Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2017/1178 E. 2017/4019 K. 17.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/1178
KARAR NO : 2017/4019
KARAR TARİHİ : 17.05.2017

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, Tehdit
Hüküm : 1-Sanık … hakkında; TCK’nın 314/2, 3713
sayılı Kanunun 5, TCK’nın 62, 53, 58/9, 63. maddeleri
uyarınca mahkumiyet
2-Sanık … hakkında; TCK’nın 106/2-b, d, 62/1, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I- Sanık … hakkındaki hüküm yönünden yapılan incelemede;
Sanığın atılı eylemi 26.03.2005 tarihinde gerçekleştirdiğinin anlaşılması ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri karşısında; sanığa yüklenen suçun 765 sayılı TCK’nın 188/3. maddesinde düzenlenmiş olup, kanun maddesinde öngörülen cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirlenen 7 yıl 6 aylık dava zamanaşımının suç ve karar tarihleri arasında gerçekleştiği gözetilerek zamanaşımı sebebiyle davanın düşmesine karar verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye
dayanılarak 765 sayılı TCK’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
II- Sanık … hakkındaki hüküm yönünden yapılan incelemede;
Zorunlu müdafii görevlendirilmesine ilişkin olarak CMK’nın 150/3. maddesinde “alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı” denilmek suretiyle müsnet suçun temel şekli için öngörülen cezanın Kanunda yazılı alt sınırının esas alındığı, cezayı arttıran hallere madde metninde yer verilmediği, atılı suçun düzenlendiği TCK’nın 314/2. maddesinde yazılı cezanın alt sınırının da beş yıl olduğu gözetildiğinde zorunlu müdafi atanması gerekmediğinden tebliğnamenin bu yöndeki bozma düşüncesine iştirak olunmamış; Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas – 2015/85 Karar sayılı iptal kararının TCK’nın 53. maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 17.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.