Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2015/6663 E. 2016/15 K. 11.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/6663
KARAR NO : 2016/15
KARAR TARİHİ : 11.01.2016

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, 2911 sayılı Kanuna aykırılık, Görevi yaptırmamak için direnme
Hüküm : 1- TCK’nın 314/3, 220/6. maddeleri delaletiyle 314/2, 220/6-2. cümle, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 62/1, 53, 58. maddeleri uyarınca mahkumiyet
2- 2911 sayılı Kanunun 32/1. maddesine aykırılık suçundan; 6352 sayılı Kanunun 1/1-b maddesi uyarınca kovuşturmanın ertelenmesi
3- 2911 sayılı Kanunun 33/1,TCK’nın 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet
4- 2911 sayılı Kanunun 32/2. maddesi delaletiyle TCK’nın 265/1-3, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 62/1, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- 2911 sayılı Kanunun 32/1. maddesine aykırılık suçundan 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin 1. fıkrasına göre verilen kovuşturmanın ertelenmesine ilişkin karar anılan maddenin 4. fıkrası ile CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası 2. cümlesi hükmü karşısında durma kararı niteliğinde ve itiraza tabi olup CMK’nın 223/1. maddesinde sayılan hüküm niteliğindeki kararlardan olmadığından, anılan karara yapılan itiraz yönünden inceleme yapılmasına yer olmadığına, itiraza ilişkin olarak gereğinin merciince yerine getirilmesine,
2- Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
./..

Sanığın görevi yaptırmamak için direnme suçunu, TCK’nın 6. maddesine göre silahtan sayılan taş atmak suretiyle işlediği halde TCK’nın 265/4. maddesi uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi aleyhe temyiz istemi bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçlarının sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasıfları tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiri ve aşağıdaki hususlar dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a- Silahlı terör örgütü adına suç işleme suçundan kurulan hüküm bakımından; Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı ile TCK’nın 53/1. maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,
b- Görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hüküm bakımından; 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklik karşısında, infazda yetkiyi kısıtlayacak şekilde “sanık hakkındaki adli para cezasının ödenmemesi durumunda ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğine” dair ihtarat yapılamayacağının anlaşılması,
Bozmayı gerektirmiş olup hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılması gerektirmeyen bu hususların aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hükümdeki TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın bütünüyle çıkarılarak yerine “Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda yürürlükte bulunan TCK’nın 53/1. maddesinin sanık hakkında uygulanmasına” denilmesi, ayrıca “ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin” ifadesinin çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3- 2911 sayılı Kanunun 33/1. maddesine aykırılık suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;
04.04.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanıp yürürlüğe giren 6638 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 2911 sayılı Kanunun 33/1-a maddesinde öngörülen cezanın alt ve üst sınırı itibariyle sanığın açıkça aleyhine olduğu gözetilerek yapılan incelemede;
a- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 16.09.2014 tarih, 2014/9-96 esas, 2014/375 sayılı kararı doğrultusunda sanığın 2911 sayılı Kanunun 33/1. maddesine uygun olduğu kabul edilen eyleminin mutad ve meşru bir “düşünce ve kanaat açıklama yöntemi” ile işlendiği değerlendirildiğinden, sanığa yüklenen suçun tarihi ve işlenme yöntemi ile temel şekli itibariyle gerektirdiği cezanın süresine göre, hükümden önce 05.07.2012 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak ./..

yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında düşünce ve kanaat açıklama yöntemiyle işlendiği ve bu nedenle sanık hakkında açılan davaya ilişkin olarak kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
b- Kabul ve uygulamaya göre de;
5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklik karşısında, infazda yetkiyi kısıtlayacak şekilde “sanık hakkındaki adli para cezasının ödenmemesi durumunda ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğine” dair ihtarat yapılamayacağının anlaşılması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 11.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.