Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2017/1232 E. 2017/4113 K. 15.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/1232
KARAR NO : 2017/4113
KARAR TARİHİ : 15.05.2017

Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK’nın 314/2, 62/1, 53, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Hükmün, suç vasfı ve kurulan kısa karar ile uyumlu 5271 sayılı CMK’nın 230. maddesi uyarınca yasal gerekçe içermemesi aynı Kanunun 289/1-g maddesi gereğince hukuka kesin aykırılık oluşturduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
1-)Dosyada mevcut Silopi İlçe Emniyet Müdürlüğünün 01.03.2016, 25.03.2016 tarihli yazıları ile Silopi Cumhuriyet Başsavcılığının 07.03.2016 tarihli fezlekesinde olay tarihi itibariyle Silopi İlçesi genelinde PKK/KCK silahlı terör örgütü mensuplarına karşı operasyonlar yapıldığının ve sokağa çıkma yasağı olduğunun belirtilmesine, teşhisi içeren tanık beyanlarında PKK silahlı terör örgütünün Silopi ilçesi YDG-H silahlı yapılanması içinde “Hacı” kod adı ile faaliyet gösterdiği, Cudi komitesi içerisinde Cudi mahallesindeki hendeklerin kazılmasında ve bombalı tuzakların yerleştirilmesinde yer aldığı, güvenlik güçlerinin başlattığı operasyonlarda ilk zamanlarda yaralandığı bildirilen sanığın olay günü sol kolundan kemik kırığı oluşacak şekilde ateşli silahla yaralanarak hastaneye kaldırılıp hakkında soruşturma başlatıldığının anlaşılmış olmasına ve somut olayın tanık beyanlarını doğrular
nitelikte bulunmasına göre, olayın meydana geldiği tarih, olayı doğrular nitelikteki tanık beyanları, olay tarihi itibariyle ilçe genelinde yapılan operasyonlar ile ilan edilerek devam eden sokağa çıkma yasağı, oluş, sanığın oluşa uygun düşmeyen savunması ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, hendeklere bomba tuzaklarının yerleştirilmesinde yer alıp güvenlik güçleri ile silahlı çatışmaya girmesi sonucu yaralandığının kabulü gerekeceğinden, sanığın eyleminin TCK’nın 302. maddesinde düzenlenen Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma suçunu oluşturacağı gözetilmeden delillerin hatalı değerlendirilmesi ile suç vasfında düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-)Kabul ve uygulamaya göre de;
Mahkemenin “Sanığın özellikle Cudi Mahallesi civarında açılan hendek ve barikatların yapılması, hendek ve barikatlarda güvenlik güçlerinin müdahalesini önlemek amacıyla nöbet tutması, güvenlik güçlerine taş-molotof atılması, silahlı mukavemet gösterilmesi, patlayıcı madde yerleştirilmesi eylemlerine katıldığı, sanığın bu eylemler sırasında yaralandığı ve yaralı olarak ilk tedavisi örgüt mensuplarınca yapıldıktan sonra hastaneye getirildiği ve burada yakalandığı, sanığın silah, buna ait mühimmat taşıdığı” şeklindeki kabulünün TCK’nın 302. maddesinde düzenlenen suça yönelik olmasına rağmen örgüt üyeliği suçundan karar verilerek gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulması,
Kanuna aykırı, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebepten dolayı hükmün CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMK’nın 307/4 maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 15.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.