Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2015/1669 E. 2015/4092 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/1669
KARAR NO : 2015/4092
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt
adına suç işlemek, terör örgütü propagandası yapmak
Hüküm : -TCK’nın 314/3 ve 220/6. maddeleri yollamasıyla
314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 62, 53/1-2-3,
58/6-9. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
-Örgüt propagandası yapma suçundan; 6352 sayılı
Kanunun Geçici 1/b. maddesi uyarınca
kovuşturmanın ertelenmesi

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Terör örgütü propagandası yapmak suçundan;
6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin 1. fıkrasına göre verilen kovuşturmanın ertelenmesine ilişkin kararlar anılan maddenin 4. fıkrası ile CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası 2. cümlesi hükmü karşısında durma kararı niteliğinde ve itiraza tabi olup CMK’nın 223/1. maddesinde sayılan hüküm niteliğindeki kararlardan olmadığından, temyiz incelemesine yer olmadığına, gereğinin itiraz merciince yapılmak üzere dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
2- Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyize gelince;
a- 5726 sayılı Tanık Koruma Kanununun 9/8. maddesi uyarınca “bu kanunun 5. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerine göre, hakkında tedbir uygulanan tanığın beyanı tek başına hükme esas teşkil etmez” şeklindeki emredici düzenlemeye göre; mahkumiyet için başka delil de elde edilememesi karşısında, salt gizli tanığın ./..

beyanından, başka mahkumiyet hükmüne esas teşkil edecek delil bulunmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
b- Hükümden sonra yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanunun 8. maddesiyle 3713 sayılı Kanunun 7. maddesine eklenen 4. fıkra hükmü karşısında; örgüt adına terör örgütü propagandası suçunu işlediği iddia ve kabul edilen sanığın, ayrıca TCK’nın 220/6. maddesinde düzenlenen örgüt adına suç işlemeden dolayı cezalandırılamayacağı
anlaşıldığından, sanığın hukuki durumunun buna göre yeniden takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 05.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.