Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2018/3919 E. 2019/6398 K. 24.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/3919
KARAR NO : 2019/6398
KARAR TARİHİ : 24.10.2019

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama
Hüküm : Sanıkların 2911 sayılı Kanunun 32/1, TCK’nın 62, 51 maddeleri gereğince ayrı ayrı mahkumiyetlerine dairdir

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1)Sanık … hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
I)CMK’nın 225/1. madde ve fıkrasının, “hüküm iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve fail hakkında verilir” hükmüne göre, her ne kadar sanığın ismi iddianamenin başlığında belirtilmiş ise de iddianamenin anlatımında sanıktan bahsedilmediği gibi cezalandırılması istenilen kişiler arasında sanığın isminin geçmediği anlaşılmakla, sanık hakkında açılmış bir dava olmadığının gözetilmemesi,
II)Kabul ve uygulamaya göre de;
a)Sanığın olay günü etkinliğe katılmadığını savunması karşısında; sanık hakkında dosyada yer alan görüntü kayıtlarındaki kişinin sanık olup olmadığının kuşkuya yer vermeyecek biçimde tespiti açısından, görüntü kayıtlarının, sanığın mukayeseye medar elverişli fotoğrafları ile birlikte Adli Tıp, TÜBİTAK veya TRT gibi uzman kuruluşlara mensup bilirkişilere gönderilip görüntü ve fotoğraf analizleri yaptırılmaksızın eksik araştırma ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi,
b) Sanığa yüklenen suçun tarihi, işlenme yöntemi ve temel şekli itibariyle gerektirdiği cezanın süresine göre, hükümden önce 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında kaldığı ve yasada içerik itibariyle bir sınırlama getirilmediği, anılan maddenin birinci fıkrasının “b” bendine göre kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2)Sanık … hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığa yüklenen suçun tarihi, işlenme yöntemi ve temel şekli itibariyle gerektirdiği cezanın süresine göre, hükümden önce 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında kaldığı ve yasada içerik itibariyle bir sınırlama getirilmediği, anılan maddenin birinci fıkrasının “b” bendine göre kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık … ve sanık … müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 24.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.