Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2016/2241 E. 2016/5631 K. 14.11.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/2241
KARAR NO : 2016/5631
KARAR TARİHİ : 14.11.2016

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt
adına suç işleme, 2911 sayılı Kanuna muhalefet
Hüküm : 1-)TCK’nın 220/6 ve 314/3. maddeleri yollamasıyla
TCK’nın 314/2, 220/6, 62, 53, 58/9, 3713 sayılı
Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
2-)2911 sayılı Kanunun 32/1, TCK’nın 62, 50/1-a,
52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet (iki kez)

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-)Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Zorunlu müdafii görevlendirilmesine ilişkin olarak CMK’nın 150/3. maddesinde “alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı” denilmek suretiyle müsnet suçun temel şekli için öngörülen cezanın Kanunda yazılı alt sınırının esas alındığı, cezayı arttıran hallere madde metninde yer verilmediği, atılı suçun düzenlendiği TCK’nın 314/2. maddesinde yazılı cezanın alt sınırının da beş yıl olduğu gözetildiğinde zorunlu müdafii atanması gerekmediğinden tebliğnamenin bu yöndeki bozma düşüncesine iştirak olunmamış; Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas – 2015/85 karar sayılı iptal kararının TCK’nın 53. maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2-)Sanık hakkında 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan hükümlere yönelik temyize gelince;
Sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a-)Sanığın aynı örgüt çağrısına istinaden ve bir kaç gün devam eden olaylarda, birbirini takip eden iki günde yasa dışı gösteriye katılıp yapılan ihtara rağmen dağılmayarak bir suç işleme kararının icrası kapsamında aynı suçu zincirleme şekilde işlediğinden tek cezaya hükmedilip bu cezanın TCK’nın 43/1. maddesi uyarınca artırıma tabi tutulması gerektiği gözetilmeden ayrı suçlar olarak kabulü ile ayrı ayrı mahkumiyet kararı verilmesi suretiyle fazla ceza tayini,
b-)Kabul ve uygulamaya göre de;
01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle TCK’nın 50/6. madde ve fıkrasında yer alan “yaptırım” ibaresinin “tedbir” olarak değiştirilip, 5275 sayılı Kanunun 106. maddesinin 4 ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip, 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, sanık hakkında kurulan hükümde infazda yetkiyi kısıtlayacak şekilde seçenek yaptırım olan adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapis cezasının kısmen veya tamamen infazına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükümlerin BOZULMASINA, 14.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.