Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2017/1703 E. 2017/5146 K. 18.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/1703
KARAR NO : 2017/5146
KARAR TARİHİ : 18.10.2017

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, Mala zarar verme, Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması
Hüküm : I) Sanıklar …, …, … ve … hakkında:
Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan; TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 62, 53, 58/9, 63 maddeleri uyarınca mahkumiyet
II) Sanık … hakkında:
1- Kamu malına zarar verme suçundan (2 defa): TCK’nın 152/1-a, 152/2-a, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 62, 53, 58/9, 63 maddeleri uyarınca mahkumiyet
2-Kamu malına zarar verme suçundan (Belediye otobüsüne karşı işlendiği iddia olunan eylemden dolayı); CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat.
3-Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması suçundan; TCK’nın 174/1, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 174/2, 62, 52/2-4, 53, 58/9, 63 maddeleri uyarınca mahkumiyet
4-Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan; CMK’nın 223/7 maddesi uyarınca davanın reddi
III- Sanık … hakkında:
1-Kamu malına zarar verme suçundan (3 defa);
CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat.
2-Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan; CMK’nın 223/7 maddesi uyarınca davanın reddi
3-Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması suçundan; CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat
IV- Sanıklar …, … ve … hakkında:
Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan; CMK’nın 223/7 maddesi uyarınca davanın reddi
V- Sanık … hakkında:
Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması suçundan; TCK’nın 174/1-2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 62, 52/2-4, 53, 58/9, 63 maddeleri uyarınca mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Hükmedilen cezaların süresi ve nitelikleri itibariyle koşulları oluşmadığından sanıklar …, …, …, … ve … müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin CMUK’nın 318. maddesi gereğince REDDİNE,
Usulüne uygun olarak duruşmadan haberdar edilmeyen Adana Büyükşehir Belediyesinin, CMK’nın 260. maddesi uyarınca katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar gören sıfatıyla hükmü temyiz hakkı bulunduğundan ve Adana Büyükşehir Belediyesine ait araca zarar verme suçuna yönelik olarak davaya katılma hakkının bulunduğu kabul edilerek, hükmü temyiz etmek suretiyle katılma iradesini ortaya koyan Adana Büyükşehir Belediyesinin CMK’nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede;
I- Adana Büyükşehir Belediyesine ait otobüste meydana gelen zarardan dolayı işlendiği iddia olunan “kamu malına zarar verme” suçundan verilen beraat hükümleri dışındaki suçlardan doğrudan doğruya zarar görmediğinden, davaya katılma hakkı bulunmayıp, bu suçlardan dolayı verilen hükümleri temyiz yetkisine sahip olmayan katılan … Belediyesi vekilinin, sanıklar … ve … hakkında Adana Büyükşehir Belediyesine ait otobüste meydana gelen zarardan dolayı işlendiği iddia olunan “kamu malına zarar verme” suçundan verilen beraat hükümleri dışındaki tüm sanıklar ve suçlar hakkında kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,
II- Sanıklar …, … hakkında “silahlı terör örgütü üyesi olma” suçundan verilen mahkumiyet; sanık … hakkında “kamu malına zarar verme” suçlarından verilen mahkumiyet ve beraat ile “silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen davanın reddi; sanık … hakkında “kamu malına zarar verme” ve “tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması” suçlarından verilen beraat ile “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan verilen davanın reddi; sanıklar …, …, … hakkında “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan verilen davanın reddi hükümleri yönünden yapılan temyiz incelmesinde;
A) Sanıklar …, … hakkında “silahlı terör örgütü üyesi olma” suçundan verilen mahkumiyet; sanık … hakkında “kamu malına zarar verme” suçlarından verilen mahkumiyet ve beraat; sanık … hakkında “kamu malına zarar verme” ve “tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması” suçlarından verilen beraat hükümleri yönünden;
Bozmaya uygun yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçlarının sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen mahkumiyet hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan; sanık …’in Adana Büyükşehir Belediyesine ait otobüse zarar vermek suretiyle işlenen kamu malına zarar verme suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, mahkumiyete yeter, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan,
Sanık … hakkında kurulan beraat hükümleri açısından sanık müdafiince sanık lehine vekalet ücretine karar verilmesi gerektiği ileri sürülerek, temyiz isteminde bulunulmuş ise de; 1136 sayılı Kanunun 168 ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği, mükerrer açılan davanın reddine karar verilmesi halinde de sanık lehine vekalet ücretine hükmolunacağına dair herhangi bir hüküm bulunmadığından ve sanık hakkında silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan açılan davada mükerrer açılan dava nedeniyle CMK’nın 223/7 maddesi uyarınca davanın reddine karar verilmiş olduğu anlaşıldığından,
B) Sanıklar …, …, …, … ve … hakkında “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan verilen davanın reddi hükümleri yönünden;
5271 sayılı CMK’nın 223/7. maddesinde yer alan “aynı fiil nedeniyle aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir” ve 11 Nolu Protokol ile Değişik İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetlerini Korumaya Dair Sözleşemeye Ek 7 Nolu Protokolün onaylanmasına dair 10.03.2016 tarih ve 6684 sayılı Kanunla kabul edilerek 25.03.2016 tarihli ve 29464 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ek 7 nolu protokolün 4/1. maddelerinde yer alan “hiç kimse bir devletin ceza yargılama usulüne ve yasaya uygun olarak kesin bir hükümle mahkum edildiği ya da beraat ettiği bir suçtan dolayı aynı devletin yargısal yetkisi altındaki yargılama usulleri çerçevesinde yeniden yargılanamaz veya mahkum edilemez.” düzenlemesi karşısında;
Sanıklar hakkında aynı hususta mükerrer açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223/7. maddesi uyarınca reddolunması gerektiği gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan,
Sanıklar müdafileri ile katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle mahkumiyete, beraate ve davanın reddine dair hükümlerin ONANMASINA,
III-Sanıklar … ve … hakkında “tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması suçundan verilen mahkumiyet hükümleri yönünden yapılan temyiz incelenmesinde;
Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması suçunu düzenleyen TCK’nın 174. maddesinde hükümden önce 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6763 sayılı Kanunun 15. maddesi ile yapılan değişikliklerin sanığın açıkça aleyhine olduğu belirlenerek;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 81. maddesi ile değişik 106/3. maddesi uyarınca adli para cezalarının ödenmemesi halinde kamuya yararlı bir işte çalışma kararı verileceği de gözetilerek, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde hapisten çevrilen adli para cezasının ödenmemesi halinde 5237 sayılı TCK’nın 52/4 maddesi uyarınca kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edileceğinin sanığa ihtar edilmesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkralarındaki “ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına” bölümünün karardan çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
IV-Sanıklar … ve … hakkında “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan dolayı verilen mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
A) Sanık … hakkında verilen mahkumiyet hükmü yönünden;
1- Sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne dayanak ve derdest olduğu anlaşılan Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/154 Esas sayılı dosyasının, örgüt üyeliği suçunun özelliği, yargılama esas eylemlere dair mahkemenin kabulü ve söz konusu eylemlerin Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/154 Esas sayılı davasına konu eylemleri kapsama ihtimali de gözetildiğinde, anılan dosya getirtilip gerekli
görülmesi halinde birleştirilmesi, aksi halde aslı veya Yargıtay denetime olanak verecek şekilde onaylı örneği dosya arasına alındıktan sonra bir bütün halinde değerlendirilerek; sanığın örgüt hiyerarşisine dahil olup süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gözeten faaliyetler bulunması halinde örgüt üyeliği suçundan, eylem ve faaliyetlerinde çeşitlilik bulunmaması halinde kendi adına bulunan telefon hattını terör örgütü üyesine kullandırmak suretiyle gerçekleştirdiği eyleminin ise dosyadaki delil durumuna göre silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu oluşturduğu ve sanığın hukuki durumunun söz konusu suça göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
B) Sanık … hakkında verilen mahkumiyet hükmü yönünden;
Aynı fiil nedeniyle sanık hakkında Adana (Kapatılan) 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.10.2012 gün ve 2012/161 Esas, 2012/203 Karar sayılı kararıyla hükmolunan mahkumiyet hükmünün temyiz edilmiş olup, 2017/10197 dosya nosu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bulunduğu anlaşılmakla, mükerrer dava nedeniyle CMK’nın 223/7. maddesi uyarınca sanık hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi yerine mahkumiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnamede onama isteyen düşünceye iştirak edilmeyerek, hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 18.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.