Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2017/1874 E. 2017/4913 K. 20.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/1874
KARAR NO : 2017/4913
KARAR TARİHİ : 20.09.2017

İtiraz Eden : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
İtirazla İlgili Mahkeme Kararı : İzmir Ağır Ceza Mahkemesinin
İtirazla İlgili Hüküm : Sanıkların TCK’nın 314/3 ve 220/6. maddeleri yollamasıyla TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, 220/6-son, 62/1, 53, 58/6-9 ve TCK’nın 265/1-3, 3713 sayılı Kanunun 5/2, 62/1, 53, 58/6-9 maddeleri gereğince mahkumiyetlerine ilişkin
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek, Görevi yaptırmamak için direnme

İTİRAZ KONUSU:
Sanıklar …, … hakkında silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak, görevi yaptırmamak için direnme, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçlarından açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda; İzmir Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.06.2013 gün ve 2012/157 esas, 2013/89 karar sayılı ilamı ile sanıkların eylemine uyan TCK’nın 265/1-3-4, 62, 53, 58/9, 3713 sayılı Kanunun 5 maddeleri gereğince 11 ay 11 gün hapis cezası, TCK’nın 314/3, 220/6 maddeleri delaletiyle 314/2, 220/6-son cümle, 62/1, 53, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5 maddeleri gereğince 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiştir. Mahkeme tarafından verilen bu hüküm, sanık … ile sanık … müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yüksek 16. Ceza Dairesinin 28.12.2016 gün ve 2015/5429 Esas, 2016/7520 sayılı kararı ile;

Sanık …’un 02.01.2012 tarihinde Akdeniz Üniversitesi içinde gerçekleştirilen gösteride attığı sloganlar ve söylenen marş nedeniyle hakkında silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan mahallinde gereğinin takdir ve ifası mümkün görülmüştür.
Dosyada mevcut olay tutanağı içeriği ve olaya ilişkin görüntüler incelendiğinde sanıkların güvenlik görevlilerinin üzerine taş attıkları anlaşıldığından tebliğnamede yer alan 2 ve 3 nolu bozma düşüncelerine iştirak edilmemiştir.
Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün onanmasına karar verilmiş,
Görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükme ilişkin olarak ise,
1-Sanıkların atılı suçu silahtan sayılan taşla işledikleri anlaşıldığı halde TCK’nın 265/4. maddesi gereğince hükmolunan cezanın artırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Örgüt üyesi olmadığı kabul edilen sanıkların örgüt faaliyetleri çerçevesinde değil, örgütün çağrısı üzerine düzenlenen gösteride işledikleri görevi yaptırmamak için direnme suçu nedeniyle tayin olunan cezada 3713 sayılı Kanuna göre yapılacak artırımın aynı Kanunun 5/1. maddesi yerine 5/2. fıkrası uyarınca yapılmak suretiyle fazla ceza tayini,
3-Görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükümlerde tayin edilen temel cezadan TCK’nın 265/3. maddesi uyarınca artırım yapıldıktan sonra 3713 sayılı Kanunun 5/2. maddesi uyarınca artırım yapılırken 13 ay 10 gün yerine 13 ay 20 gün, TCK’nın 62. maddesi uygulandıktan sonra ise 11 ay 3 gün yerine 11 ay 11 gün hapis cezasına hükmolunmak suretiyle fazla ceza tayini,
4-Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 K. sayılı iptal kararının TCK’nın 53. maddesinin uygulanması yönünden gözetilmesi gerektiği belirtilmek suretiyle belirtilen hususlarda hükmün düzeltilerek onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İTİRAZ GEREKÇELERİ;
Sanıklar hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçunun sabit olmadığı, dolayısı ile sadece silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçu sübut bulan sanıklar bakımından silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçundan ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır.
Davanın konusunu oluşturan, hükme esas alınan olayın, sanıkların Akdeniz Üniversitesi kampüsü içerisinde 02.01.2012 tarihindeki eylem olduğu dikkate alındığında,
Sanıklar aşama savunmalarında; 02.01.2012 tarihli gösteriye katıldıklarını, pankart taşıdıklarını, Üniversite güvenlik görevlileri tarafından önlerinin kesilerek yürüyüşe izin verilmemesi üzerine gruptan 3-4 kişinin özel güvenlik görevlileriyle görüşme yaptıklarını, yürüyüşe izin verilmemesi nedeniyle oturma eylemi
yapılacağının söylendiğini, yürüyüş ve oturma eylemi sırasında sloganlara eşlik etmediklerini ve taş atan kişilerin kendileri olduğunu ancak yolun karşı tarafında toplanan 10-15 kişilik öğrenci grubu tarafından kendilerine taş atıldığını, kendilerinin karşılık verdiklerini ifade etmişlerdir.
02.01.2012 tarihli olay tutanağı incelendiğinde; Akdeniz Üniversitesi kampüsü içinde yaklaşık 200 kişilik grubun “36 sivil daha katledildi roboski katliamını lanetliyoruz” yazılı pankart ile ölen şahısların resimleri bulunan dövizlerin açılarak yürüyüşe geçildiği, “katil devlet hesap verecek vb” sloganların atıldığı, özel güvenlik görevlilerince yürüyüşe izin verilmemesi üzerine bulundukları alanda oturma eylemine başladıkları, “selam selam imralıya selam, biji serok apo vb sloganların atıldığı, olay mahalline yakın mesafede toplanan 30 kadar karşıt gruplu öğrenciler tarafında oturma eylemi yapan gruba tepki amaçlı “kahrolsun pkk” şeklinde slogan atılması üzerine kısa süreli sözlü ve taşlı saldırı eylemi gerçekleşmiş, güvenlik kuvvetlerinin anında müdahalesi sonucu eylemci gruba tepki amacıyla toplanan öğrenciler olay yerinden uzaklaştırılmışlar, güvenlik güçlerine ve karşıt görüşlü öğrencilere yönelik taşlı saldırı eyleminde herhangi bir hasar ve yaralanma meydana gelmediği, oturma eylemi yapan grubun olay yerinde basın açıklaması yaparak sloganlarını tekrar atarak üniversite kampüsünden çıkıp dağıldıkları belirtilmiştir.
Yakalama tutanakları içeriğine göre sanıkların olaydan sonraki bir zaman diliminde yakalandıkları anlaşılmaktadır.
05.01.2012-06.01.2012 tarihli CD inceleme ve tespit tutanağı içeriğinde sanıkların yürüyüşe katıldığı, slogan attığı, taş atma görüntüleri tespit edilmiştir.
Akdeniz Üniversitesinde öğretim görevlisi, öğretim üyeleri derneği yönetim kurulu üyelerinden oluşan tanıklar .., …, …, …, … tarafından olay yerinde bulunduklarını, karşıt görüşlü öğrencilerin birbirlerine cisim attıklarını, kolluk ve özel güvenlik güçlerinin araya girmesi ile olayların sona erdirildiğini ifade etmişlerdir. Olay tutanak mümzileri dinlenmemiş, bizzatihi taşların kendilerine atıldığı yönünde ifadeleri bulunmamaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle sanıkların aşama savunmaları, olay tutanakları, olay görüntüleri ile bilirkişi raporu, DVD inceleme tutanağı ile tüm dosya kapsamından, karşıt görüşlü öğrenciler ile oluşan olumsuz ortamda kolluk kuvvetlerinin bu grubu uzaklaştırmaya çalıştığı sırada karşılıklı olarak taş atmak şeklinde gelişen olayda; sanıkların atılı görevi yaptırmamak için direnme suçunu kolluk kuvvetlerine karşı işleme kastıyla hareket ettiklerine, sanıkların üzerlerine atılı görevi yaptırmamak için direnme suçunu işlediklerine dair savunmalarının aksine, mahkumiyetlerine yeterli, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği, mevcut şüphenin de sanıklar lehine değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden beraatleri yerine yazılı gerekçe ile mahkumiyetlerine karar verilmesinin kanuna aykırı olduğundan hükmün bozulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Davanın konusunu oluşturan, hükme esas alınan olayın, sanıkların Akdeniz Üniversitesi kampüsü içerisinde 02.01.2012 tarihindeki eylem olduğu dikkate alındığında, sanıkların, örgüt lehine sloganların atıldığı ve marşların söylendiği gösteriye katılıp grupla birlikte hareket etmek şeklindeki eylem ve faaliyetleri ile sosyal paylaşım sitesinde ele geçen dökümanlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; sanıkların eylemlerinin silahlı terör örgütünün propandasını yapmak suçunu oluşturduğu anlaşılmış olması karşısında, Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekten kurulan hükme ilişkin olarak;
Sanıkların savunmaları, ev arama tutanakları, sanıklara ait sosyal paylaşım sitesinde ele geçen dökümanlar, olay yakalama tutanağı, olayın seyrine ilişkin görüntü kaydı, bilirkişi raporu ile DVD izleme tutanağı ile tüm dosya kapsamına göre;
Görevi yaptırmamak suçundan, sanıkların mahkumiyetleri yerine beraatlerine karar verilmesi gerektiği yönündeki bozma nedeni de nazara alındığında, örgüt adına propaganda suçunu işleyen sanıkların eyleminin örgüt adına suç işleme suçunu oluşturduğu ancak, hükümden önce 30.04.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanunun 8. maddesiyle 3713 sayılı Kanunun 7. maddesine eklenen 4. fıkra hükmü karşısında, TCK’nın 220/6. maddesinde düzenlenen örgüt adına suç işleme suçundan ayrıca cezalandırılamayacakları, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçu bakımından sanıklar hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulması gerektiği kanaat ve sonucuna ulaşılmıştır.
SONUÇ VE İSTEM:
Açıklanan gerekçelerle
1)İtirazımızın KABÜLÜNE,
2)Yüksek Yargıtay 16. Ceza Dairesinin sayılı görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan mahkumiyet hükmü ile ilgili olarak “DÜZELTİLEREK ONAMA”, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçundan kurulan onama kararlarının KALDIRILMASINA,
3)Görevi yaptırmamak için direnme suçunun sabit olmadığı belirtilmek suretiyle hükmün BOZULMASINA, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekten kurulan hükme ilişkin olarak ise ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği belirtilmek suretiyle hükmün BOZULMASI’na karar verilmesi,
4)İtiraz kabul edilmediği takdirde dosyanın itiraz incelemesi yapılmak üzere Yüksek Ceza Genel Kurulu Başkanlığı’na gönderilmesi itirazen arz ve talep olunur, denilmektedir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME;
02.01.2012 tarihinde Akdeniz Üniversitesinde gerçekleştirilen ve PKK silahlı terör örgütünün propagandasının yapıldığı toplantı ve gösteri yürüyüşüyle ilgili tutulan fotoğraflı olay tutanağı içeriğine göre sanıkların karşıt görüşlü öğrenci
grubunun yanısıra güvenlik güçlerine yönelik olarak da taşlı saldırı gerçekleştirdiklerinin belirtilmesi karşısında, söz konusu gösterinin PKK silahlı terör örgütünün çağrısı üzerine gerçekleştiği ve gösteri boyunca atılan slogan içerikleri dikkate alındığında kolluk tutanak içeriğinin sanıkların atılı suçları işledikleri hususunda kanaat oluşturmaya yeterli olduğu anlaşıldığından itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz kapsamına göre sanıklar … ve … hakkında atılı suçlardan verilen mahkumiyet kararlarına ilişkin onama ve düzelterek onama kararlarına yapılan itiraz üzerine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca yapılan incelemede, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz gerekçeleri yerinde görülmediğinden İTİRAZIN REDDİNE, dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.