Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2018/1544 E. 2018/5184 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/1544
KARAR NO : 2018/5184
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/2, TCK’nın 62/1, 53/1-2-3, 58/9-6, 63/1 maddeleri gereğince mahkumiyetine dair istinaf başvurusunun esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Yapılan UYAP sorgulamasında, sanık hakkında Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/412 E. sayılı dosyasında silahlı terör örgütü kurma ve yönetme suçundan açılmış davanın bulunduğunun anlaşılması karşısında; mükerrer yargılamanın ve cezalandırılmanın önlenmesi bakımından silahlı terör örgütüne üye olma suçunun temadi eden suçlardan olduğu nazara alınarak, anılan dosyanın derdest olması halinde birleştirilmesi, karar verilip kesinleşmiş olması durumunda ise aslı veya onaylı örneklerinin Yargıtay denetime olanak verecek şekilde dosyaya konulmasından sonra bir bütün halinde değerlendirilerek silahlı terör örgütüne üye olma suçu ile silahlı terör örgütü kurma ve yönetme suçu arasında geçitli/müterakki suç ilişkisi olduğu da dikkate alınıp sanığın hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Kabul ve uygulamaya göre de;
a. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; “Bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağının kabul edildiği gözetilmekle,
Bylock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, bylock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, bylock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ayrıntılı bylock tespit ve değerlendirme raporu getirtilerek; temyiz aşamasında dosyaya gönderildiği görülen ve başka soruşturma dosyasında şüpheli sıfatıyla alınan ifadesinde sanık hakkında beyanda bulunan … …’a ait ifade ve teşhis tutanakları ile birlikte CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunarak, gerektiği takdirde … …’ın tanık sıfatıyla dinlenmesi suretiyle, yargılamaya devamla bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
b. Mahkeme gerekçesinde ve oluşa ilişkin kabulde “Sanığın bankasya hesabı talimatla hesap açma veya para yatırma eylemleri tespit edilemediğinden, sanığın eşine ait bankasya hesap hareketleri suç ve cezaların şahsiliği ilkesi gereğince sanık aleyhine değerlendirilmemiştir.” denildikten sonra devamla “…örgüt liderinin çağrısından sonra örgütün finans ayağı olan Bankasya’ya değişik miktarlarda para yatırıp örgüt talimatıyla hareket ettiği görülen sanığın bu haliyle terör örgütüne üye olma suçunu işlediği sabit görülmüş…” ibarelerine yer verilmesi suretiyle çelişki oluşturulması,
c. Silahlı terör örgütüne üye olma suçu temadi eden suçlardan olup yakalanma ile temadi kesileceğinden, suç tarihinin gerekçeli karar başlığında “06.10.2016” yerine “15.07.2016” olarak yazılması,
ç. Sanığa silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen cezada artırım yapılırken uygulama maddesinin 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddesi yerine 5/2 maddesi olarak gösterilmesi,
d. Örgüt mensubu olduğuna karar verilen sanık hakkında TCK’nın 58/6 maddesi değil, 58/9 maddesi uyarınca tekerrür hükümleri uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı hükmün CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.