Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2017/1146 E. 2017/4009 K. 17.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/1146
KARAR NO : 2017/4009
KARAR TARİHİ : 17.05.2017

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme yönetme bunların hareketlerine katılma
Hüküm : 2911 sayılı Kanunun 28/1, TCK’nın 62, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2911 sayılı Kanunun 28. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen ”Kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşü düzenlemek” fiili; hazırlıklar da dahil olmak üzere toplantı veya yürüyüş yapılabilmesi için gerekli her türlü işlemi yapmak; ”yasadışı toplantı ya da gösteri yürüyüşünü yönetmek” fiili; topluluğun dağılmaması, amaçlanan doğrultuda devam etmesi için topluluğa ya da etkin bazı kişilere gerekli talimatları vermek, duruma göre, insiyatif geliştirmek, gerekli idare işlemlerini yapmak, topluluğu hareketlendirmek ve yönlendirmek; ”kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşünü düzenleyen ve/veya yönetenlerin hareketlerine katılmak” fiili ise, bu toplantı veya yürüyüşü düzenleyen ve yönetenlerden olmamakla birlikte, bizzat toplantı ve yürüyüşte hazır bulunarak bu kişilerin hareketlerini paylaşmak anlamına gelmektedir. (Anayasa Mahkemesinin 2011/39 esas, 2012/37 karar sayılı kararı; RG:13.10.2012, 28440; Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 22.06.2016, 2016/1725-4550 sayılı kararları)
2911 sayılı Kanunun 28. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen suç seçimlik hareketli bir suç olup, bu suçun oluşması için failin ”düzenlemek, yönetmek veya düzenleyen veya yönetenlerin hareketlerine katılmak” fiillerinden birini işlemesi suçun oluşması için yeterlidir. Nitekim; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.06.1979
gün ve 232-303 sayılı kararında da; 2911 sayılı Kanunun 28/1. maddesinin suç tarihindeki karşılığını oluşturan 171 sayılı Kanunun 18/1. maddesindeki yazılı suçun; kanunsuz toplantı ve yürüyüşün ”tertip edilmesi”, ”idare edilmesi” ve ”tertip ve idare edenlerin hareketlerine bilerek iştirak edilmesi, hareketlerinin paylaşılması” durumunda oluşacağı ifade edilmiştir.
Yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında, olay tutanağı, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşünü düzenlemek, yönetmek veya düzenleyen veya yönetenlerin hareketlerine katılmak fillerinden birini işlediği yönünde her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilememesi dikkate alınarak beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
2- Kabul ve uygulamaya göre de;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 16.09.2014 tarih, 2014/9-96 esas, 2014/375 sayılı kararı doğrultusunda sanığın 2911 sayılı Kanunun 28/1. maddesine uygun olduğu kabul edilen eyleminin mutad ve meşru bir “düşünce ve kanaat açıklama yöntemi” ile işlendiği değerlendirildiğinden, sanığa yüklenen suçun tarihi ve işlenme yöntemi ile temel şekli itibariyle gerektirdiği cezanın süresine göre, hükümden önce 05.07.2012 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında düşünce ve kanaat açıklama yöntemiyle işlendiği ve bu nedenle sanık hakkında açılan davaya ilişkin olarak kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 17.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.