Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2018/3781 E. 2020/1861 K. 10.03.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/3781
KARAR NO : 2020/1861
KARAR TARİHİ : 10.03.2020

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Askeri yasak bölgelere girme
Hüküm : CMK’nın 223/2-a maddesi uyarınca beraat

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-“Askeri yasak bölgelere girme” başlığıyla düzenlenen 5237 sayılı TCK’nın 332/1 maddesinde; “Devletin askeri yararı gereği girilmesi yasaklanmış olan yerlere, gizlice veya hile ile girenlere 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilir.” denilerek temelde devletin güvenliği ve askeri yararları korunmak istenmiştir.
Suç yasaklanan yerlerle ilgili güvenlik ve gizliliği ihlal etme genel kastı ile işlenebilir.
TCK’nın 332. maddesi kenar başlığıyla birlikte değerlendirildiğinde, suç konusunun askeri yasak bölgeler olduğu anlaşılmakta ise de bu yerlerin nereler olduğu 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanununda belirlenmiştir. Zikredilen Kanunun 2. maddesinde askeri yasak bölgeler, birinci ve ikinci derece askeri yasak bölge olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Aynı maddede askeri yasak bölgelerin Genelkurmay Başkanlığının göstereceği lüzum üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile kurulup kaldırılabileceği hükmü yer almaktadır.
Güvenlik bölgeleri 2565 sayılı Kanunun 19. maddesine göre; özel güvenlik bölgeleri ve askeri güvenlik bölgeleri olmak üzere ikiye ayrılır. Askeri güvenlik bölgelerinin, Genelkurmay Başkanlığınca, kamu ve özel kuruluşların çevresindeki özel güvenlik bölgelerinin ise Genelkurmay Başkanlığının lüzum göstermesi veya Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin ya da İçişleri Bakanlığının göstereceği lüzum üzerine Genelkurmay Başkanlığının uygun görmesi kaydıyla Bakanlar Kurulunca kurulup kaldırılabileceği aynı Kanunun 3. maddesinde düzenlenmektedir.
Birinci derece askeri yasak bölgelerin esasları anılan Kanunun 7, 11 ve 14. maddelerinde, ikinci derece askeri yasak bölgelerin esasları 9, 13 ve 17. maddelerinde, güvenlik bölgelerinin esasları da 21. maddesinde tespit edilmiş, bu esaslara muhalefet edilmesi durumunda uygulanacak cezai hükümler ise Kanunun 24, 25 ve 26. maddeleri ile TCK’nın 332. maddesinde yer almıştır. Buna göre; Askeri yasak bölgelerin sınır alametlerini bozmak, yıkmak, yok etmek ve değiştirmek Kanunun 24. maddesinde, birinci derece kara ve deniz askeri yasak bölgelerinde yetkili komutanlıkça geçiş için tespit edilen yolların dışına çıkmak, bu bölgelerin fotoğraf ve filmini çekmek, harita ve krokisini yapmak gibi eylemler 25. maddesinde, ikinci derece kara, deniz ve hava askeri bölgelerine ait esaslara, güvenlik bölgelerinde uygulanacak esaslara uymamak, zorunlu hallerde sığınma şartları ve ihbar yükümlülüklerine riayet etmemek eylemleri aynı Kanunun 26. maddesinde suç olarak düzenlenmiş ve yaptırıma bağlanmıştır.
Ancak birinci derece askeri yasak bölgelere girmek, diğer eylemlere nazaran daha ağır olmasına rağmen 2565 sayılı Kanunda cezalandırılmayarak doğrudan TCK’nın 332. maddesinin konusu haline getirilmiştir.
Şu hale göre; TCK’nın 332. maddesinde düzenlenen suçun konusunun öncelikle birinci derece askeri yasak bölgeler oluşturmaktadır. İkinci derece askeri yasak bölgeler bakımından ise, 2565 sayılı Kanunun 9, 13 ve 17. maddelerinde T.C. vatandaşlarının bu bölgelere girmeleri yasaklanmamış ve fakat yabancıların girmeleri men edilmiştir. Bu nedenle T.C. vatandaşlarının ikinci derece askeri yasak bölgelere girmesi suç oluşturmazken yabancılar için diğer şartları var ise suç oluşturabilecektir.
2565 sayılı Kanunun 25. maddesinde “fiilleri daha ağır bir cezayı gerektirmediği …” denilmek suretiyle birinci derece askeri yasak bölgelere yabancıların girmesi burada fotoğraf çekmesi suç olarak düzenlenip yaptırıma bağlandığından, bu özel içtima hükmü nedeniyle yabancıların bu bölgelere gizlice ya da hile ile girmeleri halinde TCK’nın 332. maddesinde düzenlenen suçun, hile veya gizlilik olmaksızın girmeleri durumunda ise 2565 sayılı Kanunun 25. maddesindeki suç oluşacaktır.
2565 sayılı Kanunun 26. maddesinde “fiilleri daha ağır bir cezayı gerektirmediği …” denilmek suretiyle ikinci derece askeri yasak bölgelere yabancıların girmesi suç olarak düzenlenip yaptırıma bağlandığından, bu özel içtima hükmü nedeniyle yabancıların bu bölgelere gizlice ya da hile ile girmeleri halinde TCK’nın 332. maddesinde düzenlenen suçun, hile veya gizlilik olmaksızın girmeleri durumunda ise 2565 sayılı Kanunun 26. maddesindeki suçun oluşacağı görülmektedir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; sanıklar tarafından girilen bölgenin askeri yasak bölge olup olmadığının dosya kapsamından anlaşılamaması karşısında; söz konusu yerin 2565 sayılı Askeri Bölgeler Kanunu uyarınca tespit edilen askeri yasak bölgelerden olup olmadığı ve kaçıncı derece yasak bölge ilan edildiğine dair belgeler ile bölge sınırlamasının ne suretle işaretlendiğine ilişkin belgelerin getirilip gerektiğinde keşif yapılarak hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Derhal beraat kararı verilmesi durumu haricinde delillerin takdir ve tayininin gerektiği durumlarda sanığın sorgusu yapılıp savunması saptanmadan beraat kararı verilemeyeceği gözetilmeden CMK’nın 193. maddesi hükmüne yanlış anlam verilerek sanıklar … ve ibrahim Yaylalı’nın sorguları yapılmadan beraatlerine karar verilmesi;
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 10.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.