında dosya kapsamı ile uyumlu bulunmayan ve yeterli olmayan gerekçe ile TCK’nın 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı hükmün CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, suç vasfı, atılı suç için kanun maddelerinde ön görülen ceza miktarı ve sanığın tutuklulukta geçirdiği süre gözetilerek tutukluluk halinin devamına, 06.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.