Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2018/1608 E. 2018/5197 K. 18.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/1608
KARAR NO : 2018/5197
KARAR TARİHİ : 18.12.2018

Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : İstinaf başvurusunun esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/970 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; “Bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı”nın kabul edildiği gözetilmekle;
Bylock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, bylock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, bylock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ayrıntılı Bylock tespit ve değerlendirme raporu getirtilip duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan sonra bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Örgüt mensupları hakkında soruşturma ve kovuşturmaların devam ettiği bir çok itirafçı tanığın beyanları ile örgüt mensuplarının ortaya çıkarıldığı, yürütülen soruşturmalar ile emniyet içerisinde mahrem imamlar yapısının deşifre edildiği anlaşılmakla, ilgili birimden sanık hakkında bilgi ya da belge bulunup bulunmadığı sorularak varsa dosya içine getirtilmek suretiyle sanığın örgütle irtibatını ortaya koyucu tüm deliller araştırılarak sonucuna göre hukuki durumunun tayini gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi,
3-Kabul ve uygulamaya göre;
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre sanık hakkında temel ceza tayin edilirken alt sınırdan ayrılınması yerinde ise de; Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK’nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen tehlike ile sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik de göz önünde bulundurularak makul bir cezaya hükmedilmesi gerekirken teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmek suretiyle fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan bu sebepten dolayı hükmün BOZULMASINA, 18.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.