Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2017/3507 E. 2018/477 K. 08.02.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/3507
KARAR NO : 2018/477
KARAR TARİHİ : 08.02.2018

Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç                          : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm                   : TCK’nın 314/2, 62/1, 53/1, 58/9, 63 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddeleri gereğince verilen mahkumiyet kararına yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
1-Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK’nın 61/1. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca; suçun işleniş biçimi, işlendiği yer ve zaman, meydana gelen tehlikenin ağırlığı göz önünde bulundurularak, işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde, hakkaniyete uygun bir ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde fazla ceza tayini,
2-Sanığın ByLock kullanıcısı olduğuna dair delilin suç vasfının tayini açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, Dairemizin 2015/3 Esas 2017/3 Karar sayılı ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararı ve 2017/1800 esas ve 2017/4837 karar sayılı dosyaları ile ByLock iletişim sistemine ilişkin açıklamalar ışığında, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaata ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı gözetilerek; sanığın ByLock haberleşme sistemini kullandığını ortaya koyan ayrıntılı tesbit ve değerlendirme tutanağının dosyaya gelmesi beklenilmeden eksik araştırma ile KOM Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen yetersiz belgeye dayanılarak hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanık ve sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı hükmün CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre, bozma nedeni ve atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı ve mevcut delil durumu gözetilerek tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamına, 08.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.