Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2015/7735 E. 2016/1683 K. 25.03.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/7735
KARAR NO : 2016/1683
KARAR TARİHİ : 25.03.2016

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, Silahlı terör örgütü
yöneticisi olma
Hüküm : l-)Sanıklar …, …,
…, …, …,
…, …, …,
…, …, …,
…, …, …,
…, …, …,
…, …, …,
…, …, …,
… ve … hakkında ayrı ayrı;
TCK’nın 314/2, 62, 53, 54, 63, 58/9, 3713 sayılı
Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
./..

2-)Sanıklar … ve … hakkında ayrı
ayrı; TCK’nın 314/1, 62, 53, 54, 63, 58/9, 3713 sayılı
Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
3-)Sanıklar …, … ve …
hakkında ayrı ayrı; Beraat
Temyiz edenler : Sanıklar …, …, …,
…, …, …,
…, …, …,
…, …, …,
…, …, …,
…, …, …,
…, …, …,
…, …, … ve …
müdafileri, sanıklar … ve …
ile Cumhuriyet savcısı

Sanıklar …, …, …, …, … ve … yönünden duruşmalı, diğer sanıklar yönünden duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Hükmolunan cezanın süresine göre şartları bulunmadığından sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … müdafilerinin duruşmalı inceleme isteminin CMUK’nın 318. maddesi uyarınca REDDİNE,
A-Sanık … hakkında kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılama sonunda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle beraate ilişkin hükmün ONANMASINA,
B-Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkındaki hükümlere yönelik temyize gelince;
l-Sanıklardan bir kısmının kamu görevlisi olup soruşturma aşamasında Türkçe ifade verdikleri ve Türkçe bildikleri de dikkate alındığında; CMK’nın 202/1. maddesi ile AİHM’nin Mehdi Zana – Türkiye davasındaki kararı birlikte değerlendirildiğinde, yargılama aşamasında anadilde savunma yapmakta ısrar etmelerini hakkın kötüye
./..

kullanımı olarak kabul etmek mümkün ise de; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-e maddesindeki düzenlemenin ve AİHM kararlarının tercüman vasıtası ile savunma yapma hakkına ilişkin asgari standartlarının da üstünde bir nitelik taşıyan, hükümden sonra 24.01.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6411 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 202. maddesine eklenen dördüncü fıkradaki yasal düzenleme nedeniyle kanun koyucunun bu hakka atfettiği değer gözetilerek sanıkların anadilde savunma yapmak istemeleri sebebiyle, bu imkan tanınmadan savunma hakkından vazgeçtiklerini kabul etmek suretiyle hüküm kurulmasının savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olması,
2-Sanıklardan …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …’ın katıldığı iddia olunan toplantılardaki ortam dinlemesi suretiyle elde edilen seslerin bu sanıklara ait olup olmadığının ehil bilirkişilere tespit ettirilmesi; yine bir kısım sanıklar yönünden iddianame anlatımında yer verilen 14.04.2009 – 05.11.2009 – 14.11.2009 – 26.11.2009 – 07.12.2009 – 13.12.2009 – 25.12.2009 – 04.04.2010 – 11.04.2010 – 24.05.2010 – 12.06.2010 – 26.06.2010 – 11.09.2010 ve 06.10.2010 tarihli olaylar ile sanık … hakkındaki 17.04.2010 – 17.05.2010 – 04.07.2010, sanık … hakkmdaki 31.10.2010, sanık … hakkındaki 01.06.2008 – 23.05.2009 – 23.12.2009, sanık … hakkmdaki 30.10.2009 – 05.02.2010, sanık … hakkındaki 23.12.2009 – 15.05.2010, sanık … hakkındaki 26.07.2010, sanık … hakkındaki 05.11.2010, sanık … hakkındaki 27-28.02.2010, sanık … hakkındaki 12.05.2010 – 22.07.2010 – 11.09.2010 – 08.10.2010 – 20.10.2010 – 01.11.2010 – 10.11.2010, sanık … hakkmdaki 17.03.2010, sanık … hakkındaki 18.05.2010, sanık … hakkındaki 12.09.2010, sanık … hakkındaki 19.12.2009 ve sanık … hakkındaki 06-07.08.2010 tarihli olaylara ilişkin dosya içerisinde bulunmayan tutanak veya belge örnekleri olup olmadığı araştırılarak varsa Yargıtay denetimine elverişli aslı veya onaylı suretlerinin dosyaya getirtilip konulması ve ayrıca gizli tanık beyanlarının 5271 sayılı CMK’nın 58 ile 5726 sayılı Tanık Koruma Kanununun 9. maddesindeki düzenlemeler dikkate alınarak kimlikleri tespit edilemeyecek ve güvenlikleri tehlikeye düşürülmeyecek şekilde aynı celsede taraflara da soru sorma hakkı tanınmak suretiyle veya anılan tedbirlerin yeterli olmayacağı hallerde ise sebepleri izah edilerek önceden alınan sorular sorulmak suretiyle tespit edilip sonuçlarına göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayinin gerekmesi,
3-Uygulamaya göre de;
a-Sanık … hakkında, hükmolunan 13 yıl 6 ay hapis cezasından TCK’nın 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılırken, hesap hatası sonucunda, 11 yıl 3 ay hapis yerine 11 yıl 4 ay hapis şeklinde fazla ceza tayini,
./..

b-Sanıklardan … ile …’ın soy isimlerinin hüküm fıkrasında “Tülay” olarak yazılması,
c-Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararı ile TCK’nın 53. maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanıklar …, …, …, … ve … ile diğer sanıklar müdafileri ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 25.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

TEFHİM ŞERHİ:
25.03.2016 tarihinde verilen işbu karar, Yargıtay Cumhuriyet savcısı …’ün huzurunda, duruşmada sanık …’ın savunmasını yapmış bulunan Av. …, sanık …’ın savunmasını yapmış bulunan Av…., sanıklar …, …, …, … ve …’ın savunmalarını yapmış bulunan Av. …’nın yokluklarında, 30.03.2016 tarihinde usulen ve açık olarak tefhim olundu.