YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/2093
KARAR NO : 2017/4033
KARAR TARİHİ : 27.04.2017
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, 2911 sayılı Kanuna aykırılık, Görevi yaptırmamak için direnme
Hüküm : 1-Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan; TCK’nın 314/3 ve 220/6. maddeleri delaletiyle TCK’nın 314/2, 220/-son, 62, 53/1-3, 58/9. maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca mahkumiyet
2-2911 sayılı Kanunun 33/1. maddesine aykırılık suçundan; 2911 sayılı Kanunun 33/1. maddesi ve TCK’nın 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet
3-Görevi yaptırmamak için direnme suçundan; Beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I-Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
5271 sayılı CMK’nın 150/3. maddesi gereğince alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmalarda zorunlu müdafii bulundurulması gerektiğinden tebliğnamedeki bu yönde bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 K. sayılı iptal kararının TCK’nın 53. maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
II-Sanık hakkında 2911 sayılı Kanunun 33/1. maddesine aykırılık ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
1-2911 sayılı Kanunun 33/1. maddesine aykırılık suçu yönünden yapılan incelemede,
a)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 16.09.2014 tarih, 2014/9-96 Esas, 2014/375 sayılı kararı doğrultusunda sanığın 2911 sayılı Kanunun 33/1. maddesine uygun olduğu kabul edilen eyleminin mutad ve meşru bir “düşünce ve kanaat açıklama yöntemi” ile işlendiği değerlendirildiğinden, sanığa yüklenen suçun tarihi ve işlenme yöntemi ile temel şekli itibariyle gerektirdiği cezanın süresine göre, hükümden önce 05.07.2012 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında düşünce ve kanaat açıklama yöntemiyle işlendiği ve bu nedenle sanık hakkında açılan davaya ilişkin olarak kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
b)Uygulamaya göre de;
5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklik karşısında, infazda yetkiyi kısıtlayacak şekilde “sanık hakkındaki adli para cezasının ödenmemesi durumunda ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğine” dair ihtarat yapılamayacağının düşünülmemesi,
2-Görevi yaptırmamak için direnme suçundan verilen kararın incelenmesinde;
Dosyada mevcut bilirkişi raporunda, sanığın güvenlik güçlerinin müdahale ettiği grup içerisinde elindeki sopayı havaya kaldırdığının belirtilmesi karşısında; sanığa ait mukayese amaçlı fotoğraf ve görüntüler ile olaya ait fotoğraf ve CD görüntüleri de eklenmek suretiyle dosyanın kül halinde alanında uzman bilirkişi heyetine gönderilip, sanığın direnme eyleminde bulunup bulunmadığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edilerek sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafii ve Cumhuriyet savıcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 27.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.