Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2015/7111 E. 2016/1189 K. 23.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/7111
KARAR NO : 2016/1189
KARAR TARİHİ : 23.02.2016

TALEP:

Suçluyu kayırma suçundan sanık …’nun. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 283/1, 62. maddeleri uyarınca 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair,… Asliye Ceza Mahkemesinin 16.04.2013 tarihli ve 2012/… esas, 2013/… sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde suç işlediğinden bahisle 5271 sayılı Kanunun 231/11. maddesi uyarınca sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 5237 sayılı Kanunun 283/1, 62. maddeleri uyarınca 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, aynı mahkemenin 19.03.2015 tarihli ve 2015/243 esas. 2015/312 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre;
1- Suça sürüklenen çocuk hakkında suçluyu kayırma suçundan tesis olunan 6 ay hapis cezasından 5237 sayılı Kanunun 31/3 maddesi uyarınca indirim yapılarak 4 ay hapis cezasına hükmedildiği hâlde uygulama maddesinin kararda gösterilmemesinde,
2- Suçun işlendiği 05.05.2012 tarihi itibariyle 18 yaşını tamamlamamış ve dosyada mevcut adli sicil kaydına göre suç tarihinden önce herhangi bir mahkumiyeti bulunmayan suçu sürüklenen çocuk hakkında atılı suçtan belirlenen 3 ay 10 gün hapis cezasının kısa süreli olması karşısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 50/3. maddesindeki “Daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olmak koşuluyla, mahkum olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte on sekiz yaşını doldurmamış veya altmış beş yaşını bitirmiş bulunanların mahkum edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” hükmü uyarınca anılan maddenin 1. fıkrası bentlerindeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmiş bulunulmasında,
3- Fiili işlediği sırada on sekiz yaşını doldurmamış olan suça sürüklenen çocuk hakkında, 5237 sayılı Kanunun 53/4. maddesinde yer alan “fiili işlediği sırada on sekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.”
./..

şeklindeki düzenleme karşısında, aynı Kanunun 53/1. maddesindeki haklardan yoksun bırakılmasına karar verilemeyeceği dikkate alınmamasında isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 03.08.2015 gün ve 94660652-105-06-6146-2015/15785/51396 sayılı yazılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.09.2015 tarih ve 2015/288920 sayılı tebliğnamesi ile bozma talep edilmiş olmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü:

TÜRK MİLLETİ ADINA
I) Olay:
Müştekilerin güvenlik görevlileriyle birlikte hırsızlık suçunun failleri … … ve … …’nu ararken araç içerisinde bekleyen … …’na rastladıkları, kendisine sanıkları görüp görmediğini sordukları, sanığın arkadaşlarını korumak amacıyla yakalanmamaları için gittikleri istikametin tersini gösterdiği olayda … Asliye Ceza Mahkemesinin 19.03.2015 tarih, 2015/… esas ve 2015/… sayılı kararı ile sanık hakkında TCK’nın 283/1, 62. maddeleri uyarınca 3 ay 10 gün hapis cezası ile mahkumiyetine dair verilen karar temyiz edilmeden kesinleştiği anlaşılmıştır.
II) Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:
Dosya kapsamına göre;
1- Suça sürüklenen çocuk hakkında suçluyu kayırma suçundan tesis olunan 6 ay hapis cezasından 5237 sayılı Kanunun 31/3 maddesi uyarınca indirim yapılarak 4 ay hapis cezasına hükmedildiği hâlde uygulama maddesinin kararda gösterilmemesinde,
2- Suçun işlendiği 05.05.2012 tarihi itibariyle 18 yaşını tamamlamamış ve dosyada mevcut adli sicil kaydına göre suç tarihinden önce herhangi bir mahkumiyeti bulunmayan suçu sürüklenen çocuk hakkında atılı suçtan belirlenen 3 ay 10 gün hapis cezasının kısa süreli olması karşısında 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 50/3. maddesindeki “Daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olmak koşuluyla, mahkum olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte on sekiz yaşını doldurmamış veya altmış beş yaşını bitirmiş bulunanların mahkum edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” hükmü uyarınca anılan maddenin 1. fıkrası bentlerindeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmiş bulunulmasında,
3- Fiili işlediği sırada on sekiz yaşını doldurmamış olan sanık hakkında, 5237 sayılı Kanunun 53/4. maddesinde yer alan “fiili işlediği sırada on sekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında, aynı Kanunun 53/1. maddesindeki haklardan yoksun bırakılmasına karar verilemeyeceği dikkate alınmamasında isabet görülmediğine ilişkindir.
./..

III) Hukuksal Değerlendirme:
CMK’nın 232/6. maddesinde “Hüküm fıkrasında, 223’üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığını, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüte yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir.”
TCK’nın 50/3. maddesinde “Daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olmak koşuluyla, mahkum olunan 30 gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte 18 yaşını doldurmamış veya altmış beş yaşını bitirmiş bulunanların mahkum edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.”
TCK’nın 53/4. maddesinde “Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada 18 yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz” hükümleri düzenlenmiştir.
İncelenen dosya kapsamına göre; suça sürüklenen çocuk hakkında suçluyu kayırma suçundan tesis olunan 6 ay hapis cezasından TCK’nın 31/3 maddesi uyarınca indirim yapılarak 4 ay hapis cezasına hükmedildiği halde uygulama maddesinin karar yerinde gösterilmemesi, daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş suça sürüklenen çocuk hakkında hükmolunan 3 ay 10 gün hapis cezasının kısa süreli olması karşısında, TCK’nın 50/3 maddesi uyarınca, seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesis edilmesinde,
İsabet görülmediğinden anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi uygun görülmüştür.
IV) Sonuç ve karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istemi yerinde görüldüğünden, … Asliye Ceza Mahkemesinin 19.03.2015 tarih, 2015/… esas ve 2015/… sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca bozma nedenine göre uygulama yapılarak;
Hükmün birinci bendine 4 ay hapis cezası ile cezalandırılması ibaresinin önüne “TCK’nın 31/3. maddesi gereğince” ibaresinin eklenmesi ile hükmün üçüncü bendinin hükümden çıkarılarak yerine “TCK’nın 50/3 maddesi gereğince zorunlu olarak verilen cezanın seçenek yaptırımlara çevrilmesi gerektiği, suça sürüklenen çocuğun yaşı, şahsi durumu, sosyal ve ekonomik durumu dikkate alındığında; TCK’nın 50/1-a maddesi dışındaki seçenek yaptırımların uygulanması sanığın, sosyal ve şahsi durumuna uygun düşmediği dosya kapsamından anlaşılmış bu nedenle sanık hakkında TCK’nın 50/1-a, 52/2 maddesi uygulanarak sanığın sosyal ekonomik durumu gözönüne alınarak takdiren günlüğü 20 TL den para cezasına çevrilerek 2.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,
Suça sürüklenen çocuğa verilen para cezası miktarı dikkate alınarak; Sanığa hakkında TCK’nın 52/4 maddesi uygulanarak birer ay ara ile takdiren 10 eşit taksit halinde tahsiline, taksitlerden birisinin zamanında ödenmemesi halinde tamamının
./..

tahsil edileceğinin ihtarına (ihtar edilemedi)” ibarelerinin eklenmesi ile TCK’nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluğunun hükümden çıkartılması suretiyle kararın diğer kısımlarının aynen bırakılmasına, infazın buna göre yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.